Haberler :::
-
27.10.2025Yeni
İKÇÜ’de “Akademi ve Siyonizm” Paneli
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi SKS Fikir ve Medeniyet Topluluğu, Mardin Artuklu Üniversitesi iş birliğiyle “Akademi ve Siyonizm” Paneli yapıldı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde yapılan panelde, Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Rektörü Prof. Dr.İbrahim Özcoşar, MAÜ İlahiyat Fakültesinden Dr. Öğretim Üyesi Abdulaziz Kıranşal, MAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Menderes Kurt konuşmacı olarak yer aldı. Paneli Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, Topluluk danışmanı İlahiyat Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Dursun, Topluluk Başkanı Sibel Esen ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci takip etti. Zulüm ile Âbâd Olunmaz Panelin açılışını yapan Rektör Prof. Dr. Köse, Allah'ın tüm yarattıklarına şefkat ve merhamet ile İslam ahlakı ahlakı çerçevesinde emrettiği tüm emir ve yasakların bütün yeryüzünde hâkim olması temennisini paylaştı. Allah’ın rahmetinden ümit kesilmemesi gerektiğini aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, “Evet şu anda gün zalimlerin günü. Ama bildiğimiz bir şey var. Zulüm ile âbâd olunmaz. Bu ilahi bir yasadır. Bu dünyanın bir kuruluşu var ve oranın bir kanunu var. O kanunu koyan, yasayı yapan bizzat Cenabı Hakk'ın kendisidir. O yüzden bunlar bizim ibret almamız için yaşanan olaylar, bizim açımızdan bir imtihan. Nerede durduğumuz önemli. Durduğumuz yeri bilmek üzere şu anda burada bulunuyoruz. Kur'an-ı Kerim'de ve Peygamber Efendimiz ‘in hadis-i şeriflerinde anlattığı üzere bu zulüm bitecek. İslam ahlakı, Allah'ın emir ve yasaklarına saygı, yarattıklarına şefkat ve merhamet diye tanımlanan o ahlak ilkeleri bütün yeryüzüne hâkim olacak” dedi. Öldürmeyi İbadet İlan Ettiler Yaşanan acı tablo ile tüm dünyanın siyonist sapkınlığı ve ona destek olanları yakından tanıdığına inandığını paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, açlığı ve susuzluğu katliam biçimine dönüştürenlerin aslında tüm insanlık vicdanını hedef aldığını vurguladı. Prof. Dr. Köse, “İnsanların hayat buldukları ekmek fırınlarını, su kanallarını, balıkçı teknelerini ibadet coşkusuyla bombalıyor ve bunu bir inancın gereği olarak görüyorsanız, bu inancın insanlığa nelere mal olabileceğini herkesin görmesi gerekir. Bugün insan hakları dedikleri kavramın, aslında bizi insan olarak görmedikleri bir düzene dönüştüğüne tanık oluyoruz. Müslümanları; çocuk, kadın, yaşlı demeden öldürmeyi ibadet sayan bu sapkın inanç, insanlığın vicdanını yok etmektedir. Tüm dünya, bu zulmün insanlığa nelere mal olduğunu açıkça gördü. Ancak unutulmamalıdır ki, bu zalimlerin, siyonistlerin ve onlara destek verenlerin sonu er geç gelecektir. Çünkü zulüm, sonunda mutlaka yenilecektir.” ifadelerini kullandı. Bir Neslin Geleceği Bugün Susmayanların Omuzlarında Yükselir MAÜ Rektörü Prof. Dr.İbrahim Özcoşar da tüm dünyanın gözü önünde üçüncü yılına giren Gazze’de yaşanan soykırıma akademik dünyanın sessiz kaldığını söyledi. Prof. Dr. Özcoşar, “Görüntü olarak Filistin yalnızca işgal altında bir toprak parçası değil. Bir halkın geçmişiyle, bugünüyle ve geleceğiyle gasp edilmiş hakikatidir. Yitzhak Rabin'in taş atan çocuklar için verdiği 'Kemiklerini kırın' emrinden, İkinci İntifada'nın sembol ismi Muhammed Durra'nın katledilmesine, Amerikalı Rachel Corrie'nin bir buldozerle ezilmesine kadar bu mesele yeni değil, mesele sesi susturmak, tanığı yok etmek, gerçeği görünmez kıldırmak. 100.000'den fazla bomba, on binlerce kayıp, yerinden edilen milyonlarca insan…Ama buna direnenler hep oldu. Filistin'e dair her söz, her tanıklık, her anlatı susturuluyor, bastırılıyor, marjinalleştiriliyor. Bu bir epistemik şiddettir. Antisemitizm yeniden tanımlanarak antisiyonist her ses bastırılıyor. Bütün bu baskılara rağmen hakikatin sesi susmuyor. Üniversitelerde öğrenciler ve akademisyenler birlikte yürütüyor, bildiriyle, boykotla, İsrail'in ahlaki meşruiyetine meydan okunuyor. Bu sesi büyütmek, bu mücadeleyi sürdürmek bizim omuzlarımızda. Susmak suça ortak olmaktır. Filistin yalnızca bir coğrafya değil, bir hakikat, bir direniş, bir vicdandır. Bir neslin geleceği bugün susmayanların omuzlarında yükselir. Akademisyen susmamalı” diye konuştu. Çabalar, Bölgeyi Filistinsizleştirmek İçin 'Holokost-Anti-Semitizm ve Tanıkların Suskunluğu' başlıklı sunum yapan MAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Menderes Kurt, İsrail’i yerleşimci kolonyalist ülke olarak tanımlayarak bölgeyi Filistinsizleştirmek için birçok yönteme başvurduklarını aktardı. Dr. Öğretim Üyesi Menderes Kurt, “İsrail, Filistin’deki varlığını görünür kılmak ve bölge üzerinde kalıcı hâkimiyet kurmak amacıyla izlediği politikalarla öncelikle Filistinlileri yerlerinden etmeye ve fiilen toprakları işgal etmeye yöneliktir. Bu politikaların temel amacı, Filistinli varlığını hem fiziksel hem de söylemsel olarak silmektir. Toprak işgali, 1948’den—hatta ondan daha önceki dönemlerden—beri süregelen bir olgudur: 1948’de yaklaşık bir milyon Filistinli zorla yerlerinden göç ettirilmiş; bu olay, geniş çaplı bir nüfus ihracı niteliği taşımıştır. Ayrıca yerleşimci ideolojinin bazı unsurları, kendilerini bölgenin baskın grubu olarak görme eğilimindedir; Filistinliler kimi anlatılarda göçebe veya bedevi olarak tanımlanmakta ve 'medenileştirilmeleri' gerektiği biçiminde sunulmaktadır. Bu tür tasvirler, hem politik hem de kültürel düzeyde Filistinli kimliğinin yok sayılmasına hizmet etmektedir” dedi. Kim Olursa Olsun Bütün İnsanların Karşısındalar Dr. Öğr. Üyesi Abdulaziz Kıranşal da 'Siyonizm’in Güncel Planları' hakkında düşüncelerini görüşlerini paylaştığı konuşmasında, kadınların, çocukların, yaşlıların katledildiği, aç bırakıldığı, hayvanlara bile zulüm yapılan süreci tüm dünyanın sessiz kalarak izlediğini belirtti. Siyonizmi sadece Gazze soykırımı ile değerlendirmenin yanlış olduğunu savunan Kıranşal, büyük bir projenin görünen kısmı olduğunu söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Kıranşal, “Bugün Gazze’de olduğu gibi saldırılar yalnızca tank, top ve tüfekle yürütülmüyor. Siyonizm, hayatımızın her alanını kuşatacak şekilde geniş kapsamlı bir proje yürütüyor. Bu sorunu sadece Müslümanlarla ilgili bir mesele olarak gördük; Hamas’ı ise oradaki topraklarını, vatanını, namusunu ve onurunu korumaya çalışan insanların temsilcisi olarak değerlendirdik. Oysa gerçek şu ki; bu ideoloji yalnızca Müslümanlara değil, dünyadaki Hristiyan, gayrimüslim veya hangi inanca mensup olursa olsun tüm insanlara karşı bir tehdit oluşturuyor. Rektörümüz Saffet hoca da değindi: Sapkın bir inanç anlayışına göre bazı Yahudiler, Allah tarafından seçilmiş ve üstün kılınmış bir kavim olarak görülüyor; dolayısıyla yeryüzünün kendilerine ait olduğunu savunuyorlar. Buna karşılık diğer insanlara (goyim — yani Yahudi olmayanlar) insan görünümünde hayvan muamelesi yapılabiliyor ve bu algı, onlara karşı her türlü muamelenin meşru sayılmasına zemin hazırlıyor. Kabala ve tahrif edildiği iddia edilen bazı Tevrat yorumları da, eleştirmenlere göre bu tür ayrımcı söylemleri besliyor. Netanyahu ve çevresindekilerin hedeflerinin yalnızca Gazze ile sınırlı olmadığı; bazı iddialara göre Nil ile Fırat arasındaki bölgeyi hedefleyerek Mısır, Ürdün, Lübnan, Irak, İran, Suriye ve Türkiye gibi ülkelerin parçalanmasını ve toprakların İsrail’e katılmasını öngören daha geniş bir siyaset izlendiği ifade ediliyor. Bu iddialar, bunların bazı çevreler tarafından devlet politikası olarak dile getirildiğini söylüyor” ifadelerini kullandı. -
24.10.2025Yeni
İKÇÜ’de “2. Uluslararası Sosyal İnovasyon ve Veri Analitiği” Kongresi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) iş birliği ile organize edilen “2’nci Uluslararası Sosyal İnovasyon ve Veri Analitiği Kongresi” düzenlenen resmi açılış töreni ile başladı.. İKÇÜ Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Koordinatörlüğü ile İstatistik,Danışmanlık,Ölçme ve Değerlendirme Uygulama ve Araştırma Merkezi, NEÜ Büyük Veri Koordinatörlüğü paydaşlığında; kamu, özel sektör, sivil toplum ve akademi temsilcilerini bir araya getiren kongrenin açılış törenine, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ev sahipliği yaptı. Törene, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, NEÜ Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu, İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Derman Küçükaltan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Erciyes Üniversitesi Araştırma Dekanı Prof. Dr. Gökmen Zararsız, İzmir İl Milli Eğitim Şube Müdürü Doç.Dr. Özden Ölmez Ceylan, İzmir Aile ve Sosyal Hizmetler Müdür Yardımcısı Adem Soylu, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Üyesi, Üniversite Sanayi İş birliği Koordinasyon Kurulu Başkanı Ali Arda Yüksel, İzmir Planlama Ajansı Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu, Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muhlis Kaan Özhelvacı, İzmir Ticaret Borsası Araştırma ve Piyasa Geliştirme Müdürü Dr.Kenan Keskinkılıç, Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yiğit Tatış, İKÇÜ Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Agah Tekindal, İstatistik, Danışmanlık, Ölçme ve Değerlendirme Uygulama ve Araştırma Merkezi(İSMER)Müdürü Prof. Dr. Ferhan Elmalı ile Dekanlar, çok sayıda konuk araştırmacı ve öğrenci katıldı. Çözüm Kültürünün Parçası Olun Açılışta konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, inovasyonu İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde kültür olarak yerleştirmeye çalıştıklarını belirterek, “Sırtımızı bilime yaslayalım, inovasyon kültürünü sahiplenelim ve kendimizi dışarıda değil bu işin tam merkezinde hissedelim” dedi. İnovasyonun yenilik olduğunu vurgulayan Başkan Dr. Tugay, “İnovasyon evinizden, bireysel yaşam alanınızdan tutun ülkeye, dünyaya dair yaşanılan sorunları çözmede yenilikçi bakış açısıdır. Genelde inovasyondan bahsedilince bir tür Ar-Ge olarak düşünülüyor. Oysa inovasyon herkesin dahil olması gereken bir kültürdür. Biz belediyede inovasyonu kültür olarak kurumun içerisine yerleştirmeye çalışıyoruz. Herkesin bir sorunun çözümüne bireysel olarak sağlayacağı katkı var. Kendinizi böyle tanımlamalı ve bu kültürün bir parçası haline gelmelisiniz. Şehrinizin sorunları için çözüm üreten kişiler olmalısınız. Ülkemizin gelişmesi, hak ettiği yere gelmesi, gençlerimizin refah, sağlık ve güven içerisinde yaşaması için bu yaklaşıma ihtiyacımız var” dedi. Gençlere Çağrı Belediye olarak gençlerin yolunu açmak için çalıştıklarını kaydeden Başkan Tugay, “Bu iş gençlerde bitiyor. Gençlerin zihinlerinde inovasyonun anlamını oturtmuş, bu kültürün bir parçası olmayı kabul etmiş olması gerekiyor. Gençler sorunların çözümüne katkı verecek büyük bir potansiyele sahip. Uluslararası kuruluşların yaptığı değerlendirmeler de bu yönde. Biz, güçlü kültürel alt yapısı ve güçlü dinamikleri olan bir ülkeyiz. İhtiyacımız olan şey sadece biraz daha fazla sorumluluk almak. Gerek aldığınız eğitim ortamının iyileştirilmesi gerek aldığınız eğitimin, sosyal yaşamınızın gelişmiş olması veya benzer her türlü sorun için veya yaşadığınız şehrinizin sorunları için çözüm üreten kişiler olmalısınız. Ülkemizin gelişerek hak ettiği yere gelmesi için özellikle gençlerimizin bu refah, sağlık ve güven içerisinde yaşaması için buna ihtiyacımız var. Öğrencilerin güç aldığı kurumların başında gelen üniversiteler bu anlamda çok önemli. Sırtımızı bilime yaslayalım, inovasyon kültürünü sahiplenelim ve kendimizi dışarıda değil bu işin tam merkezinde hissedelim” ifadelerini kullandı. İnovasyonda “Toplumsal Katkı Ekseni” İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse de yerel yönetimlerin, sosyal inovasyonu teşvik etmek için önemli paydaş kurumlar olduğunu belirterek üniversitelerin inovasyon kültüründe üstlendiği sorumluluğa dikkat çekti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Üniversiteler, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları hem bilgi üretimi hem de sosyal etki yaratımı açısından önemli aktörlerdir. Özellikle Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun 2023 ve sonrası kalite güvencesi sistemlerinde üniversitelerin “toplumsal katkı ekseni” temel bir değerlendirme alanı haline gelmiştir. YÖKAK’ın “toplumla etkileşim” kriterleriyle birebir örtüşen bu projeler, sosyal sermayeyi güçlendirmekte, politikaların şekillenmesine veri sağlamakta ve sosyal dönüşüme öncülük etmektedir. Bilimsel bilgiyi yerel temsilcilerle buluşturmak, sosyal inovasyon için kilit öneme sahiptir. “Bilimi toplumla buluşturmak” mottosuyla YÖK’ün tüm şehirlerimizde başlattığı 81 ilde 150 üniversitenin dahil olduğu “Bilim Kafe” buluşmaları bu yönüyle dünyada ilk olma özelliği taşımaktadır. Merkezi bir örnek olarak sunabileceğim bu uygulama, bilim ve toplum arasındaki bağın daha da güçlendirilmesi, üniversitelerin ürettikleri bilginin toplumda anlaşılır ve erişilebilir hale gelmesi, bilime olan güvenin artması, üniversitelerin şehirlerine ve bölgelerine sağladıkları katkıları arttırmayı hedeflemektedir” dedi. Bölge İçi Kurum ve Aktörlerle Etkin İş Birliği Sosyal sermayenin genel anlamda artırılması için toplumun dezavantajlı kesimlerine ulaşılmasından geçtiğine değinen Rektör Prof. Dr. Köse, “Özellikle çocuk, genç ve kadınlara ekonomik ve sosyal hayata daha fazla katılmalarını sağlayan sosyal destek programlarına ağırlık verilmelidir. Öğrencilerin ve araştırmacıların gerçek dünya sorunlarıyla etkileşim kurmasını ve deneyimsel öğrenmeyi teşvik etmesini sağlayacak iletişim kanalları oluşturmak, öğrenme forumları, şehir ağları, ve sınır ötesi ortaklıklar kuran yerel yönetimler, akademiden sosyal inovasyon sektörüne yapılandırılmış araştırmadan uygulamaya geçişi kolaylaştırabilir, farkındalığı artırabilir ve katılımı teşvik edebilir. Sosyal İnovasyon Ekosistemi projelerinin etkili bir şekilde ölçeklendirilmesi sağlanabilir. Bu noktada bölge içi kurum veya aktörlerle etkin iş birliğinin sağlanması önemlidir. Yerel yönetimler, sosyal inovasyonu teşvik etmek için gereken yapıyı sağlamakta önemli paydaşlardır. Öznesi insan olan yelpazesi oldukça geniş ve hayatın her alanına dokunan bu önemli kavramın anlaşılması, aktarılması ve kamuoyuna katkı sunması manasında Uluslararası Sosyal İnovasyon ve Veri Analitiği Kongresini oldukça önemli buluyor ve tüm paydaşlarımıza, katılım sağlayan tüm değerli protokol üyelerimize, araştırmacılarımıza ve çok değerli öğrencilerimize en kalbi şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu. Sosyal İnovasyonun Kalbinde ‘İnsan’ Vardır NEÜ Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu da kongrenin çağın sorunlarına cevap aramak için büyük öneme sahip olduğunu vurgulayarak, sosyal inovasyonun temel kaynağının insan olduğunu aktardı. Rektör Prof. Dr. Zorlu “Veri, insanı unuttuğunda yönünü kaybeder; insan, veriyi anlamadığında kendi gerçeğini ve geleceğini eksik anlatır. Sosyal inovasyonun kalbinde teknoloji değil, insan vardır. Sosyal inovasyon, insanın insana temas ettiği, toplumsal sorunlara yaratıcı ve adil çözümler üretebildiği bir düşünme biçimidir. Veri analitiği ise bu çözümlerin hem bilimsel dayanağını hem de geleceğe uzanan yol haritasını oluşturur. Bu tanımlardan hareketle bu iki alanın teknik kavramlara indirgenemeyeceği aşikardır. Sosyal inovasyon ve veri analitiğinin kesiştiği yerde bilgi yalnızca depolanan bir şey olmaktan çıkar, yaşamı dönüştüren bir güce dönüşür.NEÜ son yıllarda bu dönüşümün aktif bir parçası olma yönünde kararlı adımlar atmaktadır. Kampüsümüzde yürütülen veri temelli analiz projeleri, yerel yönetimlerden sivil toplum kuruluşlarına kadar pek çok alanda uygulanmaktadır. Farklı fakültelerimizin iş birliğiyle yürütülen öğrenci projeleri, sosyal inovasyonu merkeze alarak toplumsal fayda, adalet ve dayanışma odaklı yenilikler üretmektedir. Bu noktada, üniversitemiz ile Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ortak girişimiyle kurulan Sosyal İnovasyon Ajansı, bu yaklaşımın en somut örneklerinden biridir. Bu anlamlı organizasyonda emeği geçen tüm akademisyenlerimize, düzenleme kuruluna ve katılım gösteren değerli konuklarımıza teşekkür ediyorum. Kongremizin, yeni düşüncelere, yeni iş birliklerine ve insanı merkeze alan yenilikçi yaklaşımlara vesile olmasını diliyorum” dedi. Önemli olan Veriyi Nasıl Kullandığınız Dünyada artık veriyi doğru yorumlayıp sosyal ve ekonomik değere dönüştüren ülkelerin rekabetinin yaşandığına dikkat çeken EBSO Üniversite Sanayi İşbirliği Koordinasyon Kurulu Başkanı Ali Arda Yüksel, güçlü ekonomiler arasında yer almanın yolunun katma değerli üretimden geçtiğini belirtti. Başkan Yüksel, “Artık kimin ne kadar çok veri topladığı değil de o veriyi nasıl kullandığı önemli. Veriyi değerli kılan şey onu doğru analiz edebilmek ve bir strateji belirleyebilmektir. Burada da kimin ne kadar çok üretim yaptığı değil, üretimin ve ihracatın niteliğinin fazla olması önemlidir. Bugün yaşadığımız çift savaşları bunun en somut örneği. Küresel rekabetteki lider şirketlerin veriyi analiz ve analitikten öte bir inovasyon aracına dönüştürmede kullandıklarına tanık oluyoruz. Bunu başarabilecekler yeniden inovasyona gidiyorlar. EBSO olarak yıllardır takip edilen ekonomiler arasında yer almanın yolunun katma değerli üretimden geçtiğini vurguluyoruz. Kâr amacı gütmeyen üyelerine hizmeti esas alan bir meslek örgütü olarak veri analizini her zaman kullandık ve faaliyetlerimize yön vermesine katkı sağladık. Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak verinin raporlarda bir analiz olarak kalmaması ve sosyal inovasyona dönüşmesi gerektiği bilinciyle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Sürdürmeye de devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından törene katılan konuk protokol mensuplarına plaket takdim edildi. Törenin ardından iki gün devam edecek yüz yüze ve çevrim içi kongre oturumlarına geçildi. -
13.10.2025
Toplu İş Sözleşmesi İmzalandı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Öz Büro –İş Sendikası arasında 4 Temmuz 2025 tarihinde grev nedeniyle sekteye uğrayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, tarafların yürüttüğü müzakereler sonucunda, uzlaşı ile sonuçlandı. Senato Salonunda yapılan sözleşme imza töreninde, geçirdiği rahatsızlık nedeniyle katılamayan İKÇÜ Rektörü Prof.Dr. Saffet Köse’ye vekaleten Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Öz Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Baki Gülbaba, üniversite idari kadrosu ile sendika temsilcileri hazır bulundu. Kamu Yararını ve İşçi Menfaatini Gözeten Bir Sözleşme Toplu iş sözleşmesinde gelinen süreci Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin yönetiminde uzlaşı anlayışı içinde yürüttüklerini ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, başından bu yana 4 temmuz da başlatılan grevin hiç başlatılmadan anlaşma ile tamamlanması arzusunda olduklarını kaydetti. Prof. Dr. Bulduklu, “Elbette gönül isterdi ki 4 Temmuz süreci olmasın ama zaman zaman da bazı gelişmeler sizin elinizde olmadan ortaya çıkabiliyor. Yaşanan elbette bir hak arama mücadelesidir ve biz de kamu kaynaklarının etkin kullanılmasından sorumluyuz. Biz kamu tarafıyız ve kamu kaynağını kullanırken aynı zamanda kendi işçimizin adına da kamu yararını gözetmek durumundayız. Ülkemizin kaynaklarını sürdürülebilirlik açısından baktığınızda bizler de sorumlu yönetici pozisyonunda görevliler olarak sorumluluk duygusuyla davranmak zorundayız. Sendika görevini yapabilir. Burada bir kırgınlık, alınganlık söz konusu olmaz. Neticede kamu sorumluluğu bilinciyle kamu yararını ve işçi menfaatini gözeten bir sözleşme mutabakatıyla süreci olumlu olarak sonlandırdık” dedi. Herkesin Adil Biçimde Hak Ettiğini Alması İçin Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin tarafların yapıcı yaklaşımlarını esas aldığını İKÇÜ’nün çalışanlarının özlük haklarını her zaman ön planda tutan bir yönetim anlayışının söz konusu olduğunu vurgulayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, yeni süreçte de aynı anlayıştan ödün vermeden devam edeceklerinin altını çizdi. Prof. Dr. Yasin Bulduklu, “İşyeri olarak kimseye bizim bir kırgınlığımız olamaz. Biz hem işyeri barışı hem de kurumdaki herkesin adil biçimde hak ettiğini alması noktasında elimizden gelen gayreti gösterdik. Göstermeye devam edeceğiz. Hazreti Mevlâna’nın çok güzel bir sözü var. 'Dünle beraber gitti, cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım'. Artık yeni şeyleri konuşma zamanı. Ben her bir çalışanımızın ki hepsini birebir tanıyorum. Önümüzdeki süreçte yine her bir çalışanımıza kapımız hep açık, telefonumuz da açık. Geç olsa da güç olmadan bu anlaşmanın hayata geçirilmesindeki emekleri için Sayın Başkana ayrıca teşekkür ediyorum. İnşallah hayırlı olur” dedi. Çalıştığımız Kurum Bizim Kutsalımızdır Sendika olarak ülkenin, bağlı bulundukları kurumların ve üyelerinin içinde bulundukları şartları göz önünde bulundurarak ideolojilerden uzak bir anlayışla hareket ettiklerini ifade eden Öz Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Baki Gülbaba da sendikacılığın gereği neyse o çizgiyle sendikacılık yapma gayretinde olduklarını kaydetti. Başkan Gülbaba, “İKÇÜ’de 4 Temmuz'da başlayan grevin bugün imzalayacağımız toplu iş sözleşmesiyle sonlanacağından dolayı hepimiz mutluyuz. Toplu iş sözleşmemizin imzalanması konusunda özellikle Rektörümüz Sayın Saffet Köse ve Rektör Yardımcımız Sayın Bulduklu'nun ortaya koyduğu tavrı sendikamız adına da arkadaşlarımız adına da şükranla karşılıyorum. Aslında grev bir yanlışlık değildi ama bir talihsizlik oldu ve çıkmak durumunda kaldık. Ülkenin koşulları, kamu çerçeve protokolü, genel toplu sözleşme süreçlerinde bazı beklentilerimiz vardı. Çalışanlar orantısız bir vergi yükü ile karşı karşıya. Eksikleri, artıları, yanlışları, hatalarıyla bir süreci geride bıraktık. Bizim için önemli olan yarından sonra işimizin başına dönmektir. En verimli, en efektif şekilde çalışarak ortaya bir emeği koymak durumundayız. Çalıştığımız kurum bizim için rızık kapısıdır. Kutsalımızdır. Herhangi bir konuda bir alınganlık ya da duygusallık içinde olunması zaten beklenemez. Bu noktada imzalayacağımız toplu iş sözleşmesinin hem üniversitemize hem de bütün üyelerimize hayırlı olmasını diliyoruz” ifadelerini kullandı. Karşılıklı iyi dileklerin ardından 31.12.2026 tarihine kadar geçerli olan toplu iş sözleşmesi için imzalar atıldı. -
01.10.2025
TSE’den Tetkik Görevlisi Eğitimi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde (İKÇÜ) TS EN ISO 9001 standardı kapsamında düzenlenen kalite eğitimleri tamamlandı. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Ege Bölge Koordinatörlüğünce Kalite Koordinatörlüğü tarafından organize edilen eğitimlere farklı birimlerden 30 personel katıldı. TSE Eğitmeni Gülhan Yüzereroğlu tarafından verilen 3 günlük eğitim programında katılımcılara; kalite yönetim sisteminin temel kavramları, süreç yaklaşımı, sürekli iyileştirme, risk temelli düşünme, tetkik teknikleri ve tetkikçi etik ilkeleri gibi konularda kapsamlı bilgiler verildi. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, Kalite Güvencesi Uzmanları Öğr. Gör. Özlem Bakan Demirel, Öğr. Gör. Dr. Bahar Yalçın Kavuş ’un takip ettiği eğitim hakkında bilgi veren Yüzereroğlu, İKÇÜ’nün uzun yıllardır Kalite Yönetim Sistemi belgeli olduğunu hatırlatarak, TSE tarafından verilen eğitimin hem bir hatırlatma mahiyeti taşıdığını hem de yeni tetkikçilerin kuruma kazandırılması amacıyla gerçekleştirildiğini dile getirdi. Sürdürülebilir Bir Kalite Anlayışı Üniversitenin kalite yönetim sistemlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması, iç tetkik süreçlerinin daha etkin bir şekilde yürütülmesi adına bu eğitim programlarını oldukça önemsediklerini ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, kalite seviyesini bir basamak daha yükseltmek için bu tür programların taşıdığı önemi vurguladı. Kalite odaklı yönetim anlayışını daha da güçlendirmeyi hedeflediklerini kaydeden Prof. Dr. Akbaş, “Kalite farkındalığının artırılması ve kalite kültürünün tüm üniversite bileşenleri tarafından benimsenmesi, üniversitelerin sürdürülebilir gelişiminde kritik bir rol oynamaktadır. Öğrencilerimizin de katılımıyla kalite güvencesi çalışmaları son dönemde önemli bir ivme kazandı. İKÇÜ kalite yönetimi alanında attığı adımlarla kurumsal kapasitesini arttırmayı ve hizmet kalitesini en yüksek seviyeye çıkarmayı hedeflemektedir. Sürdürülebilir bir kalite anlayışı, üniversitenin stratejik hedeflerine ulaşmasında önemli bir yol haritası olmaktadır. Kalite kültürü sadece akademik başarıyla sınırlı bir kavram değildir. Aynı zamanda öğrenci memnuniyeti, araştırma-geliştirme, toplumsal katkı ve kurum içi verimlilik gibi pek çok başlıkta temel göstergeleri belirlemektedir. Birimlerimizi ulusal ve uluslararası kalite standartlara uygun olarak güncelleyerek üniversitemizdeki bilim iklimini güçlendirmeye devam etmekteyiz. Bizlere bu yolculuğumuzda rehberlik eden stratejilerimizin hayata geçirilmesiyle gelişimimize katkı sunan yaklaşımları için Yükseköğretim Kalite Kuruluna, kalite kültürünün yaygınlaşması ve içselleştirilmesi için faaliyetlerimize destek veren TSE’ye, süreci başarıyla yürüten Kalite Koordinatörlüğümüze, öğrencilerimize, tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum”diye konuştu. Eğitim programı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş’ın TSE Eğitimcisi Gülhan Yüzereroğlu ’na teşekkür belgesi takdim etmesi ile sona erdi. -
01.10.2025İKÇÜ’lü Akademisyenler, Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları Listesinde
Stanford Üniversitesi tarafından bilim insanının yayınlarına yapılan atıfların etkisine göre sıralandığı "Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları" listesinde İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinden 4 akademisyen yer aldı. Kariyer Boyu Etki” ve “Yıllık Etki” kategorilerinde her yıl yayımlanan listede, dünya genelinde 22 anabilim dalı ve 174 alt bilim dalından 200 bini aşkın bilim insanı değerlendirildi. En az 5 yayına sahip araştırmacılar arasından c-score sıralamasında ilk 100.000’e girenler veya alt bilim dalında ilk %2’lik dilimde yer alanlar listeye alındı. Bilgisayar Mühendisliğinden Prof. Dr. Aytuğ Onan ile Makine Mühendisliğinden Prof. Dr. Buket Okutan Baba’nın “Kariyer boyu” etki kategorisinde yer aldığı sıralamada, 1500’üncü olarak yer alan Prof. Dr. Aytuğ Onan başarısını “Yıllık etki” başlığında da tescilledi. Prof. Dr.Onan’a bu kategoride Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Gül Yılmaz Atay ile Elektrik Elektronik Mühendisliğinden Prof. Dr. Merih Palandöken eşlik etti. Küresel Rekabette Daha Güçlü Var Olabilmek İçin Rektör Prof. Dr. Saffet Köse İKÇÜ’nün başarılı akademisyenlerinin bilimsel arenada çalışmaları ile ön plana çıkmasından duyduğu gururu paylaştı. Yeni eğitim-öğretim yılına başarı haberleri ile başlamanın memnuniyetini yaşadığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, akademisyenlerin ürettikleri projelerin, bildirilerin ve makalelerin İKÇÜ’nün dünya çapındaki tanınırlığına büyük katkı sağladığına vurgu yaptı. Prof. Dr. Köse, “Günümüzde ülkelerin küresel bilgi ekonomisinde söz sahibi olabilmeleri açısından üniversitelerde yapılan bilimsel araştırmaların önemi tartışılmaz bir gerçektir. Üniversitelerin küresel rekabet ortamında daha güçlü bir şekilde var olabilmeleri, yüksek katma değerli araştırma sayısını artırmasına bağlıdır. Bölgesel, ulusal ve uluslararası çapta yürüttüğü önemli proje ve çalışmalar ile kente, bölgesine ve ülkesine değer katan bir bilim yuvası olan bir İKÇÜ olarak her alandaki nitelikli bilimsel üretime destek vermeye devam ediyoruz. Disiplinlerindeki en güncel bilgi ve araştırmaları öğrencilere aktaran hocalarımız etki değeri yüksek yayınlarıyla ulusal ve uluslararası sıralamalardaki başarılarını yıldan yıla güncellemektedir. Bu anlamda yerel, bölgesel ve ulusal ihtiyaçlara cevap veren, uluslararası standartlarda araştırma projelerinin sayısını artırma gayesindeyiz. Bilimi sadece bilim için değil, topluma fayda sağlamak için de kullanan, genç nesillere ilham kaynağı olan başarılı akademisyenlerimizi yürekten kutluyorum ve çalışmalarının başarıyla artarak devamını diliyorum” ifadelerini kullandı. -
16.09.2025
İKÇÜ Yeni Öğrencilerini Oryantasyon Programı İle Karşıladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) 2025-2026 akademik yılında eğitim hayatına yeni adım atan öğrencilerini oryantasyon programı ile karşıladı. Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığınca düzenlenen programda, yeni öğrencilerinin üniversite hayatına geçişini kolaylaştırmak için kurulan stantlarda ; kampüs hayatı, sportif faaliyetler, öğrenci toplulukları, ders programları, spor tesisleri, ERASMUS gibi yurt dışı eğitim fırsatları, kütüphane gibi başlıklarda bilgilendirmelerde bulunuldu. Prof. Dr. Fuat Sezgin Fuaye Alanında öğrencilerin yoğun olarak katılım gösterdiği etkinliğin ilk gününde Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Prof. Dr. Yasin Bulduklu eşliğinde stantları ziyaret ederek öğrencilerle sohbet etti. Biz, Sizlerle Farklıyız Rektör Prof. Dr. Köse, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ailesine yeni katılan öğrencileri karşılamaktan büyük bir memnuniyet duyduklarını ifade ederek çıktıkları üniversite hayatı yolculuğunda hem eğitim hayatını şekillendirecek hem de kişisel ve mesleki gelişimlerinde dönüm noktası olacak bir sürecin başladığını kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Üniversitemizi özetlerken “Farkındayız, Farklıyız” diyoruz. Biz, sizlerle farklıyız. Her biriniz İKÇÜ’nün ferdi olarak geleceğimizi şekillendirecek önemli başarılara imza atacaksınız. Üniversiteye adım atmak, yeni bir sayfa açmak demektir. Bu sayfa, hem akademik hem de kişisel gelişiminiz için sadece sınıfların, ders kitapların ötesinde yeni fırsatlarla dolu bir deneyimdir. Burada, yeni arkadaşlar edinecek, yeni ilgi alanları keşfedecek ve bilgiyle dolu bir dünyanın kapılarını aralayacaksınız. Bu yolculukta yöneticilerimiz, öğretim elemanlarımız, idari personelimiz ile daha deneyimli öğrencilerimizin yanınızda olduğunu unutmayınız. Oryantasyon programı üniversitemizi, akademik programları, sosyal-kültürel ve sportif etkinlikleri daha yakından tanımanız için düzenleniyor. Bu süreçte soru sormaktan, deneyimlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Üniversitemize katıldığınız için gurur duyuyoruz. Hayatınızda en değerli birikimleri edineceğinize inandığım İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi yıllarınızda sizlere eşlik etmekten ve her zaman yanınızda olmaktan mutluluk duyacağız. Sizlere, yeniden 'Aramıza hoş geldiniz' derken sevgiyle kucaklıyorum” ifadelerini kullandı. Oryantasyon buluşması, Rektör Prof. Dr. Köse ve beraberindeki rektör yardımcılarının fuaye alanındaki öğrenci topluluklarının ve idari birimlerin kurdukları stantları tek tek ziyaret ederek, topluluklarla ilgili bilgi almasıyla devam etti. Öğrenciler bu alanda, üniversitenin sosyal ve kültürel yapısını yakından tanıma şansı edindi. -
28.08.2025
Tercihlerde de "Farkında ve Farklı"
Lisans bölümleri ve ön lisans programları tamamen dolan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) bu yıl da öğrencilerin gözdesi oldu. ‘Farkındayız Farklıyız’ sloganıyla Türkiye’nin dört bir yanından öğrencinin tercih ettiği İKÇÜ, 48 lisans ve 5 ön lisans programına yerleşen toplamda 2749 yeni öğrenciyi bünyesine katarak ailesini büyüttü. İlk Kez Öğrenci Alanlar Güçlü akademik kadrosu ile araştırma üniversitesi olma yolunda emin adımlarla ilerleyen İKÇÜ’de bu yıl 3 yeni lisans programı eğitim hayatına ilk öğrencileri ile başladı. YÖK’ün desteklediği dijitalleşmeyi önceleyen, istihdama duyarlı programlara yönelik çalışmaları kapsamında; Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesinden Bilgi Güvenliği Teknolojisi, yüzde yüz İngilizce eğitim verecek Turizm ve Gastronomi Yönetimleri, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde açılan Veri Bilimi ve Analitiği bölümleri yüksek puanlarla tercih sıralamasında yer aldı. Öğrencilerin İKÇÜ’ye gösterdiği ilgiden dolayı son derece mutlu olduklarını söyleyen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “Üniversitemizin doluluk oranının yüzde 100 olarak gerçekleşmesi hem üniversitemizin sunduğu eğitim kalitesinin hem de öğrenci ve ailelerin duyduğu güvenin bir göstergesidir. Türkiye’nin ulusal yükseköğretim hedefleri doğrultusunda güncel teknolojik altyapıyla eğitim kalitesini her yıl daha da yükselterek daha donanımlı, sektördeki rekabetten daha az etkilenen her zaman tercih edilen İKÇÜ’lüleri geleceğe hazırlamayı kendimize en büyük görev olarak görüyoruz. YKS yerleştirme sonuçlarının tüm öğrencilerimiz, aileleri ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Üniversitemize yerleşen ailemizin bir parçası olan gençlerimize başarılı bir üniversite hayatı temenni ediyorum” ifadelerini kullandı. Kayıt İşlemleri Elektronik Ortamda ya da Yüz Yüze İKÇÜ’ye yerleşen öğrencilerin kayıt işlemleri tüm programlar için üniversiteye gelmeden E-Devlet şifresiyle elektronik ortamda 01-03 Eylül 2025 tarihleri arasında yapılacak ve adaylardan herhangi bir belge istenmeyecek. E-kayıt sistemiyle kayıt yapamayan adaylar ise 01-05 Eylül 2025 tarihleri arasında fakültelerin ilan ettiği günlerde bizzat gelerek kayıt olabilecek. -
28.08.2025Türk Kültürel Miras’ı Prof. Dr. Doğan’a Emanet
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfı bünyesinde faaliyet gösteren Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü başkanlığına atandı. Özellikle yurt dışındaki Türk kültür varlıkları üzerine Türkiye merkezli arkeolojik çalışmaların önünü açan çalışmalar yürüten enstitüde, yeni görevine başlayan Prof. Dr. Doğan, atanmasından duyduğu memnuniyeti paylaştı. Prof. Dr. Doğan, “Türk arkeolojisinin arzulanan seviyeye gelmesi ve kültürel mirasımızın gelecek nesillere gereği gibi aktarılması için çıkılan bu kutlu yolculukta görev almanın gururunu yaşıyorum. Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü Gaziantep'te bulunmaktadır. Uygarlığın beşiği olarak adlandırılan Mezopotamya topraklarının, çağın en önemli arkeolojik keşiflerinden olan Zeugma Antik Kenti’ne ev sahipliği yapan Gaziantep şehrimizden dünyanın dört bir yanındaki kadim uygarlığımızın tarihîne katkı sunacak çalışmalara geçit olmaya devam edilecektir. Hitit, Lidya, Frigya gibi uygarlıkların yanı sıra Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı İmparatorluklarının yaşam sürdüğü bu topraklarda yapılan arkeolojik kazılar, son dönemde Göbeklitepe gibi alanların keşfi dünya tarihini değiştirmeye devam etmektedir. Bu bakımdan enstitü faaliyetleri oldukça önemli” dedi. Gelecek Nesillerimize Ulaştırmamız Gereken Emanetler İKÇÜ bünyesinde özellikle Moğolistan’da başkanlık yaptığı Togu Balık kenti gibi Orta Asya tarihine önemli bulgular kazandıran arkeolojik kazıların kapsamını genişletecek olmanın heyecanı içinde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Doğan, “Antropoloji, sanat tarihi, tarih, epigrafi, nümismatik gibi tüm ilgili alanlarda Avrupa, Orta Doğu, Balkanlar, Akdeniz, Ege, Karadeniz, Kafkasya, Orta Asya, Güney Asya ve dünyanın diğer bölgelerindeki kültür varlıkları üzerine Türk bilim insanları ve öğrencilerimizin çalışmalarına destek olmaya devam edilecektir. Tarihî ve kültürel taşınmaz varlıklarımız sadece geçmişten bize kalan miras değil, gelecek nesillerimize ulaştırmamız gereken emanetlerdir. Bu emanetlerin ayakta tutulması, gelecek kuşaklara aktarılması ve turizm destinasyonuna kazandırılması adına Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü bünyesindeki projelere katkı sunmaktan onur duyacağım.Bu göreve layık gören Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a, Bakan Yardımcımız Sayın Gökhan Yazgı’ya ve Mütevelli Heyet üyelerine teveccühleri için şükranlarımı arz ederim” ifadelerini kullandı. -
28.08.2025
Kriz Dönemlerinde Halk Sağlığına Yapay Zeka ile Çözüm
Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen Interreg NEXT MED Akdeniz Havzası Programı çağrısı kapsamında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin de (İKÇÜ) iş birliği ortaklıkları arasında yer aldığı “AIGENCY – Krizlerde Akdeniz’de Sağlık: Dayanıklılık için Yapay Zekâ” başlıklı proje büyük bir başarıya imza attı. 15 katılımcı ülkeden başvuran 631 proje arasından seçilen 60 projeden biri olarak Amerikan Üniversitesi Beyrut (AUB) koordinatörlüğünde yürütülecek projede, İKÇÜ Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Melih Kaan Sözmen ve Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Biyomedikal Mühendisliğinden Dr. Öğr. Üyesi Onan Güren görev alıyor. So.Re.Sa. – Campania Bölgesel Sağlık Kurumu (İtalya), Birzeit Üniversitesi (Filistin), Latitudo40 (İtalya), Eticas Research & Consulting (İspanya) paydaşlığında, Türkiye koordinatörlüğünü İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin üstlendiği projeye ayrıca Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) İzmir İl Müdürlüğü ve Filistin Kızılayı da destek verecek. Afetlerde YZ Teknolojilerinin Aktif Kullanılması Proje hakkında bilgi veren Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Melih Kaan Sözmen, 2,5 milyon Avro bütçe destekli projenin 3 yıl süreceğini kaydetti. Prof. Dr. Melih Kaan Sözmen, “AIGENCY projesi, yapay zekâ teknolojilerinin sağlık sistemlerinde krizlere karşı kullanılması amacıyla; mevcut AI çözümlerinin uyarlanması, yapay zekâ teknolojileri ile sağlık hizmetlerine eşit erişimi güçlendirmeyi, doğal afetler, salgınlar ve insani krizlerde erken müdahale kapasitesini artırmayı ve toplum temelli çözümler geliştirmeyi amaçlayan bir proje. Proje ülkelerinde pilot uygulamaların yapılması, sağlık çalışanları ve karar vericilere yönelik uluslararası eğitim programlarının düzenlenmesi, etik ve veri güvenliği standartlarının gözetilmesi ile elde edilen çözümlerin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması hedefleniyor. İKÇÜ’nün, çok disiplinli uzmanlığı ve uluslararası proje deneyimiyle AIGENCY’nin hedeflediği yenilikçi YZ çözümlerine güçlü katkılar sunacağına inanıyorum” dedi. Kriz Dönemlerinde Halk Sağlığı Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Toplanan verilerle proje ülkelerinde pilot uygulamaların geliştirileceğini aktaran Prof. Dr. Sözmen, İKÇÜ olarak halk sağlığı ve biyomedikal mühendisliği alanlarını bir araya getirerek çok disiplinli çıktılar ortaya koyacaklarını söyledi. Prof. Dr. Sözmen, “İKÇÜ’nün halk sağlığı alanındaki katkısı, sahadan toplanacak sağlık verilerinin değerlendirilmesi, öncelikli halk sağlığı ihtiyaçlarının belirlenmesi ve bu verilerin yapay zekâ (YZ) modelleriyle analiz edilmesi üzerine kuruluyor. Biyomedikal Mühendisliğinden Dr. Öğr. Üyesi Güren ile programlama, algoritma geliştirme ve YZ yazılımlarının tasarımı konularında sahadan gelen verilerin güvenilir biçimde işlenmesi, modellerin doğrulanması ve pilotların yazılım bileşenlerinin yürütülmesi sayesinde projeye teknik omurga sağlanacaktır. Proje ekipleri, pilot uygulamalara bizzat katılarak çözümlerin sahada test edilmesine destek verecek; elde edilen bulguları deneyim paylaşımı yoluyla diğer ülkelere aktaracak. Bu çalışmalarla, kriz dönemlerinde halk sağlığı hizmetlerinin daha güçlü, hızlı ve adil sunulması hedefleniyor” diye konuştu. AFAD Kritik Rol Oynayacak Projenin Türkiye araştırmalarında AFAD ile iş birliğinin kritik önem kazandığını vurgulayan Prof. Dr. Melih Kaan Sözmen, AFAD’ın saha verileri ve deneyiminin çalışmalara ışık tutacağını aktardı. Prof. Dr. Sözmen, “AFAD’ın saha verileri ve operasyonel deneyimi projeye entegre edilerek, afet senaryolarında kullanılacak YZ çözümlerinin gerçek ihtiyaçlarla uyumu güçlendirilecek. Projede AFAD ile iş birliği kritik bir yer tutuyor. Böylece geliştirilen çözümler, yalnız laboratuvar ortamında değil, AFAD’ın sahadaki uygulamalarıyla beslenerek ölçeklenebilir ve sürdürülebilir hale getirilecek. İKÇÜ olarak veri ve deneyim paylaşımı, ortak tatbikat/pilot kurguları, olay-komuta süreçlerine entegrasyon, kentlilik bilincine katkı ve toplumsal farkındalık oluşturmak adına erken uyarı–durumsal farkındalık panellerinin yanında İzmir genelinde yerel kapasite geliştirme çalışmaları yapmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı. -
04.08.2025
Ürdün Üniversitesine İKÇÜ'den Ziyaret
Uluslararasılaşma misyonu çerçevesinde yoğun çalışmalar yürüten İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) tarafından Ürdün Üniversitesi’ne (el-Camia el-Urduniyye) üst düzey ziyaret gerçekleştirildi. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, ikili iş birlikleri yapmak ve üniversiteler arasında değişim programlarını hayata geçirmek üzere Ürdün'de temaslarda bulundu. Bu kapsamda Ürdün Üniversitesi’ni ziyaret eden İKÇÜ ekibini Rektör Prof. Dr. Nathir Obeidat karşıladı. Ziyarette Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Nahed Emaish, Prof. Dr. Ziad Havamdeh ile Ürdün Üniversitesinin Uluslararası İlişkiler Birimi Yöneticisi Dr. Sameh el-Zubiedi de hazır bulundu ve iki üniversite arasında öğrenci ve personel hareketliği ile akademik iş birliğini içeren bir de protokol imzalandı. Değişen Dinamikler, Üniversiteleri Küresel Bağlamda Sorumluluk Almaya Zorluyor Ziyarette konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, üniversitelerin uluslararasılaşmasının etkili yollarından birinin de yurt dışı üniversitelerle işbirliği yapmak olduğunu belirtti. Rektör Köse "Üniversite olarak misyonumuzun önemli unsurlarından biri olarak gördüğümüz uluslararasılaşmaya büyük önem atfediyoruz. Gelecek vizyonumuzda da en temel yapı taşlardan birisi bir dünya üniversitesi olmak. Bilindiği üzere bilim evrensel ve bilgi çağının hızla değişen dinamikleri, üniversiteleri küresel bağlamda sorumluluk almaya zorluyor. Küresel düzlemde ise bilimsel iş birliği yanında kültürel etkileşim önem arz ediyor. Bugün bir üniversitenin başarısı yalnızca ulusal düzeydeki katkılarıyla değil; aynı zamanda dünya ölçeğinde kurduğu ilişkilerle, geliştirdiği projelerle ve yetiştirdiği küresel yeteneklerle ölçülüyor. Ürdün Üniversitesi ile de bu çerçevede yakın iş birliği içinde olmayı arzu ediyoruz. Elbette öğrenci ve akademisyen hareketliliği iş birliğinin temel zeminini oluşturuyor ama sadece bununla da sınırlı değil. Müfredat geliştirmeden akademik yayınlara, araştırma projelerinden sosyal sorumluluk faaliyetlerine kadar bütüncül bir yaklaşımla konuya yaklaşmak arzusundayız. Yapılan protokolün bu işbirliğinin kapılarını açacağını ve ilişkilerin geliştireceğini düşünüyorum" dedi. Uluslararasılaşma Bir Zorunluluk Ürdün Üniversitesi hakkında bilgi verdikten sonra üniversiteler arası işbirliklerin akademi için önemine değinen Rektör Prof. Dr. Nathir Obeidat, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ile işbirliği yapmaktan mutlu olduklarını vurguladı. Rektör Obeidat "Başta İKÇÜ olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde güçlü akademik kurumlarla stratejik ve sürdürülebilir iş birlikleri kurma çabası içindeyiz. Öğrencilerimizin ve akademisyenlerimizin farklı kültürlerde deneyim kazanmasını, ortak lisansüstü programlar ve çift diplomalı sistemlerle teşvik etmek istiyoruz. Öğrenci, akademisyen değişimi, proje ortaklıkları, Erasmus projelerinde birlikte çalışma gibi konularda sizinle de beraber çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. Uluslararasılaşma, bir hedef olmanın ötesinde; değişen dünyanın gerektirdiği bir zorunluluk, bir zihniyet dönüşümüdür. Bu çerçevede anlaşmanın iki üniversiteye de olumlu katkıları olacaktır" dedi. Erasmus Avrupa dışı ülkelerle değişim programı kapsamında atılacak adımları düzenleyen protokol imza töreninin ardından günün anısına karşılıklı plaket takdimi ile son buldu ve üniversitenin donatıları ziyaret edildi. -
04.08.2025Arap Teknoloji Koleji ile İş Birliği Görüşmesi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) heyeti, Ürdün’de faaliyet gösteren El-Kulliye El-Camiiyye El-Arabiyye li’Teknolociya'ya (Arab University College of Technology) bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret, üniversiteler arası akademik iş birliklerini geliştirme amacıyla düzenlendi. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Ürdün temasları kapsamında ilk olarak üniversitenin Rektör Prof. Dr. Abdullah Al-Zoubi’ni tarafından kabul edildi. Görüşmede, Arab University College of Technology Dekanı Prof. Dr. Musbah Aqel, Arap Dili Bölüm Başkanı Dr. Fatima Tubasi, Öğrenci İşleri Daire Başkanı Dr. Hani Kanas ile bölümden çok sayıda akademik ve idari personel hazır bulundu. Kültürlerarası etkileşimi güçlendiren, ortak medeniyet mirasımızı yeniden hatırlatan iş birliği anlayışı kapsamında El-Kulliye El-Camiiyye El-Arabiyye li’Teknolociya ile görüştüklerini söyleyen Rektör Prof. Dr. Köse, köklü ve vizyon sahibi yükseköğretim kurumlarıyla ilişkilerin önemini vurguladı. Prof. Dr. Köse "Bugün gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde, karşılıklı akademik iş birlikleri konusunda önemli adımların atılmasına vesile olduk. Arap dili ve kültürü etrafında oluşan akademik zeminin, yalnızca üniversitelerimizi değil, ülkelerimiz arasındaki dostluğu da pekiştireceğine inanıyorum. Karşılıklı entelektüel paylaşımların ortak anlayışı ve ilmi dayanışmayı artıracağına inanıyoruz. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak ilmi, kültürel ve insani değerleri önceleyen iş birliklerine her zaman açığız ve bu yönde çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Karşılıklı akademik tecrübe paylaşımı, öğrenci ve öğretim üyesi değişimi gibi başlıkların değerlendirildiği toplantıda, iki kurum arasında ileri dönük akademik iş birliklerinin geliştirilmesi amacıyla protokol hazırlanması yönünde mutabakata varıldı. Ziyaretin sonunda Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “Genetiğiyle Oynanmış Kavramlar ve Aile Medeniyetinin Sonu” adlı eserinin Arapça çevirisini ev sahibi Rektör Prof. Dr. Abdullah Al-Zoubi’ye takdim etti. Ziyaret kapsamında Arapça eğitimi alan yabancı öğrencilerin sınıfları ziyaret edildi, eğitim süreçleri ve Arapça öğretiminin niteliği üzerine değerlendirmelerde bulunuldu. -
04.08.2025
İKÇÜ'de Tercih Günleri Heyecanı
Üniversite tercih maratonuna katılan öğrenciler için her yıl düzenlenen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) “Fakülte ve Bölüm Tanıtım Günleri” Çiğli Merkez Kampüsünde başladı. “Tercihiniz İKÇÜ Olsun” sloganıyla tüm adaylara kapılarını açan İKÇÜ tanıtım günlerinde adaylar, tercih etmeyi düşündükleri bölüm ve fakülteler hakkında akademisyenlerle birebir görüşerek ayrıntılı bilgi alabiliyor. Prof. Dr. Fuat Sezgin Fuaye alanında kurulan tanıtım stantlarını ziyaret eden Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ile Genel Sekreter Nuretdin Memur, tercihleri için İKÇÜ’yü düşünen gençler ve aileleriyle sohbet ederek sıralama sürecinin başarıyla tamamlanmasını temenni etti ‘Burası Senin Yerin’ 28 Temmuz – 1 Ağustos 2025 tarihleri arasında açık kalacak Tanıtım Günleri vesilesiyle İKÇÜ’yü yakından tanımak isteyen tüm adayları kampüste ağırlamaktan memnuniyet duyacaklarını kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, “ İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi 2010 yılında kurulan 14 fakülte, 3 enstitü, 1 yüksekokul 2 meslek yüksekokulu, 28 Uygulama ve Araştırma merkezi, 1151 Akademik, 599 idari personel ve 19 binin üzerinde öğrencisi ile araştırma üniversitesi olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Başarılarımızla İzmir’deki üniversiteler arasında her zaman ilk üçte yer almaktayız. Kısa zamanda adından sıkça bahsedilen bir üniversite olmamızı sağlayan hiç kuşkusuz eğitim-öğretim faaliyetlerinde sergilediğimiz başarılarımızdır. Öğrencilerimizin de isminin başarılı TÜBİTAK projeleri ulusal ve uluslararası alanlarda kaydettiği başarılar eklenince biz de bizi tercih edecek öğrencilere ‘Burası Senin Yerin’ diyerek bu başarılara onların da ortak olmalarını istiyoruz” dedi. Yeni İKÇÜ’lüleri Aramızda Ağırlamaktan Mutluluk Duyacağız Öğrencilerin bölüm tercihlerinde üniversitenin sektörlerle kurduğu etkiletişimler göz ardı etmemeleri gerektiğini belirten Prof. Dr. Bulduklu, ayrıca akredite edilen programların da oldukça önemli bir kıstas olduğunu aktardı. Rektörlük, Dekanlıklar, Proje Genel Koordinatörlüğü, öğrenci toplulukları ve diğer ilgili birimlerle koordineli çalışarak düzenledikleri faaliyetlerle dış paydaşlarla İKÇÜ arasında güçlü bir bağ kurulduğunu söyleyen Prof. Dr. Bulduklu, mezunlarının bu anlamda oldukça avantajlı konuma geldiğini ifade etti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, “Gençlerimiz ülkemizin beşeri sermayesidir. Bir ülkenin gerçek zenginliği, düşünen, soran, üreten, hesaplayan ve yöneten genç zihinlerdir. Lisans eğitimi aşamasına gelen öğrencilerimizi en iyi şekilde geleceğe hazırlamak da bizlerin görevidir. Bu sorumluluk bilinciyle İKÇÜ’lü her öğrencimizin mezun olmadan önce sağlam adımlarla ilerleyeceği bir yol haritası hazırlıyoruz. Burda akreditasyon çalışmalarımız, kariyer günleri buluşmalarımız, uluslararası üniversitelerle anlaşmalarımız gibi birçok atılımlarımız söz konusu. Bir yandan da topluma katkı misyonumuzla da bulunduğumuz coğrafyada kurumsal ve beşeri ilişkilerimizin çizgilerini genişletmekteyiz. Kısacası üniversite olmanın sorumluluğuyla sadece mesleki yetkinlik değil; aynı zamanda etik değerlerle hareket eden, toplumun ihtiyaçlarını gözeten yeni nesil İKÇÜ’lüleri aramızda ağırlamaktan mutluluk duyacağız” ifadelerini kullandı. Üniversite tercih maratonuna giren öğrencilerin İKÇÜ hakkında merak ettikleri tüm soruları tanıtım masalarında görevli öğretim elemanlarına yöneltme olanağı bulduğu “Fakülte ve Bölüm Tanıtım Günleri” programı 1 Ağustos 2025 Saat:16.30’a kadar devam edecek. Adaylar, yurt olanakları, Erasmus + gibi yurt dışı değişim programları, hazırlık eğitimi, fakülte ve bölümlerinin yapısı ile spor, kültür, topluluklar gibi başlıklarda ilk ağızdan bilgi sahibi olacak. Kampüse gelemeyen aday öğrenciler için hazırlanan adayogrenci.ikcu.edu.tr/AdayOgrenci web sayfası ve sosyal medya hesaplarında da İKÇÜ ile ilgili tüm sorular yetkililerce cevaplanıyor. -
14.07.2025
"İhanetin Uluslararası Paydaşlarına Karşı Milletin Gücü"
15 Temmuz hain darbe kalkışmasının dokuzuncu yıldönümü sebebiyle İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce "İhanetin Uluslararası Paydaşlarına Karşı Milletin Gücü" başlıklı panel düzenlendi. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, Cihannuma Ekonomik ve Toplumsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serhat Burmaoğlu’nun konuşmacı olduğu panelde 15 Temmuz’un siyasal, ekonomik, sosyal, uluslararası boyutu tartışıldı. Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda yapılan paneli, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar, akademik ve idari personel takip etti. Güçlü Devlet Geleneği, Güçlü Din Eğitimi En Büyük Şansımız 15 Temmuz’un irdelendiği akademik çalışmalarda, FETÖ’nün tek bir teori çerçevesine sığdırılamadığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, küresel şekilde dizayn edilen örgütün çok yönlü yapısına dikkat çekti. Bu yapıyı oluşturan devletlerin Türkiye üzerindeki planlarından vazgeçmediklerini vurgulayan Prof. Dr. Köse, uyanık olunması gerektiği uyarısını yaptı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Baktığınızda işin içinde din var. Uluslararası boyut var. Sömürgecilerin bizim üzerimizdeki emelleri var. Yani çok boyutlu bir örgüt. Bu örgütü anlamak için de gerçekten sadece yıl dönemlerinde değil belki akademik anlamda tezlerin uluslararası boyutunun farklı boyutlarının ele alınacağı çalışmalara da ihtiyaç var. Merhum Prof. Dr. Erol Güngör hocanın 'Din, kitleleri harekete geçirmede etkili araçtır. İnsanlara inandırdınız mı her şeyi yaptırırsınız. Ölüme kadar da gider' diyordu.. Bu yapı da insanların dini yönünü kullandı. İblis’in insanların zayıf noktalarıyla saptırması gibi bunlar da bunu yaptılar. Ama bizim bir şansımız Türkiye'de güçlü bir din eğitiminin omasıydı. Türkiye'de devletin yönetiminde çok güçlü bir din eğitimi var, İlahiyat fakültelerimiz, diyanet teşkilatımız var. O yüzden bunların ezoterik anlaşılmaz takiyeye dayalı dini inançları toplumda bir karşılık görmedi. Sağlıklı bir din eğitimini sağlayamazsanız, bir topluma en büyük felaketi yaşatmış olursunuz. Bugün Ortadoğu'yu Arap ülkelerine baktığınızda felaketleri görürsünüz. Mesela DAEŞ'i Eş-Şebab’ı kim kurdu? FETÖ'yü kim kurdu? PKK'yı kim kurdu? Farklı ülkeler üzerinde yürüttükleri stratejileri var. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi 'Etnik yapılar ve dini gruplar üzerinden bölgemiz dizayn edilmeye çalışılıyor.' Türkiye bunun farkında. Biz güçlü devlet geleneğine sahibiz. Kurumsal yapılarımız oturmuş durumda ve sağlıklı bir dini zemin oluşturmuşuz. Sağlıklı bir din eğitiminin her zaman bizim açımızdan çok kıymetli olduğunu ve Türkiye'nin bu açıdan dünyaya örnek olduğunu düşünüyorum” dedi. Bunların Ana Karakteri Takiye Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, örgütün kullandığı ezoterik simgeleri basın yayın medya yoluyla kamuoyunda yaygınlaştırdığına dikkat çekerek; paralel devlet yapılanmasına giden yolda sözde eğitim kurumları üzerinden geniş kitlelere ulaşıldığını aktardı. Prof. Dr. Yasin Bulduklu, “Uluslararası bağlantının hangi simgelerle kodlandığına da bakmak lazım. Öncelikle 1960'ların sonunda İzmir'de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. 70’ler doğum, 80 emekleme dönemleri. 90'larda bunlar koşmaya başlıyor. Neyle birlikte? İşte burada medya organları devreye gidiyor. Özel radyo televizyonlarının yayınları, eski o tape kasetleri ve video kasetleri ile konuşmalar dağıtılmaya başlanıyor. Zaman gazetesi ilr medyaya adım atıp Samanyolu televizyonu ile yayılıyorlar. Türkiye'de 11’inci özel televizyon ve uluslararası boyuta hemen evriliyorlar. Üstelik Amerika’da, Afrika'da, Orta Asya'da özel yayınlar yapmaya başlıyorlar. Eğitim zaten ana argümanları. Eğitimi kullanarak iki şey yaptılar. Birincisinde çok büyük para kazandılar. İkincisinde hedefledikleri kurumsal açıdan gelişmemiş devletlerde devletin gelecek yöneticilerini yetiştirdiler. Özel üniversiteler açtılar. Dini öyle bir kullandılar ki içeride şeriat, Allah, din, kitap dışarıda modern İslam, medeniyetler ittifakı, ılımlı müslüman, dinler arası diyalog, barış vs. gibi kavramları kullandılar. Süslü kelimelerle dini istedikleri şekilde evirdiler. Bunların ana karakteri takiye. Medyanın özellikle 15 Temmuz'dan sonrasında da bunlar tarafından açık biçimde kullanıldığını görüyoruz. Dünyada büyük medya organlarının darbe sürecinde üç aşağı, beş yukarı aynı manşetleri attığını gördük.Ancak biz, kamuoyuna seslenirken ulusal savunma dili geliştiremedik. Uluslararası alanda kendimizi hala anlatamadığımz kanaatindeyim. Bizi imaj anlamında Ortadoğu ülkeleri arasına yerleştirdiler. Yerel ve küresel medyada paralı konuşmacı satın almaktan hiç çekinmediler. Devşirilmiş aydın kullandılar” diye konuştu. Büyük Bir Manipülasyon Var FETÖ yapısının ve 15 Temmuz’un uluslararası arenadaki yansımalarına değinen Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır da 15 Temmuz ertesinde Batı dünyasında hiçbir liderin darbeyi kınayıcı bir açıklama yapmadığını ifade ederek konunun bugün bile anlaşılmasının altındaki medya faktörüne dikkat çekti. Dekan Prof. Dr. Batır, “15 Temmuz darbe girişimi Türkiye'de otoriter bir rejim var bunun karşısında mücadele edenlere karşı baskı uygulanıyor gibi hep aynı başlıklar uluslararası medyada yer aldı. Darbe girişimi sonrasında dünyanın en çok izlenen televizyon kanallarının hiçbirisi bunun bir darbe yani meşru hükümete karşı gerçekleşen bir darbe girişimi olduğuna dair bir açıklama yayınlamadı. Fox News televizyon kanalı, FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişimine özel bir yayınla destek vermişti. ABD’nin yaptığı ilk açıklama Dışişleri Bakanı Kerry’nin ‘tarafları itidale davet etmesiydi. Öte yandan yakın tarihe gelelim, İsrail'in İran'a saldırısında Batılı ülke liderleri ne açıklamalar yaptılar? ‘İsrail'in meşru müdafaa hakkını destekliyoruz. İsrail'in kendi koruma hakkı vardır ’dediler. Size tuhaf gelmedi mi? Yani İsrail vuruyor, karşılığında batıdan kendilerini koruma hakları olduğuna dair bir açıklama geliyor. Büyük bir manipülasyon var, böyle bir çarpıtma var medyada ve biz de bunu anlatamıyoruz.Şunu söylemeye çalışıyorum. Hadiseler içeride göründüğü gibi dışarıda görünmüyor” ifadelerini kullandı. Benzer Senaryoyu Orta Asya’da Denediler FETÖ üzerinden yürütülen uluslararası terör yapılanmasının Orta Asya ülkelerinde de benzer darbe oluşumları yapmak istediğini söyleyen Cihannüma Ekonomik ve Toplumsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serhat Burmaoğlu, yapının finans ve eğitim ayağının STK oluşumlarıyla güçlendirilerek dünyada kabul gören bir oluşuma dönüştürüldüğünü kaydetti. Prof. Dr. Burmaoğlu,“1991 yılından itibaren Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Orta Asya'ya gidiş ve eğitim sürecinin buradan başlaması tabii ki tesadüf değil. Çünkü o ülkeler zaten yaklaşık 70 yıldır Rusların onlara doktrine ettiği bir durumu yaşıyorlardı. Bunun için ellerinde yetişmiş öğretmen, yetişmiş iş gücü yoktu. Dolayısıyla da bu çaresizlikle Orta Asya'da Gülen Cemaati diye anılan guruhun‘eğitim uygarlığının anahtarıdır’ sloganı çok hızlı yer buldu. Çünkü hiç para istemiyorlardı. ‘Size yetişmiş insan gücünü servis ediyorum ve bunu ücretsiz yapıyorum ’dediler. Sadece 5 yıl içerisinde Orta Asya'da 122 okul kurdular, 75 bin öğrenci bu okullarda eğitim gördü. Tüm ülkeler daha fazla okul açamaz mısınız diye talepte bulunuyorlardı. Türkiye'de yaptıklarını çok çok önce Orta Asya'da defalarca denediler. Kırgızistan'da bizdeki gibi bir sınav var. Bu sınavda başarılı olan ilk 50 çocuğa Cumhurbaşkanlığı sertifikası veriliyordu. Böyle başarıları gösterdiğiniz zaman Kırgızistan'daki birçok aile çocuğunu okullarına göndermek istiyordu. Avrupa'da da, Almanya'dan Fransa'ya, Balkanlar'dan Arnavutluk'tan Kosova'ya, Afrika'ya 50'den fazla ülkeye yayıldılar. Dernekler üzerinden yönetilen Charter Okulu dedikleri sistem ile 140 ülkede binin üzeri okul ve 2 milyondan fazla öğrenciye ulaşılmış. Bu rakamlar bazı ülkelerdeki tüm öğrenci sayısından bile daha fazla. Peki bunu nasıl yapıyorlar? Olay sadece eğitimle ilgili değil. Kapatılan TUSKON ile sanayicilerin örgütlediği himmet finansmanı durumu vardı. İş dünyası, eğitim dünyası, bir de devleti ve medyayı eklediğiniz zaman hocalarımızın söylediği gibi aslında bütünsel bir yapı ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu. Zaferin Adı Türkiye Sergisi Söyleşinin ardından, Anadolu Ajansı fotoğraflarının yanı sıra Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Dilmaç’ın sulu boya resimlerinin yer aldığı, "Zaferin Adı Türkiye" Sergisinin açılışı Hekim Hacı Paşa Fuaye alanında yapıldı. Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Emine Nilüfer Üstündağ refakatinde sergiyi gezen Rektör Prof. Dr. Köse, eserler hakkında bilgi aldı. Şehitlerimiz İçin Mevlid-i Şerif 15 Temmuz Etkinlikleri kapsamında ayrıca İlahiyat Fakültesince vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizin ruhları için cuma namazı öncesi Kur'an-ı Kerim Tilavet edilerek Mevlid-i Şerif okundu. Dr. Öğr. Üyesi İhsan Sütşurup tarafından yapılan tilavet İKÇÜ mescidinde icra edildi. -
07.07.2025Akreditasyon Müjdesi Çalıştay'da Geldi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesince (İKÇÜ MMF ) 2024-2025 güz döneminde eğitim kadrosunca yürütülmüş derslere ait örnek çalışmaların paylaşıldığı “Eğitim-Öğretimde İyi Örnek Paylaşımı” Çalıştayı düzenledi. Çalıştayda Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Kurulunun (MÜDEK) yeni yayımladığı listeye göre Harita Mühendisliği, Mekatronik Mühendisliği ile Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümlerinin 5 yıllık tam akredite aldığı açıklandı. MMF Toplantı Salonunda Dekan Prof.Dr. Gökçen Bombar’ın ev sahipliğinde yapılan çalıştayı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Bologna Eşgüdüm Koordinatörü Doç. Dr. Necmettin Çelik, bölüm başkanları, fakülte sekreteri Süleyman Ayer ile akademisyenler takip etti. Akreditasyon Çalışmalarında Yakalanan İvme Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, İKÇÜ MMF’nin öğrencilerin aktif olarak sürece dâhil edildiği eğitim-öğretim faaliyetleri yapısına dikkat çektiği konuşmasında, akreditasyon çalışmalarında yakaladıkları ivme nedeniyle tebrik etti. İletişim ve iş birliği temelinde eğitim faaliyetlerini zenginleştirmek için gayret eden MMF’nin kalite yolculuğunda edindikleri tecrübelerin, devamlılığa katkı sağlayacağını belirten Prof. Dr. Muhsin Akbaş, “Eğitim müfredatımızın tüm eğitim kadrosunca farklı bakış açılarıyla izlenmesi ve geliştirilmesi, örnek uygulamaların paylaşılması, farkındalık oluşturabilecek çalışmaların sunulmasını önemli buluyorum. Fakültenin işleyişini geliştiren bu kapsamlı değerlendirmeler, yalnızca geleceğe yönelik sağlıklı planlamalar yapmayı değil, aynı zamanda güçlü ve geliştirilmesi gereken yönleri belirleyerek iyileştirmeye yönelik değerlendirme fırsatları da sağlar. Fakültelerimizin bu anlamda dönem sonu faaliyetleri derinlemesine inceleyerek, sistemin kalitesi üzerine daha verimli ve etkili biçimde şekillendirilmesine katkıda bulunmaktadır. Özgün çalışmaların ön plana çıkarılması, bu çalışmaların model alınması ve öğrencilerimizin aktif öğrenme süreçlerine dahil eden uygulamaları ile İKÇÜ MMF’nin oldukça başarılı bir model geliştirdiğini düşünüyorum” dedi. Yerli ve Milli Dijital Dönüşüme İmza Atacak İKÇÜ’lü Mühendisler Dijital dönüşümün merkezinde yer alan mühendislik alanlarında başarılı mühendislere ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Prof. Dr. Akbaş, İKÇÜ olarak kalite ekseninde yürütülen eğitim müfredatları ile öğrencilerini en iyi şekilde sektörlerine kazandırma gayretinde olduklarını vurguladı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akbaş, “Dijital teknolojilerin yönümüzü belirlediği günümüzde, yapay zekâ, bulut bilişim, sanal gerçeklik ve mobil uygulamalar artık mühendislik alanı ile iç içe yer alıyor. Türkiye’yi küresel düzlemde güç ve iddia sahibi bir ülke haline getirmek için bu alanlarda söz sahibi olacak, yerli ve milli dijital dönüşüme imza atacak genç mühendislere ihtiyaç var. Bu manada öğrencilerimizi geleceğe en iyi şekilde hazırlayacak eğitim müfredatını oluşturmak için tüm eğitim-öğretim kadromuzla yoğun şekilde çalışmaktayız. Yıl boyunca öğrencilerine en nitelikli bilgiyi sunmak için özveriyle çalışan İKÇÜ’nün eğitim-öğretim faaliyetlerine katkı sunan tüm kadromuzu tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. 7 Bölümde Akreditasyon İKÇÜ MMF’nin eğitimi programlarının kalitesini arttırmak adına yapılan özverili çalışmalara dikkat çeken Dekan Prof.Dr. Gökçen Bombar, bu çalışmaların neticesinde MÜDEK tarafından 1 Temmuz 2025 itibariyle 7 programlarının akredite edildiğini açıkladı. MMF Dekanı Prof.Dr. Bombar, “MÜDEK’in yeni yayımladığı listeye göre Harita Mühendisliği, Mekatronik Mühendisliği ile Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümleri 5 yıllık tam akredite aldılar. Elektrik-Elektronik Mühendisliği ile Makine Mühendisliği bölümümüzün akreditasyonu 2028’e kadar uzatıldı. Sürece ilk başvuruları değerlendirilen Biyomedikal Mühendisliği ile İnşaat Mühendisliği bölümümüz 2 yıl süreli akredite edildiler. Mevcuttaki akredite bölümlere 5 yeni bölüm dahil edildi. Çalıştayımızın başında bu müjdeli haberi paylaşmak istedim. Bu süreçte bizlere her türlü desteği veren Rektörümüz Prof. Dr. Saffet Köse Hocamıza, değerli yönetim ekibine, fakültemiz için büyük emek veren siz değerli çalışma arkadaşlarıma tüm personelimize şükranlarımızı iletiyorum. Bundan sonra mevcut akredite olmuş bölümlerin devamlılığını ve daha uzun akredite olmalarını sağlamak, akredite olmayan bölümlerimizin de akredite olması kapsamında yapılacak çalışmalara titizlikle devam edeceğiz” diye konuştu. Çalıştay, müfredat reformu, 2025 öğretim planı hazırlıkları, güçlü yan, iyi örnek uygulamaları, ÇAP, Yandal programları, seçmeli ders, MMF Staj Yönergesi gibi başlıklarda yapılan oturumlarla devam etti. -
02.07.2025Samarkand State Institute of Foreign Languages İle İş Birliği Protokolü
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Özbekistan’da bulunan Samarkand State Institute of Foreign Languages’e (SSIFL) resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret kapsamında, İKÇÜ ile SSIFL arasında akademik iş birliğini kapsayan bir protokol imzalandı. İmza törenine ev sahibi kurumun Rektörü Prof. Dr. Xolikov Bahodir Alikulovich’in yanı sıra, SSIFL Rektör Yardımcısı Javokhirkhon Nasrullaev, Uluslararası İlişkiler Koordinatörü BBahodir Berdialiev ve Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Bayram Bilgili de katıldı. Medeniyetler Kuran Bir Ecdadın Torunlarıyız Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, iki kurum arasında kurulan bu iş birliğinin yalnızca bir akademik protokol olmanın ötesinde, tarihi ve kültürel bağları da güçlendireceğine inandığını belirtti. Prof. Dr. Köse şunları söyledi: "İKÇÜ, 2010 yılında kurulmuş, kısa zamanda önemli gelişmelerle ülkemizin önemli yükseköğretim kurumları arasında yerini almıştır. Sadece bilimsel gelişmeye değil, aynı zamanda kültürel ve tarihsel köklerimizi hatırlamaya da büyük önem veriyoruz. Bu çerçevede bu bölgede çok önemli adımlar attık. Orta Asya toprakları, özellikle de Semerkand, İslam medeniyetine yön vermiş, birçok büyük Türk-İslam âlimine ev sahipliği yapmış çok özel bir coğrafyadır. Biz ortak geçmişimizin ve geleceğimizin temelini teşkil eden bu topraklarda daha fazla sorumluluk almak için çaba gösteriyoruz. Bizim uzun ve derin bir geçmişimiz var. Medeniyetler kuran bir ecdadın torunlarıyız. Dünden güç almadan yarın nasıl mümkün değilse bu topraklardaki değerlerimizi ve kültürel ögelerimizi yok sayarak da terakki olanaklı değildir. Kadim kültürel mirasımızı yaşatmak ve geleceğe taşımak adına Semerkand Devlet Yabancı Diller Enstitüsü ile imzaladığımız bu iş birliği protokolü bizim için ayrı bir anlam taşıyor. Biz Semerkand'a ve onun temsil ettiği geleneğe çok büyük saygı duyuyoruz. Zira Semerkand sadece bir şehir değil; aynı zamanda Türk-İslam medeniyetinin kök saldığı, bilginin, hikmetin ve irfanın yüzyıllar boyunca beslendiği ilim havzasıdır. Fârâbî’den İbn Sînâ’ya, Bîrûnî’den Uluğ Bey’e uzanan bu topraklar, sadece İslam dünyasına değil, insanlık tarihine yön vermiş büyük alimleri yetiştirmiştir. Bu kadim miras bizim için sadece bir geçmiş değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Ortak bilimsel projeler, değişim programları ve kültürel etkileşimlerle bölgesel iş birliğimizi daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. Semerkand gibi bir ilim merkezinde bulunmak bizim için mutluluk ve sorumluluk. Bu iş birliğini yalnızca öğrenci ve akademisyen değişimi olarak değil, aynı zamanda ortak tarihimize yeniden sahip çıkma fırsatı olarak da görüyorum” dedi. Belge Üzerindeki İmzaları Uygulamaya Çevirelim Ev sahibi olarak İKÇÜ'yü ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek sözlerine başlayan Rektör Prof. Dr. Xolikov Bahodir Alikulovich, Türkiye ile iş birliğine verdikleri önemi vurguladı. Rektör Alikulovich: "Bugün burada atılan imzalar önemli ve anlamlıdır. Ancak biz biliyoruz ki, asıl mesele bu imzaları kâğıt üzerinde bırakmamak, hayata geçirebilmektir. Güçlerimizi birleştirdiğimizde daha büyük hedeflere ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Fakat bunun için icraat boyutunda daha aktif olmalıyız. Sözde kalan projeler yerine, sahada karşılığı olan, öğrencilerimize ve akademisyenlerimize gerçek katkı sunacak işler üretmeliyiz. Enstitümüz bünyesinde 8 fakülte bulunmakta ve öğrencilerimize başta Türkçe olmak üzere birçok dilde eğitim sunmaktayız. Türkiye’den 16 üniversiteyle iş birliğimiz mevcut, ancak İKÇÜ'nün teklifini aldığımızda çok sevindik. İKÇÜ bizim için Avrupa’ya ve diğer bölgelere açılmak açısından önemli bir köprü niteliğinde. Bu protokol ile karşılıklı faydaya dayalı, uzun vadeli bir akademik ortaklık kurmayı hedefliyoruz. Bu olanakları karşılıklı faydaya dayalı bir iş birliği ruhuyla değerlendirmek istiyoruz" diye konuştu. Protokol kapsamında, iki üniversite arasında öğrenci ve akademisyen değişimi, ortak araştırmalar, yayınlar, kültürel ve dilsel iş birlikleri ile çeşitli uluslararası etkinliklerin düzenlenmesi planlanıyor. Törenin ardından İKÇÜ heyeti ve SSIFL yönetimi günün anısına karşılıklı hediyeler takdim etti. -
01.07.2025
TSE Kalite Yönetim Sistemi Gözetim Tetkiki Başladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) tarafından yürütülen Kalite Yönetim Sistemi (KYS) çalışmalarının değerlendirileceği TS EN ISO 9001:2015 1’inci Gözetim Tetkiki düzenlenen açılış toplantısı ile başladı. TSE Ege Bölge Koordinatörlüğü tarafından görevlendirilen Baş Tetkikçi Dr. İsmet Titiz, tetkik görevlileri Muhittin Aydın, Ceren Çiçekdağ Uçar’ın yer aldığı toplantıda, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, Dekanlar, Genel Sekreter Nuretdin Memur, kalite komisyonu üyeleri, akademik ve idari birimlerden kalite birim sorumluları hazır bulundu. TSE Kalite Yolculuğumuzun En Kadim Yol Arkadaşıdır Açılışta konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, 2012 yılından bu yana TSE ile yürütülen kalite temelli yol arkadaşlığına dönüşen çalışmaların İKÇÜ’ye olan getirilerine dikkat çekti. Prof. Dr. Akbaş, “TSE bir markadır, TSE aynı zamanda bizim kalite yolculuğumuzun en eski, kadim yol arkadaşıdır, rehberidir diyebiliriz. TSE, İKÇÜ’nün kalite yolculuğunda bir kültür oluşturdu. Hala bizim Türk Standartları Enstitüsünden öğreneceğimiz, elde edeceğimiz kazanımların çok olduğunu düşünüyorum. O sebeple yolumuza devam etme kararı aldık. Geçen yıl da belge yenilemeyi sağladık. Bu sene tekrar birinci gözetim tetkikine giriyoruz. Kalitede standartlaşma ön plandayken artık sürekli iyileşme ön planda. İyileşmenin içinde iyileşme, sürekli iyileşme söz konusu. Dolayısıyla kalite, belli bir standart yakalandığında biten bir süreç değil sürekli iyileştirmenin devam ettiği çalışmalar bütünüdür. O nedenle gözetim tetkikinin üniversitemize çok değerli katkılar sunacağından eminim. Kalite süreçlerini en verimli şekilde yürütülmesi, Ekibimizin önemli bir bileşeni olarak siz değerli kalite mentörlerimizin bilgi birikimi, TSE’nin yol göstericiliği ile Kalite Koordinatörlüğümüz, Kalite Komisyonumuzun, kurumsallaşma süreçlerimize önemli katkıları ile yolculuğumuza devam etmekteyiz. Bu duygu ve düşüncelerle tekrar TSE ekibimize hoş geldiniz diyoruz. Bizlere de başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. Kaliteyi Önceleyen Bir Yönetim Anlayışıyla Toplantıda söz alan Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz de 2014 yılında TS EN ISO 9001 kalite yönetim sistemi belgesi alan İKÇÜ’nün o tarihten bu yana özenle yürüttüğü kalite çalışmalarını aktardı. Bu yolculuğa 2016 yılında kurumsal dış değerlendirme programı, 2020 yılında izleme programı ve 2023 yılında da kurumsal akreditasyon programı ile Yükseköğretim Kalite Kurulunun (YÖKAK) dahil olduğunu belirten Koordinatör Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, “ TSE ile ilişkimiz 2012 yılında başlamış olup bu yıl 2024 yılı itibariyle kalite yönetim sistemi belgelendirmesinin dördüncüsünü temin etmiş olup 4’üncü dönemin ilk gözetim tetkikine başlamış oluyoruz. Biz TSE'de işlerimizi planla, uygula, kontrol, önlem al sistematiğiyle değerlendiriyoruz. YÖKAK ile planlama, uygulama, kontrol etme ve önlem alma (PUKÖ) terminolojisi Aslında yaptığımız iş iki durumda da üniversitemizin kalite güvencesini sağlamak. kaliteyi kurum kültürü haline getirmeyi hedefleyen ve tüm çalışmalarında kaliteyi önceleyen bir yönetim anlayışıyla tüm birimlerimizce özveriyle çalışmaya devam ediyoruz” dedi. Üçüncü Bir Göz Kurum ve kuruluşların kalite sistemlerinin işlerliğini sürdürmesi açısından üçüncü bir gözün gerekliliğine dikkat çeken TSE Ege Bölge Koordinatörlüğü Baş Tetkikçisi Dr. İsmet Titiz de faaliyetin olduğu her yerde hata ve risk unsuru olabileceğini belirterek önemli olanın en az kayıpla sürecin yönetilmesi olduğunu vurguladı. Dr. Titiz, “Biz Türk Standart Enstitüsü olarak da üçüncü göz vazifesini yerine getireceğiz. Çalışmalarımızı yerinde görmek, bunların notunu almak, üçüncü bir göz olarak görmeye çalışacağız. Faaliyetin olduğu yerde hata da çıkar, risk de çıkar. Ama önemli olan bunları az hasarla, az kayıpla sürdürmek. Çünkü kıt kaynakları kullanıyoruz. Bu kaynakları en verimli şekilde kullanarak ülkemize, insanımıza yansıtabiliyor muyuz? Üniversitemize yansıtabiliyor muyuz? Bunu sağladığımız takdirde sistemin gereğini de yerine getirmiş olacağımıza inanıyoruz. Üniversitede üç önemli saç ayağı var. Öğrenci yönü var. Akademik camiamız var bir de idari personelimiz var. Bu üç grubun da sistem içindeki memnuniyetini arttırma konusunda nasıl bir süreç izlenmesi gerektiği konusundaki görüşlerimizi izlenimlerimizin ışığında kalite koordinatörlüğü ile paylaşacağız. Komiteden olumlu sonuç çıktığı takdirde belgemiz olumlu şekilde devam edecektir. Hepinize iyi çalışmalar diliyorum şeklinde konuştu. Açılış konuşmalarının ardından birimlerde devam edecek tetkik görüşmelerine geçildi. -
30.06.2025
İKÇÜ'yü Gururlandıran Akademisyenlere Ödül
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, ilk defa geliştirdiği teknik ile Tıbbın Oscar’ı olarak nitelendirilen Doktorclub Awards 2024’te (Türkiye'nin Sağlık Ödülleri) "Yılın Yenilikçi Cerrahi Bilimler Doktoru" ödülüne layık görülen Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yiğit Akın ile TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından kanser tedavisinde uygulanmak üzere özel bir nano-taşıyıcı geliştirilmesine yönelik projesiyle Türkiye’nin 7 Genç Lider Araştırmacısından’ biri olarak seçilen, Eczacılık Fakültesinden Doç. Dr. Gülşah Erel Akbaba’ya teşekkür plaketi takdim etti. Prof. Dr. Yiğit Akın ile Doç. Dr. Gülşah Erel Akbaba’yı makamında kabul ederek bir süre sohbet eden Rektör Prof. Dr. Köse, başarılarından duyduğu memnuniyeti paylaştı. Törende, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu , Prof. Dr. Yiğit Akın’ın ameliyat ekibi Prof. Dr. Sacit Nuri Görgel, Doç. Dr. Osman Köse, Doç. Dr. Serkan Özcan da hazır bulundu. Bilimsel Üretkenlikten Ödün Vermeden Akademik performansı, bilimsel üretkenlik açısından oldukça başarılı bir akademik kadroya sahip İKÇÜ’nün her geçen yıl yükselen ivmesine dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Köse, bunun eğitim-öğretim faaliyetlerindeki kalitenin de çıkış noktası olduğunu aktardı. Prof. Dr. Köse, “Uluslararası düzeyde yetkiliğe sahip akademik kadromuz var. Bunu yapılan bilimsel araştırmalarda ortaya konan başarı indekslerinde görebiliyoruz. Sizlerden gelen başarılar, ödüller aslında bir akademik birikimin sonucudur ve üniversitemiz için de bir gurur vesilesidir. Akademik kadromuzu oluştururken, ülkemizin bilimsel gelişmelerine hangi alanlarda daha fazla nasıl katkıda bulunuruzun çabası içinde bilimsel üretkenlikten ödün vermeden yolumuza devam ediyoruz. Alanında çok yetkin akademisyenler ve uluslararası düzeyde başarı hikâyelerinden öğrencilerimizde istifade ediyor. Bu ayrı bir övünç kaynağı. Başarı iyi bir ekip ile mümkündür. Bir Afrika atasözü der ki: Hızlı gitmek istiyorsan, yalnız git. Uzağa gitmek istiyorsan, birlikte gidelim… Üniversitemiz için daha nice başarılara ve gelişmelere birlikte gidelim. Marifet iltifata tabidir. Ben her iki hocamıza da ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi. Tıbbın Oscar’ı Bir Ekip Çalışmasının Sonucu Yaklaşık 111 bin hekimin oylaması sonucu, ilk defa geliştirdikleri ‘3 trokar ile laparoskopik ekstraprritoneal radikal prostatektomi (sadece üç delikten kapalı prostat kanser ameliyatı)’ tekniği ile "Yılın Yenilikçi Cerrahi Bilimler Doktoru" ödülünü almaya hak kazanan Prof. Dr. Yiğit Akın da Rektör Prof. Dr. Köse’ye plaket takdimiyle onurlandırılmaktan duyduğu mutluluğu paylaştı. Prof. Dr. Akın, “Aldığımız değerli ödül yaptığımız zanaatın bilimle taçlandırılmasıdır. Geliştirdiğimiz teknik tıp literatürüne ‘yerli ve milli’ olarak geçen bir tekniktir. Bu ödülü bireysel değil takım arkadaşlarımızla birlikte kabul etmek isteriz. Çünkü bu bireysel başarı değildir. Takım arkadaşlarımızla birlikte huzurlu bir ortamda çalışmamızın sonucudur. Bu huzurlu ortamda bize çalışma şevki verdiğiniz için sizlere bir defa daha teşekkür etmek isteriz. Daha iyisini yapmaya her zaman talibiz. Bizleri onurlandırdığınız için çok teşekkür ederiz” diye konuştu. Dünyaya Karşı Ciddi Sorumluluklar Taşıyoruz Kanser hücrelerine doğrudan tedavi edici mRNA taşıyacak hibrit bir sistem üzerinde çalışmaya başlayan Eczacılık Fakültesi'nden Doç. Dr. Gülşah Erel Akbaba ise Rektör Köse’nin kabulünden duyduğu onuru paylaşarak daha güzel başarılara imza atma yolunda önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu aktardı. Doç. Dr. Akbaba, “Bilim insanları olarak önce bulunduğumuz bölgeye sonra ülkemize ve nihayetinde tüm dünyaya karşı ciddi sorumluluklar taşıyoruz. Araştırmalarım açısından çok şanslıyım. 10 yılı aşkın görev yaptığım üniversitem, araştırma görevliliğinden, doktorama kadar mesleki yeterliliklerimi geliştirmem, uluslararası düzeyde çalışmam için her zaman bana destek oldu. Alanımda beni cesaretlendiren ve bilimsel keşiflere teşvik eden üniversiteme, değerli hocalarıma şükranlarımı iletiyorum. Üniversitemizin gelişimine, bilim dünyasına ve toplum sağlığına katkılar sunmaya, elimden gelenin en iyisini en iyi şekilde her zaman yapmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı. -
30.06.2025
İKÇÜ BİO’dan “Yapay Zekâ ve Veri Güvenliği Söyleşisi”
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Bilim İletişimi Ofisi tarafından koordine edilen "Dünyanın en büyük bilim-toplum buluşması” etkinlikleri çerçevesinde, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Bilim İletişim Ofisince (İKÇÜ BİO) düzenlenen söyleşide, günümüzün en fazla tartışılan konularından ‘veri güvenliği ve yapay zekâ’ masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun üstlendiği, Medya ve İletişim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ümit Aydoğan’ın ‘Dil Modelleri, Yapay Zekâ ve Veri Güvenliği “konusunda güncel gelişmeleri paylaştığı söyleşiyi, çok sayıda akademisyen ve idari personel ilgiyle takip etti. YÖK’ün Öncülüğünde Yapılan Bilim Fırtınası İKÇÜ’nün de Bilim İletişim Ofisi olarak paydaşı olduğu, 150’ye yakın üniversite, 81 ilde eş zamanlı olarak yapılan, dünyanın en büyük bilim-toplum buluşması olan Bilim Kafe etkinliklerinin dünya çapında büyük ses getireceğini kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, bilimi topluma daha yakın hale getirmenin ülkelerin geleceği açısından büyük önem taşıdığını aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “Bu etkinlik takvimi, katılımcı sayısı ve coğrafi kapsayıcılığı açısından değerlendirildiğinde, dünyanın en büyük bilim kafe etkinliği olma özelliğini taşıyor. İKÇÜ BİO olarak bu etkinlikte yer almaktan gurur duyuyoruz. Günümüzde dünya üniversiteleri bilginin üretildiği yerler olmaktan evrilerek; her yaştan insanın bilimle bağ kurmasını sağlayan kurumlar haline geldi. Üniversiteler, toplumla bütünleşme ve topluma hizmet sunma konusunda önemli misyonlar üstlendi. Günümüzde öğretim üyelerinin toplumun ihtiyacı olan bilgiyi iletişim araçları sayesinde rahatlıkla aktarabildiğini görmekteyiz. En önemli paydaşımız olan öğrencilerimizle yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerini toplum faydasına sunmaktayız. Üniversitelerin toplumsal sorunlara yönelik çözüm odaklı yaklaşımlarla bilim ve toplum arasında köprü kurmasını vurgulayan dünyada bir ilkin, YÖK tarafından gerçekleştirilmesinin, biz bilim üreten bilim insanlarının ortak gururu olduğunu paylaşmak isterim. İKÇÜ BİO olarak bu önemli konu ile ilgili güncel yaklaşımları ve çözüm önerilerini paylaşmak adına YÖK’ün öncülüğünde yapılan bilim fırtınasına katılmaktan mutluluk duyuyoruz” diye konuştu. Uzun Vadede Çok Sağlam Stratejilere İhtiyaç Var Dijital teknolojideki gelişmelerin avantajlarının yanında yapay zekâ sistemlerinin ortaya çıkardığı yeni hukuki, teknik ve etik sorunlar ile veri ihlallerinin gündemde olduğunu aktaran Prof. Dr. Yasin Bulduklu, “Toplumların tartıştığı her alanda akademi anlamında sorumluluklarımız artıyor. Burada en önemli konu bizim hala yerli ve milli bir dil modelimizin olmayışı. Dünya üzerinde eğer yanılmıyorsam 22 tane dil modeli var. Bize 3 tanesinin kullanımını izinle vermişler. Kullanıyoruz ama dil modelini geliştiremiyoruz. Sonuç olarak yapay zekaya sadece veri yüklemiş oluyoruz. Bir sosyal medya hesabını kullanıyorsanız o sizin otomatik olarak profilinizi oluşturuyor, nelerden hoşlandığınız, paylaştığınız içeriklere göre ideolojik fikirleriniz, nerede olduğunuz, kendinizi nereye konumlandırdığınız ve sizin karşınızda sizin fikirlerinizi, ideolojinizi etkileyebilecek nitelikte içerikler sunmaya başlıyor. Kısaca telefonunuz kapalı bile olsa takip edilmekteyiz. Telefonunuzu, o telefonu üreten şirketin işletim sistemi iOS veya Android dinliyor. Bu açıdan veri güvenliği günümüzde en büyük sorunsal gibi durmaktadır. Yapay zekadan kaçış mümkün değil, elbette bunu kullanacağız. Bu alanlarda her üniversitede hocalarımızın yaptığı çok çalışma var. Uzun vadede ülkemizin hem yükseköğretimde hem de temel eğitimde çok sağlam stratejilere ihtiyacı var” ifadelerini kullandı. ChatGPT İle Gündem Oldu İKÇÜ Medya ve İletişim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ümit Aydoğan da kategorize edecek bilgilerin kişilerden istenerek küresel ağa aktarılmasının yeni bir gelişme olmadığını, YZ teknolojilerinin günlük hayata nüfuz eden ChatGPT ile gündeme geldiğini aktardığı konuşmasında, seçim kampanyalarının bile bu algoritmalardan edinilen bilgilerle yürütüldüğünü söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Aydoğan, “Makine öğrenimine dayalı teknolojilerin kullandığı alanlar aslında o kadar da yeni alanlar değil. Biz çevrimiçi yaşamaya, işte, okulda, evde daha fazla vakit ayırmaya başlayınca bunları farketmeye başladık. Herkes bilgisayar karşısında, akıllı telefonlar her anımızda. Tercihler, bilgi alanları, bilgi alanlarının hepsini eskiden yazıyorduk. Şimdi işaretle diyor. Neden? Amerikan seçimlerinde yaptığını yapacak. Siz neyi takip ediyorsanız önünüze o içerik gelmeye başlayacak. Evinize robot süpürge alıyorsunuz, kamerası var. Neden? Evinizin haritasını çıkarmasının dışında sizin günlük yaşam pratiğinizi üreticiye rapor edecek. Akıllı buzdolabı var, saat kaçta eve giriyorsunuz, kaçta çıkıyorsunuz, sensörü ile ayarlarsan yumurta bitince sipariş veriyor. Ama o buzdolabının üreticisi gıda alışkanlıklarını, üreticilere satıyor aslında. Bunların hepsi tüketici alışkanlıklarını topluyor. Bunlara ek olarak biyometrik veriler örneği, telefon güvenliği diye Face ID'de oturum açma ya da parmak izi ile oturum açma gibi… Böylece biyometrik veriler toplandı. Daha sonra alışkanlık verileri toplandı. Bugün yapay zekanın yaptığı şey toplanan verilerin analizini sunmasıdır” dedi. Devasa Veri Merkezine, GPU’lara İhtiyaç Var Ülkelerin YZ’ye bağlı kendi GPT'leri ve dil modellerini geliştirdiklerini, ülkemizin bu alanlarda gelişim sağlamasının oldukça önemli olduğunu vurgulayan Medya ve İletişim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ümit Aydoğan, “Veri dünyanın en değerli şeyi, altından da değerli, petrolden de değerli. Veri yoksa hiçbir şey yok. Dil modeli de yok. Bir dil modelinin başarısı veriyle doğrudan ilişkilidir. Ne kadar fazla veriniz varsa o veriyi ne kadar iyi sınıflandırabiliyorsanız modeliniz o kadar başarılı oluyor. Bu noktada veri gizliliği önemli bir mesele oluyor. Günümüzde özellikle bizim ülkemizde olmayan şey, veriyi tutmak, sonrasında toplamak ve depolamak, depoladığınız veriyi işlemek, işlerken de yapay zekâ ile entegre edip çıktı almak. Bunun için devasa veri merkezine, GPU’lara ihtiyaç var. Bunlar çok büyük maliyetler. Ülkemizde zaten bunun üretimi yok, yurtdışından gelen pahalı cihazlar. GPU'ları üretemiyoruz. Bize de satmıyorlar. Başlangıç giriş modelleri bizim ülkemizde satılıyor. Öyle de bir dezavantajımız var” diye konuştu. Enformasyon Teknolojisini İstila Etme Zamanı Yapay zekâ teknolojilerinde çığır açıcı gelişmelerinin bazı mesleklerin geleceğine yapacağı etkilere de değinen Dr. Öğr. Üyesi Ümit Aydoğan, Türkiye’nin enformasyon teknolojisini istila etmesinin vaktinin geldiğini ifade etti. Dr. Öğr. Üyesi Aydoğan, “Artık mesleğinizde bu teknolojilere hâkim olmanız beklenecek. Mesela mühendis iseniz mühendislik dili modellerini çok iyi biliyor olmanız gerekecek. Belki birçok mesleğin yerini yapay zekâ alacak. Beyaz yakalı bir memursanız ya da bir bürokratsanız o işin mevzuatını bilmenize gerek kalmayacak. Çünkü onu yapay zekâ yapacak. Belki ileride bu avukat gereksinimi de ortadan kaldıracak. Herkes kendi hukuk yapay zekâsı ile kendini savunabileceği noktaya gelecek. Özellikle eğitim öğretim alanında öğretmen ya da akademisyen ihtiyacı ciddi anlamda azalacak. Uzaktan eğitim sürecinde yaşadık. Öğrencinin sınıfa gelmesine artık çok fazla gerek yok. Chat GPT'nin sesli özelliğini bir sınıfta açıp öğrencilerin sorularına tıpkı bir öğretmen edasıyla detaylı cevaplar veren iletişim kurabilen yapay zekâ teknolojilerinin denendiği örneklerini görmekteyiz. Toplum olarak var olmak istiyorsanız artık enformasyon teknolojisinde aktör olmalısınız. Bu teknolojiyi istila etmek lazım ve bu anlamda akademiye çok büyük işler düşüyor” şeklinde konuştu. Söyleşi programı konuklardan gelen soruların yanıtlanmasıyla son buldu. -
24.06.2025
İKÇÜ Öğrencilerinden TÜBİTAK Projelerinde Yüzde Yüz Başarı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) öğrencileri, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından yürütülen Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programlarında her dönem yakaladığı başarılı yükselişe 2024 yılında da devam etti. Başvuru ve kabul gören proje sayılarında yüzde yüz artış yakalayarak rekora imza atan İKÇÜ’nün başarılı öğrencileri, düzenlenen törenle ödüllendirildi. TÜBİTAK destekleme programlarında, başvuru ve destek sayılarındaki başarılarıyla gurur kaynağı olan İKÇÜ öğrencileri için Proje Genel Koordinatörlüğünce düzenlenen törene, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın katıldı. Yükselen Bir İvme Yakaladık Törende konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, 2023 yılının 2. Döneminde 2209-A programına İKÇÜ’lü öğrenciler tarafından 126 başvuru yapıldığını, 92’sinin kabul edildiğini; 2209-B programında ise 37 başvurudan 25’inin kabul aldığını belirtti. 2024 yılı 1. Döneminde 2209-A programında başvuru sayısının 256’ya çıktığının ve 164 projenin kabul edildiğinin bilgisini veren Prof. Dr. Akbulut, 2209-B programında ise 35 başvurudan 27’sinin kabul aldığını belirterek TÜBİTAK öğrenci projelerinde İKÇÜ’nün her geçen dönem yükselen güzel bir ivme yakaladığını vurguladı. Prof. Dr. Akbulut, “Öğrencilerimizin genç yaşta projeye başlamaları bizi çok memnun ediyor. Bilimsel açıdan kendinizi yetiştirmek için aslında bunlar çok önemli fırsatlar. Bu ve benzeri projeler içerisinde yer almanız, araştırma-geliştirme veya akademik olarak yükselme gibi hedeflerinize de katkı sağlayacaktır. Sanayide de tam olarak proje yapan, araştıran personellere ihtiyaç var. Ben, bu özverinizden dolayı; projeler üreterek üniversitemize de katkı sağladığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi. Her Paydaşın Kazançlı Çıktığı Bir Süreç Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın ise, “Projeleri aslında bir iş simülasyonu olarak düşünebilirsiniz. Proje yaparak, bir problemi baştan sona ele alıp çözme ve onu raporlama; bunu belli kriterler altında yapabilme becerisini kazanıyorsunuz. Danışman hocalarınız ve Proje Genel Koordinatörlüğünden eğitimciler gibi bu konuda yetkin personel tarafından organize edilen bir süreci yaşıyorsunuz. Eğitimciler size, projenin yazımından başvuru aşamasına kadar gerekli desteği veriyorlar. Bu hem akademik anlamda önünüzü açacak bir süreç hem de mesleki anlamda sizlere proje yapabilme kabiliyetini kazandıracak bir iş deneyimi” diye konuştu. TÜBİTAK projelerinin, bilimsel bakışı ya da bir fikri projeye dönüştürme konusunda önemli bir aşama olduğunu belirten Doç. Dr. Aydın, proje yapmak ve proje kültürünü yaygınlaştırmakla öğrencinin, danışman hocanın, üniversitenin, TÜBİTAK’ın, üniversitenin bulunduğu şehrin ve ülkenin kazançlı çıktığını vurguladı ve projesi kabul edilen öğrencileri tebrik etti. -
24.06.2025İKÇÜ’de “Formasyona Yönelik Eğiticilerin Eğitimi” Sertifika Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Bologna Eşgüdüm Koordinatörlüğü Eğiticilerin Gelişimi Birimi ve Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce “Formasyona Yönelik Eğiticilerin Eğitimi” programı kapsamında eğitimlerini başarıyla tamamlayan öğretim elemanları için sertifika töreni düzenlendi. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda yapılan programa, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Sürekli Eğitim ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Akan, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar. Genel Sekreter Nuretdin Memur ile çok sayıda akademisyen katıldı. Eğitim Hayat Boyu Öğrenmeyi İfade Ediyor Programda emeği geçen ve sertifika almaya hak kazanan hocalara teşekkür ederek sözlerine başlayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, değişen eğitim süreçlerine bağlı olarak akademisyenlerden yaşam boyu öğrenme, bilgilerini yenilemelerine ek olarak öğrenme ve öğretme sürecinde pedagojik ve teknolojik yeterliklerini günümüz gereksinmeleri ile bütünleştirmelerinin beklendiğini kaydetti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Bilindiği üzere bu tür eğitimlerin yapılması gerekiyor, çok hızlı değişen, hızlı gelişen ihtiyaçların sürekli yenilendiği bir dünyada bu tür programlara hepimizin ihtiyacı var. Eğitim hayat boyu öğrenmeyi ifade ediyorsa, bu tür eğitimlere sürekli ihtiyaç var demektir. Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) yönlendirmelerinin ışığında, akademisyenlerimizin gelişimine katkıda bulunmak ve hem bireysel olarak öğretim görevlilerini mesleki gelişime teşvik edecek hem de bir bütün olarak kurumsallaşmaya katkıda bulunacak, hizmet kalitesini yükseltmeye yardımcı olacak faaliyetlerde bulunmak adına bu eğitim programlarını oldukça önemsiyoruz. Üniversitemizin eğitim-öğretim sürecinin verimliliğinin artmasına önemli katkılar sağlayacak bu programa katkıda bulunan, sertifika alan tüm hocalarımızı tebrik ediyorum” şeklinde konuştu. Eğitim Faaliyetlerinin Niteliğine Katkı Törende konuşan İKÇÜSEM Müdürü Doç. Dr. Bekir Emiroğlu da sertifika programının YÖK değerlendirme kriterleri çerçevesinde, profesyonel eğitimcilerin eğitim niteliklerinin artırılması, çağdaş eğitim modelleri ile öğretim süreçlerini çeşitlendirebilmeleri amacıyla verildiğini aktardı. Doç. Dr. Emiroğlu, “Doktoralı hocalarımız tarafından UZEM üzerinden düzenlenen 27 saatlik program kapsamında, ölçme ve değerlendirme prensipleri, öğretim yöntemleri, eğitim ve öğretimde kullanılan yeni yaklaşımlar, yöntem ve teknikler anlatıldı. Kurumumuzun gelişen bir çizgi içerisinde eğitim faaliyetlerini daha nitelikli hale getirmesine katkı sunmak adına bu tür çalışmaların devamını yapacağız. Katılımınız için hepinize teşekkür ediyorum. Başarılı olan tüm hocalarımızı da tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. Program, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin sertifika almaya hak kazanan akademisyenlere belge takdimiyle sona erdi.
Toplam 193
Okunma Sayısına Göre Haberler :::
-
68 kez okundu
BMC ile Otomotiv Sektörüne Nitelikli İş Gücü Protokolü
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve BMC Otomotiv arasında iş birliği anlaşması imzalandı. İmza töreni, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Lütfi Balık’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Üniversite- sanayi iş birliği doğrultusunda imzalanan protokol ile başta AR-GE çalışmaları olmak üzere oluşturulacak genç yetenek programları ile öğrencilere staj ve kariyer fırsatları, karşılıklı teknik geziler, seminer, konferans gibi faaliyetlerle sektörel bilgi paylaşımı hedefleniyor. Protokolle ilgili değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Köse, Türkiye’nin ön gelen ticari ve askeri araç üreticilerinden BMC ile genç istihdama büyük katkı sağlayacak bir protokole imza atmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. İKÇÜ İstihdam Odaklı Projelerin İçinde Üniversite olarak akademide üretilen bilgi ve becerileri sektöre kazandıran iş birliklerine büyük önem verdiklerini belirten Prof. Dr. Köse, “Hızlı bir teknolojik dönüşümün yaşandığı küresel sanayide, sektörün nitelikli insan kaynağına ihtiyacı daha çok artmıştır. Üniversite olarak yerli ve özgün, teknoloji geliştiren, teknoloji üreten ülkemize katkı sağlamak için, öğrencilerimizin başarısını önceleyen bir yaklaşımla istihdam odaklı projelerin içinde yer alıyoruz. Sektör temsilcileri ile sürekli temas halindeyiz. Ülkemizin öncelikli sektörlerinin geleceğine katkı sunacak önemli iş birliklerini hayata geçirmeye devam ediyoruz. AR-GE çalışmalarına sektör temsilcilerinin katılımını ve katkısını önemsiyoruz. BMC iş birliği de bu kapsamda oldukça önemli. Bu imza ile öğrencilerimiz, eğitim süreçleri boyunca iş dünyasını daha yakından tanıyacaklar, bir sonraki aşamada da istihdamda aktif şekilde yer alacaklar. Diğer taraftan da nitelikli akademisyenlerimizle BMC’nin ilgili alanlardaki sorunlarının çözümüne veya sanayiye yeni bir malzeme, ürün, üretim yöntemi gibi çıktıların kazandırılmasına yönelik ortak projeler yaparak yeni platformlar oluşturulacaktır. Ülkemiz ekonomisinin lokomotifi sanayi sektörünün, öncü kurumlarından biri olan BMC ile imzaladığımız bu protokolün üniversitemize, bölgemize ve sektöre hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum” dedi. Üniversite-Sanayi İş Birliği Kültürüne Örnek BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Lütfi Balık ise nitelikli bilgiye dayanan, katma değerli üretimi arttıran AR-GE çalışmalarına verdikleri desteğin altını çizerek; sanayide ihtiyaç duyulan yüksek nitelikli insan kaynağının akademi ile yapılan iş birliklerinden geçtiğini söyledi. İKÇÜ ile üniversite-sanayi iş birliği kültürüne örnek teşkil eden bir protokolde yer almaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan Genel Müdür Lütfi Balık, “BMC ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi arasında imzalanan iş birliği anlaşmasıyla genç yeteneklerin gelişimine destek olmayı, eğitim ve AR-GE alanlarında önemli projelere imza atmayı hedefliyoruz. Bu iş birliğiyle Genç Yetenek Programları ile öğrencilere staj ve kariyer fırsatları, teknik geziler ve BMC yetkililerinin konuk eğitmen ve konuşmacı olacağı sektörel eğitimler aracılığıyla bilgi paylaşımı, üniversite – sanayi iş birliği çerçevesinde de AR-GE çalışmaları ve ortak projeler gibi pek çok alanda birlikte çalışacağız. Bu adımın gençlerimizin kariyer yolculuğuna ışık tutacağına ve üniversite-sanayi iş birliğini daha da güçlendireceğine inanıyor, her iki taraf için de hayırlı olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın, BMC Otomotiv Yetenek Yönetimi ve Gelişim Müdürü Ersin Canan’ın hazır bulunduğu törende, karşılıklı görüş alışverişinin ardından Rektör Prof. Dr. Köse ve BMC Otomotiv Genel Müdürü Balık tarafından protokole imza atıldı. -
38 kez okundu
Yılın İlk Senato Toplantısına YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar Başkanlık Yaptı
“2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonuna Dair Üniversiteler ile Bölgesel Toplantılar” serisinin dördüncüsü Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın başkanlığında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ev sahipliğinde başladı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, program öncesi Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’yi makamında ziyaret etti ve sonra YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, Prof. Dr. Naci Gündoğan, Prof. Dr. Hüseyin Karaman ile İKÇÜ'nün 2025 yılı ilk Senato Toplantısına katıldı. Üniversitelerimizin Sorunlarını Yerinde Tespit Ediyoruz Senato toplantısı öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türk Yükseköğretim Vizyonuna Dair Üniversiteler ile yapılan bölgesel toplantılarla ilgili bilgi verdi. Başkan Prof. Dr. Özvar, “Bugüne kadar Ankara, Diyarbakır ve Niğde’de üniversitelerimizin katılımlarıyla üç ayrı '2030 Vizyon Toplantısı' gerçekleştirdik. Dördüncü buluşmamızı Ege ve Akdeniz bölgesindeki üniversitelerimizle birlikte İzmir’de yapıyoruz. Bu toplantımıza Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren 13 üniversiteyi de önümüzdeki döneme ilişkin Kurulumuzun faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olmalarının yararlı olacağı düşüncesiyle davet ettik. Bu vesileyle her zaman yaptığımız gibi üniversitelerimizi mutlaka ziyaret ediyoruz ve üniversitelerimizin senato üyeleriyle yüz yüze toplantı yapmayı tercih ediyoruz. Mümkün olduğu ölçüde öğrencilerimizle akademik ve idari personelimizle bir araya gelmek suretiyle üniversitelerimizin meselelerini yerinde tespit etme ve bunlar üzerinde konuşma fırsatı buluyoruz. Bugün de İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin değerli senato üyeleriyle bir araya geldik. Toplantımızın en iyi şekilde yapılması için yoğun gayret harcayan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitemizin kıymetli rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’ye samimi ev sahipliği için teşekkür ederim” diye konuştu. Kapasiteyle Beraber Kaliteyi de Arttırmalıyız Üniversitelerin beşeri sermayeyi geliştirmesinin yanında bilim ve teknoloji alanında yaptığı çalışmalarla da ülke ekonomisine sunduğu katkılara dikkat çeken YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, “Bugün üniversitelerimiz Türkiye'deki iktisadi gelişmenin en önemli aktörlerinden biridir. İnanıyoruz ki önümüzdeki yıllarda bütün dünyada meydana gelen değişimlere uygun olarak Türkiye'de de üniversitelerimiz ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli, beşeri sermaye ihtiyacını çok daha üst düzeylerde karşılayacaktır. Türkiye'deki üniversitelerimiz sadece ülkenin ekonomik kalkınmasına, insanımızın gelişmesine değil, ülkemizin üniversitelerine teveccüh eden uluslararası öğrencilerin gelişmesine de hep beraber önemli katkılar sağlamakta. Çok sayıda uluslararası öğrencinin gelişmesine, yetiştirilmesine emek harcamaktadır. Ülkemizin etrafında komşularımızın öğrencilerine değil bütün dünya uluslarının öğrencilerine hizmet vermektedir. Bugün itibariyle üniversitelerimiz arzu edilen kapasiteye erişmiştir. Bundan sonra yapmaya çalıştığımız ve ulaşmak istediğimiz; çok daha kaliteli kurumlar haline gelmektir. İnşallah kapasiteyle beraber kalitemizi de artırmak suretiyle ülkemizin ve bölgemizin ihtiyaç duyduğu insanların yetiştirilmesine, araştırma gelişime faaliyetlerinde daha ileri gitme noktasında elimizden gelen her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Suriye’deki Üniversitelerin Gelişmesine Destek Vereceğiz Türkiye’nin yükseköğretim tecrübesini Suriye ile paylaşmaya hazır olduğunu belirten YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, “Bu konuda mevkidaşlarımızla temaslarımız devam ediyor” dedi. Suriye’de halkın teveccüh edeceği bir demokratik düzenin inşa edilmesini temenni ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Özvar, şunları kaydetti: “Suriye’de eski rejimden kaynaklanan yükseköğretime ilişkin muhtelif sıkıntılar yaşanmıştı. Yükseköğretim Kurulu ve üniversiteler olarak komşu, dost Suriyeli kardeşlerimizle bu konuda birlikte çalışacağız. Mevkidaşlarımızla yapacağımız karşılıklı istişareler neticesinde Yükseköğretim Kurulu, Türkiye’nin yükseköğretim tecrübesini Suriyeli kardeşlerimizle paylaşmaya hazırdır. Bu konuda temaslarımız devam etmektedir. İnşallah orada da üniversitelerin kalkınmasına, gelişmesine Türkiye olarak destek vereceğiz. Bu konuda meslektaşlarımızla temas halindeyiz. Yükseköğretim alanında diğer bütün ülkelere nasıl barış, dostluk ve kardeşlik çerçevesinde destek veriyorsak, Suriye’deki kardeşlerimize de her türlü desteği vereceğiz.” Öğrenmeye Olan Tutkuyu Rehber Edinmiş Bir İKÇÜ 2025 yılının ilk senato toplantısını YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’ın teşrif etmesinden duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ hakkında kısa bir sunum yaptı. Çok yönlülüğü ve öğrenmeye olan tutkuyu rehber edinmiş bir İKÇÜ olarak ülkenin bilgi ve teknoloji üreten öncü kurumlarından biri olmayı hedeflediklerini kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Sağlık, mühendislik, sosyal bilimler ve doğa bilimleri gibi çeşitli alanlarda akademik alanda yetkin bir kadro kurduk ve her geçen gün gelişmeye ve geliştirmeye devam etmekteyiz. Bilimsel araştırmalarla akademik dünyaya yön ve ilham veren ekol bir üniversite olma hedefimize emin adımlarla yürümeye gayret ediyoruz. 2024 verilerine göre üniversitemiz araştırmacıları ve akademisyenleri 7123 Web of Science, 856 SCOPUS, 278 TR Dizin yayın ile bu hedefimize katkıda bulunmuşlardır. Temel değerlerimizle donatılmış bireyler yetiştirmek, üretilen değerleri ekonomik çevreye ve bilgi birikimini toplumun hizmetine sunmak amacıyla yoğun biçimde çalışmalar yapmaktayız. Bu yolculuğumuzda her zaman yakın destekleriniz için zat-ı alilerinize en kalbi şükranlarımı sunuyor, üniversitemizi şereflendirdiğiniz için teşekkür ediyorum” dedi. Öğrenciler Karşıladı Rektör Prof. Dr. Köse’nin eşlik ettiği YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’ı öğrenciler girişte çiçeklerle karşıladı. Rektörlük makamında bir süre Prof. Dr. Köse ile sohbet eden YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, İKÇÜ’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. Rektör Prof. Dr. Köse de “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak ağırlamaktan büyük bir onur duyduğumuz Sayın Başkanımıza saygı ve şükranlarımı sunuyorum” şeklinde memnuniyetini ifade etti. Basın açıklamalarının ardından İKÇÜ Senato Toplantısı basına kapalı olarak devam etti. -
34 kez okunduBakay Hoca İçin Anma Programı
Kalp krizi sonucu 55 yaşında yaşamını yitiren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi, Uluslararası Projeler ve Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay için eşi, çocuğu, ailesi, yakın dostları, akademisyen arkadaşları, sevenleri ve öğrencilerinin de katıldığı anma programı düzenlendi. Geçtiğimiz ay geçirdiği ani kalp krizinin sonucu yaşamını yitiren ve sevenlerini yasa boğan Bakay Hoca’nın anılarını yad etmek için düzenlenen programı, şehir dışı programı nedeniyle katılamayan Rektör Prof. Dr. Köse’yi vekalaten Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, dekanlar, enstitü ve yüksekokul müdürlerinin yanı sıra, konuk üniversitelerden gelen akademisyenler, Milli Eğitim Bakanlığında birlikte çalıştığı mesai arkadaşları, eğitimciler, akademik ve idari personel ile öğrenciler takip etti. Program, İlahiyat Fakültesinden Dr. Öğr.Üyesi İhsan Sütşurup’un okuduğu Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, üniversiteye gelişi ile birlikte olan tanışmalarından koordinatörlük görevine uzanan süreçte birçok anıyı paylaştıklarını aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, insani yönünün dışında güçlü akademik donanımı, proje adamı yönüyle de Bakay’ın İKÇÜ’nün uluslararasılaşma misyonuna kazanımlarının rekor seviyelere ulaştığını söyledi. Bulduklu, “İnanılmaz bir insandı. O’nun göreve başlamasıyla İKÇÜ’nün fonlardan aldığı pay, 12 kat arttı. 20 bilim haberi yaptıysak 15’i Bakay Hoca’nın içinde olduğu bir proje haberidir mutlaka. Emin Hoca başarılı bir akademik hayatının yanında çok iyi bir insandı. Sanki kırkı yıldır tanıyormuşum gibi. Çok arıyoruz kendisini, çok özlüyoruz. Mizahi yönü çok güçlüydü. Ölümü de keşke şaka olsaydı. Çok şey var ona dair. Kimseye karşı kötü düşünmezdi. O’nun lafıdır, ‘Öyle demeyelim abi’ derdi. Hepimizin başı sağ olsun. Mekânı cennet olsun. Dualarımız onunla olsun” Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Şaban Doğan ise toprak ve deniz aşığı yakın dostu Bakay Hoca’yı kaybetmenin derin yası içinde olduğunu kaydetti. Şiir ortak paydasında başlayan dostluklarının her anlamda karşılıklı abi-kardeş ilişkisine dönüştüğünü paylaşan Prof. Dr. Doğan, Bakay’ın çok sevdiği Abdurrahim Karakoç’un ‘incitme’ dizileriyle seslendi: “Sensiz bir yanımız hep eksik kalacak. Cuma günleri kim kontrol edecek bizleri? Kimin yanına gideceğiz, kime dökeceğiz içimizi, kim koşacak imdadımıza en sıkıntılı zamanlarda? Kim teselli edecek? Yoksun öyle mi bundan sonra sabah çaylarında Emin Abi? Öyle demeyelim abi. Ama öyle’ler bitti mi artık? O yakını da uzağı hiç incitmedi. ‘Gölgesinde otur amma Yaprak senden incinmesin. Temizlen de gir mezara Toprak senden incinmesin. Toz konmasın sakın sana. Hakkı geçer halkın sana. Gücenmesin yakın sana. Uzak senden incinmesin...” O kadar çok anı biriktirdik ki birlikte… Kendisi göçünü toplayıp gitti, bize güzel anılarını bıraktı. İyi ki tanıdım seni, unutmayacağız, unutturmayacağız, Ruhun şâd, mekanın cennet olsun güzel insan” dedi. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sevtap Ünal da konuşmasında başarılarla dolu eğitmenlik hayatı vesilesiyle fakültenin birçok başarıya imza attığını kaydetti.Ünal, "Çalışkanlık, disiplinle ilgili sayısız ödüle sahipti. 2016’da üniversitemize geldi. Kısa sürede çok değerli, inanılmaz katkılar sağladı. Öğrencilerine kendini adadı. Dönem tatilinde ders yapan biriydi. Çok yardımseverdi. Gençleri çok severdi. ‘Hepsi çok pırıl pırıl ve öğrencilerle vakit geçirmekten çok mutlu oluyorum’ derdi. Başkalarının başarıyla mutlu olan, yüce gönüllü bir insandı. İnanılmaz çalışkan bir insandı. Yarım kalan hiçbir işi olmazdı. Bakay Hocadan hem akademisyen hem de insan olarak çok şeyler öğrendik. Biz kendisini tanımaktan, birlikte çalışmaktan, dostu olmaktan mutlu olduk. Dostluğuna paha biçilemez, anlatmaya kelimeler yetmez. Boşluğu asla doldurulamaz. Güven,samimiyet, dürüstlük onu en iyi anlatan erdemlerdir. O’nu tanımaktan gurur duydum. Seneyi devriyesinde İİBF Dergimiz için özel sayımız olacak hepinizden bu konuda desteklerinizi bekliyoruz” diye konuştu. İİBF Öğretim Üyesi Cihannuma Ekonomik Toplumsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serhat Burmaoğlu da proje vesilesiyle olan tanışıklığından bahsettiği konuşmasında yurt dışına çıkmadan önce paylaştıkları akademik yolculuğu anlattı. Prof. Dr. Burmaoğlu, “Kendisiyle bir projeye başladık. Proje geçince birlikte İtalya’daki toplantıya gittik. İtalya’daki toplantıdaki haline, tavrına bilgisine hayran oldum Bizim fakültemizde böyle bir hoca varmış, hemen yanı basımızdaymış biz ulaşamamışız, farkına bile varmamışız, çok pişman oldum. İtalya’dan dönüşte bunu ona anlattım dedim ki gerçekten şu an çok sinirliyim. Biz seni üniversitede niye böyle bıraktık çok üzüldüm. Sonrasında Rektör Hocamız, Yasin Hocamız ile görüştüm. Eğitmenlik hayatında yaşadığı kırgınlıklar vardı. Bu işlere beni sokuyorsun ama sonra hep beraber üzüleceğiz dedi. İşin içinde birazcık üniversite, devlet deyince aslında Emin Hoca ikna edilebilir bir hoca. Kırgızistan görevine gidince sanki yalnız bırakmışım gibi üzüldüm aslında. Kırgızistan’dayken O’nun sayesinde hep iletişimde olduk. Iletişimi hiçbir zaman koparmadı hep devam ettirdi ve aslında buraya döndüğümde gördüm ki yönetim ekibiyle inanılmaz uyum sağlamış harika iş çıkartıyor. Motivasyonu yerinde ve açık söyleyeyim kendini bulmuştu. Uzaktan da olsak birlikte çalıştık. İyi ki birlikte çalıştık, hiçbir zaman unutmayacağız” şeklinde konuştu. Merhum Bakay ile birçok AB projesine imza atan Turizm Fakültesi Seyahat İşletmeciliği Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Volkan Altıntaş da baş sağlığı dileyerek başladığı konuşmasında Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay’ın vizyonundan istifade etmekten duydukları memnuniyeti paylaştı. Prof.Dr. Volkan Altıntaş,” Emin hocanın yokluğu bizim için birer boşluk ancak onun bıraktığı izler, ortaya koyduğu vizyon birer kazanımdır. Göreve ilk başladığı günden bu yana üniversitemiz ve fakültelerimiz için uluslararası anlaşmaların yapılmasını sağlayan, uluslararası ağımızı güçlendiren çok değerli bir hocamdı. Fakültemize, üniversitemize katkıda bulunduğu için kendisine minnettarım. Son defa Erasmus seyahatini benimle geçirmesi benim için oldukça anlamlı. Yaklaşık 15-16 saat süren uzun bir yolculuğa çıkmıştık. O uzun seyahatte yakından tanıma fırsatı bulduğum Emin Hoca ile çok farklı iş birliklerine imza attıktan sonra farklı projeleri daha yapacaktık. Nasip olmadı. Hayatım boyunca unutamayacağım çok değerli bir insan olduğunu söylemek istiyorum” diye konuştu. Merhum Bakay’ın akademik danışmanı olan Dokuz Eylül Üniversitesinden Emekli Öğretim Üyesi Prof.Dr. Reşide Kabadayı da yaşadığı derin üzüntüyü “O benim arkadaşımdı o benim öğrencim değildi kendisini çok özlüyorum” şeklinde ifade etti. Öğrenciliğinin dışında kendisine olan hürmetini, saygısını, yardımını hiçbir zaman esirgemediğini ifade eden Prof.Dr. Reşide Kabadayı, “Uzun vadede Emin ile arkadaş olduk, ben ona yardım ettim o bana yardım etti. Ama en çok özellikle emekli olduktan sonra o bana yardım etti. Ne zaman zorda kalsam ne zaman sıkışsam hep Emin’e başvurdum. O her bayram her yılbaşı beni önce telefonla arayıp o günlerimi kutlayan değerli bir öğrencimdi. O gerek öğretmenliğinde gerek eğitim yöneticiliğinde çok başarılı oldu. Bilim insanı olarak çok başarılıydı, bir bilim insanının sahip olması gereken özelliklere sahipti. Meslek hayatında çok iyi bir insandı, özel hayatında da öyleydi, ahlaklıydı, yardım severdi, iyilik severdi. Emin’in dogmaları yoktu, esnekti, dayatmazdı. Aynı zamanda tevazu sahibiydi, övündüğünü hiç ama hiç bir zaman görmedim. Kendisini çok özlüyorum beni dinlediğiniz için teşekkür ederim” şeklinde konuştu. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Yüksel Deniz Arıkan’da Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay ile olan 30 yıllık dostluğundan bahsederek kaybından duyduğu acıyı ifade etti. Doç. Dr. Arıkan, “Hayatımdaki en zor anlardan biri onun aramızdan ayrıldıktan sonraki ilk dersimdi. Bu dersi O’na atfetmiştim, benim için zor olmuştu. Sizler onu üniversite perspektifinden tanıyorsunuz. Yaklaşık 30 yıla varan bir arkadaşlıkla, O’nu tanıyan biri olarak anlatmak isterim ki; ikimizin de hocası bizi odasına çağırırdı. Siz ikiniz çok iyi arkadaş olacaksınız dedi ve öyle de oldu. Yıllarca ayrılmadık, çocuklarımız oldu. Çok çalıştık, birlikte şehirler gezdik, birlikte türküler söyledik. Genç yaşta aramızda ayrıldı. Bir abi, bir kardeşimi kaybettim. Mekânın cennet olsun” dedi. Merhum Bakay’ın anısını yad etmek isteyenlerin söz aldığı ve oluşturulan anı defterine Bakay anısına duyguların paylaşıldığı program çerçevesinde ayrıca Merkez Kampüs alanında pilav ve lokma dağıtıldı. -
25 kez okunduİAOSB’ye Meslek Yüksekokulu Müjdesi
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ev sahipliğinde yapılan “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu" toplantısına katılan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ni (İAOSB) ziyaret ederek onuruna verilen akşam yemeğine katıldı. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin refakatinde, İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace tarafından karşılanan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’a, YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, Prof. Dr. Naci Gündoğan ile Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, farklı üniversitelerden rektörler, rektör yardımcıları ve üniversitelerden akademisyenler ile İAOSB Yönetim Kurulu üyeleri eşlik etti. Sanayi ile İş Birliklerini Önceliyoruz Meslek yüksekokullarının organize sanayi bölgelerinde konumlandırılmasının önemini vurgulayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar "Üniversite-Sanayi Eğitimi Projesi” ile öğrencilerin sanayinin kendine özgü atmosferi içinde yetişmelerine destek sağladıklarını aktardı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, OSB’lerde kurulan MYO’lara verilen eğitim desteği kapsamında gerçekleştirilecek uygulamalar ile meslek yüksekokulu mezunlarının bilgi, beceri ve yetkinliklerinin sanayi ve iş dünyasının ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilmesi, buna bağlı olarak istihdamlarının artırılması, iş piyasasını tanımaları ve üniversite-sanayi iş birliğinin güçlendirilmesini öncelediklerini söyledi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Bu anlamda İAOSB’ye açılacak bir MYO’nun YÖK vizyonuna önemli katkıları olacaktır. Üniversite-sanayi iş birlikleri sayesinde sanayinin kendine özgü atmosferi içinde yetişen mezun gençlerimizin bulundukları OSB'de istihdam edilmesinde ve bilhassa ekonominin ihtiyaç duyduğu nitelikli ara eleman ihtiyacının karşılanmasında önemli roller oynayabileceğini düşünüyoruz. Yükseköğretim Kurulu olarak gelişen teknolojilere yönelik ihtiyaç duyulan yetkinlikleri uygulamalı çalışmalarla geliştirmek için iş dünyası ile iç içe bir eğitim modelinin geliştirilmesi, iş dünyasının üniversite içine dahil edilmesi, firma ve üniversitelerin karşılıklı olarak gelişimlerine katkıda bulunulmasını her platformda destekliyoruz. Ülkemizin sahip olduğu iktisadi, sosyal ve beşerî sermayenin gelişmesine katkı sağlama kararlılığındayız. Tüm paydaşlar olarak; dünyada rekabet gücü ve görünürlüğü yüksek, yeniliğe açık, kaliteli, istihdamı destekleyen, erişilebilir, kapsayıcı, dijitalleşmeyi ve uluslararasılaşmayı başarmış bir yükseköğretim sistemini hayata geçirmek hepimizin ülkemize ve milletimize karşı sorumluluğumuzdur. Bunları gerçekleştirmek için birlikte ve daha çok çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Gençlerimiz Türkiye Yüzyılının Mimarları Olacak İAOSB- İKÇÜ arasında uzun yıllara dayanan başarılı iş birliklerinin güçlenerek devam ettiğine işaret eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse de yakın zamanda bölge iş insanlarının taleplerine yönelik bir yol haritası oluşturulduğunu aktardı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Türkiye’de en yüksek istihdamı sağlayan ilk 10 OSB arasında yer alan, 22 farklı sektöre yönelik üretim gerçekleştiren İAOSB’nin 600’ü aşkın üyesiyle akademiden beklentilerini içeren bir ön izleme analizi yaptık. Geleceğin mühendislerini, teknisyenlerini ve uzmanlarını yetiştirirken sanayinin gerçeklerini göz önüne almalıyız. Akademik çalışmaların ve araştırmaların sanayide somut ürünlere, ticari değer taşıyan fikirlere dönüşmesi ülkenin stratejik hedefleri açısından son derece önemli. Kurulmasını son derece arzu ettiğimiz MYO’muzu bu veriler ışığında inşa edeceğiz. Üniversitelerin teorik, sanayinin ise pratik bilgi ve deneyimlerini bir araya getirerek daha fazla verimlilik ve üretkenlik harcıyla kurulu, öğrencilerimizin yarınlarını garantiye alacak bir adımı daha atmanın heyecanı içindeyiz. Üniversite olarak yerli ve özgün, teknoloji geliştiren, teknoloji üreten ülkemize katkı sağlamak için, öğrencilerimizin başarısını önceleyen bir yaklaşımla istihdam odaklı projelerin içinde yer alıyoruz. Yükseköğretim Kurulumuzun bizlerin önünü açan vizyonu ve teşvikleri doğrultusunda, üniversite-sanayi iş birliği kültürüne yönelik atılan örnek adımlarımız neticesinde; en büyük kıymetlimiz olan gençlerimizin, araştıran, keşfeden, çözüm üreten enerjisi ve üretkenliğiyle Türkiye Yüzyılının mimarları olacağının bilincindeyiz” dedi. İş Garantili Meslek Yüksekokulu İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, “Sizleri İzmir’in kalbinde, sanayimizin üretim üssü olan organize sanayi bölgemizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk ve onur duyuyoruz” diyerek konuşmasına başladı. Üniversite-sanayi iş birliğinin ülkenin ekonomik kalkınması ve teknolojik ilerlemesi için hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Başkan Cenk Karace, İAOSB’nin sınır komşusu İKÇÜ ile kurulan yakın iş birliklerinden duydukları memnuniyeti paylaştı. Meslek yüksekokullarının organize sanayi bölgeleri içerisinde konumlandırılması adına İKÇÜ ile büyük bir iş birliği adımı daha atma arifesinde olduklarını paylaşan İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, “Yönetim Kurulu toplantısında bu konu gündemimizde. İnşallah büyük iş birliği içinde yer aldığımız İKÇÜ ile meslek yüksek okulu oluşturma projemizi hayata geçireceğiz. Bölgemize ve eğitim camiamıza çok önemli bir eser katacağız. Yetişen gençlerimiz buradaki 610 fabrikada veya başka yerlerdeki sanayinin hizmetine kazandıracağız. Bu adım, gençlerimizin mezun olduklarında sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücü olarak hayata atılmalarını kolaylaştıracaktır. Ayrıca, teorik eğitim ile pratik becerilerin bir arada sunulması sayesinde iş dünyasının talep ettiği yetkinliklere sahip mezunlar yetişecektir” dedi. Toplantı sonrasında Başkan Cenk Karace YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar’a İAOSB Vakfı Kadınlar Kulübü tarafından özel olarak tasarlanan el yapımı hediyeyi takdim etti. -
23 kez okundu
İKÇÜ’de “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu”
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu" toplantılarının dördüncüsü İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) ev sahipliğinde yapıldı. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın başkanlığında, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya, YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, Prof. Dr. Naci Gündoğan ile Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof.Dr. Ümit Kocabıçak, rektörler, rektör yardımcıları ve üniversitelerden akademisyenler katıldı. Yükseköğretim sisteminin stratejik hedeflerini paylaşmak ve üniversitelerin görüşlerini almak amacıyla Ege ve Akdeniz bölgesindeki üniversitelerle birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren toplam 43 üniversite İKÇÜ’de bir araya geldi. Uluslararası Görünürlükte Alınması Gereken Ciddi Mesafeler Var Toplantının açış konuşmasında rektörlere seslenen YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar, erişilebilir, kaliteli, üretken, araştırmacı, yenilikçi, dijitalleşmeyi, uluslararasılaşmayı, istihdamı destekleyen kurumların yükseköğretimin geleceğini şekillendireceğini kaydetti. Küresel ve bölgesel rekabet gücünün artırılabilmesi ve sürdürebilmesi için bu başlıkların kritik önem taşıdığını vurgulayan YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar, “Yükseköğretimin sadece halihazırdaki durumunu değil yakın gelecekte alabileceği şekilleri bugünden ele almak büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Önümüzdeki yıllar, yükseköğretimde önemli fırsatların yanı sıra ciddi sınamaları da beraberinde getiren dönüştürücü bir sürecin habercisi olacaktır. Yükseköğretim Kurulumuzun eşgüdümü ve üniversitelerimizin dirayetli yaklaşımları sayesinde bugüne dek üniversite öğrencilerimizin öğrenim kalitesinden ödün vermeden, fakat yeni fırsatları da değerlendirerek bir denge bulmaya çalıştığımızı söyleyebilirim. Kapasite ile birlikte kalitenin de aynı ölçüde yükselmesine yönelik toplumda ortaya çıkan beklentinin karşılanması sadece YÖK ve YÖKAK değil bütün üniversite bileşenlerini yakından ilgilendirmektedir. Küresel ölçekte bilim ve teknoloji yarışı büyümüş, ülkeler arası rekabet artmıştır. Buna bağlı olarak küresel rekabette ön sıralara tırmanmak da zorlu bir yarış haline gelmiştir. Türk üniversitelerinin uluslararası akreditasyon standartlarını karşılamada ve küresel üniversite sıralamalarında üst sıralarda yer almada ciddi ve başarılı bir sınav verdiğini bugün uluslararası çevreler de takdir etmektedir. Bununla birlikte üniversiteler olarak mevcut durumla yetinmemiz mümkün değildir. Uluslararası görünürlük ve nispi rekabet üstünlüğü konusunda almamız gereken daha ciddi mesafeler bulunmaktadır. Bu durum, ülkemizin uluslararası öğrenci ve öğretim üyesi çekme kabiliyetini ve küresel akademik camiadaki genel itibarımızı etkilemektedir” dedi. İstihdama Duyarlı Olmayan Programların Tasfiyesi Sürecek Son yıllardaki hızlı teknolojik değişimin, otomasyon ve yapay zekaya dayalı yeni çözümlerin en fazla talep edilen kariyer programlarını şekillendirdiğini ifade eden YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar, ülkemizin dijital beceri açığının kapatılmasında önemli rol oynayacak programların açıldığını aktardı. YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar, “Bu sene 17 yeni ön lisans ve lisans programı 20 üniversitemizde 70’i aşkın sayıda açıldı. Tam doluluk oranı ile bu yıl bu programlar hizmet vermeye başladı. Bu programların sayısını, kalite standartlarını düşürmeden önümüzdeki yıllarda artırmaya devam edeceğiz. İstihdama duyarlı programlar kapsamında sağlıkta ve tarımda dijital teknolojiler ile yeşil dönüşümle ilgili insan kaynağı ihtiyacını karşılamak için yeni programlar üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca kuantum teknolojisinin kullanımıyla büyüyen tehditlere çare olması için siber güvenlik alanında ihtiyaç duyulan insan kaynağını da artırmak istiyoruz. Diğer taraftan istihdama duyarlı olmayan programların tasfiyesini de sürdüreceğimizi sizlerle paylaşmak isterim. Son dönemde açtığımız siber güvenlik MYO’ları, dijital ve yapay zekâ tabanlı programlar, hazırladığımız 'Yükseköğretimde Üretken Yapay Zekanın (ÜYZ) Kullanımına Dair Etik Rehber' bu yönde attığımız adımlardan bazılarıdır” diye konuştu. En Geniş Kapsamlı Paydaş Katılımını Sağlamayı Hedefliyoruz Dijital yetkinlik ve büyük veri, uluslararası tanınırlık ve saygınlık, girişimcilik ve yenilik, performans ve kalite güvencesi, gibi konulara odaklanılarak bir yol haritası çıkarılmasına imkân sağlayacak toplantılara ilk kez KKTC üniversitelerinin dahil edildiğini ifade eden YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar, Türk yükseköğretim sisteminin uluslararası arenada rekabet gücünü artırmak için ortak akılla hareket edildiğini vurguladı. Prof. Dr. Özvar, “Türkiye'de yükseköğretimin önümüzdeki yıllarda karşı karşıya kalabileceği sınamaları başarıyla verebilmek ve üniversitelerimizin geleceğini güçlendirmek amacıyla, bütün taraflar olarak dijital yetkinlik ve büyük veri, uluslararası tanınırlık ve saygınlık, girişimcilik ve yenilik, performans ve kalite güvencesi, gibi konulara odaklanarak çeşitli önlemler almalıyız. İşte bu konularda üniversitelerimiz ile birlikte çalışmak ve bir yol haritası çıkarmak üzere bir araya geliyoruz. Yükseköğretim Kurulu olarak politikalarımıza ilişkin karar alma ve uygulama süreçlerinde mümkün olan en geniş kapsamlı paydaş katılımını sağlamayı hedefliyoruz. Belirlenen stratejik hedeflerin başarıyla hayata geçirilmesi için birlikte hareket etmenin hayati önemde olduğunu düşünüyoruz. Herkesin açık, samimi ve yapıcı bir ortamda Türk yükseköğretiminin hedef ve stratejilerine dair söz söylemesi, görüşlerini ortaya koyması bizlere yeni bakış açıları kazandıracak ve ortak aklın işletilmesine zemin hazırlayacaktır. Buradaki toplantıyı diğerlerinden farklı kılan KKTC’deki 13 üniversitenin de burada yer almasıdır. Bu üniversitelerin de bahsi geçen başlıklarda kendilerini geliştirmelerini ve her anlamda kalite standartlarını yükseltmelerini arzu ediyoruz. Bu anlayışla, Yükseköğretim Kurulu olarak sahip olduğumuz deneyim ve kapasiteyle kendilerine bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek vermeye devam edeceğiz” dedi. Başarı, Hepimizin Ülkemize ve Milletimize Karşı Sorumluluğudur Geleceğe ilişkin yol haritasının ana hatlarını oluşturacak başlıklara da değinen YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar, "Tüm paydaşlar olarak; dünyada rekabet gücü ve görünürlüğü yüksek, yeniliğe açık, kaliteli, istihdamı destekleyen, erişilebilir, kapsayıcı, dijitalleşmeyi ve uluslararasılaşmayı başarmış bir yükseköğretim sistemini hayata geçirmek hepimizin ülkemize ve milletimize karşı sorumluluğumuzdur. Bunları gerçekleştirmek için birlikte ve daha çok çalışmaya devam edeceğiz. Dördüncüsünü İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde gerçekleştirdiğimiz “2030’a Doğru Türkiye’de Yükseköğretim Toplantılarımızın” hayırlı olması temennimi ifade eder, bütün katılımcıları muhabbetle selamlarım” şeklinde konuştu. Toplantı, Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyesi Prof.Dr.Naci Gündoğan’ın “Yükseköğretim Kurulu Vizyonu ve Yapılan Çalışmalar” , Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof.Dr. Ümit Kocabıçak’ın “Kalite Odaklı Süreç Yönetimi ve Liderlik”, Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Mustafa Verşan Kök’ün “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite”, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Lütfiye Durak Ata’nın “Üniversitede Dijital Dönüşüm ve Veriye Dayalı Yönetim” , Gebze Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Elif Damla Arısan’ın “Üniversitenin Ulusal ve Uluslararası İtibarı ve Görünürlüğü” başlıklı sunumları ile devam etti. YÖK üyeleri, 43 üniversiteden gelen rektör, rektör yardımcıları ile yapılan değerlendirmelerin ardından Rektör Prof. Dr. Saffet Köse İKÇÜ’yü teşrifleri sebebiyle YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar’a kurumsal hediye takdiminde bulundu. Toplantı, YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar’ın kapanıştaki değerlendirme konuşmasıyla son buldu. -
19 kez okunduKemeraltı İçin Yeni Vizyon
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), Konak Belediyesi, UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı iş birliği ile düzenlenen “İzmir Tarihi Liman Kenti Panelleri” düzenlenen resmi törenle başladı. Kemeraltı’nın kültürel mirasının korunması ve dünya çapında tanıtılması, bölgesine özgü tarih, ticaret, kültür ve turizm konularını masaya yatırmak üzere düzenlenen panellerin açılış programına; İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi (SBBF) Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Smyrna Antik Kenti ve Kazı Heyeti Başkanı SBBF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Ersoy, İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, öğrenciler ve muhtarlar katıldı. Kemeraltı İçin Birlik Zamanı Panellerin Kemeraltı için bir dönüm noktası olduğunu belirten İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, önümüzdeki süreçte Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili yeni çalışmalara başlayacaklarını kaydetti. Vali Yardımcısı Çorumluoğlu, “Kemeraltı’nda şu süreçte bir şey yapmazsak geç kalmış oluruz. Bu tercihin yapıldığı bir dönemdeyiz. Bu açıdan İzmir Valiliğimiz, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi’nin elinden geleni sivil toplum kuruluşları ile birlikte yapmaları gerekiyor. Sadece üniversitelerimizin değil ticaret, esnaf odaları ve benzeri kuruluşların da Kemeraltı için elinden geleni yapmaları gerekiyor. Önümüzdeki günlerde Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili bazı çalışmaların olacağını da sizlerle sevinerek paylaşmak istiyorum. Yerel idarelerin Kemeraltı’na ilgi duyması ve önem vermesi bizim çalışmalarımızı başarıya götürecektir. Kendilerine tespitlerinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Kemeraltı'nın Korunması İçin Stratejik Adımlarda İKÇÜ de Var Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu da İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak Kemeraltı’nın tarihi dokusunu geleceğe taşıma çabasını sürdüreceklerini vurguladı. İzmir için Smyrna Antik Kenti’nin kazandırılması yönünde çalışmalarını sürdüren İKÇÜ’nün bu süreçte de önemli bir rol üstleneceğini vurgulayan Prof. Dr. Bulduklu, “Bir kent için en önemli özellik denize kıyısı olmasıdır. Bu bakımdan akla ilk olarak ticaret gelse de yanına tarihi eklediğinizde kentin ciddi bir sermayesinin olduğunu görüyorsunuz. Bunu kültürel köklerinden ayırmadığınızda gelecek nesiller adına da ciddi bir sorumluluk üstlenmiş oluyorsunuz. Üniversite olarak Smyrna Antik Kenti’ni İzmir için ciddi bir biçimde kazandırma çabası gösteriyoruz. Önümüzdeki süreçte de yapmamız gereken ne varsa yapmaya hazırız” diye konuştu. Kültürel Mirasın Korunması İçin Ciddi Çalışmalar Yapıyoruz Etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, şunları söyledi: “Üniversitemiz ve fakültemiz adına böylesi anlamlı bir etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Fakültemiz kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması üzerine çok ciddi çalışmalar yapıyor. Çok faydalı bir etkinlik olacağına eminiz, birbirinden kıymetli konuşmacılarımız çok önemli konularla bizlerle olacak” Birlikte Bambaşka Bir İzmir Yaratacağız Kemeraltı’nın İzmir’in kalbinde yer alan ve tarih boyunca birçok kültürün izlerini taşıyan önemli bir merkez olduğuna vurgu yapan Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, belediye olarak tüm çalışmaların destekçisi olduklarını belirtti. Başkan Mutlu, “Biz bu çalışmaların bir parçası olmaktan çok mutluyuz. Önümüzdeki süreçte Konak’ın tüm tarihi envanterine sahip çıkmak, ayağa kaldırmak ve hayata dâhil etmek için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Özellikle Kemeraltı’nın korunmasını sadece geçmişe sahip çıkmak değil geleceği şekillendirmek olarak da görüyoruz. Hem tarihi dokuyu yaşatmayı hem de bu değerleri tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz. Korumaya dönük farklı çalışmalar içerisine girdik. Kemeraltı’ndaki tarihi yapıların yangın riskine karşı Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile yeni bir protokol imzalıyoruz ve her bir yapıyı tek tek tesisat açısından kontrol ederek dirençli hale getirmek istiyoruz. Mutluluk Kahvesi ve Oyun Evi gibi açtığımız mekanlarla Kemeraltı’nı görünür kılmak ve canlandırmak amacımız var. Ayağa kalkmış tarihi yapılarının içerisinde kendimizi yaşarken bulacağımız bir Konak hayaliyle yola çıktık. Bizler her zaman yanınızdayız, birlikte bambaşka bir İzmir ve Konak yaratacağımıza inanıyoruz” dedi. Paydaşlarımızla İş Birliğine Hazırız Etkinliği düzenleyen tüm paydaşlara teşekkür eden İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer de, “İzmir tarihi bir kent; Bergama ve Efes’ten sonra İzmir Tarihi Liman Kenti’nin adaylığını hep birlikte pozitif sonuçlandırmak için tüm paydaşlarımızla iş birliği yapmaya hazırız. Panelimizin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Çok Katmanlı Kültürel Miras İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz ise, “İzmir, Akdeniz havzasındaki etkili konumu ile doğu ve batı arasında bir köprü görevi üstlenmektedir. Geçmişten günümüze korunarak ulaşmış arkeolojik, mimari, tarihi ve doğal değerleri bir arada barındıran bu çok katmanlı kültürel miras alanının korunması ve yönetilmesi için çeşitli çalışmalar devam etmektedir. UNESCO dünya Mirası geçici listesine dâhil olduğumuz 2020 yılından bu yana iş birliği içerisinde olduğumuz tüm kurumlara teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından, İzmir İktisat Kongre Merkezinde iki gün boyunca devam edecek; İzmir’in tarih, kültür ve ticaret merkezi olan Kemeraltı bölgesine dair önemli verilerin paylaşılacağı, İzmir Tarihi Liman Kenti Panellerinin alanında önemli birçok bilim insanının yer aldığı oturumlarına geçildi. -
18 kez okunduİKÇÜ’lü Akademisyenlere 10’uncu Yıl Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde 10 yılı aşkın süredir görev yapan akademik personel için “Eğitim-Öğretim ve Teşvik Ödülleri” Töreni düzenlendi. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce ilki düzenlenen törene, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut Dekanlar, Enstitü ve Yüksekokul Müdürleri, Genel Sekreter Nuretdin Memur ile akademisyenler katıldı. Üniversitenin Temelini Atan Kadro Törende, başarılı araştırmaları, yayınları, özverili çalışmaları ile İKÇÜ’nün akademik yolculuğuna 10 yılı aşkın süredir eşlik eden akademisyenlere seslenen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İKÇÜ’nün ulusal ve uluslararası alanda tanınırlığında en büyük pay sahibi olan çalışma arkadaşlarının ortaya koyduğu çabanın her türlü takdirin üstünde olduğunu vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “İlk bakışta 10 yıl kısa bir zaman gibi görünse de 15. yılına giren bir üniversiteye on yıl hizmet vermiş olmak, kimsenin konfor alanından çıkmadığı koşullarda yeni bir üniversitenin kuruluşu için risk almak ve elini taşın altına koymak kısaca bir üniversiteyi kurmak için rahatından vaz geçmek, önemli bir özveri ve fedakârlıktır. İşte bu nedenle 10 yıl süre olmasının ötesinde bir anlam ifade ediyor. Buradan bakıldığında üniversitenin temelini atan bu kadronun takdir edilmesi son derece önemli. Bugün genç ve dinamik bir üniversite olarak İKÇÜ her alanda kendini kanıtlamışsa bunda sizlerin büyük katkıları var. Kuruluşundan bu yana emek veren her bir akademisyenimizin yanı sıra kurucu rektörümüzün gelinen noktada çabaları her türlü takdirin ötesinde. Kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Galip Akhan’a huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. Bu başarıda onların vizyonu, emekleri büyük bir öneme sahip. Kuruluşumuzdan bu yana üniversitemize emek ve katkıları bulunan her kademeden akademik ve idari çalışanlarımıza üniversitemiz adına şükranlarımı sunuyorum” dedi. Gücümüzün Kaynağı İşini Gönülden Yapan Hocalarımız Geleceğin bilim insanlarını, girişimcilerini ve liderlerini yetiştirmek için saat mefhumu gözetmeden kendini gençliğe adayan akademisyenleri, yalnızca birer hoca, rehber değil aynı zamanda üniversitenin gelişimine en büyük katkıyı sağlayan ekip arkadaşları olarak gördüğünü ifade eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, gönül bağıyla çalışan bir ekibe sahip olmanın kendileri için büyük bir şans olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Akademi öğretmek için öğrenmeyi, öğretirken de öğrenmeyi gerektirir. Öğrencilere ışık tutarak onları bilgiyle donatırken, kendimizi de sürekli geliştirmek mecburiyetindeyiz. Elbette akademisyenlik her şeyden önce gönül işidir ve kutsal bir meslek olarak çaba ve azim gerektirir. Gerektiğinde risk alan, öğrencilerinin sorunları ile yakından ilgilenen değerli bir ekibimiz var. Her zaman söylediğim bir şeyi tekrar etmek isterim. Mesleğini severek yapanlar çalışmaya gitmezler. Çünkü onlar için mesleklerini icra etmek keyiflidir. Onu çalışma saati ile sınırlandırmazlar. Bizim de mesleğini seven hocalarımız var. Gücümüzün kaynağı da bu hocalarımız. Biz bu açıdan kendimizi şanslı yöneticiler olarak görüyoruz. Zira bizim ekibimiz tam da bu niteliklerde arkadaşlarımızdan oluşuyor. Biliyoruz ki bir bilim insanı olarak sizler insanların hayatında iz bırakan, yaşam boyu sürecek bir fark yaratan hocalarsınız “şeklinde konuştu. Bilimsel Katkılarınız, Toplumumuzun ve İnsanlığın Gelişimine Yön Verecek Bir yükseköğretim kurumunun başarısının, ekip çalışması ile yürütülen projelerden, paylaşılan bilgi ve emeklerden geçtiğini aktaran Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, genç bir üniversite olmasına rağmen 10 yıl içerisinde çok saygın bir konuma ulaşan İKÇÜ’nün gücünü bilgiden ve iş birliğinden alan bir kurum olduğunu aktardı. Prof. Dr. Saffet Köse, “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, önemli bir kurumdur ve potansiyelini daha da yukarılara taşıyacaktır. Hepimiz bir arada takım olarak bilgi, araştırma, topluma hizmet ve iyi insanlar yetiştirme amaçlarımızı birlikte gerçekleştirecek, üniversitemizin dünyanın sayılı eğitim kurumları arasındaki yerini almasına katkıda bulunacağız. Üniversitemiz için daha nice yıllar boyunca birlikte çalışacak, yeni başarılar elde edecek ve bilim dünyasına katkılar sunacağınıza olan inancımı ifade etmek istiyorum. Bilimsel katkılarınız, toplumumuzun ve insanlığın gelişimine yön verecek ve daha adil, daha eşit bir dünyaya katkı sunacaktır. 10 yıl ve üzerinde kurumumuza emek veren tüm hocalarımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyor, bu organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ediyor; İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nin gelecek yıllarında daha da büyüyerek, daha da güçlenerek, bilimin ve eğitimin ışığına yön vereceğine olan inancımı tekrar belirtmek istiyorum” dedi. Törende ayrıca Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü öğretim üyeleri mini bir konser verdi. Kanunda Prof. Dr. Ömer Özden, yaylı tanburda Doç.Dr.Cem Çırak, bağlamada Doç. Dr. Serkan Çelik, klavyede Aras Maltaş, ritimde Can Kaya, klarnette Aykut Uçakçı’ya solist olarak eşlik eden Doç. Dr. Mücahit Yalçın Öztüfekçi’nin seslendiği eserler beğeniyle takip edildi. Program, İKÇÜ’de 10 yılı aşkın katkıda bulunan akademisyenlere plaket takdimi ile devam etti. -
16 kez okundu
İKÇÜ- Çiğli Belediyesi Güç Birliği
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve Çiğli Belediyesi arasında iş birliği protokolü yapıldı. İKÇÜ Rektörlüğünde imzalanan protokol metnine; Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ve Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız imza attı. Üniversite-Belediye iş birliği kültürüne katkı sağlayacak ortak çalışmalara imkân veren iş birliği protokolüne ilişkin açıklamalarda bulunan Rektör Prof. Dr. Köse ve Başkan Yıldız karşılıklı memnuniyetlerini paylaştı. Her Türlü İş Birliğinde Belediyemizin Yanındayız Topluma yönelik hizmet anlayışını güçlendirmek için yerel yönetimlerle yakın diyalog halinde olduklarını söyleyen Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ’nün bu hedef doğrultusunda sağlam adımlar attığına dikkat çekti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Üniversiteleri sadece eğitim öğretim ve araştırma işlevi olan kurumsal yapılar olarak değil aynı zamanda toplumun gelişimine yön veren kurumlar olarak görmek gerekir. Ayrıca kuruldukları kente ışık olan, yaşam düzeyini yükseltici, şehrin sosyo-ekonomik gelişmesine yeni fikirler üreterek çözüm önerilerini de içinde barındıran bilim ve ilim yuvalarıdır. Bizler en büyük paydaşımız olan öğrencilerimizden de aldığımız güçle bu misyonumuzu başarıyla yerine getirdiğimiz inancındayım. Yerel yönetimlerle kurduğumuz yakın bağ da bunun göstergesidir. Yerel yönetimlerle iş birliğini çok önemsiyoruz. Bugün de bunun bir adımını daha atmış olduk. Bilgi ve birikimimizi topluma transfer edecek, kentle bütünleştirecek her iş birliğinde varız.” dedi. Böyle Güzide Bir Üniversitenin Çiğli’de Olması Bizleri Çok Mutlu Ediyor İKÇÜ ile ortak adımları içeren iş birliği içinde olmaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan ve Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız protokolün her anlamıyla çok kıymetli olduğunu belirtti. “İlçemizde böyle güzide bir üniversitenin var olması bizleri çok mutlu ediyor” diyerek üniversite ile belediye arasında her türlü bilimsel, teknolojik, spor, sosyal ve kültürel iş birliğinin geliştirilmesine imkân sağlayan protokole ilişkin konuşan Başkan Yıldız, “Ben de sayın Rektör hocamın eşliğinde İKÇÜ’de bulunduğum için son derece mutluyum. Yaklaşık 20 bin öğrencimiz burada öğretim görüyor. Bizim kentimiz için çok büyük bir gelişme gösteriyor. Öncelikle ilçemizde böyle güzide bir üniversitenin var olması bizleri çok mutlu ediyor. Hem Çiğli'de hem de Çiğli dışında yaşayan insanların yapmış olduğumuz iş birliğinden kaynaklı sağlayacağı tüm faydalar şimdiden kentimizde hayırlısı olsun. Üniversitelerle ortak akılla çalışmak bizler için çok deneyimli bir iş, çok kıymetli bir iş. Ben tekrar hocam bizi burada ağırladığı için böyle bir iş birliğini, böyle bir protokolü beraber hayata geçireceğimiz için tüm Çiğli adına kendisine çok teşekkür ediyorum ve tekrar hayırlı uğurlu olsun diliyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından imzalan protokol ile ulusal ve uluslararası iş birlikleri geliştirilerek, Ar-Ge ve yenilik kaynaklı ekonomik kazanımların arttırılması için ortak çalışmalar yürütülecek ve kentin ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik stratejik planlama çalışmalarında bulunulacak. Üniversite öğrencilerinin görmüş oldukları teorik öğretimi belediyenin faaliyet gösterdiği alanlarda uygulamalı olarak deneyimleme fırsatı da sunacak protokolün, TÜBİTAK, Kalkınma Ajansı, Bakanlıklar dâhil olmak üzere ulusal ve uluslararası hibe projelerinin hazırlanması, ortak projelerin yürütülmesi ve araştırma raporlarının hazırlanması, çalışanlara yönelik kurumsal eğitimlerin organize edilmesi, İKÇÜ Sürekli Eğitim Merkezi desteğiyle kentte yaşayan insanların ihtiyaçları doğrultusunda eğitimler ve kurslar planlanması gibi başlıkları hayata geçirmesi bekleniyor. -
16 kez okunduRektör Köse’den “Günümüz Toplumunda Kadın ve Aile”
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKÇÜKAM) Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çerçevesinde konferans düzenlendi. “Günümüz Toplumunda Kadın ve Aile” başlıklı konferansta katılımcılara seslenen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tensipleriyle 2025 yılının "Aile Yılı" olarak ilan edildiğini, farkındalık oluşturması adına bu gibi etkinliklerin oldukça önemli bir destekleyici olduğunu belirtti. İslamiyet Öncesinde Her Türlü Zulme Maruz Kaldılar Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜKAM Müdürü Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, dekanlar, akademik ve idari personel ile öğrencilerin takip ettiği konferansta kadının tüm inançlardaki statülerini irdeleyen Rektör Prof. Dr. Köse, hor görülen, aşağılanan, değersizleştirilen kadınların, hak ettiği muameleyi İslam'la bulduğunu söyledi. Prof. Dr. Köse, “Ana erkil toplumlarda kadın kutsallaştırıyor. Ataerkilde de ikinci derecede statüdeler. Bazı toplumlarda ise hiçbir şekilde tanınmıyor. Mesela eski Yunanda kadının hiçbir hakkı yok, ne resmi, ne sosyal hayatta, ne de ailede hiçbir hakkı yok. Tevrat’ta da erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığına dair çıkarımlar, farklı yorumlar var. İleri gidildiğinde yasak meyveyi Adem’e yediren cennetten insanı çıkartan olarak tanımlanıyor. Bazı Yahudi anlayışlarında erkeklerin, kadın olarak yaratılmadıkları için şükür ettikleri duaları var. Hıristiyanlıkta da ciddi sorunlar var. Hz. Havva ve Hz. Âdem üzerinden anlatılar var. Yasak meyveyi yediren kadının, dünyaya yalnız günahı değil şehveti de indirdiğini kabul ediyorlar. Devlet dini olduğunda Yahudilikteki gibi bir tavır görüyoruz. Aziz Augustin’in tasvirine göre 'kadının tüm kötülüklerin kaynağı' olduğu inancı var. Papa Gregory, Katolik Kilisesi olarak kızlara evlenmemelerini, dünya üzerinde evliliğe set çekerlerse, Hz. İsa’nın ahiretteki eşleri olma şerefine nail olacaklarını söylüyor. Hz Meryem evlenmeden Hz.İsa’yı doğurdu, kadınlar evlenmemeli ki eşi olabilsini yayıyorlar. Kutsal bakireler, özel manastırlar ve kadın münzevirler ortaya çıkıyor. 12’nci asırda büyücü ve cadı avı ortaya çıkıyor. Karanlık çağda kadın her türlü zulme maruz bırakılıyor” dedi. Bütün Zulümler Kur’an-ı Kerim ile Kaldırıldı En rezil anlayışın ise "muta nikâhının" kaynağı olan eski İran’daki Mazdekizm olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, kadının gerek aile hayatında gerekse siyasî, hukukî, sosyal ve ekonomik alanlardaki varlıklarına Cahiliye dönemi sonrasında kazandığına değindi. Prof. Dr. Köse, “En rezili anlayış maalesef bugün de var olan muta nikâhının kaynağı mazdektedir. Insanların birbirleri ile mücadele etmelerinin nedeni kadın ve paradır. Peygamber Efendimiz (sav) 23 yıllık peygamberliği süresince, İslam'ın kadına verdiği önemi bizzat davranışları ile ortaya koymuştur. Kadına esas değeri veren Hz. Muhammed ve Kur’an’dır. Eş değerdir ibaresi çok önemli. Birçok ayette bu var. Her birinin diğerine üstünlüğü vardır. Diğerinin eksikliğini tamamlar, yek vücut olurlar. Kadına karşı işlenen bütün zulümler Kur’an-ı Kerim ile kaldırılmıştır, şiddet yasaklamıştır. Hz. Peygamberimizin ailesiyle ilişkileri çok özeldir, örnektir. Çıkarken en son Kızı Fatıma ile vedalaşırmış, geri döndüğünde ilk onla karşılaşırmış. Başkalarıyla otururken Hz. Fatıma içeri girince ayağa kalkar, alnından öper, yanında oturturmuş” diye konuştu. Diri Diri Gömülen Kızlardan Cennetin Anahtarı Olan Bir Varlığa… Hz. Peygamber’in Veda Hutbesindeki 120 bin kişiye seslenişinde, bu konudaki mesajlarının oldukça önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Köse, “Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız diyor. Bu çok önemli. Emanet oluşu, sığıntılık değil. Burda anlatılan ona güç kullanarak şiddet uygulayarak üstünlük yapamazsınız. Emanetin kavramsal anlamda, Kur’an’da ve sünnet de bir çerçevesi vardır. Görev de bir emanettir. Görevi verirken ehline veriniz, vermezseniz kaos ortamı olur diyor hadislerde. Allah katında hayırlı olup olmadığınız öğrenmek istiyorsanız eşlerinize sorun, Allah katında en hayırlınız eşlerine hayırlı olandır diyor. Kölelik ve cariyelik İslamiyet’te yoktur. İslamiyet bunu kucağında bulmuştur. O dönemin savaş hukukunda ve borç ilişkilerinde kölelik yaygındır. Roma hukukundan kalma ödeme ilişkilerinde ve savaşlarda uygulanan bir kölelik cariyelik sistemi var. İslam öncelikle bu durumları düzeltmiştir. Cahiliye Araplarında kız çocuklarını sevmiyorlar ve diri diri gömüyorlar. Bunla ilgili açık ayet var. Cenab-ı Hak bunları muhatap bile almıyor. Bu kadar aşağılık bir şey. Diri diri gömülen kızlardan cennetin anahtarı olan bir varlığa dönüşüyor kadın.” dedi. “Devlet Bir Aile, Aile Küçük Bir Devlet" Anlayışı Medeniyetimize bakıldığında kadının her statüdeki ağırlığına ve işlevselliğine dair birçok örneğin yer aldığını aktaran Prof. Dr. Köse, devlet ve aile kavramlarının birbiriyle olan bağının oldukça güçlü olduğundan söz etti. Prof. Dr. Köse, “Kadının mülk, mirasının tasarrufu hakkına sahiptir. Kadının neyi varsa kim olursa olsun ondan izin alınmadan el sürülemez. Osmanlıda kadınların kurduğu vakıfların sayısının erkeklere göre yüzde 35’lere çıktığını görüyoruz. Camiler yaptırmışlar, vakıflar kurmuşlar, şirketler kurmuşlar ve insanlar çalıştırıyorlar, para kazanıyorlar. Kadınlar çalışma hakkına sahiptir ancak bu varoluş mücadelesine döndürülmemiştir. Önemli olan bu. İhtiyaç duyduğunda kadın da çalışır, engel yok. Geleneğimize baktığımızda devlet ile aile birbiri üzerinden tanımlanır. Aile kendi içinde bir devlettir, devlet onun büyük bir ailesidir. 'Devlet bir aile, aile küçük bir devlet' anlayışı söz konusu. Ailenin içinde nasıl bir düzeni, meskeni, bütçesi, komşuları vs hirerarşik bir düzeni varsa, devlete de bakın aynı şeyler var.” şeklinde konuştu. Babalığın Ölümü ve Anneden Yoksunluk Sendromu Günümüze gelindiğinde aile kavramı üzerinden oluşturulan problemlerin toplumun temel yapısına zarar verdiğine işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, bu kapsamda 2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesini çok değerli bulduğunu ifade etti. Prof. Dr. Köse, “Bana sorarsanız bugün ailenin en temel sorunu dünyadaki bilim insanlarının da vrguladığı gibi babalığın ölümü ve anneden yoksunluk sendromudur. Annelerin ve babaların çocuklarına olan sorumluluklarını yerine getirmemesi toplumlar için büyük mesele. ABD’ de o kadar büyük bir iteratür var ki. Gelinen noktada ABD’ nin en ciddi sosyal sorunu olarak bu husus görülüyor. ABD’ nin ayakta kalmasını bu sorunun çözümü ile bağdaştırıyorlar. Michignan Üniversitesinden Micheal Lamb tarafından yapılan bir çalışmada, 7 aylıktan 13 aylığa kadar olan çocukların ebeveynlerinden ayrılmaya benzer tepkiler gösterdiğini bulunmuş. Örneğin, baba ayrıldığında, tıpkı anne ayrıldığında olduğu gibi çocuklar ağlamakta ya da yakınmaktadır. Diğer bir araştırmanın sonuçları ise, 7 ay ile 2 yaş arasındaki çocukların ebeveynlerine bağlandıklarına işaret etmektedir. Fransa da yapılan bir araştırmanın sonucuna göre ilk bir yılda bebek anne sevgisini alamazsa psikopatik eğilimler gelişiyor. Çocuk hayatı boyunca anne babadan hiç ayrılmasa bile… Sevgisiz büyüyen çocuklar kalıcı ve mutluluk verici ilişkiler kuramıyor” dedi. Aile Yılında Çocuk- Aile İlişkilerini Daha Çok Konuşmalıyız İlgisiz büyüyen çocukların sadece aile içinde değil topluma da bir sıkıntı oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Köse, son kitabında bahsettiği baba noksanlığı kavramından bahsederek çocukların aile içindeki ilişkileri görerek kendilerini geliştirdiklerini söyledi. Prof. Dr. Köse, “Günümüzde iş yaşamı nedeniyle çocuklar anaokullarına kreşlere gönderiliyorlar, eğitimini de dışarıdan alıyor anlayışıyla iş hayatından dönüşte yorgunluk vs nedenlerle çocuklarla ilgilenilmiyor. Artık profesyonelce anneliğin babalığın yapılması gerekir deniliyor. Araştırma sonuçlarına göre de sağlam bir aile kurumu istiyorsak çocukluk döneminde temellerin sağlam atılması gerektiğine işaret ediliyor. Çocuklar annelerini babalarını taklit ederek öğrenir. Burda önemli olan karşılıksız sevgi verilmesi. Aile bağlarını, yuvanın sıcak ve sevgi dolu ortamını çocuk hisseder. Bazı çalışmalar bunu aktarımın üç kuşak öteye geçtiğini söylüyor. İsveç’te yapılan araştırmada babalarıyla oyun oynayarak büyüyen çocukların iş hayatlarında daha başarılı oldukları ortaya konulmuş. Belli bir yaşa gelindiğinde sorumluluk vermek onları takip etmek önemlidir. Çocuğun daha çok test çözsün diye örneğin yatağını toplamasını istemiyoruz. Bu yanlış. Aile yılında çocuklarla aile ilişkilerini nasıl düzeltebilirizi çokça konuşmak gerekir. Çocukla oyun oynamak, Hz. Peygamber’in ifadesiyle çocukla çocuk olmak en güzel çözüm yolu olarak gözüküyor” şeklinde konuştu. -
16 kez okundu
İKÇÜ 7 Pilot Üniversite Arasında
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Turizm Fakültesinin her yıl düzenlediği Kariyer Günleri etkinliğinin 9’uncusu yoğun bir katılımla gerçekleşti. Sektör temsilcileri ile öğrencileri buluşturan, her yıl daha yoğun bir katılımla düzenlenerek geleneksel hale gelen Kariyer Günleri, Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu fuaye alanında yapıldı.Onlarca firmanın stant açtığı kariyer buluşmasına, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Genel Sekreter Nurettin Memur, dekanlar, akademisyenler, sektör temsilcileri ile çok sayıda öğrenci katıldı. Önemli Bir Boşluğu Dolduruyor Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, “Bugün, bizler için önemli bir gün. Turizm Fakültesi, üniversitemizin gerçekten en güçlü fakültelerinden bir tanesi. Gelenekselleşen Turizm Fakültesi Kariyer Günlerine her geçen yıl hem sektörün ilgisinin arttığını hem de gençlerin ilgisinin yoğunlaştığını görebiliyorum. Öğrencilerimizin gerek staj gerekse öğrenim hayatı sonrası kariyer takiplerinde Kariyer Gününün çok olumlu ve güzel dönüşleri olduğunu takip edebiliyoruz. Bundan ayrıca memnuniyet duyuyorum. Öğrencilerimizin etkinlikten maksimum düzeyde faydalanacaklarını, sektör temsilcilerinin de aynı şekilde taleplerini ifade etme imkânı bulacaklarını, belki ihtiyaçları noktasında önemli bağlantılar kurabileceklerini düşünüyorum. Sadece Turizm Fakültesi öğrencilerimizin değil, üniversitemizin diğer birimlerindeki öğrencilerin de kendilerini tanıtma ve sektör temsilcilerinin ihtiyaçlarının karşılanması noktasında, etkinliğin önemli bir boşluğu doldurduğu kanaatindeyim. Bu açıdan da gerçekten çok önemli bir etkinlik. Etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere ve sektör temsilcilerine çok teşekkür ediyorum. Faydalı bir gün olmasını temenni ediyorum” diye konuştu. 7 Pilot Üniversiteden Biriyiz Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler ise, Turizm Fakültesi tarafından 9’uncusu düzenlenen ve gelenekselleşen Kariyer Günü etkinliğinin Ege Bölgesinde ve İzmir’de turizm alanında düzenlenen en büyük kariyer günlerinden bir tanesi olduğunun altını çizdi. Kariyer Günü etkinliklerinin düzenlenmesinde sektör temsilcilerinin payının çok büyük olduğunu ifade eden Prof. Dr. Güler, ilerleyen aşamalarda diğer üniversitelerle birlikte ortak bir çatı altında büyük bir kariyer günü veya haftası düzenlemeyi hedeflediklerini açıkladı. Yükseköğretim Kurulu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında yükseköğretim ile turizm sektörünü bir araya getiren iş birliği protokolü çerçevesinde İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin pilot olarak belirlenen 7 üniversiteden biri olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Güler, “Protokolle, pilot olarak seçilen üniversitelerin Turizm İşletmeciliği ile Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümlerinin uygulama odaklı eğitim yaklaşımlarıyla desteklenmesi yönünde çalışmalar yapılıyor. Akademi ile birlikte sektörün de katkılarıyla gerçekleşen bu çalışmalarla öğrencilerimizin daha aktif, daha dinamik ve daha bilgili bir şekilde sahada olmalarını bekliyoruz. Etkinliğin düzenlenmesinde bizi destekleyen başta Rektör Prof. Dr. Saffet Köse olmak üzere üniversite üst yönetimine ve katılımlarınız için siz değerli sektör temsilcilerine de ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş ile Turizm Fakültesi Prof. Dr. Mehmet Emre Güler etkinliğe katılan firmaların stantlarını ziyaret etti. -
16 kez okundu
MÜDEK Ekibi İKÇÜ’de
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, eğitim ve öğretim kalitesinin ulusal ve uluslararası standartlarda tescili için başvurduğu, uluslararası kuruluşlar (EUR-ACE ve Washington Accord) tarafından tanınan Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Kurulu (MÜDEK) tarafından değerlendirmeye alındı. Değerlendirme, MÜDEK kurucu üyesi Doç. Dr. Erbil Payzın'ın takım başkanlığında; takım eş başkanı Dokuz Eylül Üniversitesinden Prof. Dr. Deniz Dölgen, Biyomedikal Mühendisliği asil değerlendirici İzmir Ekonomi Üniversitesinden Prof. Dr.Fazilet Vardar, eş değerlendirici Dr. Özlem Birgül, Elektrik-Elektronik Mühendisliği (İngilizce) asil değerlendirici Hasan Kalyoncu Üniversitesinden Prof. Dr. Mustafa Sadettin Özyazıcı, Harita Mühendisliği (İngilizce) asil değerlendirici İstanbul Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Hande Demirel, eş değerlendirici İstanbul Atlas Üniversitesinden Prof. Dr. Vahap Engin Gülal, İnşaat Mühendisliği (İngilizce) asil değerlendirici Uluslararası Kıbrıs Üniversitesinden Prof. Dr. Tahir Çelik, İnşaat Mühendisliği (İngilizce) eş değerlendirici İstanbul Teknik Üniversitesinden Doç. Dr. Reşat Atalay Oyguç, Mekatronik Mühendisliği (İngilizce) asil değerlendirici Dr. Türker Güdü, eş değerlendirici Çankaya Üniversitesinden Doç.Dr. Ülkü Ece Aylı, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği (İngilizce) asil değerlendirici İskenderun Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Gürel Çam, eş değerlendirici Gaziantep Üniversitesinden Doç. Dr. Derya Kapusuz Yavuz ile öğrenci değerlendirici İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünden Abdullah Önen’den oluşan ekip tarafından yapıldı. Daha Nitelikli Mühendisler Yetiştirilmesi İçin Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar’ın refakatinde, Doç. Dr. Erbil Payzın başkanlığındaki ekip, akredite çalışmalarının değerlendirmelerde bulunmak amacıyla Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’yi ziyaret ederek görüş alışverişinde bulundu. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Genel Sekreter Nuretdin Memur, Fakülte Sekreteri Süleyman Ayer ile bölüm başkanlarının da hazır bulunduğu ziyarette, süreçle ilgili bilgi veren Doç. Dr. Payzın, MÜDEK’in Türkiye'deki mühendislik eğitimi kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunmak, daha nitelikli mühendisler yetiştirilmesi için faaliyet gösteren bir kuruluş olduğunu söyledi. Doç. Dr.Erbil Payzın, “ İKÇÜ ziyaretimizin verimli geçmesi için büyük çaba harcayan başta Rektör Prof. Dr. Köse olmak üzere tüm yönetim ve dekanlık ekibine, toplantı, görüşme ve ziyaretlerde bilgi ve görüşlerini samimiyetle paylaşan akademik ve idari personel ile öğrencilere takımım adına teşekkür ederim” diye konuştu. Eğitim Kalitesinin İyileştirilmesinde Dış Değerlendirme Çok Önemli Doç. Dr. Payzın’ın ardından söz alan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse de MÜDEK tarafından yapılan ziyaretin oldukça değerli olduğunu belirterek akreditasyon süreci ile ilgili yapılan her çalışmanın üzerinde hassasiyetle durduklarını kaydetti. Tüm akademik programların kalite ve akreditasyon çalışmalarının destekçisi olduklarını ve farklı kurumlarca yapılan dış değerlendirmelerin kuruma bir ayna tutma işlevi olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Köse, sürekli iyileştirme gayesinde olan kurumlar için, gelişmeye açık yönlerine üçüncü bir göz tarafından bakılmasının eksiklik değil fırsat yarattığını aktardı. Prof. Dr. Köse, “Kuruluşundan itibaren eğitim kalitesinin ulusal ve uluslararası standartlarda olmasını esas almış bir İKÇÜ olarak tüm programların akreditasyonlarını alma hedefimiz üzerinde yoğunlaştık. Yükseköğretim kalite kültürünün oluşturulması adına İKÇÜ’nün payına ne düşüyorsa yapmanın peşindeyiz. Eğitim kalitesinin iyileştirilmesinde dış paydaşların da önemli bir rolünün olduğu aşikardır. Değerlendirme süreci kapsamında sunulan geri bildirimlerin, MMF’nin akreditasyon yolculuğunda yönlendirici olmasını ve katkı sağlamasını temenni ediyorum” dedi. Toplantı değerlendirme takımına teşekkür belgesi takdimi ile sona erdi. -
15 kez okundu“10 Yıl" Plaket Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde (İKÇÜ) 10’uncu çalışma yılını dolduran idari personele plaket takdim edildi. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünün organize ettiği törende, kuruluştan bugüne kurumsal gelişime katkıda bulunan tüm birimlerden 263 personel, plaketlerini İKÇÜ protokolünün elinden aldı. Töreni, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut Dekanlar, Enstitü ve Yüksekokul Müdürleri, Genel Sekreter Nuretdin Memur ile çok sayıda idari personel takip etti. İKÇÜ’nün Başarı Hikâyesinde Emekleriniz Son Derece Önemli Törende idari personele seslenen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, hem akademik hem de idari çalışanları onore eden bir töreni İKÇÜ’de ilk kez yapmanın mutluluğunu paylaştı. İKÇÜ’nün başarı hikâyesinde her bir çalışanın emeği olduğunu belirten Prof. Dr. Saffet Köse, yeni kurulan bir kurumun idaresinde görev almanın ayrı bir özveri gerektirdiğini vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Sizler üniversitemizin kurulduğu ilk günlerden itibaren zor koşullarda sorumluluk aldınız ve bu noktaya gelmesinde emekleriniz son derece önemli. Binası olmayan, kadrosu bulunmayan, teknik ve fiziksel olarak var olmayan bir kurumu bugün Türkiye’nin en önemli yükseköğretim kurumlarından biri haline getiren sizlersiniz. Esas itibariyle 10 yıl kurumlar açısından kısa gibi görünse de yeni kurulan bir üniversite için hayati düzeyde önemli bir sürece karşılık geliyor. Zira imkânsızlıklar içinden imkân bularak kurumu kurmanın ne derece güç olduğunu en iyi siz bilirsiniz. Önce Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sonra Çiğli’de belediye binasında ve nihayet Tekel’in tütün depolarında devam eden yolculuk, bugün örnek bir kampüs olma yolunda ilerleyen bir aşamaya gelmiş durumda. Başkaları için on yıl sadece bir kısa süre gibi ifade edilse de bizim özveriyle çalışan ekibimiz ve bu yolculuğun büyük bir kısmına şahitlik eden şahsım için çok büyük anlam ifade ediyor” dedi. “Görünen” Kahramanlarımızsınız Yıllar içerisinde yakalanan başarı ivmesinin altında güçlü akademik başarılarının yanı sıra idari yapısının sağlamlığının yer aldığını aktaran Prof. Dr. Köse konuşmasına, Kurucu Rektör Prof. Dr. Galip Akhan’ın nezdinde yıllarını İKÇÜ’nün gelişimine adayan tüm personele şükranlarını ileterek devam etti. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “Bizimle birlikte kurulan pek çok üniversitenin yerleşke arayışı içinde olduğunu düşünürseniz bizim kurumsallaşma aşamasına geçmemizde ilk adımın önemini daha iyi anlayabilirsiniz. Sizler üniversitemizin gelişmesinde, ayağa kalkmasında, bugün koşmaya hazır hale gelmesinde büyük bir özveriyle çalışan ekip arkadaşlarımızsınız. Üniversitemizin görünen kahramanları sizlersiniz. Özellikle görünen diyorum zira görünmeyen kahramanlar takdir edilmeyen kişilerdir. Biz her zaman sizin çabalarınızın değerinin farkındayız. Her başarılı kurumun ardında, özveriyle çalışan bir ekip vardır ve ben bu ekip için kendimizi şanslı olarak değerlendiriyorum ve bu açıdan da farklıyız. Sizlerin çabası, aynı zamanda bir ekip ruhunun ve dayanışmanın sembolüdür. Her birinizin yaptığı iş, diğerini destekler ve birlikte çalıştığımızda ortaya çıkan güç ya da oluşan sinerji, üniversitemizin daha büyük hedeflere yürümesinin de temelini teşkil eder. Çok yakın zamanda sizler sayesinde, üniversitemiz hem eğitimde hem de idari süreçlerde örnek bir kurum haline gelecektir” şeklinde konuştu. Her Türlü Takdirin Üstünde Bir Çaba İKÇÜ’nün kurumsal hedefleri için güç birliği içinde fedakârca çalışan tüm personelin çabasının her türlü takdirin üstünde olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, oluşan sinerji ile daha büyük yollar kat edileceği inancını paylaştı. Prof. Dr. Köse, “Biz idari personelimizi çok kıymetli görüyoruz. Bunu her ortamda her zaman dile getiriyoruz. İnanıyoruz ki bir idari personelin emeği, yalnızca görünen sonuçlardan ibaret değildir. Onların katkısı, bir üniversitenin günlük işleyişinden geleceğine uzanan geniş bir etki alanını kapsar. Her gün sabahın erken saatlerinde dersliklerimizi, ofislerimizi, kampüsümüzü temiz ve düzenli hale getiren arkadaşlarımızdan, öğrenci işlerine, bürokratik süreçleri ivedilikle aşan ofis çalışanlarımızdan, teknik atölyelerdeki emekçi kardeşlerimize, bilimsel süreçlere katkı verenlerden, karnımızı doyurmak için çaba gösteren arkadaşlarımıza, kısaca kurumumuzun amaçlarına erişmesi için fedakârlık yapan her birinize ayrı ayrı kalbi şükranlarımı sunuyorum. 10 yıl anısınaa plaket alacak siz çalışma arkadaşlarımı gönülden tebrik ediyorum ve bu törenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Program, kanunda Prof. Dr. Ömer Özden, yaylı tanburda Doç.Dr.Cem Çırak, bağlamada Doç. Dr. Serkan Çelik, klavyede Aras Maltaş, ritimde Can Kaya, klarnette Aykut Uçakçı’ya solist olarak eşlik eden Doç. Dr. Mücahit Yalçın Öztüfekçi’nin verdiği konser ile devam etti. Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü öğretim üyelerinin seslendiği eserler katılımcılar tarafından beğeniyle takip edildi. Konserin ardından törene katılan protokolün elinden plaketlerini alan idari personel, İKÇÜ’de 10’uncu çalışma yılı doldurmanın mutluluğunu paylaştı. -
13 kez okunduHedef Akredite Program Sayısını Arttırmak
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Kalite Koordinatörlüğü ve Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünün ortaklaşa düzenlediği “Kalite Mentörleri Ödül Töreni” ile birimlerdeki kalite çalışmalarına katkıda bulunan personele Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından plaket takdim edildi. Toplam 40 mentörün plaket aldığı töreni, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, kalite komisyonu ve koordinatörlüğü üyeleri takip etti. Gösterdiğiniz Gayret Takdire Şayan Ödül töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ’nün kalite yolculuğundaki örnek uygulaması olan kalite mentörlüğünün tüm birimlerden yapıcı bir karşılık almasından duyduğu memnuniyeti paylaştı. Misyon-vizyon hedeflerine katkı sunan tüm ekip üyelerini tebrik eden Prof. Dr. Köse, “Değişen ve gelişen dünyada öncü kurum olmanın ilk adımı kurumsal olarak kaliteyi içselleştirmekten geçiyor. Kalite standartlarını kurumsal işleyişin bir parçası haline getirmek ve bu anlayışı kurum kültürüne yerleştirme yoluyla sürdürülebilir başarı hedefimize ulaşabiliriz. Ekibimizin önemli bir bileşeni olarak siz mentörlerimiz deneyim, bilgi birikimi ve liderliğinizle kurumsallaşma süreçlerimize önemli katkılarda bulundunuz. Bu yolculukta sizlerin fedakâr çalışmalarınız çok değerli. Her bir birimimizdeki kalite süreçlerini etkin bir şekilde yöneterek, üniversitemizi daha ileri taşımak için gösterdiğiniz gayret takdire şayan” dedi. Ekibimize Güveniyoruz Mentörlük uygulaması ile tüm birimlerde rehberlik görevini üstlenen personelin, kalite anlayışını yerleştirme ve sürekliliğini sağlama konusunda öncülük ettiğini aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, kalite yolculuğunda takım ruhu ile çalışılırsa verimli sonuçlarla ilerleneceğini vurguladı. Prof. Dr. Köse, ”Üniversitemizin ulusal ve uluslararası arenada da öne çıkması için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Takım ruhu içinde beş yıllık akreditasyonu alacağımıza olan inancımı özellikle ifade etmek istiyorum. İki yıllık akreditasyon bizleri kısmen memnun etse de daha fazlasını yapabileceğimizi göstermiş olduk. Hiç akredite edilmesek bile biz kalite yolculuğumuzdan vazgeçmeyeceğimizi daha önce beyan etmiştik. Bu açıklamalarımızın hepsinin kaynağında aslında ekibimize olan güven yatmaktadır Bireysel olarak ne kadar yetenekli olsak da kalite yolculuğunun takım ile yapılması şart. Bir araya gelen farklı beceriler, fikirler ve bakış açıları, aynı potada erimedikçe başarıya ulaşılması olası değildir” diye konuştu. Akredite Olan Program Sayısının Artmasını Bekliyoruz Sürekli iyileştirme olgusuyla akreditasyon çalışmaları yapan tüm bölüm ve programlara desteklerinin tam olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, 2025’te akreditasyon başvurusunda bulunacak birimlerin ve akredite olan program sayısının artmasını beklediklerini ifade etti. Prof. Dr. Köse, “Akredite olmuş ve değerlendirme süreci devam eden programlarda akreditasyon sürecini yürütmüş tecrübeli öğretim elemanlarının, süreci yeni başlatacak birimlere rehberlik ettiği mentörlük uygulamasının başarıyla devam edeceğine yürekten inanıyorum. Akredite program sayımızı çok daha yukarılara çıkarmayı hedefliyoruz. Hedeflerimiz büyük ve bu hedeflere giden yolda birlikte yürümeye devam edeceğiz. Hepinize misyon, vizyon ve kalite felsefemize yaptığınız anlamlı katkılarınız için ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi. Tüm Birimlerde Sürekli İyileştirme Anlayışı Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz ise ilk toplantısının Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş başkanlığında 14 Eylül 2023 tarihinde yapıldığı Kalite Mentörlüğü Uygulamasının geldiği aşamanın oldukça memnuniyet verici olduğunu paylaştı. Doç. Dr. Tengiz, “Sürekli gelişen ve yenilikleri kalite standartlarında takip etme isteğinde olan üniversitemiz, kalite güvencesi çalışmalarının kapsamında özgün bir çalışmaya imza atmış ve kalite mentörleri sistemini hayata geçirmiştir. 20 birim için 40 mentör görevlendirilmiş ve birimlerde iç kalite güvencesi faaliyetlerinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Tüm birimlerde sürekli iyileştirme anlayışı ile izleme ve değerlendirme yapılması hedeflendi. Bu süreçte anlayışla ve özveriliyle çalışan kalite mentörlerimize iki yıl yoğun ve özverili çalışmalarından dolayı teşekkürü ve borç veririz. Görev bilinci ve özveriliyle çalışan kalite komisyonu olarak rektörlüğümüzün tam desteğini almaktayız. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ve tüm yöneticilerimize destekleri için şükranlarımızı sunuyoruz” diye konuştu. Konuşmaların ardından birimlerin temsilcileri, akademisyen, idari personele plaketleri, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından takdim edildi. -
13 kez okundu
Rektör Köse, Gençleri Bağımlılıklara Karşı Uyardı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ)Bilim İletişim Ofisi ilk etkinliğinde, özellikle ergenler ve genç yetişkinlerin risk grubunda yer aldığı bağımlılıklar konusunu, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin “Aile ve Bağımlılık” söyleşisi ile masaya yatırdı. “Nesilden Nesile Bağımsızlık: Bağımlılıkla Mücadelede Nesiller El Ele” projesi ile İzmir’deki ilk ve ortaöğretim kurumlarına yaptıkları saha ziyaretlerinde kurdukları özel bağı üniversite kampüsüne taşıyan Genç Yeşilay Topluluğu, Selahaddin Eyyubi İmam Hatip Ortaokulu, Sezai Karakoç Anadolu Lisesi, Güzeltepe Ortaokulu, Mehmet Hikmet Kaşerci Ortaokulu ve Cemil Atlas Ortaokulunda eğitim alan Yeşilay topluluğu öğrencilerini İKÇÜ’de misafir etti. Bilim İletişim Ofisi Koordinatörü Prof.Dr. Yasin Bulduklu’nun moderatörlüğünde yapılan söyleşiyi, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hatice Yıldırım Sarı, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Genç Yeşilay İKÇÜ Akademik Danışmanı Dr.Öğr.Üyesi Feyza Dereli, Topluluk Başkanı Elanur Sarıkaya, Yeşilay İl Yönetim Kurulu üyesi Giray Kırım, İKÇÜ Bilim İletişim Ofisi Sorumluları Öğr. Gör. Fatma Değirmenci, Uğur Ekenoğlu, MEB’de görev yapan eğitimciler ile çok sayıda Yeşilay gönüllüsü takip etti. Kendinize Dur Diyebildiğinizde Özgür Olabilirsiniz En büyük sermayelerinin gençlerin olduğu bilinciyle adım atan toplumların geleceklerine umut ile bakabileceğini söyleyen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “Aile ve Bağımlılık” kavramlarının birlikte ele alınmasının gerekliliğine vurgu yaptı. Teknolojiden sosyal medyaya, alkol ve madde kullanımına tüm bağımlılıkların arkasında mutluluk arayışının yer aldığını aktaran Prof. Dr. Köse, ”Özellikle son zamanlarda yapılan araştırmalar var. Philip Zimbardo, dünyada yaşayan en büyük psikologlardan bir tanesi. Ondan önce George Smith diye bir başka yine psikolog var, diyorlar ki bu bağımlılık dediğimiz şey fiziksel tüm şeylerdir. Ruhsal ve sosyal anlamda kopamadığınız ve ona bağlı yaşadığınız şeyler, sizi sizden alan problemlerle artık kendiniz kalamıyorsunuz. Kendinizi sınırlandıramadığınızda elde etmeye çalıştığınız bir şeye ulaştığınızda hep yeniyi arıyorsunuz ve bunun sonu gelmiyor. Sonu gelmeyince artık ondan kopamıyorsunuz ve kendiniz olmaktan çıkıp tutsak oluyorsunuz. Kendinize dur diyebildiğinizde özgür olabilirsiniz. O yüzden özgürlük bir değerse, mutluluk bir değerse kendi kendinizi sınırlandırabilmeniz gerekiyor”diye konuştu. Müdahale Etmenin Yolu Kurulan Sevgi Dolu Aile Bağlarında Anne,babanın toplumların temeli ailelerin mimarları olarak önemli sorumluluklara sahip olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Köse, bu mimarlardan mahrum büyüyen nesilleri bekleyen tehlikelere dikkat çekti. Prof. Dr. Köse, “Değerli psikanalist ve psikiyatr Jacques Lacan der ki "Baba yasadır, kanundur, çocuğun sınırlarını çizer." Sınırların içerisinde bir hayata yaşayabileceğini öğretir. Anne de çocuğa şefkat gösterir, sevgi verir. Anne, baba çocuğuna sorumluluklar verir. Sorumluluklar aileye ait hissettirir. Aile de kimlik kazanır. Günümüzde aile kurumu yıkmaya çalışırlarken, bu aidiyetten yoksun bırakılan çocuklarla çokça karşı karşıya gelmeye başladık. Anne ve babanın olmadığı ortamlarda büyütülen çocuklar, sınırlarını bilmeden, video oyunları ya da cinsel içerikli videolara, kötü alışkanlıklara, bağımlılıklara yönlendirilmekte. Tüm bağımlıkları başlamadan kontrol ve müdahale etmenin en güzel yolu kurulan sevgi dolu aile bağlarında” ifadelerini kullandı. Tam Bağımsızlığın Karşısında Bağımlılıklar Duruyor Bilim söyleşilerinin ilkinde, Yeşilay Topluluğunun ilk ve orta öğretim öğrencileriyle birlikte kuşaklararası bağı üniversiteye taşımaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Moderatör Bilim İletişim Ofisi Koordinatörü Prof. Dr. Yasin Bulduklu, bilim-toplum kaynaşmasının karşılık bulduğu söyleşiye Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’den gelen desteğin çok değerli olduğunu söyledi. Prof. Dr. Bulduklu, “Rektör Hocamız genç kuşakların sağlıklı ortamlarda yetiştirilmesi adına yurt içi ve yurt dışında yüzlerce konferans ve söyleşiye katılmakta ve çok değerli katkılar sunmaktadır. Geleceğin gençlerini mutlu yüzlerle özellikle bağımlılıklara karşı birlik içinde yaptıkları mücadelelerle görmek bizlere umut veriyor. Biz Türkiye'yi olduğu yerden daha ileri taşıyacak nesillerin bağımsız olması gerektiğini biliyoruz. Zira bağımsızlık dediğiniz şey aslında bağımlılıkların tam karşısındadır. Herhangi bir odaktan, herhangi bir kötü alışkanlıktan veya herhangi bir davranıştan uzak olan bireyler bağımsız hale gelebilir. Yeşilay da bunu hedefliyor ve uzunca süredir ciddi bir mücadele veriyor. Pek çok bağımlılıktan söz edebiliriz ama madde bağımlılıkları bunların içerisinde en tehlikelisi ve gençlerin bu konuda uyanık olmasına ihtiyaç var. Gençlik ve Spor Bakanlığımız önemli projeler yapıyor. Bu kapsamda ÜNİDES çok kıymetli bir destek programı. Genç Yeşilaycı gençlerimizin ÜNİDES aracılığıyla desteklemesi de bize güç verdi.” diye konuştu. Yarının Üniversite Öğrencileri İle Kolektif Birliktelik Bağımlılık konusunda kuşaklararası farkındalık oluşturdukları için oldukça mutlu olduklarını söyleyen Genç Yeşilay İKÇÜ Akademik Danışmanı Dr.Öğr.Üyesi Feyza Dereli, lise ve ortaokullara yaptıkları ziyaretlerde bilgilendirmeyi çeşitli fiziksel aktiviteler ve eğlenceli oyunlarla destekleyerek çocuklardaki bilinç düzeyine katkı sağladıklarını aktardı. Dr.Öğr.Üyesi Feyza Dereli, “İşte bu farkındalığı görmek, çocuklarımızın okul ziyaretlerimizde bizleri her karşılayışındaki o sevgi bağını hissetmek bizleri daha çok motive etti. Bugün onları da biz misafir etmek istedik. Rektörümüzün bağımlılıklar konusuna gösterdiği hassasiyeti yansıttığı söyleşilerinden birini bizlere ayırması ve çocuklarımızın bilinç düzeyine katkıda bulunması bizleri mutlu etti. Etkileşimimiz daha güçlü ve etkimiz daha kalıcı hale geldi. Yarının üniversite öğrencileri ile kolektif olarak bağımlılıklar karşısında dik bir duruş göstermeye, daha güçlü ses çıkarmaya devam edeceğiz” dedi. Daha Fazla Okul, Daha Fazla Öğrenci Daha Geniş Etki Topluluk Başkanı Elanur Sarıkaya da Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) kapsamında yürüttükleri projeleri ile üniversite, lise ve ortaokullardaki Yeşilay topluluklarını bir araya getirerek, kuşaklararası bir bağ kurmayı, dayanışmayı artırmayı ve bağımlılıkla mücadeleyi kolektif bir bilinçle sürdürmeyi hedeflediklerini söyledi. Başkan Sarıkaya, “İkinci dönemde başlattığımız etkileşimli ve yaygın çalışmaları üçüncü dönemde daha da büyüterek sürdürmeye karar verdik. Şu an içinde bulunduğumuz üçüncü dönem projemiz, hem önceki deneyimlerin üzerine kurulu hem de daha fazla okul, daha fazla öğrenci ve daha geniş bir etki alanına ulaşmayı hedefliyor. Bu devam projesi sayesinde yalnızca başladığımız işi tamamlamıyoruz, aynı zamanda öğrendiklerimizi daha güçlü bir şekilde uygulamaya dökme fırsatı buluyoruz” dedi. Genç Yeşilay İKÇÜ öğrencilerine Rektör Prof. Dr. Köse tarafından belge takdiminin ardından öğrenciler için hazırlanan fuaye alanında oyunlar oynadı, ebru sanatı ile tanışan çocuklar ilk denemelerini heyecanla yaptı. -
12 kez okunduİKÇÜ Hedeflerini Güncelledi
Kalite süreçlerini başarıyla sürdüren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde, TSE EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetimi Sistemi ve Yükseköğretim Kalite Kurulu ölçütleri kapsamında, 2024 yılı Yönetimin Gözden Geçirme (YGG) toplantısı yapıldı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin başkanlığında, Kalite Koordinatörlüğünce düzenlenen toplantıya, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar, müdürler, Genel Sekreter Nurettin Memur, daire başkanları, dekan yardımcıları, senato üyeleri, kalite koordinatörlüğü ve komisyonu üyeleri, akademik ve idari birimlerin kalite sorumluları katıldı. Yenilikçi ve Öncü Yaklaşımlarımızla Daha da İleri Toplantının açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, eğitim öğretim faaliyetleri, bilimsel araştırmalar, yönetişimde oluşan sinerji ve toplumsal katkı projeleri açısından kalite odaklı yaklaşımın önemini vurguladı. Geçen yılın bir analizinin ortaya konulması ve geleceğe yönelik planların gündeme alınması adına YGG toplantılarının oldukça önemli olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, “Bu toplantıyı yaparken aslında kalite süreçlerimizi de mercek altına almış oluyoruz. Sunduğumuz hizmetlerin durumunu akademik, idari ve toplumsal katkılarımızı gözden geçirme, geliştirilmesi gereken hususlarımızı saptama fırsatı sunan bu buluşmayı önemsiyorum. Biz 'nitelikli eğitim', 'bilimsel araştırma' ve 'topluma hizmet' alanlarında yenilikçi ve öncü yaklaşımlarımızla her geçen gün daha da ileri gitmeye devam ediyoruz. Bilindiği gibi Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından 2 yıllığına akredite edildik. Aynı zamanda TSE EN ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgesine de sahibiz. Bu standartlar belli süreçlerde kontrol ediliyor. Çünkü kalite, süreklilik isteyen çalışmaları gerektiriyor. Bu açıdan emekleriniz için her birinize teşekkür ediyorum” dedi. İKÇÜ’nün Çalışmaları Dikkat Çekiyor İKÇÜ’nün özellikle bilişim alanında yaptığı çalışmaların dikkat çektiğini dile getiren Prof. Dr. Saffet Köse, “Geçtiğimiz haftalarda, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu” toplantılarının dördüncüsüne üniversitemiz ev sahipliği yaptı. Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Sayın Prof. Dr. Erol Özvar bilişim ve teknoloji alanında öne çıkan bir kurum olmamız nedeniyle bizleri tebrik etti ve özellikle bilişim alanında üniversitelerde yaptığımız çalışmaların önemini vurguladı. İdari ve akademik süreçlerde özellikle dijitalleşme noktasında öncü bir kurum haline geldik. YÖK’ün büyük veri ile ilgili çalışmalarında üniversitemiz paydaşlardan bir tanesi. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, yeni kurulmasına rağmen sürekli olarak gelişime açık ve bunun da hakkını veren bir üniversite olduğu için çalışmalarımız dikkat çekmeye devam ediyor. Bu noktada sizlerin katkılarınız çok değerli” ifadelerin kullandı. Başarının Sürekliliğini Sağlamak Önemli Türk yükseköğretiminde adından söz ettiren bir kurum olmak için daha fazla çalışılması gerekliliğinin altını çizen Prof. Dr. Köse, akademik üretkenliği artıracak tüm çalışmaların desteklendiğini, tüm paydaşları ile etkileşim halinde bir İKÇÜ olarak yakalanan başarının sürekliliğini sağlamak adına sistemli adımlar atıldığını aktardı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Kurumsal akreditasyon sürecinin önemli bir ögesi olarak gördüğümüz bu toplantıların doğru analizlerle, etkili stratejik planlarla bize yol göstermesi gerektiğine inanıyorum. Aramızdaki koordinasyonu sağlamak ve uyumu güçlendirmek, kalite kültürümüze de olumlu yansıyacaktır. İdari süreçlerimizi daha etkin ve verimli hale getirecek adımları atmaya devam ediyoruz. Özellikle dijitalleşme noktasında önemli bir avantaja sahibiz” dedi. Hedeflerimizi Güncelledik Topluma hizmet alanında fark yaratacak sosyal sorumluluk projeleri ve iş birlikleri ile yollarına devam ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Köse, “Stratejik planımızı oluşturduk ve deyim yerindeyse hedeflerimizi güncelledik. Önceki dönemde koyduğumuz her hedefe ulaşmanın da mutluluğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Kalite yolculuğumuzun Kalite Koordinatörlüğümüzün ve Strateji Geliştirme Başkanlığımızın katkılarıyla sürekli gelişim felsefesi üzerine inşa edildiğini vurgulamak isterim. Süreçlerimize katkı veren tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Kalite Sürecini Başarıyla Yönetiyoruz Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz ise, İKÇÜ’nün sürekli gelişen ve dünya ile etkileşim halinde olan bir üniversite olmasında; nitelikli eğitim ve katılımcı yönetişim anlayışı açısından Kalite Güvence Sisteminin yol gösterici bir niteliğe sahip olduğunu vurguladı. Yükseköğretim kurumlarının eğitim-öğretim, araştırma ve toplumsal katkı faaliyetleri ile idari hizmetlerinin iç ve dış kalite güvencesi ve akreditasyon süreçlerini planlama ve uygulama esaslarının tümünü kapsayan Kalite Güvence Sisteminin gelişmeleri ve yenilikleri kalite standartlarında takip eden İKÇÜ açısından önemini anlatan Doç. Dr. Tengiz, “Türk Standartları Enstitüsü (TSE) TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi (KYS) Standardı şartlarına uygun hizmet üretmek amacıyla 2012 yılında çalışmalara başlayan üniversitemiz, iki yıllık tetkik sürecinin ardından 2014 yılında TS EN ISO 9001 kalite yönetim sistemi belgesi almaya hak kazanmıştır. O tarihlerden bugüne kadar üniversitemizde kalite çalışmaları özenle sürdürülmektedir. 2024 yılında da belge yenileyerek sürece başarıyla devam ediyoruz. Görev bilinci ve özveri ile yaptığımız çalışmalara tam destek sağlayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye ve üniversite üst yönetimine koordinatörlüğümüz adına teşekkür ediyorum” diye konuştu. Toplantı, katılımcıların görüş ve önerilerinin alınmasıyla tamamlandı. -
12 kez okunduGöklerin Kartalları İKÇÜ’de
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ayrılmaz parçası Türk Hava Kuvvetleri'nin Türk milletine 100’üncü kuruluş yıl dönümü hediyesi olarak 2011 yılında kurulan hava gösteri timi SOLOTÜRK, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesine konuk oldu. Dünyanın dört bir yanında düzenledikleri uçuş gösterileriyle efsane haline gelen, Türk Hava Kuvvetlerinin resmi akrobasi timi SOLOTÜRK’ün pilotları Hv. Plt. Bnb. Murat Bakıcı ve Hv. Plt. Bnb. M. Erhan Aydemir ile Uçak Bakım Subayı Hv. Uçk. Bkm. Bnb. Tuna Karalı’nın katıldığı söyleşiyi, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, SKS Başkanı Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci izledi. Gökyüzüne Hâkim Olabileceğimizi Onlarla Öğrendik Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı (SKS) tarafından düzenlenen organizasyonla İKÇÜ’nün konuğu olan ekip üyelerinin yer aldığı etkinlikte konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, böylesine önemli bir ekinliğe ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. Türkiye’nin son yıllarda havacılık alanında ciddi mesafeler kat ettiğini vurgulayan ve bu ivmenin de aslında SOLOTÜRK ile başladığını dile getiren Prof. Dr. Bulduklu, “Gökyüzü bize o kadar uzaktı ki, zaman içerisinde SOLOTÜRK’ün yaptığı etkinliklerle biz, gökyüzünün aslında bir manevra alanı olabileceğini ve bizim de bu alana hâkim olabileceğimizi öğrendik. Orada yetişen mühendisler, havacılık ve savunma sanayiinde bugün Türkiye’nin neredeyse başa oynadığı bir sistemi tasarladılar. Bugün Akıncı’dan Bayraktar’a ve Çelik Kubbe ’ye kadar pek çok şeyi konuşabiliyoruz ve bunu sadece formel eğitimlere değil, bu tarz girişimlere de borçlu olduğumuzu söylemek isterim. Üretmek kadar gösterebilmenin; çocuklarda ve gençlerde heyecan yaratmanın ve onların size öykünmesini sağlamanın da bir o kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte, SOLOTÜRK’ü bütün dünyanın hayranlıkla izlediğini görmek de bizlere gurur veriyor. Ben, özellikle öğrencilerimizin buradan ciddi mesajlar çıkarmalarını ve programın kendilerine bir vizyon kazandırmasını diliyorum” diye konuştu. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere ve SOLOTÜRK ekibine teşekkür ederek konuşmasını noktaladı. SOLOTÜRK Türk Milletine Armağan Olarak Kuruldu Açılış konuşmasının ardından söz alan SOLOTÜRK ekibi, kendilerini diğer gösteri ekiplerinden ayıran en önemli özelliğin, ekip üyelerinin her birinin aktif savaş pilotu olması ve bakım ekibinin harekata ve savaşa sürekli hazır halde bulunmaları olduğunu vurguladı. SOLOTÜRK’ün, Türk Hava Kuvvetleri’nin 100. Yılı olan 2011 yılında Türk Milletine armağan olarak kurulduğunu anlatan ekip üyeleri, Ay yıldızlı bayrağı ve Türk Milletini dünyanın dört bir yanında başarıyla temsil etmelerinin haklı gururunu yaşadıklarını belirttiler. SOLOTÜRK gösterilerinde görülen özgüvenin ve savaşçı ruhun, ekip üyelerinin Türk milletinin cesaret ve kararlılığını yansıtmasından kaynaklandığına dikkat çekilen söyleşide, ekibin gittiği yerlerde bayrak manevrası yapıldığında bütün dünya milletlerinin ay yıldızlı bayrağa selam durdukları ifade edildi. Söyleşide, usta çırak ilişkisiyle yetişen SOLOTÜRK gösteri ekibinin 13 kişiden, gizli kahramanlar olarak nitelenen bakım astsubaylarının ise 8 kişiden oluştuğunun bilgisi verildi. SOLOTÜRK’ün asli görevinin Türk havacılığı ile Türk gençleri arasında bağ kurmak olduğunun altını çizen ekip üyeleri, aktif savaş pilotları olarak Türk savunma sanayinin koşar adım ilerlemesinden; İHA ve SİHA’larla, Milli Muharip Uçak Kaan’la ve diğer gelişmelerle gurur duyduklarını belirttiler. Dünya üzerinde uçak üzerine çizilmiş en büyük bayrağın SOLOTÜRK’te olduğunu ve bununla Guinness Rekorlar Kitabına girdiklerini hatırlatan ekip üyeleri, SOLOTÜRK’ün yapmış olduğu hareketler içerisinde patentli olanların da bulunduğunu, bu hareketleri dünya üzerinde yalnızca SOLOTÜRK’ün yapabildiğini anlattılar. İKÇÜ Ailesine gurur dolu anlar yaşatan SOLOTÜRK söyleşisi, katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasının ardından, ekip üyelerine teşekkür belgesi takdimi ve imza töreni ile son buldu. -
11 kez okundu
Öğrenci Topluluklarımızın Aktif Olması Şart
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık ve Kültür Daire Başkanlığı 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı Öğrenci Toplulukları Toplantısı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun başkanlığında yapıldı. Engelsiz Üniversite Koordinatörü ve Sosyal Sorumluluk Projeleri Sorumlusu Doç. Dr. Melike Tekindal, Genel Sekreter Nuretdin Memur, Sağlık Kültür ve Spor (SKS) Daire Başkanı Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru, SKS Kültür Birimi Sorumlusu Tuğçe Yılmaz’ın da hazır bulunduğu toplantıda Prof. Dr. Bulduklu, öğrenci toplulukları danışmanları ve temsilcileri ile görüşerek faaliyetlerini içeren sunumlarını izledi. Öğrenme Sadece Sınıfta Kalmaz Topluluk faaliyetleri içinde yer almanın kıymetli olduğunu aktaran Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, yönetim olarak tek isteklerinin toplulukların üniversite mevzuatına uygun şekilde aktif tutulmaları olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Bulduklu, "Öğrenme sadece sınıfta kalmaz, kalmamalı da. Topluluklar, hedef belirleme, plan yapma, plana uyma, sorumluluk alma, organize şekilde hareket etme ve problemlere pratik çözümler üretme gibi hem öğrencilik hayatınıza hem de gelecekteki mesleklerinize katkı sunacak alışkanlıklar kazandırmaya vesile oluyor. Topluluklar sayesinde sektörünüzdeki işletmeleri yakından tanırken, alanının profesyonellerini de konferanslar düzenleyerek ağırlama şansını elde ediyorsunuz. Topluluklarımız ayrıca üst sınıflardan tecrübe edinme, alt sınıflardaki arkadaşlarınıza tecrübe aktarma, güzel dostluklar kurma platformlarıdır. Bu platformlardan azami ölçüde faydalanın” dedi. Topluluklarımız Aktif Olmalı Topluluk üyelerinden beklentilerinin faaliyetlerini UBYS sistemi üzerinden yürütmek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bulduklu, yapılması planlanan etkinliklerin belirtilen süreç içinde sisteme girilmediği takdirde resmi olarak ele alınamadığını vurguladı. Sistemsel veri girişi noktasında akademik danışmanlara ve topluluk yöneticilerine çok büyük görev düştüğünü kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, ”Etkinlik girişi yapmazsanız faaliyeti yapamamış, dolayısıyla SKS’den destek beklediğiniz alanlardan faydalanamamış oluyorsunuz. Biz SKS bünyesindeki tüm topluluklarımızın etkinliklerini UBYS üzerinden yakından takip ediyoruz. Bu sayede lokasyon, ulaşım, misafir ağırlama, teknik destek gibi birçok alanda faaliyetlerin içerisinde yer alıyoruz. Elimizden geldiğince tüm personelimizce seferber olduğumuz faaliyetlerinizin öncesini ve sonrasını, tarihi geçen, kapatılmayan etkinliklerinizi lütfen UBYS üzerinden takip edin. Topluluklarımızın aktif olarak kalabilmesi için faaliyetlerinizi resmileştirin, bayrağı teslim edeceğiniz öğrenci arkadaşlarınıza da kolaylık sağlayın” diye konuştu. Toplantıda açılması planlanan toplulukların başvuruları ile aktif olmayan toplulukların durumları incelendi. Ayrıca 55 topluluğun yer aldığı SKS bünyesine 10 yeni topluluğun daha katılması kararlaştırıldı. -
11 kez okunduİyi Bayramlar İKÇÜ
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Ailesi, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğini yaptığı bayramlaşma töreninde bir araya geldi. Akademik ve idari personeli makamında ağırlayan Prof. Dr. Köse, tüm çalışma arkadaşlarının bayramını tek tek kutladı, aileleriyle birlikte huzur içinde bir bayram geçirmelerini diledi. Bayramlaşmada, Rektör Yardımcıları Prof.Dr. Muhsin Akbaş, Prof.Dr. Süleyman Akbulut, Prof.Dr. Yasin Bulduklu, Genel Sekreter Nurettin Memur, fakültelerden gelen akademisyenler ile idari personel, birlik ve beraberlik temennisiyle bayramlaştı. Bir bayramı daha karşılamanın mutluluk ve heyecanını paylaştıklarını söyleyen Rektör Prof.Dr. Saffet Köse, bayramların millî değerlerimizin, aile bağlarımızın canlı tutulmasına ve güçlendirilmesine vesile olduğunu söyledi. Bu özel günlerde sosyal yardımlaşma ve dayanışma geleneğinin en güzel örneklerinin sergilendiğini ifade eden Prof. Dr. Köse, “Ramazan, kardeşliktir, yardımlaşmaktır, paylaşmaktır. Gönül birliğimizi, sevgi, muhabbet iklimini pekiştiren ulvî bir atmosferdir. Akademik ve idari personeli, öğrencileri ve mezunlarıyla İKÇÜ büyük ve güçlü bir ailedir. İKÇÜ olarak ülkemizin gönül birliğine, yarınlarına değer katmaya, gelişmesine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Ramazan Bayramının tüm insanlığa barış, huzur ve esenlik getirmesini hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Allah’tan diliyorum. Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum” dedi. -
11 kez okundu
ÜBYS’de “Karar Verici” Değil “Standart Koyucu” Dönem Başladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı iş birliği ile organize edilen Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri Fuarı Kuşadası’nda başladı. Geçtiğimiz yıl beşincisi çalıştay olarak yapılan, her geçen yıl büyüyen yapısı ile altıncısı fuar organizasyonuna dönüştürülen “Karar Vericiler Buluşması: Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri Fuarı’nın açılış programı, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Ömer Alan, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Sektörler ve Kamu Yatırımı Genel Müdür Yardımcısı Tolga Balcı, Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Yavuz Torun, Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Muhammed Şakir Toprak, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Eğitim ve Kültür Dairesi Başkanı Mehmet Cem Fendoğlu, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Yasin İnağ, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Bilgi İşlem Daire Başkanı Fatih Tunçez, paydaş üniversitelerinden gelen rektörler, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden gelen akademisyenler, idari personel, kamu ve özel sektörden bilişim teknolojileri ve bilgi yönetim sistemleri alanında çalışan üst düzey profesyonelin katılımıyla yapıldı. En Somut Başarı Örneği Programın açılışında misafirlere seslenen Rektör Prof. Dr. Köse, her yıl genişleyen bir network ağıyla UBYS’ye gösterilen teveccühün en büyük motivasyon kaynağı olduğunu aktardı. Ülkesi için yerli teknolojiler üreten, ortak dijital devlet altyapılarının geliştirilmesine destek olan tüm paydaş kamu kurumlarına teşekkür eden Prof. Dr. Köse, “ÜBYS konusunda çözümler üreten bir yazılımın ötesinde anlamlar ifade ediyor. En başta kamu kurumlarının bu alanda başarılı projeler yapabileceğinin en somut örneği bu proje. ÜBYS piyasada fiyat dengesini sağlayan bir mekanizma olarak da hizmet veriyor. Tüm süreçlerin merkezi bilgi işlem birimi tarafından bütüncül bir şekilde yönetilmesini sağlayan ÜBYS ile kamunun kaynaklarında verimliliğe katkıda bulunma gayreti gösteriyoruz. Kurumsal bilgi teknolojileri altyapısı ne kadar ortak ve standart olursa idamesi de o denli kolay ve düşük maliyetli olacaktır. Bizler her bir paydaşımızın katkısıyla kamu kaynaklarında verimliliğin sağlanabilmesi adına önemli bir sorumluluk almış bulunuyoruz. Ben her zaman söylüyorum; bu proje bir sinerji projesidir, farklı kurumların birlikte çalışarak başarılı olabileceklerinin en güzel göstergesidir” dedi. Akademi İle Bilişim Sektörünün Buluşması Tüm yükseköğretim kurumlarında bir standart oluşturma potansiyeline sahip bir yazılım olan ÜBYS’nin, bilgi teknolojisi harcamaları için de önemli bir tasarruf projesi olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Köse, fuar organizasyonu ile kamu ve özel sektör kurumlarını milli teknolojiler paydasında buluşturmayı hedeflediklerini söyledi. Prof. Dr. Köse, “Bilgi teknolojisi harcamalarının büyüklüğü dikkate alındığında kamu kuruluşları bütçesine getirdiği yük önemli rakamlara ulaşmaktadır ve bu türden çözümlerle kamu kaynaklarının etkililiğine katkıda bulunmak mecburiyetindeyiz. Bizler de siz paydaşlarımızla her geçen yıl büyüyen gelişen yüzüyle yenilikçi ve bütünleşik çözümler sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu yıl ilki yapılan fuar ile akademi ile sektörü buluşturduk ve inanıyorum ki burada önemli iş birliklerine imza atılacak. Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği ‘Dijital Seferberlik Dönemi’ ve ‘Milli Teknoloji Hamlesi” kapsamında ÜBYS ile büyük adımları hep birlikte atacağımıza inanıyorum. Gelinen noktada katkı veren tüm kurumlarımızın büyük emeği vardır. Özellikle Strateji ve Bütçe Başkanlığımızın bu konudaki destekleri ve ortaklığı son derece önemli. Buradan başta Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığımıza, Sektörler ve Kamu Yatırımları Genel Müdürümüze, Genel Müdür Yardımcımıza, Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığımıza, Maliye Bakanlığına, üniversitelerimize; başarı hikâyesini birlikte yazdığımız projenin bu noktaya gelmesinde eşsiz katkılar veren siz paydaşlarımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu. Karar Verici Değil, Standart Koyucu Dönem Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının destekleri ile 2011 yılında proje yolculuğuna başlayan İKÇÜ ÜBYS yazılımının, büyük bir başarı hikayesinin aktörü haline geldiğini ifade eden Strateji ve Bütçe Başkanlığı Sektörler ve Kamu Yatırımı Genel Müdür Yardımcısı Tolga Balcı, öncelikli olarak hedeflenen kamuda tasarruf açısından da etkin bir verimlilik ivmesi yakalandığını vurguladı. Balcı, “Yazılımların yurtdışı kaynaklı olması ülkeler için ulusal bilgi güvenliği yönüyle oldukça önemli bir risk unsuru oluşturmaktadır. Özellikle bu nedenle kamu sektöründe yerli ve milli yazılımların oluşturulması ve kullanılması gereklidir. Bizler kamu sektöründe yerli ve milli yazılımların kullanımının altını çiziyor, bu kapsamda oluşturulan projelerin sonuna kadar destekçisi oluyoruz. 2011 yılında tanıştığımız ÜBYS, süreç içinde kendini yenileyen, sürekli geliştirilebilen, kullanıcına etkin çözümler sunan yapısıyla kamuda etkin bir verimlilik sağladı. Projede yer alan kişiler değişebilir ama değişmeyen ÜBYS’nin kamu kurumlarına örnek bir proje olarak artık rüştünü ispat etmesi oldu. Tüm paydaşların desteğiyle yükselen ÜBYS, İKÇÜ için marka değeri taşıyan ‘milli bir yazılım’ haline geldi. Artık ÜBYS’nin karar verici değil, standart koyucu olduğu bir dönem başladı. Projenin başarısının arkasında başkanlığımızın desteği kadar, disiplinli, özverili, ekip ruhu gerektiren bir çalışma yapısı olduğunu düşünüyorum. Çünkü süreç sorumlularının birbirleriyle sürekli iletişim halinde olmaları, projelerin verimli işleyişi açısından çok önemlidir. Basta Rektör Prof. Dr. Saffet Köse Hocamız ve değerli ekibine, bu projenin oluşumunda ve gelişiminde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sektör temsilcileri ile networking imkanı sunan, yerli teknolojilerin gelişimini destekleyen ve akademik dünyayı iş dünyasıyla buluşturan bu fuarın bilişim ekosistemine büyük katkılar sunacağına yürekten inanıyorum” dedi. Türkiye’nin Örnek Bilişim Projesi Strateji ve Bütçe Başkanlığı Eğitim ve Kültür Dairesi Başkanı Mehmet Cem Fendoğlu da bilişim alanında kaydettiği gelişmelerle İKÇÜ’nün ihtisaslaşmayı hak eden bir yükseköğretim kurumu olduğunu kaydetti. Başkan Fendoğlu, “Çıktı; sadece bilgi ve teknoloji olarak değil, üretilen teknolojinin paylaşıma açılmasıyla yerini bulur. Üniversitelerde üretilen bilginin ve projelerin katma değer olarak sektöre aktarılması çok önemlidir. Kaynakların daha etkin ve verimli işletilmesi, kaynak israfının ve tekrar yatırımların önlenmesini teminen örnek bir yazılım olan, Başkanlığımızca desteklenen İKÇÜ ÜBYS kaynaklarını etkin kullanması ve sürekli güncellenmesi yönleriyle ülkemizin başarılı yerli bir yazılımı haline geldi. Bugün burada, 200’e yakın değerli yöneticimizin katılımını görüyorum. Bu da gelinen aşamada hedefin ne kadar büyüdüğünü göstermektedir. Mevcutta İKÇÜ 4 önemli ulusal projeyi yönetiyor ama ÜBYS geldiği kapasite, network ağı olarak en büyüğü haline geldi, Türkiye’nin örnek projesi oldu. Başkanlık olarak projeyi desteklediğimiz için duyduğumuz memnuniyeti yineliyor, emeği olan tüm personele teşekkürlerimi iletiyorum” şeklinde konuştu. Teknolojilerin “Kullanıcısı” Değil “Üreticisi” Konumdayız Fuarla ilgi bilgi veren İKÇÜ Bilgi İşlem Daire Başkanı Fatih Tunçez 18’i bakanlık, 70 üniversite, 33 sektör markası yöneticileriyle birlikte 200’ü aşan katılımcıyı ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Gelenekselleşen İKÇÜ ÜBYS buluşmalarının her geçen yıl daha geniş kitlelere ulaştığını aktaran Başkan Tunçez, “Başta savunma sanayi olmak üzere sağlıktan, uzay çalışmalarına, yüksek teknoloji gerektiren projeleri birer birer hayata geçiren ülkemiz mühendisleri, bilişim de de önemli atılımlar yapmaktadır. İKÇÜ, 2022 yılında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından başlatılan “Yükseköğretimde Büyük Veri Projesi” kapsamında seçilen 8 pilot üniversiteden biri olarak, dijital dönüşüm ve teknoloji geliştirme süreçlerinde önemli bir rol üstlenmektedir. İKÇÜ’lü mühendisler olarak üniversitemizde yapılan test sürecinden iç yapıda yaygınlaştırılmasına uzanan süreçte ÜBYS’ye yeni güncel modüller yazarak kurum dışı paydaşlarımızın karşısına daha geniş bir yazılım ağıyla çıktık. Bilişim ürünlerinin sadece “kullanıcısı” durumunda olmamızın yeterli olmadığının bilinciyle bu teknolojileri “üreten” bir konumda olma azmi ve gayreti içinde 2011 yılından bu yana kendimizi sürekli geliştirdik. Ekibimizce yazılan ÜBYS’nin Yerli ve Milli olması bizler için ayrı bir gurur ve motive kaynağı oldu. İKÇÜ’ye olan teveccühleri desteklerini hiçbir zaman eksik etmeyen başta Strateji ve Bütçe Başkanlığımıza, Bakanlığımıza, tüm paydaş kurumlarımıza minnet borçluyuz. Bundan sonra da tüm kurumların ihtiyaçlarına özel uygulama ve çözümler geliştirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından çalıştay oturumları ile kamu- özel sektör yöneticileri, bilişim ve teknoloji firmaları ve üniversitelerden gelen üst düzey temsilcilerin katıldığı workshoplara geçildi. İki gün devam edecek “Karar Vericiler Buluşması: Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri Fuarı’nın Türkiye’nin dijital dönüşüm vizyonuna katkı sağlayacak yeni iş birliklerine olanak sağlaması bekleniyor. -
11 kez okunduBirlik ve Beraberliğimiz Daim Olsun!
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Ailesi, Kurban Bayramı’nın arifesinde bir araya geldi. Rektörlük binası önünde yapılan törende, Prof. Dr. Saffet Köse, tüm çalışma arkadaşlarının bayramını tek tek kutladı, aileleriyle birlikte huzur içinde bir bayram geçirmelerini diledi. Rektör Prof. Dr. Köse’nin kabulünde, Rektör Yardımcıları Prof.Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Dekanlar, Genel Sekreter Nurettin Memur, fakültelerden gelen akademisyenler ve idari personel birlik, beraberlik, sağlık temennileriyle bayramlaştı. Kurban Bayramı vesilesiyle bir kutlama mesajı yayınlayan Prof.Dr. Köse, “Hatırlamanın, hatırlanmanın, dayanışma ve yardımlaşmanın simgesi, paylaşma ve gönül alma mevsimi, manevi hikmetlerle dolu mübarek Kurban Bayramı’na bir kez daha kavuşmanın sevincini paylaşıyorum. Üniversitemizde görev yapan tüm akademik ve idari personelimizin, öğrencilerimizin ve değerli ailelerinin Kurban Bayramı’nı kutluyorum. Birlik ve beraberliğimiz daim olsun. Daha nice bayramlara sağlık mutluluk ve huzur içinde hep birlikte ulaşmayı Cenab-ı Allah hepimize nasip eylesin. Kurban Bayramı’nın tüm insanlığa birlik, beraberlik, barış ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.





