Haberler :::
- 
                              
                                
                                 12.01.2023 12.01.2023İKÇÜ’ye Üstün Başarı Gururuİzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Utku Kürşat Ercan, 2022 yılı TÜBA-GEBİP Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül törenine; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, TÜBA Asli Üyesi ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBA Konsey üyeleri, üniversite rektörleri katıldı. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından 2001 yılından bu yana başarılı bilim insanlarının ödüllendirildiği akademi ödülleri, mühendislik bilimleri, doğa bilimleri, sosyal bilimler ile sağlık bilimleri kategorilerinde düzenleniyor. Durmak Yok, Yola Devam Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBA VE TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, ödül alan bilim insanlarını, çığır açıcı çalışmalarından dolayı tebrik ederek başarılarının devamını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi bilimle, teknolojiyle, sanayiyle kalkındırmak istediklerini vurgulayarak “Bunun için de durmak yok, yola devam” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz, Millî Teknoloji Hamlesi rehberliğinde gerçekleştirdiği çalışmalarla, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefine adım adım yaklaşıyor. Biz, siyasi bağımsızlığın teknolojik bağımsızlıktan geçtiğine samimiyetle inanıyoruz. Bilim ve teknolojiyi Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasında en önemli araç, en etkili imkân olarak görüyoruz” diye konuştu. Marifet İltifata Tabidir 2022 yılı TÜBA ve TÜBİTAK ödüllerini almaya hak kazanan bilim insanlarını tebrik eden TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker de, dünyaca bilim insanlarının araştırmalarının ve önerilerinin hayati önem kazandığı bir döneme girildiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, himayelerinde yürütülen Türk-İslâm Bilim ve Kültür Mirası Projesi ile TÜBA Ödüllerine desteklerinden dolayı teşekkür eden Prof. Dr. Şeker, "Marifet iltifata tabidir düsturuyla verilen bu ödüller, sizlerin uykusuz geçen nice geceye mal olan yoğun emek mahsulü araştırmalarınız ve çalışmalarınız için devletimizin bir taltifi ve kadirşinaslığıdır. Bilim ancak insanlara faydalı olmak için yapıldığında anlam kazanır. TÜBA olarak 'bilim temelli danışmanlık' görevimiz kapsamında ülkemiz ve dünya gündeminde olan stratejik konulara çalışmalar yapıyoruz” dedi. Tören, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
- 
                              
                                
                                12.01.2023100. Yılın İlk Açılışı Mavişehir ASMİzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Karşıyaka 26 no’lu Eğitim Aile Sağlığı Merkezi (ASM) hizmet binası, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’in katıldığı resmi törenle hizmete açıldı. Yapımını iş adamı Niyazi Memur’un üstlendiği, Eğitim Aile Sağlığı Merkezi olarak TC Sağlık Bakanlığı tarafından Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezine (İKÇÜ SUAM) devredilen hizmet binasının açılışına; Karşıyaka Kaymakamı Özkan Demir, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İzmir İl Müftüsü Salih Sezik, İzmir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Emre Erkuş, İzmir eski milletvekili Taha Aksoy, Karşıyaka İlçe Sağlık Müdürü Cenk Benli, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Başkanı Bilal Saygılı, Karşıyaka Muharip Gaziler Derneği Başkanı Halil Taşçı, siyasi partilerin temsilcileri ile İKÇÜ’den akademik ve idari personel katıldı. Ülkemiz Sağlıkta Dünya Liginde En Üst Sıralarda İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger açılışta yaptığı konuşmada sağlıkta son yıllarda gelinen başarılı noktaya dikkat çekti ve sağlık alanında Türkiye'nin dünyada üst sıralarda yer aldığını ifade etti. Vali Köşger, “Türkiye son yıllarda vatandaşa odaklı bir anlayışla büyük işler başardı. Sağlıkta dünyada en iyi örnekleri hayata geçiriyoruz ve diğer ülkelere kıyasla imrenilecek konumdayız. Bugün açtığımız sağlık merkezimiz bir kampüs içinde ve hemen arkamızda cami inşaatı var. Buraya bu hizmetin açılması ile oldukça isabetli bir işe imza atılmış. İnsan, bedeni ve ruhu olan iki boyutlu bir varlık. Vatandaşlarımız, fiziki olarak açtığımız ASM'de ruhi olarak ise camide sıhhat bulacaklar. Ben, Mavişehir'de bulunan hemşehrilerimize bu yapıyı kazandıran Niyazi Memur Bey ve ailesine teşekkür ediyorum. Ayrıca İKÇÜ nezdinde Rektör Prof. Dr. Köse’ye, İl Sağlık Müdürümüze, emek veren tüm çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum” dedi. Vatandaşlarımızla İç İçeyiz Törenin açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ olarak kurulduğu günden bu yana politikalarının kente katkı sağlayan projelere imza atmak olduğunu söyledi. Rektör Köse, “Milletimizin hizmetinde, üniversite ile halkı aynı paydada buluşturan projeleri hayata geçiriyoruz ve bugün burada bunlara bir yenisini daha eklemekteyiz. İKÇÜ ASM’lerinden dördüncüsünü Karşıyaka bölgesinde hizmete açıyoruz. Bu merkezlerimizin sayısını arttırarak vatandaşlarımızla sağlık paydasında iç içe olmaya devam edeceğiz. Başta Sayın Valimize, İl Sağlık Müdürlüğümüze, bu merkezin yapımını üstlenen Sayın Niyazi Memur beyefendiye ve Memur ailesine, tüm hocalarımıza ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. 375 ASM’de, 1381 Aile Hekimimizle En İyi Sağlık Hizmeti İzmir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Emre Erkuş da İzmir’e yeni bir sağlık tesisinin kazandırılması mutluluğunu paylaştıklarını söyledi. Müdürlük olarak vatandaşına daha iyi, daha konforlu sağlık hizmeti sunabilmek adına birçok protokole imza attıklarını belirten Doç. Dr. Emre Erkuş, “Bakanlığımıza bağlı, ASM’lerimiz, hastanelerimiz, sağlıklı hayat merkezlerimiz, ilçe müdürlüklerimiz ile vatandaşlarımıza en iyi sağlık hizmetini sunmaya devam ediyoruz. İzmir’de 375 ASM’de, 1381 aile hekimimizle vatandaşlarımıza hizmet veriyoruz. Bugün İKÇÜ ile yaptığımız protokollerimizin dördüncüsü olan Karşıyaka ASM’yi hizmete açıyoruz. Kentin tüm paydaşlarıyla, tüm üniversitelerimizle iş birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından protokol üyeleri, hayırsever iş adamı Niyazi Memur ve aile üyeleri tarafından İKÇÜ Karşıyaka 26 no’lu Eğitim Aile Sağlığı Merkezi’nin açılışı yapıldı. Vali Köşger ve beraberindeki heyet merkezi gezerek İKÇÜSUAM Müdürü Doç. Dr. Esra Meltem Koç’tan merkez ile ilgili bilgi aldı ve sağlık çalışanlarına iyi dileklerini iletti
- 
                              
                                
                                30.12.2022İKÇÜ’de Yılın Son Senato ve Yönetim Kurulu Toplantısıİzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) 2022 yılının son senato ve yönetim kurulu toplantısı Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin başkanlığında yapıldı. Rektör Yardımcıları, dekanlar, yüksekokul ve meslek yüksekokulu müdürleri ile senato üyelerinin katılımlarıyla yapılan toplantı, Genel Sekreter Nurettin Memur’un gündem başlıklarını paylaşmasıyla başladı. Toplantının başında konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, senato üyelerinin ve tüm İKÇÜ ailesinin yeni yılını kutlayarak, sağlık, esenlik dileklerini paylaştı. Takım Ruhu İçinde Görevi devraldığı günden bugüne karşılıklı etkileşim halinde güç birliği içinde çalıştıklarını ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Yönetim olarak devraldığımız bayrağı daha ileri merhaleye taşıyabilmenin sorumluluğu içinde çalışmaktayız. Bundan sonraki süreçte de siz değerli mesai arkadaşlarımızla İKÇÜ’ye daha fazla katkıda bulunabilmenin arayışında takım ruhu içinde bir arada olmaya devam edeceğiz” dedi. Daha Fazla Yayın, Daha Fazla Proje Takım çalışması kültürünün, huzurlu ve verimli çalışma ortamının kurum içerisinde yaygınlaşmasına özen gösterdiklerini vurgulayan Prof. Dr. Köse, tek amaçlarının İKÇÜ’nün ülkesine ve milletine katkı sağlayan bir yükseköğretim kurumu olması olduğunu kaydetti. Rektör Prof. Dr. Köse, “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin Türkiye'de ve dünyada daha üst sıralara ulaşması için, daha fazla yayın daha fazla proje üreterek, üstün bir duyarlılık ve görev bilinciyle; akademik ve idari çalışanlarımızın ve öğrencilerimizin mutluluğunu gözeterek çalışmaya devam edeceğiz. Takım ruhu ile başaramayacağımız hiçbir şey yok” diye konuştu. Gündem maddelerinin yanı sıra, eğitim-öğretim sürecine ilişkin yapılan çalışmaların değerlendirildiği toplantıda Rektör Köse tarafından senato üyelerine hediye takdiminde bulunuldu.
- 
                              
                                
                                26.12.2022Bağımlılıkla Mücadelede Tüm Kurumlar 'Hep Birlikte'Uyuşturucu, alkol, tütün, davranışsal bağımlılık konularında farkındalık oluşturması amacıyla İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezince düzenlenen “Bağımlılıkla Mücadelede Hep Birlikte Panel ve Çalıştayı” Çiğli Ana Yerleşkede yapıldı. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde yapılan ve İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Çiğli Kaymakamı Adnan Çakıroğlu’nun yanı sıra kamu kurum, kuruluş ve STK temsilcileri ile öğrencilerin takip ettiği çalıştayda, İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Murat Mücahit Yentür, İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Emre Erkuş, İl Müftüsü Salih Sezik ve İl Gençlik ve Spor Müdürü Murat Eskici panelist olarak yer aldı. İstikbal, Değerlerine Bağlı Yetişmiş Bireylerde İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, bağımlılığın çok katmanlı bir mesele olduğuna dikkat çektiği konuşmasında diğer milletlere göre bağımlılıkla mücadele noktasında Türk kültür ve aile yapısının sahip olduğu özellikler sayesinde bir adım önde olunduğunu söyledi. Vali Köşger “ Bilimsel, sosyolojik açılardan tespitler ve çözümler oldukça önemli. Ama bunun çözümü çocuğun bu alışkanlıklara hiç bulaşmaması, gençlerimiz riskli durumlara maruz kalmamasıdır. Sağlıklı bireyler olarak onların sosyal hayata kazandırılmasıdır. Bu da sağlıklı aile olur. Her zaman ifade ederim, istikbal değerlerine bağlı ailelerde yetişmiş bireylerde. Bu milletin temelini oluşturan köklerimizdeki aile yapımıza, özümüze dönmemiz gerekiyor. Çocuğu sevgi, şefkatle sarmalayan, koruyan bir yapıya sahibiz. Her ailenin kendi bir genetiği var. Günümüzde dış etmenlerden olumsuz etkilenen genetiği bozulmaya çalışılan aile yapımıza sahip çıkmamız lazım” diye konuştu. 'Narko Alan' ile Sokak Sokak İzmir’in Her Noktasındayız İzmir genelinde ilgili tüm kurumlarla topyekûn olarak tüm mücadele yöntemlerine başvurulduğunu ifade eden Vali Köşger, Türkiye’de ilk defa uygulanan 'Narko Alan' projesiyle sokak sokak şehrin her noktasında yer aldıklarını kaydetti. Vali Köşger, “Bireyin madde bağımlılığı kendiyle sınırla kalmıyor, önce tüm aileyi sonra tüm sosyal çevreyi saran bir probleme dönüşüyor. Tüm uğraşlara, profesyonel mücadeleye rağmen 10 kişiden ancak biri rehabilite edilebiliyor. Bu yüzden kişi o dar koridora girmeden müdahale edebilmemiz lazım. Çalıştayın İzmir’in bu can yakan sorununa yardımcı olacağını düşünüyorum. Emeği geçenlere, katılım sağlayanlara, Sayın Rektörümüz nezdinde teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Bağımlılık İle Mücadelenin Çözümü Ailede İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Köse de özellikle çocukluk ile ilk gençlik yaşlarında maddeye yönelimi önlemek için tüm sosyal kurumların el birliği ile mücadele etmesinin bir zorunluluk olduğuna işaret etti. Bu noktada aile kurumu bütünlüğünün hassas bir görev üstlendiğini ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Çocukların yaşadıkları sorunları öncelikle aile içinde rahatça ifade edebilecekleri bir iletişim ortamı mücadelede başarıyı artıracaktır. Erken yaşlarından itibaren çocukların ebeveyn ilgi ve şefkati ile büyümesi bir gerekliliktir. Ailede kişilerin bekledikleri ilgi ve sevgiyi bulabilecekleri bir ortam, bağımlılık ile mücadelenin ilk adımı olarak düşünülmelidir. Madde kullanımı için aile içi iletişim ne denli önemliyse aile bütünlüğünün bozulmasında da bu maddelerin en önemli etken olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Sorunu bireysel tercih veya özgürlük çerçevesi içinde değerlendirmeye yönelik bakış açısı veya aileden kopan bireylerin sayısının artması, günümüzde bu maddelere daha fazla yönelme ile sonuçlanmaktadır” dedi. Çalıştay Çıktıları İlgili Bakanlıklarla Paylaşılacak Bağımlılığın her türü ile mücadelede başarılı sonuçlar alınabilmesi için, konunun hem toplum, hem STKlar, hem de kamu kurumları tarafından öncelikli bir mesele olarak algılanması gerektiğini ifade eden Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKÇÜSUAM) Müdürü Doç. Dr. Esra Meltem Koç konuşmasında, bu mücadelenin dini, psikolojik, hukuki, sosyal, eğitimsel ve idari yönleri ile ele alınması gereken çok unsurlu bir mesele olduğunu söyledi. Doç. Dr. Koç, “Çalıştay ve panel oturumlarımızda madde bağımlılığı ile mücadelede İzmir ilimizde ne durumda olduğumuzu, ne yapmamız gerektiğini ve nasıl yapmamız gerektiğini farklı kurumların bakış açışıyla ele alacağız ve bu ayrıntılı değerlendirmeler sonucunda oluşacak çalıştay raporumuzu ilgili bakanlıklarımız ile paylaşacağız” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde, İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Murat Mücahit Yentür, İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Emre Erkuş, İl Müftüsü Salih Sezik ve İl Gençlik ve Spor Müdürü Murat Eskici'nin panelist olarak yer aldığı ilk oturuma geçildi. Bir Kereden Bir Şey Olmaz Demek Çok Yanlış Panelistlerden İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Emre Erkuş, ‘Bağımlılık Nedir?' göstergeleri, seyri, döngüsü gibi başlıkları ele aldığı sunumunda bireyin tütün, alkol bağımlısıyken madde kullanımına başlama oranının tekil madde kullanım oranlarına göre daha yüksek olduğunu aktardı. Doç. Dr. Erkuş, “Bir kere kullanımda bile bağımlı olma oranı çok yüksek maddeler bulunmaktadır. Bir kere başlanıldığı zaman artık bireyin sağlıklı haline dönme süreci oldukça zor, uzun süren rehabilitasyon süreçleri başlıyor. ‘O yüzden bir kereden bir şey olmaz’ özendirmelerine kanmadan, hiçbir şekilde başlamamak, merak etmemek ve gerekli çabanın gösterilmesi gerek” diye konuştu. 150 Bin Gencimize Ulaştık İl Müftüsü Salih Sezik de manevi danışmanlık desteğiyle bir çok kamu kurumuyla ortak çalıştıklarını kaydetti. Önleme, mücadele ve bilinçlendirme başlıklarında çalıştıklarını ifade eden İl Müftüsü Sezik, “30 ilçede müftülükler olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu yıl 8 ayrı kurumla protokoller çerçevesinde başta KYK’lar olmak üzere gençlik merkezleri, ceza infaz kurumları, sosyal hizmet merkezleri ile çalıştık. Bu yıl 150 bin gencimize en az bir kere manevi danışmanlık yöntemiyle ulaşmışız. Hiç kuşkusuz bu yeterli değil. Daha çok kişiye ulaşmamız gerekiyor. Uzatamadığımız eller bizden hesap soracaktır. Rabbimizin ayet- i kerimede buyurduğu gibi ‘O’nun rahmetinden ümit kesmeyin. Allah dilerse bütün günahları bağışlar. Doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir” ifadelerini kullandı. Eğitimlerimizle 1 Buçuk Milyon Öğrenci Ve Yetişkine Ulaştık İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Murat Mücahit Yentür, 738 bin öğrenci, 56 bin öğretmen, 1830 rehber öğretmen, psikolojik danışmana sahip İzmir’de, bağımlılıkla mücadele başlığında etkin olarak çalıştıklarını ifade etti. Eğitim kurumlarında yürütülen bağımlılık faaliyetleri ile ilgili bilgi veren İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Yentür, “Madde, alkol, tütün, teknoloji bağımlılığı ve güvenli internet başlıkları eğitim sistemimizin en önemli ögesi haline geldi. Egosantrizm, benmerkezci yaklaşım ne kadar fazlaysa toplumsal olaylara duyarlılık o kadar azalır. Bizler çocuklarımızda empati kurma bilincini oluşturmamız lazım. Bir insanı yetiştirirken aklına hitap edeceğiz, aklıselim olacak, egosentrik anlayıştan uzak olarak kalbi selim olacak ve aynı zamanda zevk-i selim sahibi, estetik sahibi olacak. Bu üçünü birleştirdiğimiz zaman eğitim-öğretim sürecindeki bilgi, davranış bilinciyle tamamlanacak” dedi. İzmir özelinde yürütülen çalışmaları rakamsal verilerle paylaşan Yentür, teknoloji bağımlılığı konusunda 476 bin, sağlıklı beslenme konusunda 506 bin, tütün bağımlılığı başlığında 344 bin, alkol bağımlılığı başlığında 99 bin, madde bağımlılığı başlığında 115 bin olmak üzere il genelinde 1 milyon 542 bin öğrenci ve yetişkine ulaşarak yerel koordinasyona katkı sağladıklarını aktardı. Gençler Kırmızı Çizgimiz İl Gençlik ve Spor Müdürü Murat Eskici de bakanlık olarak önleyici tedbirler başlığında yaptıkları çalışmaları paylaştı. Gençlik merkezleri, gençlik kampları faaliyetleri sayesinde üniversiteler ve Yeşilay ile ortak birçok etkinliğe imza attıklarını kaydeden İl Gençlik ve Spor Müdürü Eskici, “Bakanlığımız bu sene 8 tematik kamp ile 1440 gence farkındalık eğitimi verdi. 237 proje için STK’larımıza 19 milyon destek sağlandı. İzmir’de 29 STK’ya 4 milyona yakın destekte bulunuldu. İzmir’de toplam 1040 spor kulübümüz var, 300 kulübümüze 5 milyona yakın destekte bulunduk. Tesisleşmeye önem veren bakanlığımız gençlerimizin daha ulaşabilir tesislere ulaşması için bu yıl İzmir’de 15 okula daha halı saha imkânı sağladı. Spor hayatın vazgeçilmezi. Sporun bedensel ve ruhsal faydalarını düşünürsek bağımlılıkla mücadelede oldukça önemli bir rolü var. Gençlerimiz bizim kırmızı çizgimiz, onları en iyi şekilde geleceğe taşımak için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. İzmir’deki Tüm Muhtarlarla Bir Araya Geliyoruz Uyuşturucu ile mücadelede sadece polisiye tedbirlerin yeterli olmadığını aktaran İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, çalıştayda bir araya gelen kurumların faaliyetlerinin de oldukça önemli olduğunu kaydetti. Uyuşturucunun yüzde 70 oranda evlerde kullanımın olduğunu aktaran İl Emniyet Müdürü Şahne, il genelindeki tüm muhtarlarla düzenledikleri toplantılarla bir araya geldiklerini söyledi. İl Emniyet Müdürü Şahne, “ İl genelinde düzenlenen 2137 farkındalık etkinliğiyle,187 bin kişiye ulaşıldı, 200 binin üzerinde broşür dağıtıldı. "Narko Alan" projesindeki 650 personelimiz ve 100’ün üzerinde ekiplerimizle tüm ilçelerimizde mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz. Mahalle muhtarlarımızla iki tur toplantılar yaptık. Özellikle evlerdeki kullanımın dışında metruk binalar için tedbirlerimiz aldık. "En İyi Narkotik Polisi: Anne" projesi kapsamında 18 ayda verilen 1470 eğitimle 157 bin 596 anneye ulaşıldı. 2022 yılında 22 bin 473 olaya müdahale edildi, 1800 şahsın tutuklanması sağlandı. Bu rakamın 2023-2024 itibariyle aşağıya ineceğini düşünüyoruz” dedi.
- 
                              
                                
                                 22.12.2022 22.12.2022İKÇÜ, Dijital İnovasyon İş Birliği Platformu'nda Yer AldıCumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi liderliğinde, dijital teknolojiler alanında akademi, kamu ve sanayi arasında iş birliklerini güçlendirecek Dijital İnovasyon İş Birliği Platformu protokolü İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nin (İKÇÜ) içinde bulunduğu Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin katılımıyla imzalandı. İmza törenine İKÇÜ adına Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ Akıllı Fabrika Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi (AFSUAM) Müdürü Prof. Dr. Adnan Kaya, Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Merih Palandöken ve Dr. Öğretim Üyesi Kamil Çetin katıldı. Protokol; paydaş kurumlar arasında yer alan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın destekleriyle, İKÇÜ'nün yanı sıra, Ege Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesinin dahil olduğu 8 üniversite arasında imzalandı. Proje, Dijital Teknolojiler Alanında Nitelikli İnsan Kaynağının Geliştirilmesine Katkıda Bulunacak İmza töreninde konuşan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, platformun ülkemizde bir ilk olduğunun altını çizerek yenilikçi teknolojilerde kamu, akademi ve özel sektör arasında iş birliklerini güçlendireceğini söyledi. Dijital İnovasyon İş Birliği Platformu ile hem kamuda hem de özel sektörde yürütülen dijitalleşme çalışmalarını hızlandırıp destekleyecek temellerin atıldığını söyleyen Başkan Koç; yapay zekâ, veri bilimi, siber güvenlik, robotik ve bunlarla ilişkili teknoloji alanlarında kamu, akademi ve özel sektör arasında iş birliklerinin güçlendirmesinin hedeflendiğini ifade etti. Dijital İnovasyon ve İş Birliği Platformu’na zaman içerisinde diğer üniversitelerin yanı sıra özel sektörden katılımcıların da dâhil olacağını belirten Başkan Koç, programın sağlayacağı faydaları şu sözleriyle özetledi: “Program; kamu ve özel sektörün ihtiyaçlarına yönelik yerli teknolojik çözümlerin geliştirilmesi, kamu ve özel sektördeki insan kaynağının sahip olduğu ileri dijital becerilerin geliştirilmesi adına kısa / uzun dönemli eğitim programlarının hayata geçirilmesi, dijital ekonominin gelecekte oluşturacağı fırsatlardan en yüksek verimle faydalanılması adına strateji ve politika çalışmalarının desteklenmesi, uluslararası iş birlikleri ile hizmet kapsamının genişletilmesi ve çeşitlendirilmesi gibi pek çok fayda sağlayacaktır.” Yakın zamanda imzalanıp katılım sağlanacak Dijital Avrupa Programı’nın dijital teknolojiler alanında ülkemizdeki nitelikli insan kaynağının geliştirilmesine de önemli katkıları olacağını kaydeden Başkan Koç, “Dijital Avrupa Programı (DAP); özellikle yapay zekâ, yüksek başarımlı hesaplama ve veri analitiği alanlarında kritik dijital altyapıların kurulması açısından ülkemizdeki yerel ekosistemi destekleyecek ve ülkemizden paydaşların katılım sağlayacağı projelerin dijital teknolojiler alanındaki nitelikli insan kaynağının geliştirilmesine de önemli katkıları olacaktır” dedi. Başarının Arkasında İstikrar Var İmza töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, üniversite olarak dijital teknolojiler alanında nitelikli insan kaynağının geliştirilmesine katkıda bulunacak olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Rektör Prof. Dr. Köse "Ülkemiz son yıllarda teknoloji alanında önemli projeleri hayata geçiriyor. Bu süreçlerde önemli görevleri üstlenen Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, ülkenin geleceği açısından oldukça önemli gördüğüm bir projeye daha imza atmış durumda. Uzunca bir süredir hazırlıkları devam eden Dijital İnovasyon İş Birliği Platformu, bugün itibariyle somut çıktılar üretecek bir yapıya dönüşüyor. Üniversite olarak bu projede yer alan sekiz yükseköğretim kurumundan biri olmanın gururunu yaşıyoruz. Gelinen noktada çok sayıda kurumun paydaş olduğu bir iş birliği kültürünü de hayata geçiriyoruz. Bu kültürün oluşmasının arkasında güçlü bir birlikte çalışma alışkanlığı var. Bunun yanında esas faktör ise 'istikrar'. Son yıllarda ülkemizin her alanda istikrarlı yapıya kavuşmuş olması, bizlerin geleceğe ilişkin vizyon belirlemesine katkıda bulunuyor. İKÇÜ ile birlikte veya bizden sonra kurulan üniversiteler arasında bu platformda yer alan tek üniversite olduğumuzun altını çizmek isterim. Bizim gibi 2010 yılından sonra kurulmuş bir üniversitenin bu projede yer almasının altında yatan şey de 'istikrar'. Teknolojiye, dijital dönüşüme ve akıllı sistemlere özel önem vererek; kaynaklarımız nispetinde yapılan çalışmaları destekliyoruz. İstikrarlı yapımız ve dinamik kadromuz bizi daha da ileri taşıyacak. Ben platforma önemli katkılar yapacağımıza inanıyor, hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.
- 
                              
                                
                                19.12.2022Erasmus+ Program Rehberi Tanıtım Semineri Yapıldıİzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Uluslararası Projeler ve Erasmus Koordinatörlüğü tarafından “Erasmus+ Program Rehberi Tanıtım Semineri” düzenlendi. Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan 2023 Erasmus+ Program Rehberi hakkında bilgilendirmelerin yapıldığı seminere, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Dış İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay, Erasmus Kurum Koordinatörlüğünden Öğr. Gör. Koray Çelik ile akademik ve idari personel katıldı. Seminerde, Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay ile Doç. Dr. İrem Özgören Kınlı tarafından Yükseköğretim, Mesleki Eğitim, Yetişkin Eğitimi, Okul Eğitimi alanlarında yapılabilecek; stratejik ortaklık projeleri, küçük ölçekli ortaklıklar ile diğer Erasmus+ projelerine ilişkin detaylı bilgilendirmelerde bulunuldu. Bilgi Artık Belirli Ülkelerin Tekelinde Olmaktan Çıktı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, sınırların kalktığı bir dünyada ülkeler arası etkileşimlerin de her alanda arttığına dikkat çekti. Üniversite olarak uluslararasılaşmaya verdikleri önemin altını çizen Prof. Dr. Bulduklu, Erasmus Programının sadece öğrenci ve personel hareketliliğinden ibaret olmadığını, eğitim programlarının yapılandırılması, bilgi ağlarının kurulması ve bilimsel ziyaretler için de önemli fırsatlar sağladığını kaydetti. Prof. Dr. Bulduklu, “ Farkında ve farklı kavramlarını ilke edinen bir üniversite olarak farklı ülkeler ve farklı üniversiteler ile her kademede iş birliğine önem vermekteyiz. Son yıllarda ülkemiz yükseköğretimde bölgesinde ve dünyada akademik etkinliğini üst çıtalara yükseltmektedir. Türkiye, özellikle bölge ülkeleri için cazip bir eğitim merkezi haline gelmiştir. Bilgi artık belirli ülkelerin tekelinde olmaktan çıkarak uluslararası paylaşılan bir yapıya dönüştü. Bu açıdan öğrencilerin bir dönem veya bir sene yurtdışında değişim öğrencisi olarak eğitim görmesi bakış açılarına yeni boyutlar kazandırarak dünya insanı olmalarına katkıda bulunmaktır. Sınırların kalktığı günümüzde Erasmus değişim programı uluslararası boyuttaki kariyer koşullarına hazırlayan bir araç niteliği taşımaktadır”dedi. Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay, “2023 Yılı Erasmus+ Teklif Çağrısı ve Program Rehberi Tanıtımı” başlıklı sunumuyla katılımcılara bilgi verdi. Bakay somunumda, Erasmus programının işleyişi, başvuru süreçleri, amaçları sıkça yapılan hatalar başlıklarına değindi. Doç. Dr. İrem Özgören Kınlı da “KA2 Projeleri” sunumuyla projenin yeni öğretim metodolojisi açısından yenilikçi yönlerini katılımcılara aktardı.
- 
                              
                                
                                 19.12.2022 19.12.2022İKÇÜ UBYS ESOGÜ’deİzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından geçtiğimiz mayıs ayında dördüncüsünün Kuşadası’nda yapıldığı Üniversite Bilgi Yönetim Sistemi Çalıştayına katılarak İKÇÜ ÜBYS ‘ye geçme kararı alan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi(ESOGÜ) resmen UBYS kullanıcısı oldu. Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde(ESOGÜ) düzenlenen imza töreni, ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Demiral, Daire Başkan V. Ömer Tanberk ile İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Bilgi İşlem Daire Başkanı Fatih Tunçez katılımıyla yapıldı. ESOGÜ Yerli ve Milli Teknolojilerin Destekçisi ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak, üniversite olarak milli ve yerli teknolojilerin kullanılmasına, uygulanmasına, üretilen bilginin üretime, teknolojiye dönüşmesine verdikleri önemin altını çizdi. Rektör Prof. Dr. Çolak, “Bir eğitim ve bilim kurumu için üretilen bilginin, yapılan araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin üretime, teknolojiye dönüşmesi son derece önemlidir. Bu kapsamda gerek kamu ile gerekse de özel sektörle yapılan iş birliklerine oldukça önem veriyoruz. İKÇÜ ile ESOGÜ arasında UBYS paydasında sağlanan bu karşılıklı bilgi alışverişinin, yerli ve milli teknoloji paylaşımının tüm üniversitemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu buluşmada emeği geçen başta İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse nezdinde yazılımda emeği geçen İKÇÜ’lü mühendislerimizi kutluyor, şükranlarımızı sunuyoruz” dedi. Bürokrasiyi Minimuma İndirgeyen Kolaylıklar Sistemi ESOGÜ’nün UBYS ailesine katılmasından duydukları memnuniyeti paylaşan İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği "Dijital Seferberlik" ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinin yürüttüğü milli teknoloji hamlesi kapsamında, İKÇÜ’lü mühendisler tarafından yazılan UBYS’nin kullanım ağının genişlemesinden gurur duyduklarını ifade etti. Prof. Dr. Bulduklu, “Bir üniversitenin bütün ihtiyaçlarını karşılayacak yapıda, tümleşik ve başka sistemlerle etkiletişime açık bir sisteme sahip bir yazılım olan UBYS’mizin ESOGÜ ailesince de kullanılacak olmasından büyük mutluluk duyuyoruz. 2012 yılında başlayan UBYS projesi, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın destekleriyle 34 modüllü içeriğiyle bir milyonu aşan kullanıcıya servis sağlıyor. Üniversitelerin idari ve akademik tüm süreçlerinin online olarak yürütüldüğü UBYS, hem zamandan tasarruf sağlıyor hem de bürokratik süreçleri minimuma indirgeyen kolaylıklar sistemi. Bu sistemi bünyesine katan ESOGÜ’ye hayırlı olmasını temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.
- 
                              
                                
                                01.12.2022Yükseköğretimde Uluslararasılaşma İstişare Toplantısı İKÇÜ Ev Sahipliğinde Yapıldıİzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi(İKÇÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Uluslararası İlişkiler Daire Başkanlığınca bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Yükseköğretimde Uluslararasılaşma İstişare Toplantısına ev sahipliği yaptı. YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. H. Haldun Göktaş’ın katılımıyla yapılan toplantıya, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ataç, Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya, YÖK Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Mustafa Efe, YÖK Başkanlık Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdülkadir Taşdelen, Ticaret Bakanlığı Eğilim ve Yenilikçi Hizmetler Daire Başkanı Fatih Aydın, Türkiye Maarif Vakfı Sosyal Kültürel Faaliyetler ve Rehberlik Daire Başkanı Hamza Özdemir, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile 35 üniversiteden 98 üst düzey akademisyen katıldı. Dünya Yükseköğretim Camiasında Stratejik Konumdayız Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda başlayan toplantıda konuşan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, böyle kapsamlı bir toplantıya üniversite olarak ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Küresel rekabette kültürel ve ekonomik anlamda önde olmanın önemli adımlarından birinin uluslararasılaşma olduğuna dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Köse, Türkiye’nin son yıllarda attığı adımlarla dünya yükseköğretim camiasında önemli bir yere geldiğini aktardı. Prof. Dr. Köse, “Fiziksel sınırların yok sayıldığı günümüzde politik nüfuz ile uluslararasılaşmış yükseköğretim arasında yakın ilişki olduğu biliniyor. Ülkeler arasında politik kısıtlardan bağımsız; kotadan, gümrükten, vergiden muaf biçimde yürütülen ulus aşırı eğitim, Batı ülkeleri için önemli bir ticari meta olarak görülmüştür. İngiltere’nin yabancı öğrencilerden yaklaşık 10 milyar pound kazandığı düşünüldüğünde uluslararasılaşmanın iktisadi boyutu daha açık hale geliyor. Ülkemizin son 20 yılda bu alanda attığı adımların ekonomik ve politik sonuçlarına memnuniyetle şahit olmaktayız. Türkiye’de eğitim almış, bizim kültürümüzde yetişmiş öğrencilerin kendi ülkelerinde önemli devlet görevlerine geldiklerinde ülkeler arası ilişkilere nasıl olumlu katkı verdiklerini görmekteyiz” dedi. 'Beyin Göçü’ Yerine ‘Zihin Gücü’ne Odaklanılmalı Uluslararasılaşmanın öğrenci boyutunun ötesinde geniş perspektifle ele alınmasının önemine değinen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye’nin stratejik hedeflerine her düzeyde katkı vermesi gereken üniversitelerin ‘beyin göçü’ tartışmaları yerine ‘zihin gücü’ne odaklanması gerektiğine vurgu yaptı. Prof. Dr. Köse, “Akademik ufkun genişlemesi için uluslararası akreditasyondan öğrenci değişimine, ortak müfredattan araştırma iş birliklerine, uluslararası yayına ve araştırma geliştirmeye kadar geniş bir alan uluslararasılaşmanın çerçevesi içine giriyor. Politikalar, uluslararası iş birliklerini kolaylaştırmaya, akademik kültürün çerçevesini farklılaştırmaya ve nitelikli öğrencilerin değişimini teşvik etmeye odaklanmalıdır. Nitelikli öğrencilerin üniversitelerimize çekilmesi yanında yetkin akademisyenlerin ülkemiz bilim camiasına kazandırılması, küresel ölçekte Türkiye’nin oyun kurucu rolü için son derece önemlidir. Önceki gün Sayın YÖK Başkanımızın açıkladığı rakamlara göre ülkemizde 3 binin üzerinde uluslararası öğretim elemanı sayısına ulaşılmış olması oldukça değerli. Yine son yirmi yılda yayın sayısının 6 kat artması da gelinen nokta açısından çok önemli. Üniversite olarak bu alanda kendi iç süreçlerimizde önemli değişiklikleri hayata geçirdik. Her geçen yıl bir önceki senenin başarısının üzerine çıkmak adına çalışmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Sıralama Kuruluşlarının Listelerinde Tırmanıştayız YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. H. Haldun Göktaş, yükseköğretim olarak ürettikleri politikalarla uluslararasılaşmaya sadece uluslararası öğrenci tarafından bakmadıklarını aktardı. Yükseköğretim kurumlarının uluslararası görünürlüğü ve saygınlıkları, araştırma kapasitesi gibi birçok alt kavramı ele aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Göktaş, Türlüye yükseköğretiminin son yıllarda sıralama kuruluşlarının listelerinde daha fazla yer almış olmalarının sevindirici bir gelişme olduğunu söyledi. YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Göktaş, “OECD verileri ışığında, Türkiye’nin bilimsel doküman üretiminde dünya genelinde 22. sıradan 17. sıraya yükselmesi memnun edici bir gelişmedir. Son 20 yılda Türkiye adresli uluslararası yayın sayılarının dünya içerisindeki payı, yüzde 1,23'ten yüzde 1,77'ye çıkmıştır. Hem Başkanlığımızın sağladığı teşvik politikaları hem de üniversitelerimizin çabalarıyla önümüzdeki yıllarda araştırma geliştirme ve akademik yayınlar açısından dünyada örnek bir noktaya geleceğimize inanıyorum. Ülkemiz üniversitelerinin tüm dünyada tanınması yönünde en üst düzeyde çalışmalar yürütüyoruz” dedi. Türkiye, Avrupa Yükseköğretim Alanının Güçlü Bir Paydaşı Yükseköğrenim için Türkiye’yi tercih eden uluslararası öğrencilerin sayısı son 20 yılda büyük bir ivme kazandığına dikkat çeken YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Göktaş, Türkiye’nin Avrupa yükseköğretim alanının etkin ve güçlü bir paydaşı olma statüsünde olduğunu belirtti. Prof. Dr. Göktaş, “2000-2001 akademik yılında ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısı 16 bin 656 iken, bu sayı 2022-2023 akademik yılında 300 bini aşmıştır. Bugün geldiğimiz noktada uluslararası öğrenci sayısının niceliksel olarak 300 bini aşması yakın gelecekte dünya genelinde daha üst sıralara çıkacağımızın önemli bir göstergesidir. Türkiye, Avrupa Yükseköğretim Alanında öğrenci sayısı en fazla olan ülke olmasının yanı sıra, UNESCO verilerine göre 2019 yılında OECD ülkeleri arasında uluslararası öğrencilerin en fazla tercih ettiği ülkeler arasında onuncu, Avrupa yükseköğretim alanı ülkeleri arasında ise, beşinci sırada yer almaktaydı. Bu bağlamda ülkemizi önümüzdeki yıllarda daha yukarıya taşımak başlıca amaçlarımızdan biridir. Ayrıca 2004 yılından bu yana dahil olduğumuz Erasmus Değişim Programı kapsamında, 70 bine yakın öğrenci ile 25 bine yakın akademik personel hareketlilikten yararlanarak ülkemize gelmiştir. Bu bakımdan Türkiye, Avrupa Yükseköğretim Alanının etkin ve güçlü bir paydaşı olma statüsünü korumaktadır” diye konuştu Dünyanın Farklı Coğrafyalarındaki Ülkeler İle Yeni Programlar Yapılan iş birliği protokollerin niceliğinden ziyade niteliğinin önemli olduğunu söyleyen YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Göktaş, YÖK’ün kuruluşundan itibaren 61 farklı ülke ile yükseköğretim alanında iş birliğine yönelik toplam 95 adet protokol imzaladığı bilgisini verdi. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı olarak üniversitelerin, kültürel çeşitliliği benimsemeleri ve kurumlar arası uluslararasılaşma sürecine dâhil olmalarını teşvik etmeye devam ettiklerini kaydeden Prof. Dr. Göktaş, “Bugüne kadar onayladığımız 280 ortak diploma programının tarafı olan ülkeler önceden daha çok Avrupa ve ABD ağırlıklı iken; son yıllarda desteklediğimiz çeşitlilik politikası gereğince Kırgızistan, Özbekistan, Ürdün, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Makedonya, Malezya gibi dünyanın farklı coğrafyalarındaki ülkeleri ile de yeni programlar yürütülmeye başlandı. Umuyoruz ki gelecekte üniversitelerimiz mevcut iş birliklerini genişleterek, kendilerine yeni imkânlar yaratacaklardır. Başkanlık olarak yükseköğretim alanında iş birliği içinde olduğumuz ülkelerin öğrencilerine yönelik sağladığımız YÖK Bursları, 2013 yılından bu yana uluslarasılaşmada önemli bir araç olan Mevlâna Değişim Programı, Proje Tabanlı Uluslararası Değişim Programı, YÖK Türkoloji Bursları, YÖK-Yabancı Dil Eğitim Bursu olarak sayılabilir” dedi. TR-YÖS Sevindirici Bir Gelişme ‘Study in Türkiye’ markasını olgunlaştıracak adımlar atmaya devam ettiklerini ifade eden YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Göktaş, ÖSYM’nin 2023 yılından itibaren uygulayacağı Türkiye Yurt Dışından Öğrenci Kabul Sınavının (TR-YÖS) uluslararasılaşma hedefleri doğrultusunda önemli bir gelişmeyi olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Göktaş, “Bir yandan Study in Türkiye markamız altında sanal fuarlar düzenlerken diğer yandan yüz yüze düzenlenen uluslararası fuarlara etkin katılım sağlanması için Bakanlıklar nezdinde her türlü girişimde bulunuyoruz. Ticaret Bakanlığının teşvikleri bunun en güzel örneği. Uluslararasılaşma hedeflerimiz doğrultusunda güzel gelişme olan TR-YÖS Sınavına ortaöğretiminin tamamını yurt dışındaki ortaöğretim kurumlarında örgün eğitim almak suretiyle bitiren veya bitirme aşamasında olan yabancı uyruklular, T.C. vatandaşları, KKTC vatandaşları ve mavi kartlılar girebileceklerdir. İlk sınav 29 Ocak 2023 tarihinde Türkçe, Almanca, İngilizce, Fransızca, Rusça, Arapça dillerinde Türkiye dışında toplam 23 ülkede yapılacaktır” şeklinde konuştu. Yükseköğretim Diplomasinin Önemli Bileşeni Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya da konuşmasında bakanlık olarak yapılan desteklere değindi. Uluslararasılaşmanın en önemli araçlarından birinin yükseköğretim kurumları arasında imzalanan iş birliği ve ortak eğitim-öğretim program protokolleri olduğunu kaydeden Büyükelçi Kaya, diplomasinin önemli bileşeni olan ‘yumuşak güç’ kavramını dikkate alarak etkin bir dış politika yürüttüklerini belirtti. Bakanlığımız 2022 Kasım ayı itibariyle 25 ülke ile birçok alanda imzalanan iş birliği anlaşması imzalanmasına katkıda bulunmuştur. Dış temsilciklerimiz ile yükseköğretim kurumlarımızın yurt dışındaki çalışmaları desteklenmekte ve yakından takip edilmektedir. Son olarak 2022 yılında Kolombiya ile imzalanan mutabakat zaptı ile yükseköğretim alanında imzalanan protokol sayısı toplam 94’e ulaşıldı. Ayrıca Maarif Vakfının yurt dışındaki faaliyetleri desteklenmeye devam edilmektedir” dedi. Açılış konuşmalarının ardından YÖK Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Mustafa Efe’nin sunumuyla Yükseköğretimde Uluslararasılaşma İstişare Toplantısının oturumlarına geçildi. Ticaret Bakanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı, Türkiye Ulusal Ajansı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve Türkiye Maarif Vakfından temsilcilerin sunumlarıyla devam etti.
- 
                              
                                
                                29.11.2022Çelebili Miniklerden 24 Kasım Sürpriziİzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal Tesisler İktisadi İşletme Müdürlüğü’ne bağlı olarak hizmet sunan Çelebi Anaokulu ve Gündüz Bakımevinin minik sakinleri, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye 24 Kasım Öğretmenler Günü sürprizi yaptı. 3-6 yaş grubu öğrencilerden oluşan Çelebili minikler, Rektör Köse’yi ziyaret ederek Öğretmenler Günü’nü kutladı. Eğitmenleri Semra Gümüş ile Nazmiye Yılmaz’ın refakatinde Rektör Köse’yi ziyaret eden minikler ayrıca öğretmenleriyle birlikte yaptıkları tabloları Rektör Prof. Dr. Köse’ye hediye etti. Minklerden gelen sevgi gösterisi karşısında duygulanan Rektör Prof. Dr. Köse, yarının büyükleri ve geleceğimiz olan çocukların en büyük hazineleri olduğunu söyledi. Emek, özveri ve sevgilerinin karşılığının hiçbir zaman ödenemeyeceği eğitmenlerin yetiştirdikleri kuşakların en büyük imzaları olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, eğitim ordumuzun tüm neferlerinin Öğretmenler Gününü kutladı. Ziyaret sonunda minikleri ayrı ayrı kucaklayan Rektör Köse, Çelebili miniklere boyama kitabı hediye etti.
- 
                              
                                
                                 14.11.2022 14.11.2022Modern Eğitim-Öğretim Teknikleri Semineri YapıldıİKÇÜ Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu’nda gerçekleşen, İKÇÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin düzenlediği ve İKÇÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay tarafından verilen seminere İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve çok sayıda akademisyen katıldı. Gelişen Teknoloji ile birlikte değişen eğitim ve öğretim tekniklerinin ele alındığı seminerde etkileşimli ders anlatımına ilişkin örneklere yer verildi. Öğrenmeye ilişkin tekniklere yönelik etkinlikler kapsamında bazı yarışmaların düzenlendiği seminerde konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, teknolojiye her alanda uyum sağlamanın ülkenin hedeflerine ulaşmasında etkili olduğunu söyledi. Yeni Nesil İçin Yeni Teknolojileri Kullanmalıyız Her gün gelişen ve değişen teknolojinin hayatın her alanını etkilediğini söyleyerek sözlerine başlayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, şikayet eden değil kullanan ve hatta üreten olunduğunda sektörlere yön veren bir akademinin ortaya çıkacağını söyledi. Prof. Dr. Bulduklu: "Sürekli şikayet ettiğimiz mobil cihazlar ve cep telefonunu öğretimde kullanmaya dönük eğitimlere ve projelere ihtiyacımız var. Özellikle akademide öğrencilerin cep telefonu, hocaların en büyük rakibi. Bugün Emin Hocanın sunumunu yapacağı konu, aslında eğitim öğretim ile bu teknolojileri birleştirmeye yönelik. Bizim özellikle yeni nesil ile yeni teknolojileri bir araya getirmeye, onların öğreniminde yeni teknolojileri onların istediği biçimde kullanmaya ihtiyacımız var. Bu aslında bir zorunluluk haline gelmiş durumda. Hocalarımız bu teknolojileri etkin kullanmalı ve buna ilişkin alt yapıyı da biz oluşturmalıyız. Böyle bir farkındalığa ihtiyaç vardı, emeği geçenleri kutluyorum" dedi. Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay tarafından modern eğitim yöntemleri ile ilgili detaylı bilgilerin paylaşıldığı seminer, Z kuşağı öğrencilerinin derslere olan ilgisini arttırmak amacıyla düzenlendi. Sözlerine yeni neslin öğrenme motivasyonuna değinerek başlayan Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay, “Bizler, kendi deneyimlerimizi göz önüne alarak, yeni nesil öğrencilerin de bizim gibi motive olacağını düşünüyoruz, ancak onların çok farklı motivasyon kaynakları var. Bizim değerlerimizden çok farklı değerlerle yetişiyorlar. Öğrenme ihtiyaçtan doğuyor, ihtiyacın kaynağını da motivasyon oluşturuyor. Motive olmazsanız bir şey öğrenemiyorsunuz. Şimdiki öğrenciler artık çok pragmatist: Derste anlattığınız konular hakkında ‘Benim ne işime yarayacak?’ ve ‘konunun bana ne faydası var?’ gibi sorular sorabiliyorlar. Eğer bunların cevabı olumsuzsa ne anlatırsanız anlatın faydasız kalabiliyor. O yüzden derslerde anlatılan konuların gerçekte öğrencilerin ne işine yarayacağını söylememiz gerekiyor.” şeklinde konuştu. Eğitim Sistemimiz Öğrenci Merkezli Hale Geldi Türkiye’deki eğitim sisteminin dönüşümünden ve modern eğitim-öğretim tekniklerinin özelliklerinden bahseden Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay “Özellikle 2012 yılında Milli Eğitim müfredatında yapılan değişiklikten sonra Türk eğitim sistemi dönüşüm yaşamaya başladı. Eskiden öğretmen merkezli olan eğitim sistemimiz, artık daha çok öğrenci merkezli hale geldi. Modern eğitim yönteminde göreve dayalı ve etkinlik temelli faaliyetler ön plana çıktı. İnternet başta olmak üzere farklı kaynakların yer aldığı, doğayla etkileşimli ve gerçek hayatla ilişkili olan bütünleşmiş faaliyetler daha revaçta artık. Staj, uygulama, kamplar, aynı yaş grubundakilerin yaptığı ortak çalışmalar ve dijital eğitim araçlarının kullanılması gibi yöntem ve uygulamalar eğitimin vazgeçilmez parçası oldu.” İfadelerini kullandı. Eğitimde klasik yöntem ile modern teknikleri karşılaştıran Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay: “Klasiğin kelime anlamı, modası geçmeyen demektir. Öğretmenler, klasik veya geleneksel kelimelerini kullandıkları zaman, kötü ya da gerici bir şeyden bahsediyorlarmış gibi bir intiba uyanıyor ama söylediğim gibi klasik kavramı, aslında modası geçmeyen anlamına geliyor. Beethoven ve Mozart’ın bestelerine klasik denilmesinin nedeni de bu. Öğretmenler, %87 oranında klasik öğretim yöntemini kullanıyor, ancak klasik mi, modern mi diye sorulacak olursa, eğitim-öğretimin niteliğine, kapsamına ve alanına göre kimi zaman klasik bazen de modern eğitim-öğretim teknikleri kullanılabilir. Her yöntemin kendine göre avantajları var. Örneğin klasik eğitim yöntemini bin kişilik bir dinleyici kitlesine karşı kullanmanız ekonomiktir; zamandan tasarruf etmenizi sağlar ve çok fazla materyale de ihtiyaç duymazsınız. Modern eğitim-öğretim tekniklerini uygulamak ise daha fazla zaman ve hazırlık gerektirir, ancak daha çok akılda kalıcı bir yöntemdir.” şeklinde konuştu. Seminer, katılım sağlayan akademisyenlere sertifika verilmesiyle son buldu. Kaynak: İKÇÜ Haber Ajansı
- 
                              
                                
                                14.11.2022Minnet ve Şükranlaİzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 84’üncü yıl dönümü nedeniyle anma töreni düzenlendi. İKÇÜ Rektörlüğü’nde düzenlenen “Atatürk’ü Anma ve Atatürk Büstüne Çelenk Sunma Töreni ”ne Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, senato üyeleri, dekanlar, akademik ve idari personel, Öğrenci Konseyi Başkanı Berkay Sırakaya ile öğrenciler katıldı. Törende, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu 09.05’te sirenlerin çalmasıyla saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından göndere çekilen bayrak yarıya indirildi. İzmir Valiliği tarafından düzenlenen resmi tören ise saat 08.50'de Cumhuriyet Meydanı'nda yapıldı. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen anma törenine, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Korgeneral Kemal Yeni, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, siyasi partilerin İzmir milletvekilleri ve STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Tören, çelenklerin sunulmasının ardından saat 09.05'te Gazi Mustafa Kemal Atatürk anısına 2 dakikalık saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı'nın okunmasıyla sona erdi
- 
                              
                                
                                 03.11.2022 03.11.2022İKÇÜ’den 3 Akademisyen 'Dünyanın En Etkin Bilim İnsanları' ListesindeABD’nin Stanford Üniversitesi tarafından hazırlanan “Dünyanın En Etkin Bilim İnsanları” listesinde İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nden (İKÇÜ) üç akademisyen yer aldı. Bilimsel, teknik ve tıbbi içerik konusunda uzmanlaşmış Hollanda merkezli yayıncılık şirketi olan Elsevier tarafından yayınlanan, sadece yüzde 2’lik dilimi oluşturan listede, İKÇÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Mücahit Sütçü, Makine Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Buket Okutan Baba ile Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Aytuğ Onan yer alarak önemli bir başarıya imza attı 190 Bini Aşkın Akademisyen Değerlendirildi "Kariyer boyu etki" ve "Yıllık etki 2021 yılı çalışmalar" olarak iki kategoride listelenen çalışmada, dünyanın en iyi üniversitelerinden 190 bini aşkın akademisyen değerlendirildi. Çalışmalarda nitelikli yayın sayısı, yayınların yer aldığı derginin etkisi, patent sayısı, yapılan atıf sayısı, h-indeks, hm-indeks, makale sayısı ve atıf alan makale sayısı gibi kriterler ele alındı. İKÇÜ’nün başarılı akademisyenleri Prof. Dr. Buket Okutan Baba, Prof. Dr. Mücahit Sütçü ile Doç. Dr. Aytuğ Onan’ı tebrik eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, araştırma üniversitesi olma yolunda emin adımlarla ilerlediklerini söyledi. Proje Kültürünü Arttırmak İstiyoruz Bilimsel projelere ağırlık verilmesi adına çok sayıda çalışma yaptıklarına işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Araştırma altyapımızı güçlendirmeye, araştırmacı insan kaynağımızın bilgi, beceri ve yetkinliğini geliştirmeye yönelik çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. BAP kaynaklarından sağlanan kaynakların, üniversitemizdeki proje kültürünü arttırmasını istiyoruz. Ayrıca TÜBİTAK kaynaklarına daha fazla başvurulmasını, daha çok proje ile bu projelerin çıktılarının Türkiye’nin ekonomik, kültürel ve sosyal refahının arttırılmasına katkı sağlamasını hedefliyoruz. Yayın, proje, patent, yenilikçi ve girişimci uygulamalarıyla uluslararası arenada İKÇÜ’yü ve ülkemizi başarıyla temsil eden akademisyenlerimiz gurur kaynağımız. Dünyanın en etkili bilim insanları listesinde yer alan hocalarımızın tüm alanlardaki sayısının artması en büyük temennimiz. Listede yer alan hocalarımızı yürekten kutluyor, başarılı çalışmalarının devamını diliyorum” diye konuştu. Stanford Listesi Hakkında Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletinde bulunan Stanford Üniversitesi bilim insanlarından Prof. Dr. John P. A. Ioannıdıs ve araştırma ekibi tarafından her yıl "Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları" açıklanıyor. Üniversite 22 ana bilim dalı ile 176 alt bilim dalında dünyadaki bilim insanı arasından ilk yüzde 2'lik dilime giren bilim insanının yer aldığı liste Elsevier veri tabanında yayınlanıyor.
- 
                              
                                
                                03.11.2022Rektör Köse, ‘Atıksız Körfez Dönüşen Gelecek Projesi’ne KatıldıKonak Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü tarafından yürütülen ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nin (İKÇÜ) paydaşı olduğu ‘Atıksız Körfez Dönüşen Gelecek Projesi’nin dördüncüsü Sasalı’da yapıldı. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin de yer aldığı programa, Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Kaynak Yönetimi ve Balıkçılık Daire Başkanı Doç. Dr. Mahir Kanyılmaz, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Alper Tuğbay, Konak İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ruhşan Özdemir Çifçi, İKÇÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tevfik Tansel Tanrıkul ve Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökdeniz Nejer, proje paydaşlarının temsilcileri, akademisyenler ile çok sayıda çevre gönüllüsü katıldı. İzmir Körfezi'nin temizlenmesi amacıyla Konak İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün yürütücülüğünde devam ettirilen projenin Sasalı etabında konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, sürdürülebilirlik için insanlığın tabiatın tükenebilir bir varlık olmasını kabul etmesinin gerektiğini söyledi. Körfezimizi Maviye Dönüştürmek İçin… Tüketimin yükseldiği, sanayileşme ve kentleşmenin tavan yaptığı bir dünyada, çevre sorunlarının da en üst noktalarda yaşandığına vurgu yapan Rektör Prof. Dr. Köse, “Dünyada var olan kıtalara yeni bir çöp kıtası eklendi. Plastik ve atıkların bir kıta büyüklüğüne ulaştığını düşünürsek; emanete ihanet etmeden, gelecek nesillere yaşanacak güzel, temiz bir dünya bırakmalıyız. Tarımsal, endüstriyel ve kentsel atıklar denizlerimizi kirletiyor. Ekosistem bozuluyor ve biyoçeşitlilik azalıyor. Bu sorunlara yönelik gerek projelerle, gerek Ar-Ge çalışmalarıyla resmi kurumlarımızın bir arada olduğu çalışmalar büyük önem arz ediyor. Son olarak Marmara Denizi’nde yaşanan tahribatı hep birlikte gördük. İzmir’imizin bu noktalara gelmemesi adına, körfezimizin bozulan dengesini düzeltmek adına uygulanan bu projeye büyük önem veriyoruz. Su Ürünleri Fakültemiz ve Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültemiz ile böyle çabaların her zaman yanında olduğumuzu hatırlatmak isterim. Projeye destek veren, emek veren herkesi kutluyor ve şükranlarımı sunuyorum” dedi. Emanete Sahip Çıkmak Asli Yapısını Korumakla Olur İlahiyatçı olarak konuya farklı bir bakış açısı getiren Rektör Prof. Dr. Köse, çevreye zarar verme, tahrip etme, ölçüsüzce kullanma anlayışının, yeryüzünü insanlara bir nimet olarak yaratan Allah'a karşı yapılan saygısızlık olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Köse, “Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de Nahl Suresinde denizlere ilişkin üç hususu dikkatimize sunuyor. Birinci olarak çıkardığınız balıklarla taze et yemektesiniz diyor. İkinci olarak ondan giyiminizde yararlandığınız süs-eşyaları takılar çıkartmakta olduğumuzu hatırlatıyor ve son olarak gemilerin suda taşımacılık ve ticaret yaptığından söz ederek denizin ne büyük bir nimet olduğunu vurguluyor. Rum Suresinde ise insanlığın kendi elleriyle karada ve denizde fesad ortaya çıkardığını ve yaptıklarının bir kısmından ders almaları gerektiğini öğütlüyor. Burada fesad bozulma anlamında kullanılıyor. Yüce kitapta insanlığın bu bozulmanın farkında olarak nimetlerden yararlanması emrediliyor. Buna göre denizler bize emanet ve emanete sahip çıkmak ancak aslını korumakla olur” ifadelerini kullandı.
Toplam 193   
  
 
             
   
            



