Haberler :::
-
15.08.2022
DİREKO İKÇÜ Savaşan İHA Ekibi Finalde!
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Robotik ve Yapay Zeka Teknolojileri Topluluğu bünyesinde bulunan DİREKO İKÇÜ takımı, TEKNOFEST 2022 Kritik Tasarım Raporu'nu başarıyla geçerek finale katılmaya hak kazandı. İKÇÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Merih Palandöken danışmanlığında, topluluk başkanı malzeme bilimi ve mühendisliği üçüncü sınıf öğrencisi Furkan Kansızoğlu kaptanlığında, 2 yılı aşkın süredir yarışmaya hazırlanan DİREKO İKÇÜ Ekibi, TEKNOFEST 2022 Savaşan İHA Yarışmasında finalde uçuş beceresini sergileyecek takımlar arasına girme başarısına ulaştı. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, “Savaşan İHA Sabit Kanat” kategorisinde yarışan finalist gençleri makamında ağırlayarak başarılar diledi. TEKNOFEST 2022 Karadeniz kapsamında Samsun Üniversitesi Ballıca Kampüsünde yapılacak yarışma öncesi DİREKO İKÇÜ Savaşan İHA Ekibi üyeleriyle kahvaltıda buluşan Prof. Dr. Köse, gençleri Samsun yarışlarına başarı temennisi ile uğurladı. Bu Yıl Derece İçin Pistteyiz Yarışma hakkında bilgi veren takım kaptanı Furkan Kansızoğlu, ikinci kez finalde yarışma hak kazandıklarını paylaşarak; ilkinde yine final başarısı kazanan projelerinin final sunumunu geçirdiği Covid 19 rahatsızlığı nedeniyle yapamadığını aktardı. Bu yıl ki yarışlardan İKÇÜ’ye derece ile dönmeyi hedeflediklerini söyleyen Kansızoğlu, “Geçtiğimiz yıl ilk kez katıldığımız yarışmada, Kritik Tasarım Raporu aşamasında Türkiye’nin birçok köklü üniversitesinin projesini geride bırakarak finale çıkmıştık. DİREKO İKÇÜ takımı olarak amacımız, gözlem araçları olarak kullanılan İHA’lara çevresel farkındalık, karar verme yeteneği ve dinamik ortamlarda planlama yeteneği kazandırarak; savaş uçaklarının yaptıkları Dogfight, hava muharebe manevraları yapabilme ve kamikaze yetenekleri kazandırmaktır. Teknolojiyi yakından takip edip milli teknoloji hamlesi yolunda ilerleyerek; havacılık, teknoloji, yapay zeka, inovasyon ve savunma sanayi alanında okulumuzu en iyi noktalara getirmek ve bize sunulan imkanlar ile birlikte kendimizi geliştirmek için çalışıyoruz Şu ana kadar yaptığımız uçuş denemeleri başarılı şekilde devam eden takımımız bu yıl artık derece için piste çıkacak” dedi. Gençlerimiz Şimdiden ‘Ben de Varım’ Diyor TEKNOFEST 2022 Karadeniz kapsamında Samsun Üniversitesi Ballıca Kampüsünde yapılacak yarışlar için yola çıkmaya hazırlanan DİREKO İKÇÜ Savaşan İHA Ekibi ile sohbet eden İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, gençlerin kazandığı başarılarla İKÇÜ’nün büyük gurur yaşadığını söyledi. Savaşan İHA Yarışmalarının, geleceğin savaş teknolojilerini içermesi bakımından dünya genelinde bu alanda gerçekleştirilen en zorlu yarışmalardan biri olarak kabul edildiğine dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Köse, “Milli Teknoloji Hamlesi’nin başarıyla gerçekleştirilebilmesi için elimizdeki en büyük güç gençlerimizdir. Yerlilik oranını artırarak hem ekonomik hem de teknolojik bağımsızlığımızın önünü açmış oluyoruz. Ülkemiz savunma sanayisi açısından büyük öneme sahip teknolojilerde gençlerimizin şimdiden ‘ben de varım’ demesi bizleri son derece mutlu etmektedir” dedi. En Büyük Enerji Kaynağımız Gençlerimiz Bu alanda Bayraktar TB2 Silahlı İnsansız Hava Aracı ve AKINCI Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) gibi teknolojilerini bu ülkenin genç beyinlerinin yaptığının altını çizen Rektör Köse, “Dünyanın en iyi insansız hava araçları listesinde yer alan bu teknolojileri ülkemizin gençleri üretmeyi başardı. İnsansız hava araçlarımızla (İHA) bu alanda dünyanın en iyi 3-4 ülkesinden biriyiz. Uzay, havacılık ve savunma sanayi alanlarındaki yerli ve milli hamlelerinde en büyük enerji kaynağımız gençlerimizdir. Bizlere düşen görev onlara her koşulda destek olmaktır. İKÇÜ olarak öğrencilerimizden gelen bu başarı haberleri ile gururlanmaya devam ediyoruz. Takımımızın finallere kalmasında, yarışmasında emeği geçen tüm öğrencilerimizi ve hocalarımızı tebrik eder başarılarının devamını dileriz” diye konuştu. Gençlerle sohbetinin ardından DİREKO İKÇÜ Savaşan İHA Ekibi ile TEKNOFEST pozu vererek fotoğraf çektiren Rektör Prof. Dr. Köse, gençleri Samsun yarışlarına başarı temennisi ile uğurladı. -
15.08.2022
İKÇÜ’den Orta Asya Çıkarması
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse başkanlığında, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun da eşlik ettiği heyet, Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi, Özbekistan Devlet Kültür ve Sanat Enstitüsü, Buhara Devlet Üniversitesi ve Semerkand Devlet Üniversitesi ile bilimsel anlaşmalara imza attı. Heyet ayrıca Moğolistan'da devam eden İKÇÜ-MUIS Türkoloji Enstitüsü'nün çalışmlarını incelemek üzere bu ülkeyi de ziyaret etti. Ziyaret kapsamında Moğolistan Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Moğolistan Devlet Üniversitesi (MUIS), Moğolistan Bilimler Akademisini ziyaret etti. Moğolistan Meclis Başkanı Zandanshatar Gombojav ve Moğolistan Eğitim Bakanı tarafından kabul edilen heyet, Moğolistan Devlet Dostluk Madalyasına layık görülen İKÇÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Türkiyat Araştırma Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şaban Doğan için Moğolistan Meclis binasında düzenlenen törene katıldı. Hedeflediğimiz Coğrafyalardayız Ziyaretleri değerlendiren Rektör Prof. Dr. Köse, tarihi ve kültürel ortaklıklara sahip olduğumuz ülkeler ve bu ülkelerdeki yükseköğretim kurumları ile ilişkilerin güçlendirilmesi adına Moğolistan ve Özbekistan’a yaptıkları ziyaretlerin oldukça verimli geçtiğini kaydetti. Köken birliğimizin merkezini oluşturan Orta Asya Ülkeleri ile kurulan bilimsel temasların önemine değinen Rektör Prof. Dr. Köse, “Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere hedeflediğimiz coğrafyalarda farklı alanlarda ortak araştırma projelerinin yürütülmesi, ortak konferans, sempozyum, paneller düzenlenmesi; akademisyenlerimizin bu üniversitelerdeki meslektaşları ile irtibata geçerek akademik bilgi paylaşımı platformlarının oluşturulması için kardeş üniversitelerimizle birçok iş birliği anlaşmasının altına imzamızı attık” dedi. Kadim Kıtayla İlişkilerimizi Yeniden Canlandırmalıyız Türkiye'nin 'Asya Yüzyılı'nda kadim kıtayla ilişkilerini, 'Yeniden Asya' sloganıyla daha kapsamlı bir yaklaşımla ele aldığı bu dönemde, ortak değerlerin bilimsel alanlarda da paylaşılmasının önem taşıdığını aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, “Sosyokültürel değerleri ve hatta sorunları benzer olan bu coğrafyadaki bilim insanlarının bir araya gelmesi, ortak değerleri yeniden canlandırması, yeni ortaklıklar kurmasının zamanı çoktan geldi” diye konuştu. Ortak Miraslarımıza Sahip Çıkıyoruz Dünya medeniyetine yön veren, insanlığın ufkunu genişleten bilim insanları yetiştiren bu coğrafyanın tekrar canlanması adına akademiye büyük görevler düştüğüne işaret eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, gönül bağı ile bağlı olduğumuz Orta Asya’daki kardeş ülkeler arasında iş birliği ve dayanışmayı güçlendirecek tüm girişimler için İKÇÜ olarak tüm desteği sunmaya hazır olduklarını vurguladı. Prof. Dr. Köse, “Medeniyetler bilgiyle inşa edilir. Geleceğe bırakılacak en önemli miras bilgidir. Bizler farklı ülkelerde yaşayan, ortak değerler ve kültürler paydasında buluşan toplumlarız. Bu kadim topraklar batı toplumlarına rehberlik yapan, tıpta, coğrafyada, felsefede, matematikte ve astronomide çok önemli bilim adamları, düşünürler yetiştirdi. Biruni, Uluğ Bey, İbn-i Sina, Harezmî, Ali Kuşçu gibi insanlığın ufkunu genişleten bilim adamları; İmam Buhari, İmam Mâtürîdî, İmam Serahsî, İmam Tırmizi, Ali Şîr Nevâî gibi dünyayı aydınlatan âlimler bu toprakların bizlere armağanıdır. Orhun Anıtları bu coğrafyadadır. Ecdadımızın bıraktıkları eserler, bizi birbirimize gönül bağı ile bağlayan ortak mirasımızdır” şeklinde konuştu. Rektör Prof. Dr. Köse, öğrenci ve akademisyen değişimini de içine alan, tıp, sağlık, tarih, coğrafya, felsefe, mühendislik gibi alanları kapsayan anlaşmalar sayesinde yükseköğretim kurumları arasında kültürlerarası etkileşimin sağlanacağını sözlerine ekledi. -
08.08.2022
EFE, İzmir'i Temsil Etti
TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali kapsamında TÜBİTAK tarafından Körfez Yarış Pisti'nde düzenlenen Uluslararası Efficiency Challenge Elektrikli Araç Yarışları sona erdi. Geçtiğimiz yıl ilk kez katıldıkları yarışta finallere kalan, İzmir genelindeki takımlar arasından da ilk sırada yer alarak önemli bir başarıya imza atan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’ni (İKÇÜ) öğrencilerinden oluşan Team Efe üyeleri bu yıl ki yarışlarda Türkiye dokuzuncusu oldu. Kocaeli’nin Körfez ilçesindeki yarış pistine ilk kez çıkan İKÇÜ’nün gururu “EFE” 36 takımın seçildiği Uluslararası Efficiency Challenge Elektrikli Araç Yarışlarını dokuzuncu olarak tamamladı. İKÇÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Yeşilyurt danışmanlığında yarışmaya hazırlanan İKÇÜ Team Efe üyeleri, tasarımından teknik donanımına kadar yerli parçalardan oluşturdukları Efe’yi önemli bir aşamaya taşımış oldu. Teknik Kontrollerde İkinci Sırada Gelen başarı ile ilgili bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Yeşilyurt, yarışa Türkiye genelinde 120 takımın başvuru yaptığını, Efe’nin teknik kontroller ve raporlama aşaması olan ön elemeyi rahatlıkla geçtiğini söyledi. Yeşilyurt, “66 araç ön elemeyi geçerek pist alanında yeterlilik durumu ve yerli tasarım kıstasına göre tekrar incelemeden geçti. Bu aşamadaki teknik kontrolleri 2’nci sırada tamamlayan Efe, pistte yarışa çıkacak 36 araç arasındaki yerini aldı. Daha sonra piste çıkan Efe dokuzuncu sırada bitiş noktasına ulaştı” dedi. Gece-Gündüz Çalışmanın Ürünü İKÇÜ’nün başarılı mühendislik öğrencileri ile gece-gündüz demeden tüm teknik ayrıntılar üzerinde çalıştıklarını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Yeşilyurt, başarılarının altında ciddi bir emeğin olduğunu aktardı. İzmir’den pistte araç performansını sergileyen tek aracın İKÇÜ’nün Efe’si olmasından ayrıca gurur duyduklarını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Yeşilyurt, öğrencilerini tebrik etti. Yeşilyurt, “Yerli parça üreterek yarışa katılma zorunluluğunun bu yıl birden 2'ye çıkarıldığı yarışlarda, her aracın en fazla 65 dakika içinde yaklaşık 2 kilometre uzunluğundaki pistte 30 turu tamamlaması bekleniyordu. Üniversitemizin bizlere sundukları olanakları değerlendirerek Efe’yi ikinci yılında piste çıkarmayı başardık. Yarışlara yıllarca katılan Türkiye’nin birçok köklü üniversitesini geride bırakarak ilk onda yer aldık. Bundan sonraki hedefimiz Efe’yi daha da hafif bir araç haline getirmek ve sıralamalardaki başarımızı yükseltmek olacak. Bizlere her aşamada destek olan üniversitemize ve derslerinin yanında Efe’nin başarısı için emek veren değerli öğrencilerimize teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Öğrencilerimizle Gurur Duyuyoruz Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın da izlediği büyük organizasyonda İKÇÜ’yü yine başarıyla temsil eden Team Efe üyelerini ayrı ayrı tebrik etti. Efe’nin hem İKÇÜ’yü hem de İzmir’i başarıyla temsil etmesinden gurur duyduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Köse, “Kendilerini her geçen gün geliştirmeyi başaran öğrencilerimizle gurur duyuyoruz. Yüzde yüz yerli olarak üretilen elektrikli otomobilin yapımında öğrencilerimize verdikleri katkılardan dolayı tüm mühendislik hocalarımıza teşekkür ediyorum. Ayrıca her zaman yanımızda olarak bizlere destek veren Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank ile YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’a ve Türkiye’nin milli teknoloji hamlesine ve dönüşümüne yönelik çalışmalarıyla TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Hasan Mandal’a, gençlerimize milli teknolojilerin geliştirilmesinde her daim destek olan Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar’a şükranlarımı sunuyorum” dedi. İKÇÜ Team Efe Hakkında: İKÇÜ Team Efe, farklı mühendislik disiplinlerinden bir araya gelen kaptanlığını Mekatronik Mühendisliği öğrencisi Hüseyin Bağhan’ın üstlendiği, kendi içinde 8 farklı birime ayrılan toplam 17 mühendislik öğrencisinden oluşuyor. Yarışmacı takımlardan motor, motor sürücü, batarya yönetim sistemi ve yerleşik şarj birimi gibi yerlilik şartı olan komponentleri kendilerinin tasarlayıp üretmeleri bekleniyor. Takım tamamı yerli üretim parçalarından oluşan Efe’nin en verimli elektrikli araç seçilmesi için TÜBİTAK tarafından düzenlenen Efficiency Challenge Yarışları'nın TEKNOFEST'in en kıdemli yarışmasında ter döküyor. -
08.08.2022
İKÇÜ Aday Öğrencilere Kapılarını Açtı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) tercih heyecanı yaşayan öğrenciler için düzenlediği “İKÇÜ Fakülte ve Bölüm Tanıtım Günleri” Çiğli Merkez Kampüsünde başladı. İKÇÜ ve fakülteleri hakkında bilgi almak isteyen öğrenciler ve ebeveynleri, tanıtım masalarında bulunan öğretim elemanlarına, İKÇÜ hakkında merak ettiği tüm soruları yöneltme şansına 3 Ağustos’a kadar sahip olabilecek. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığınca hazırlanan Fuaye Alanına gelen gençler ayrıca yurt olanakları, Erasmus +, Mevlana ve Farabi gibi yurt içi-yurt dışı değişim programları, hazırlık eğitimi, spor, kültür gibi hizmetler hakkında ilgili idari ve akademik personel ile bir araya geliyor. Kampüse gelemeyen aday öğrenciler için hazırlanan web sitesi https://adayogrenci.ikcu.edu.tr/AdayOgrenci sayfası ve sosyal medya hesaplarında da İKÇÜ ile ilgili tüm sorular yetkililerce cevaplanıyor. Yeni İKÇÜ’lüleri Heyecanla Bekliyoruz Tercih Günleri için kurulan stantları ziyaret eden ve “Tercihiniz İKÇÜ Olsun” sloganıyla 3 Ağustos günü mesai bitimine kadar öğrencilere kampüs kapılarını açtıklarını ifade eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, 16 binin üzerinde öğrencisiyle İKÇÜ’nün büyük bir aile olduğunu ifade etti. URAP Araştırma Laboratuvarı’nın üniversitelerin akademik performansları doğrultusunda her yıl yayımladığı listeye göre 2000 yılından sonra kurulan üniversiteler içinde İKÇÜ’nün hep en iyi ilk üç üniversite arasında yer aldığını vurgulayan Prof. Dr. Köse, bu anlamda ailelerine katılacak yeni İKÇÜ’lüleri heyecanla beklediklerini söyledi. Rektör Köse: “Yükseköğretimde doğru tercih hiç şüphesiz eğitim ve meslek hayatına yön veren önemli bir aşamadır. Gençlerimizin bu heyecanlı aşamasında, eğitimleri süresince ve eğitimlerinin bitiminde de öğrencisinin her zaman yanında olan bir İKÇÜ olarak iyi bir kariyer planlaması yapmaktayız. Öğrencisini odağa konumlandıran eğitim ilkemizle lisans eğitiminden tam donanım ile mutlu anılar biriktirerek mezun olan öğrencilerimizi geleceğin başarılı bireyleri arasında görmek için çalışıyoruz” dedi. İKÇÜ’de Eğitim Almak Büyük Bir Şans YÖK 2018, 2019, 2020 yıllarını kapsayan “Üniversite Yıllık İzleme ve Değerlendirme” raporlarına göre uluslararası dergilerde yayınlanmış öğretim elemanı başına düşen yayın kategorisinde İzmir’deki yükseköğretim kurumları arasında birinci olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Köse, alanında yetkin akademisyenleri bünyesinde bulunduran İKÇÜ’de eğitim almanın büyük bir şans olduğunu söyledi. Rektör Köse: “Öğrencilerini doğrudan uygulama süreçlerine dâhil ederek ilgili sektör ve sanayi kuruluşları ile buluşturma adına önemli projelere imza atıyoruz. Uluslararası hareketliliğe, üniversite-sanayi iş birliğine önem veren bir araştırma üniversitesi olarak öğrencilerimizi en yetkin şekilde meslek hayatlarına uğurlamak için çalışıyoruz. İKÇÜ, başta İzmir olmak üzere, bölgenin ve ülkenin gereksinimlerini anlayabilen ve bunlara çözümler getiren bir yükseköğretim kurumu haline getirmeyi amaçlıyoruz. Sağlık, mühendislik ve sosyal bilimler alanlarında ülkesi ve milleti için üreten, yenilikçi, girişimci ve risk almaktan korkmayan nesiller yetiştirebilen bir üniversite hedefine emin adımlarla ilerliyoruz” dedi. Öğrencilerinin mutlu olduğu “Farkında ve Farklı” Genç İKÇÜ’lüler Tercih günleri için Çiğli Kampüsüne gelen öğrenciler ve aileleri ile bir süre sohbet eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bin iki yüze yaklaşan akademisyeni ve on bine yakın mezunu ile büyük bir aile olduklarını öğrencilerinin gönlündeki ve hayalindeki İKÇÜ’yü oluşturmanın öncelikleri olduğunu aktardı. İKÇÜ Tanıtım Günleri ile üniversitelerini tercih etme isteğinde olan gençlere seslenen Rektör Köse: “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Egenin incisi İzmir’de öğrenciyi merkeze alan, onların yaşamın içinde olmasını amaçlayan ve uygulayarak öğrenme imkânı sunan bir anlayışa sahiptir. Problemlerden şikâyet eden değil; sorunları çözmeyi amaçlayan tüm öğrencileri İKÇÜ’ye bekliyoruz. Tercihleriniz sizin ve sevdikleriniz için güzel sonuçlar doğuracak yönde olsun” şeklinde konuştu. -
08.08.2022
FETÖ, Laboratuvarda Üretilmiş Bir Çıkar Örgütüdür
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinlikleri kapsamında Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde, “15 Temmuz'a Giden Süreçte FETÖ Yapılanması” başlıklı panele ev sahipliği yaptı. İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, Gençlik ve Spor İl Müdürü Murat Eskici’nin konuşmacı olduğu paneli; Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, siyasi partilerin il temsilcileri, dekanlar, akademik ve idari personel ile çok sayıda katılımcı izledi. Sözde Dini Tabanlı Örgütler Panelin açış konuşmasını yapan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, milletimizin bütünlüğüne, devletimizin bekasına yapılan hain darbe girişiminin yıl dönümünde tüm şehitleri rahmetle anarak başladığı konuşmasında, egemen güçlerin ülkemizde oluşturduğu ihanet şebekesini çözümlemek için büyük fotoğrafı görmenin gerekliliğine vurgu yaptı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Bu güçler hedef aldıkları ülkelerdeki yandaşlarını tespit ederek örgütler oluşturuyorlar. Dünyanın çeşitli coğrafyalarındaki ülkelere baktığımızda sözde dini olarak nitelendirilen örgütler vasıtasıyla ülkelerde iç karışıklık çıkartıyorlar. Klasik sosyolojik yapılarla bunları sınıflandıramıyorsunuz. Ezoterik okültist bir yapıya sahipler ve terör örgütünün üyelerinde adanmışlık ruhu var. Takiye dolayısıyla uyuyan hücreleri var, ibahiyeci taraflarıyla kendi çıkarları için her şeyi mubah görüyorlar. Dini araçsallaştırarak kullanıyorlar” dedi. Egemen Güçler Cihat Kavramını Müslümanın Müslüman ile Mücadelesine Dönüştürdüler FETÖ yapılanmasının diğer örgütler gibi küresel güçler tarafından oluşturulan laboratuvar örgütü olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “Bunlar nasıl kendilerini yıllarca gizleyebildiler? Niye hala kitlesel kopmalar yok? Bu iki soruyu irdelemek gerekir” diyerek yapının toplumun her kesimine hitap eden şeytani bir tarafının olduğunu vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “İslam dünyasında faaliyet göstermesi için laboratuvarlarda oluşturulmuş örgütler kurdular. Egemen güçler, cihat kavramını Müslümanın Müslüman ile savaşmasına dönüştürdüler. Uluslararası olarak bulundukları ülkelerde dinler arası diyalog diye bir şey çıkardılar. Faaliyet gösterdikleri ülkelerde eğitim, iş ve medya alanları gibi ülkeleri yönetecek araçlara sahip olmaya başladılar. Herkes hangi dilden anlıyorsa zaafları varsa o yoldan gittiler. Şeytanca bir çalışma yaptılar” diye konuştu. Şike Davasına Hepimiz Şahit Olduk Gençlik ve Spor İl Müdürü Murat Eskici de konuşmasında bu yapılanmanın en az görüldüğü bakanlıklardan birisinin Gençlik ve Spor Bakanlığı olduğunu aktardı. Futbol dünyasındaki yapılanmasının seçtikleri rol modeller sayesinde yürütüldüğünü söyleyen İl Müdürü Murat Eskici, “Futbolda da olduğu gibi paranın olduğu her yerde olmaya çalışıyorlardı. Bu yapıya yakın futbolcuların transferleri, iş adamları vs ile farklı şekilde bir yapı oluşturdular. Fenerbahçe şike davasına hepimiz şahit olduk. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, ‘ne şikesi, bu memleket meselesi’ demişti. Zamanla bunun gerçek olduğu ve örgütün bu süreçte parmağının olduğu ortaya çıktı” şeklinde konuştu. Biz Gençlerimize Güveniyoruz Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde 2000’e yakın kişinin ihraç edildiği bilgisini veren İl Müdürü Murat Eskici, konuşmasında gençliğe olan inancının tam olduğunu vurguladı. Gençlik ve Spor İl Müdürü Murat Eskici, “Biz gençliğimize güveniyoruz. Gençlerimiz Y kuşağı, Z kuşağı diye sınıflandırılıyor, olumsuz olarak eleştiriliyor. Ben bu görüşlerin hiçbirine katılmıyorum. Öyle inançlı kendine güvenen bir gençlik geliyor ki onlara güvenimiz sonsuz. O gece gençlerimizin ülkesine, milletine sahip çıkmak için sokaklara nasıl döküldüğüne hepimiz şahit olduk” diye konuştu. Önce Eğitim Ardından Emniyet ve Askeriye İzmir İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne ise örgüt yapılanmasının çocuklardan başladığını kaydettiği konuşmasında elebaşı Gülen’in simgesel bir figür olduğunu, üst akıl tarafından örgütün yıllarca tüm kurumlara sızdığını aktardı. “Bu örgüte küresel olarak bakmazsak, basit bir dini yapı olarak bakarsak bu yapıyı doğru okuyamayız” diyen İl Emniyet Müdürü Şahne, “Emperyalist güçler, İslam dünyasının yeniden ayağa kalkmasını sağlayacak son kale olan Türkiye’yi yıkmak için bu örgütü kurmuşlardır. İzmir’de örgütlenmesine başlayan bu yapının üzerinde bir üst akıl var. Elebaşı olan şahıs sadece simgesel bir görünüm. Örgüt üst aklı devlet mekanizmasını çözümleyerek ilk olarak eğitim ardından ilk adımını polis ve asker tarafına atmış. Çocukların aile yapılarını tespit ederek o kadar sinsice çocuklarımızın ruhlarına girdiler ki anne ve babalarının önüne bir set çektiler. Okul süreçlerinde başladıkları yapılanmayı mezun olduktan sonra da bırakmadılar. Her yere sızdılar. KPSS, üniversite sınavları sonuçlarına baktığımızda bunların okulları, dersaneleri en başarılı okullar gibi gösterilerek bir algı yönetimi yapıldı. Sonra anladık ki soruları çalılarmış” dedi. Özel Harekât Binamıza Atılan Bomba Türkiye’de İlk 15 Temmuz gecesi Özel Harekât Binası başta olmak üzere Meclis’e ve Külliye’ye yapılan saldırıların alçakça olduğunu vurgulayan İl Emniyet Müdürü Şahne, birçok meslektaşının şehit olmasının acısının yüreklerinde olduğunu ve o gece yaşananların hiçbir zamanda unutulmayacağını vurguladı. 7 Şubat MİT operasyonunun ve 17-25 Aralık süreçlerinin planlı olarak yürütülen algı operasyonları olduğuna dikkat çeken İl Emniyet Müdürü Şahne, Örgütün 15 Temmuz’a kadar ki emniyetteki yapılanması çok etkili olduğu için birçok arkadaşımızı sahte operasyonlarla ihraç ettiler. Örgüt devleti ele geçirme noktasına geldiklerini düşününce devletin mahremlerine karşı harekete geçti. MİT’ e operasyon yapmaya kalktılar. 17-25 Aralık süreçlerinde sahte operasyonlar yaptılar. Biz bunları anlatamazsak da bu milletin irfanı bunları hissetti. Halkımız demokratik tepkilerini seçimlerde iktidara olan desteği ile gösterdi. Bu tepkiyi fark eden örgüt, üst düzey yöneticilerini yurt dışına gönderdi. 15 Temmuz’da PKK’nın bütün unsurları Suriye ve Irak sınırında Türkiye’ye girip doğu ve güneydoğuyu işgal etmek için bekliyordu. Özel Harekât Binamıza atılan bomba Türkiye’de ilk ke kullanılan bir bomba. Rahmetli olan kardeşlerimizin cesetleri yoktu, boş tabutları defnettik. Meclisimizi, Ankara Emniyet Müdürlüğümüzü, Külliye’yi bombaladılar. Bu kadar acımasız ve zalimler. O geceyi hayatım boyunca unutamam, hayatımın en uzun gecesiydi. Özel harekât binamızın bombalandığını duyunca büyük keder yaşadık. O duygular can yakıcıydı. Allah bir daha göstermesin” diye konuştu. Türkiye Tarihini En Büyük İhaneti Örgütün PKK ile yandaş olarak faaliyet gösterdiğini aktaran İl Emniyet Müdürü Şahne, 15 Temmuz’da Türkiye tarihinin en büyük ihanetinin yaşandığını belirtti. MİT operasyonları ile PKK’ya yapılacak çok büyük bir operasyonun engellediğini kaydeden İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, “MİT operasyonlarında yaptıkları algı yönetimiyle devletin içinde ihanet edenler varmış da onlardan temizleniyormuş gibi bir algı oluşturdular. Bu sırada PKK’ya yapılacak büyük bir operasyonun önüne geçtiler. Çözüm sürecinde PKK’nın şehirlere sızmasına imkân sağladılar. O zamanlar şehit olan çocuklarımızla dağdaki teröristleri aynı safa koyan FETÖ’cü bir emniyet müdürü vardı. Allah o günleri bir daha yaşatmasın. Bu yaşadıklarımızı belki de çok çabuk unutuyoruz. Ama bu ihanet Türkiye tarihini en büyük ihanetidir. İki neslimizi yok ettiler. Çocuklarımızı çaldılar, dini duygularımızı çaldılar” dedi. İzmir’de FETÖ’ye Darbe Üstüne Darbe İzmir’de bugüne kadar yürütülen FETÖ operasyonları ile ilgili rakamlar da aktaran İzmir İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, yapının yeni yapılar peşinde faaliyetlerine devam ettirmeye çalıştığına dikkat çekti. İl Emniyet Müdürü Şahne, “İzmir’de 21683 kişiye, emniyet yapılanması içinde 1263 personele operasyon yapıldı. Hala bu operasyonlarımız devam ediyor. 11340 kişiye Bylock ile ilgili işlem yapılırken; 2050 örgüt mensubu pişmanlıktan faydalanmak istemiş. Ama yapılan tüm operasyonlara rağmen bu örgüt faaliyetlerinden vazgeçmiş değil. Bu sıcak operasyonlardan sonra yeni yapılanmaya dair 38 operasyon yapıldı. 92 sahte kimlik, 632 bin dolar, 74 bin Euro, 1 milyon 570 bin TL para ele geçirilmiş. 650 şahıs ise yakalanmıştır” dedi. 15 Temmuz’un dünya demokrasi tarihini şerefli bir direnişi olduğunu söyleyen İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, “Bu cennet vatanın kahraman evlatları bütün terör örgütlerine karşı mücadelesini her daim sürdürecektir” şeklinde konuşmasını tamamladı. Konuşmaların ardından Rektör Prof. Dr. Köse, panele katılan protokol üyelerine hediye takdiminde bulundu. -
08.08.2022
Türk Yazıtları Moğolistan'da Tartışılıyor
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Moğolistan Devlet Üniversitesi, Moğolistan Kültürel Miras Merkezi ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliği; Türk Dil Kurumu, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) destekleriyle “Moğolistan Kültürel Mirası İçinde Türk Yazıtlarının Bugünü ve Geleceği Çalıştayı II” Moğolistan’ın Başkenti Ulanbator’da başladı. 27 Mayıs – 1 Haziran 2022 tarihleri arasında İKÇÜ ev sahipliğinde ilkinin yapıldığı, Moğolistan’daki Türk yazıtlarının korunması ve gelecek nesillere aktarılmasıyla ilgili bilimsel tartışmaların yapıldığı çalıştayın ikincisi Moğolistan Kültürel Miras Merkezi Konferans Salonunda yapılan açılış oturumuyla başladı. Uluslararası alanda önemli araştırmacıları buluşturan çalıştayın açılışına, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Moğolistan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Din Siyasetleri Baş Danışmanı Bum Oschir Dulaam, 25. Dönem ve 26. Dönem Osmaniye Milletvekili, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhi Ersoy, TİKA UIanbator Koordinatörü Emrah Ustaömer, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ile çok sayıda bilim insanı katıldı. Türkiye’deki büyükelçiler toplantısına katıldığı için programda yer alamayan Türkiye’nin Ulanbator Büyükelçisi Zafer Ateş açılışa video konferans ile katılım sağladı. Yürüttüğümüz Kazılarda Tarihin Gizemi Çözülüyor Kısa zamanda böylesine önemli çalıştayın ikincisini yapıyor olmanın memnuniyet verici olduğunu söyleyen İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, daha önce iki kez ziyaret etme şansını bulduğu bu coğrafyada Türkiye ve bilim dünyası adına önemli çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Rektör Prof. Dr. Köse “Üniversite olarak ülkemiz, milletimiz ve üniversitemiz adına yarına bırakılacak çalışmalara katkı vermekten onur duyduğumu vurgulamak istiyorum. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) olarak bu bölgedeki üç büyük üniversite ile farklı alanlarda çok yakın işbirliği halindeyiz. Moğolistan Devlet Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü ile üniversitemizin ortak açtığı İKÇÜ MUİS Enstitüleri bunlardan bir tanesi. Dün geldiğimizde enstitümüzü tekrar görme fırsatı buldum ve yapılan çalışmaları yakından takip ediyorum. Bu çalışmalardan ilkini Mayıs ayı sonunda İzmir’de üniversitemiz ev sahipliğinde yapmıştık. Kısa bir süre sonra burada böyle bir çalıştay ile ikinci kez Moğol ve Türkiye’den araştırmacılarla tekrar bir aradayız. Bu çalışmaların iki ülke akademisine ve ülkeler arası dostluğa katkı yapacağından eminim. Gelinen noktada dil, kültür, tarih ve arkeoloji alanlarında önemli projeleri 4 yılı aşkındır burada yürütüyoruz. Projelerin her birinin somut sonuçları ortaya çıkmaya; ekilen fidanlar ürün vermeye başladı. Bu bölgede bizim yürüttüğümüz kazılarda tarihin gizemi çözülüyor. Hepinizin takip ettiği üzere Van'ın Çaldıran ilçesinde birlikte yürüttüğümüz kazıda Haziran ayında önemli bulgulara ulaşıldı. Aladağ bölgesinde 1260'lı yıllarda Moğol İlhanlı Devleti hükümdarı Hülagü Han tarafından inşa ettirildiği düşünülen yazlık saraya ilişkin buluntular açığa çıkarılmaya başlandı. Üniversitemiz Türkiyat Araştırma ve Uygulama Merkezinden Prof. Dr. Şaban Doğan Hocanın yine Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Ersel Çağlıtütüncigil hocanın bu konudaki çabaları orada da önemli sonuçlar verecek. Ben iki ülke arasında bilimsel çabaların ötesinde sonuçlar doğuracağına inandığım bu çalıştayın hayırlı olmasını diliyor, organizasyona destek veren TİKA Başkanlığımıza, Moğolistan Devlet Üniversitemize şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca en başından beri bu projeyi somut hale dönüştüren Prof. Dr. Şaban Doğan’a ve Dr. Ankhbayar Danuu’ya ayrıca teşekkür ediyorum” dedi. Geçmişe ve Kültüre Değer Vermeden Bugün Anlaşılamaz Türk-İslam Bilim ve Kültür Mirası Projesi ile dünyanın çeşitli yerlerinde yazılmış eserleri bilim dünyasına kazandırmaya yönelik çabalar gösterdiklerini söyleyerek sözlerine başlayan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Türkiye’nin kültürel geçmişinde önemli yeri olan Moğolistan’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. Akademinin sadece var olanı değil dün ile bağlantılıyı da araştırması gerektiğini söyleyen Başkan Şeker: “Geçmişe ve kültüre değer vermeden ya da oradaki birikimi incelemeden bugünü anlamak ya da yarına ilişkin çıkarımlarda bulunmak olası değil. Biz, TÜBA olarak bu coğrafyaya özel önem atfediyoruz. Geçtiğimiz hafta Özbekistan Bilimler Akademisi ile ortak çalışmalar yapmak üzere protokol yaptık ve ‘Özbekistan'ın Kültürel Mirası’ başlıklı konferansa katıldık. Önemli alanlarda daha fazla ortak çalışmalar yapma kararı aldık. Sosyal ve bilimsel tarihimizin dünü ile yarını arasında bağ kuracak tüm adımları destekliyoruz. Son dönemde bölgedeki ülkeler arasındaki siyasal ve iktisadi yakınlaşmalar düşünüldüğünde her kurumun kendi alanıyla ilgili konularda ihtiyaç duyulan hususlarda buralarda olmasının önemli olduğunun belirtmek istiyorum. Biz bu bölgeye ve tarihi mirasa ilişkin bir çalışma dizisini 2020’de başlatmıştık. Bu kapsamda Türk-İslam Bilim ve Kültür Mirası Projesi ile dünyanın çeşitli yerlerinde yazılmış eserleri bilim dünyasına kazandırmaya çalışıyoruz. Proje sonunda eski yazı ile yazılan eserlerin Latin harflerine çevrilmesi yoluyla bu çalışmaları yarına aktarmış olacağız. Yine TÜBA Türkoloji Araştırmaları Destek Programı'yla dünyanın farklı ülkelerinde çalışan Türkologları ülkemizde ağırlıyor bilimsel birikimlerimizin karşılıklı paylaşımına destek veriyoruz. Elbette Moğolistan’a yönelik olarak yaptığımız çok değerli bir eserden ayrıca söz etmek istiyorum. TÜBA 2021 yılında ‘Cengiz Han ve Mirası’ adlı eseri bilim dünyasının yararına sunduk. Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu Cengiz Han’ın Asya halklarına getirdiği askeri, ekonomik ve siyasi değişimleri konu edinen eserde onun mirasını ortaya koymaya çalıştık. Onun, kendi çağında bütüncül bir dünya tasavvuru ile yola çıkmasını ve güçlü bir merkezi sistemi teşkil etmenin mücadelesini bilimsel olarak ortaya koyduk. Multidisipliner bir yaklaşımla ortaya çıkan ve 17 bölümden oluşan bu eserin Türkçe yayınlanmış kapsamlı eserlerden biri olduğunun altını çizmek istiyorum. Yakın zamanda kitap Moğolcaya ve İngilizceye de çevrilmiş olacak. Elbette daha fazlasını yapmak zorunda olduğumuzu da hatırlatmak gerekiyor. Gerçekten hem Anadolu hem de bu coğrafya birer hazine hüviyetinde. Göktürklerin ve Uygurların tarihi kültürü kültürel mirasları burada. Tüm boyutlarıyla dünden bugüne kapsamlı araştırmalar yapmak gerekiyor bu yolla yarına bir projeksiyon oluşturması gerektiğine inanıyorum. Giderek artan ortaklıklarımızın artması temennisiyle çalıştaya emek veren herkese teşekkür ediyor, hayırlı olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu. Biz Türkleri ‘Anda’ Olarak Görüyoruz Moğolistan Cumhurbaşkanı Kültür ve Din Politikaları Baş Danışmanı Dbum Oschir Dulaam, UNESCO TİKA, Kültürel Miras Kurumu ve İKÇÜ ye teşekkür ederek başladığı konuşmasında, olağan bir çalıştayın ötesinde bir anlamı taşıdığına dikkat çekti. Çalıştayın iki halk arasındaki ilişkilerin binlerce yıllık geçmişinden beslendiğini vurgulayan Prof. Dr. Dulaam “Bu çalıştay esasen iki ülkenin dostluk içindeki ilişkilerinin bir nişanesidir. Bu çalıştay sırasında tüm konuklarımızı Moğolistan daki Türk yazıtlarının geleceğe aktarılmasında fikir alışverişinde bulunacaklar. Bu çalıştay sırasında kültürel mirasların korunması veya kalkınma için çok yönlü kültürel işbirliğinin önemli bir adımı olarak görüyorum. İlk çalıştay İzmir’de yapıldı ve ilk adımda ev sahipliği için TİKA ve İKÇÜ’ye ayrı teşekkür ediyorum. Moğollar olarak iş birliği yapan dostlarımızı “anda” olarak görüyoruz. Anda bizde kan kardeş anlamına geliyor. Yani Moğollar Türkleri yakın dost olarak görürler ve bundan büyük gurur duyuyoruz. Türkiye bizim dost ülkemiz ve Türkler dostumuz. Moğolistan’da Türk eserlerin varlığından haberdarız ve iki tartasın kültürel miras için muhafaza ve aktarma noktasında ortak çalışmaların öncüsü olmasını diliyorum” diye konuştu. Dünya Üzerindeki Kültürel Miras Tüm İnsanlığındır İçinde yer aldıkları coğrafyanın coşku ve gurur yaşattığını söyleyen UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz 2019 yılında Moğolistan, Kazakistan, Azerbaycan, Özbekistan ve Türkiye birlikte çalıştıklarını ve 2020 yılıda Bilge Tonyukuk anıt alanını kültürel miras olarak kabul ettirdiklerini söyledi. Bölgede bir tarafta Bilge Tonyukuk diğer tarafta Cengiz Han’ın gücünü hissettiklerini ifade eden Prof. Dr. Oğuz: “Bugün kültürel mirasımızın yaşayan yönü olan Moğol dans ve müziği de soyut mirasını birlikte izledik. Bu coğrafya, Bilge Tonyukuk’tan bugüne yaşayan ya da tarihi somut veya somut olmayan büyük bir zenginlikle bize haz veriyor. Bu, mükemmel bir ortak değerdir. Biz, böylesi mirasa sahip olduğumuz ve birlikte bunu hissettiğimiz için çok şanslıyız. UINESCOya göre bir eser hangi ülkedeyse onun mirasıdır. Dolayisiyla Moğolistan’da bulunan mirası korumak da onunla gururlanmak da öncelikle Moğolistan’ın hakkıdır. Ancak UNESCO’nun ikinci ilkesi; böylesi eserlerin insanlığın ortak mirası kabul edilmesidir. Bu durum tüm insanlık için eserlerin korunması zorunluluğunu ortaya çıkarıyor. İKÇÜ ve MUIS bu çerçevede önemli bir iş yapıyorlar ve bunu insanlık adına yapıyorlar” dedi. TİKA Tonyukuk Anıtı Çevresine Müze Yapacak Çalıştayın ikincisinde yer almanın memnuniyetini paylaşan TİKA Ulanbator Koordinatörü Emrah Ustaömer ise TİKA-İKÇÜ arasındaki uyuma dikkat çekti. Bu uyumda Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin ve Prof. Dr. Şaban Doğan’ın büyük emeği olduğu söyleyen Ustaömer: “Yedi bin kilometre yolu aşıp geldiniz. Bu coğrafyaya emek veren bilim insanları ve yöneticiler olarak önemli sonuçlara imza atacağımızı umuyorum. Biz TİKA olarak bu bölgede 795 projeyi hayata geçirdik. 2004 yılın TİKA kurulmuş olsa da bölgede bizim çabamızın 27 yıllık bir geçmişi var. 1994 ile 2018 arasında 619 proje ile bölgeye destek sağladık. 2019 yılında yaptığımız proje sayısı 57. 2020 yılında 48 projeyi hayata geçirdik. 2021 yılında 39 proje tamamlanmış ve 2022 yılında 32 proje başlatılmış durumda. Türkiye’nin çalışmaları 1994 yılında başlıyor. Bu süre zarfında 49.297.961,53 ABD Doları yatırımı doğrudan bölge insanının hizmetine aktarmışız. Yani 50 milyon net bütçe ayırmış ve devlet olarak Türkiye bu parayı harcamış durumda. Bu bütçe doğrudan projeye yatırılan bütçe. Yani diğer lojistik ya da proje görevlileri bedelleri gibi giderler bunun içinde yok. 2014 yılına Tonyukuk’u 2011 Bilgehan Karayolunu yaptık. Başkent olması nedeniyle 514 projeyi Ulanbator’da hayata geçirildik. Çok boyutlu yatırımlar yapıyoruz. Her alanda ihtiyaçları karşılamaya gayret gösteriyoruz. Okul öncesi eğitimden sağlık alanına önemli yatırımları her alanda vardı. Şimdi size bir müjdeyi de vereyim. Programdan erken ayrılmak durumundayım. Zira Tonyukuk anıtı çevresinde bir müzenin inşaatına başlıyoruz ve bugün onun proje ihalesini yapıyoruz. Onun da müjdedesini buradan vermiş olalım” şeklinde konuştu. Tarihe Işık Tutuyoruz İKÇÜ MUIS Türkoloji Enstitüsü Müdürü Dr. Akhnbayar Danuu da 2018 yılında kurulan enstitülerinin bugüne kadar 4 kitabı bilim dünyasına kazandırdığına dikkat çekti. Dr. Danuu, geçtiğimiz aylarda İKÇÜ Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ersel Çağlıtütüncigil başkanlığında, Türk ve Moğol bilim insanlarından oluşan arkeoloji çalışma ekibinin Van’ın Çaldıran ilçesinde 1260’lı yıllarda Moğol İlhanlı Devleti hükümdarı Hülagü Han’ın inşa ettirdiği düşünülen yazlık saray ve şehir kalıntılarına ulaştığını hatırlattı. Danuu, enstitü olarak bilimsel çalışmaların ötesinde arkeolojik olarak da önemli çalışmalara imza attıklarını aktardı. Açılış konuşmalarının ardından uluslararası alanda önemli araştırmacıları buluşturan çalıştayın bilimsel oturumlarına geçildi. -
28.06.2022
İKÇÜ’lü Sosyal Bilimciler Kep Attı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesinde Felsefe, Coğrafya, Medya ve İletişim, Psikoloji, Sosyoloji, Türk Dili ve Edebiyatı, Türk İslam Arkeolojisi, Tarih bölümlerinden mezun olan 350 genç, kep atarak mezuniyetlerini kutladı. Lisans eğitimini başarıyla tamamlayan İKÇÜ’lü sosyal bilimciler bu mutlu ve gurur verici günlerinin heyecanını salonu dolduran aileleriyle paylaştı. Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Gökçe’nin ev sahipliğinde yapılan mezuniyet töreninde, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Genel Sekreter Nurettin Memur, fakülte öğretim üyeleri ile salonu dolduran ebeveynler gençlerin coşkusuna eşlik etti. Gençlerimiz İKÇÜ SBBF Mezunu Oldukları İçin Gurur Duymalı İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş öğrencilerin mezuniyetlerine kadar tüm hayat sürecinde daima yanlarında olan ailelerine teşekkür ederek başladığı konuşmasında, fakültenin geldiği başarılı sürece dikkat çekti. Kurucu dekan olan Prof. Dr. Turan Gökçe’nin gayretleri ve başarılı çalışmalarıyla birlikte tüm fakülte hocalarının emekleri sayesinde Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesinin adından söz ettiren fakülteler arasına girdiğini kaydeden Prof. Dr. Akbaş, “Tüm bölümlerde verilen lisans ve lisansüstü eğitimin yanında bünyemizdeki birçok merkezimiz de fakülte hocalarımızın yönetimi ve çalışmalarıyla faaliyet göstermektedir. Merkezler, üniversitelerin bilimsel ve teknolojik faaliyetlerinin yürütüldüğü lokomotif konumundadır.Medya ve iletişim bölümü öğrencilerimizin aktif olarak çalıştığı medya merkezimiz bunlardan bir tanesi. Cihannüma ile Ege ve Balkan Araştırmaları Dergisi, 2015 ‘te yayın hayatına başlayan ve kendi alanlarında etkin konuma gelen süreli yayınlarda başı çekiyor Öte yandan projeleriyle İKÇÜ’ye sosyal ve beşeri bilimler alanında katkı sunan çok değerli öğretim üyelerimiz var. Özetle çalıştaylarla, kongrelerle, konferanslarla hem ulusal hem de uluslararası alanda çok önemli bir konuma gelen İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi’nin tüm üyelerini tebrik ediyoruz. Gençlerimiz de böyle bir fakülteden mezun oldukları için gurur duymalılar” dedi. Daima Güncel, Daima Gelişime Açık 2013 yılında kurulmuş, ilk defa 2014 yılında öğrencilerine kavuşmuş olan Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı olarak en az öğrencileri kadar heyecanlı olduğunu paylaşan Prof. Dr. Turan Gökçe, her geçen yıl kendini güncelleyen ve gelişen eğitim programlarıyla öğrencilerin karşısına çıktıklarını kaydetti. Prof. Dr. Gökçe, “Bütün bölümlerimizde güncel teorik bilgi ile birlikte öğrencilerimize meslek hayatında ihtiyaç duyacakları pratik tecrübeyi kazandırabilecek uygulamalara ağırlık vermeyi hedefledik. Medya-İletişim, Psikoloji, Türk İslam Arkeolojisi ve Bilgi Belge Yönetimi başta olmak üzere, bölümlerimizin araştırma, uygulama ve laboratuvar alt yapılarını oluşturmaya ve geliştirmeye gayret ettik. Bütün bölümlerimizin eğitim süreçlerinde gerçekleştirmeyi planladıkları saha araştırmalarında ihtiyaç duydukları lojistik destekleri sağlamaya özen gösterdik. Bununla birlikte, üniversitemizde kurulan uygulama ve araştırma merkezlerini ilgili bölümlerimizle ilişkilendirerek, öğrencilerimizi bu merkezler üzerinden yürütülen araştırma süreçlerine dâhil etmeye çalıştık” dedi. İstihdam Edilebilir Nitelikte Mezun Verebilecek Programlar Kuruluşundan bu yana öğrencilerinin kariyer planlamalarını daima önceleyen bir fakülte olduklarının altını çizen Dekan Prof. Dr. Turan Gökçe, bu anlamda sektörle yakın ilişki içinde sağlam temeller kurulduğunu kaydetti. Dekan Gökçe, “Baştan beri, sektörün ihtiyacı olan insan kaynağının sahip olması gereken donanım özelliklerini doğrudan sektör temsilcilerinden tespit ederek, ihtiyaca cevap verebilir, dolayısıyla istihdam edilebilir nitelikte mezun verebilecek programlar geliştirmeye ve olabildiğince güncelleyerek ihtiyaca cevap verebilir nitelikte tutmaya gayret ettik. Ayrıca, kuruluşundan itibaren yerel, bölgesel ve küresel ölçeklerde giderek daha önemli hale gelen sosyal bilimlere verdiği değerle, fakültemizin talep ve ihtiyaçlarının karşılanmasında hassasiyet gösteren, projelerimizi destekleyerek hayata geçirmek için ihtiyacımız olan desteği hiçbir zaman esirgemeyen Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Saffet Köse’ye şükranlarımı arz ediyorum. Kariyer planlamaları ilgili hemen her yerde sizlere destek olan, işini aşk ile yapan fedakâr hocalarımıza huzurlarınızda teşekkürü borç biliyorum. Onların üstün gayretleri olmasaydı, Fakültemizin bu törenle bir kez daha idrak ettiğimiz başarısı olmazdı” şeklinde konuştu. Sıra Devletimize Milletimize Hizmet Etmekte Son olarak mezun öğrencilere seslenen Prof. Dr. Turan Gökçe önemli tavsiyelerde bulunarak başarıya giden yolun çok çalışmaktan geçtiğini hatırlattı. Prof. Dr. Gökçe, “Her bir aşamanın sonucu ne olursa olsun, yılmadan, kendine güven duygunuzu yitirmeden, sabırla, azim ve kararlılıkla çalışacak, sonuçta mutlaka başaracaksınız. Şahsınız, aileniz, milletimiz ve insanlık için idealist olacaksınız, ancak gerçekleri hiçbir zaman göz ardı etmeyeceksiniz. Rekabetçi davranacak, ancak başkalarının başarıları karşısında kıskanç olmayacaksınız. Bütün bunları başarabilmek için nefsinizle mücadele edip, şahsi hırslarınızın aklınızın önüne geçmesine, başarınızı başkalarının başarısızlığına endekslemeye kalkmayacaksınız. İyi yetişmiş, ayakları kendi zeminine sağlam basan, evrensel değerleri kucaklayan, dünyanın her yerinde rekabet gücüne sahip olan sosyal bilimciler olarak mensubu olduğunuz ve sadakatle bağlı bulunduğunuz milletimize ve istiklâlimizin güvencesi olan devletimize hizmeti şiar edineceksiniz” dedi. İçimiz Buruk 2022 Yılı Mezunları adına duygularını paylaşan üniversite ve fakülte birincisi olarak büyük bir başarıya da imza atan Psikoloji Bölümü öğrencisi Kadriye Bekcan, şu anda bu konuşmayı yapıyor olmak benim için büyük bir onur. Hepimizin hayaliydi bu mezuniyet törenini görmek ama maalesef bugün hayalini kurduğumuz bu törene biraz buruk geldik. 4 yıl boyunca biriktirdiğimiz güzel dostlardan, saygıdeğer hocalarımızdan ve oturduğumuz sandalyelerden ayrılıyor olmak çok üzücü. Öncelikle mezuniyet törenini düzenleyen Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Saffet Köse’ye ve Dekanımız Sayın Prof. Dr. Turan Gökçe’ye teşekkürlerimi iletiyorum. Ayrıca başta Psikoloji Bölüm Başkanı Sayın Prof. Dr. Burcu Güler hocamız olmak üzere tüm bölüm hocalarımıza ve asistan hocalarımıza emekleri için teşekkür ederim. Bu konuşmayı hazırlamamda bana destek olan Sayın Dr. Öğretim Üyesi Hatice EKİCİ hocama da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Bugün beni burada yalnız bırakmayan tüm arkadaşlarıma ve her zaman yanımda olan kardeşlerime de teşekkürlerimi sunuyorum. Psikoloji öğrencileri olarak güzel yerlere gelmeyi ve güzel işler başarmayı temenni ediyorum ” şeklinde duygularını paylaştı. Törende ayrıca flütte Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümünden Öğr. Gör. Dr. Mücahit Yalçın Öztüfekçi, Gitarda Murat İpek ile Sosyoloji bölümünden mezun olan Helin Melek Demir’in solistliğinde verilen mini konser büyük beğeni kazandı. Fakülte İlk Üçü Psikoloji Bölümünden Fakülte en yüksek ortalamasını yapan öğrenciler Psikoloji bölümünden çıktı. Kadriye Bekcan birinci, Nuriye Kırgın ikinci, Afra İşler üçüncü sırada yer alarak bölümlerinin gururu oldular. Bölümler bazında başarıyı yakalayan öğrenciler ise Coğrafya bölüm birincisi Yiğit Ercan, Felsefe bölümü birincisi Süda Solmaz, Medya ve İletişim bölümü birincisi Enesa Bosnjo, Psikoloji bölümü birincisi Kadriye Bekcan, Sosyoloji bölümü birincisi Eda Delikara, Tarih bölümü birincisi Serap Gündüz, Türk Dili ve Edebiyatı bölümü birincisi Buse Topal, Türk-İslam Arkeolojisi bölümü birincisi ise Ahmet Şahin oldu. Başarılı gençlere hediye takdimi ile Bekcan’ın, Dekan Prof. Dr. Turan Gökçe’nin eşliğinde mezun kütüğüne plaket çakmasının ardından İKÇÜ’nün sosyal bilimcileri kep atarak mezuniyet coşkusunu salonu dolduran konuklarla paylaştı. -
28.06.2022
Tarih Gün Yüzüne Çıkıyor
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) bünyesinde yürütülen proje kapsamında Türk ve Moğolistanlı bilim insanları, Van'ın Çaldıran ilçesinde 1260'lı yıllarda Moğol İlhanlı Devleti hükümdarı Hülagü Han'ın inşa ettiği düşünülen yazlık saray ve şehir kalıntılarını bulmak için yürüttüğü çalışmada önemli bulgulara ulaşıldı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Türkiyat Araştırma ve Uygulama Merkezi Prof. Dr. Şaban Doğan’ın koordinasyonunda, İKÇÜ Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ersel Çağlıtütüncigil başkanlığında Moğolistan Devlet Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve İKÇÜ-MUIS Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Dr. Ankbayar Danuu ile birlikte Türk ve Moğolistanlı tarihçi, arkeolog, Sinolog ve Türkologlardan oluşan ekip, Van çevresinde Arkeolojik Yüzey Araştırmaları Projesi kapsamında çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün resmi izniyle tarihi kaynaklarında İlhanlı Devleti hükümdarı Hülagü Han'ın 13. yüzyılın ikinci yarısında Çaldıran'da bir yazlık saray inşa ettirdiği bilgisinden hareketle Van Valiliği ve Van İl Kültür Müdürlüğü’nün de yardımları ile başta Van Müzesi'nde bulunan ve İlhanlı hükümdarı Hülagü Han tarafından inşa ettirildiği düşünülen sarayda kullanıldığı tespit edilen eserleri inceledi. Çalışmalarını eserlerin bulunduğu tahmin edilen bölgede yoğunlaştıran ekip İlhanlılar dönemine ait olabileceğini düşündükleri bir kervansaray ve seramik fırını kalıntıları tespit etti. Tarihi İpekyolu güzergahında yer alan uzun süre kullanıldığı belirlenen kervansaray ve çevresinde kazı çalışmalarının yürütülmesinin hedeflendiğini söyleyen Prof. Dr. Çağlıtütüncigil, çalışmaları İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ve Moğolistan Devlet Üniversitesi ortaklığında kurulan Türkiyat Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde yürüttüklerini söyledi. Bazı tarihi kaynaklarda İlhanlı Devleti hükümdarı Hülagü Han'ın Anadolu'da bir yazlık saray ve kent inşa ettiğine dair bilgiler bulunduğunu, bunun üzerine bölgeye geldiklerini anlatan Çağlıtütüncigil, "Moğolistan'dan gelen ekibin bilgi ve tecrübeleriyle de müzede yaptığımız incelemelerde bazı eserlerin Moğol İlhanlı Devleti yapısına ait çatı kiremitleri olduğunu fark ettik. Bu kiremitlerin müzeye nereden geldiğinden yola çıkarak bir araştırma yaptık. Aslında dedektif gibi birtakım ipuçlarını birleştirerek bir bütüne ulaşmaya çalışıyoruz. Elde ettiğimiz verilerle de önemli bir sonuca ulaştık kanısındayız" dedi. Bölgede araştırmaları titizlikle sürdürdüklerini ifade eden Çağlıtütüncigil, şunları kaydetti:"Burada yaptığımız araştırmalarda müzede gördüğümüz çatı kiremitlerinin çok sayıda örneğini alana yayılmış bir şekilde gördük. Bir kervansaray bulduk. Burada belki de bir kent olduğunu gösteren bir takım yapı kalıntıları var. Araştırmalar şimdilik yerleşimin kervansarayın doğusuna doğru yayıldığını gösteriyor. Nitekim o bölgede yoğun seramik buluntusuyla karşılaştık. Bu seramikler arasında yer alan ve Van Müzesi envanterinde de benzerleri bulunan çatı kiremitlerinin birebir örneklerini ise Moğolistan'da (Karakurum) görüyoruz. Anadolu'da bu tarz kiremit bildiğimiz kadarıyla şimdilik yok. Dolayısıyla bu veriler Anadolu'da doğrudan bir İlhanlı yapısı olduğunu bize gösteriyor. Ayrıca burada bir Budist tapınağının olması gerektiğini de düşünüyoruz. Müze envanterindeki bir eser de bu görüşümüzü destekler yönde. Kaldı ki sarayla beraber bir Budist tapınağı da yapılıyordu. Kaynaklar Hülagü Han’nın hanımı Dokuz Hatun için de ir kilise inşa ettirdiğini söylüyor. Muhtemelen o kilise de buralarda. Ayrıca bölgede yaşayan Müslümanlar için de bir ibadet yapısı yaptırmış olmalı. Kervansarayın ilerisinde seramiklerin pişirildiği bir fırın ve henüz anlamlandıramadığımız birçok yapı kalıntısı bulunuyor" Çağlıtütüncigil, Hülagü Han'ın inşa ettirdiği yazlık sarayın da aynı bölgede olduğunu değerlendirdiklerini belirtti. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ile Moğolistan Devlet Üniversitesi ortaklığında kurulan İKÇÜ-MUIS Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü Moğolistan'da gerçekleştirilen kazı çalışmaları ve yüzey araştırmalarının ardından yapılan proje ile Türkiye’de de ortak çalışmaların önünü açılmış olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çağlıtütüncigil: “Bundan sonra amacımız Moğolistanlı bilim insanlarıyla bu bölgede ortak bir kazı çalışması başlatmak olacak. Kazı çalışmalarında ortaya çıkarılacak eserlerin hem Anadolu hem de Moğol tarihi açısından çok önemli olacağı şüphesizdir. Yüzey araştırması Moğolistanda büyük ses getirdi. Özellikle Moğolistan Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı bu konuya ciddi anlamda eğiliyor. Bugüne kadar Anadolu'da doğrudan bir İlhanlı yapısına rastlanmadı. Bu anlamda bu çalışma bir ilk olması bakımından önem arz ediyor. Dolayısıyla bu keşif hem bizi hem de Moğolistan'dan gelen arkadaşlarımızı oldukça heyecanlandırdı" dedi. -
28.06.2022
Mezun Takip Sistemi İçin Yeni Dönem Hazırlığı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) mezun takip sisteminin daha aktif kullanılması için kolları sıvadı. Bu kapsamda eğitim-öğretimden sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş başkanlığında; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Kalite Koordinatörlüğü, Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi, Bilgi İşlem Daire Başkanlığı, Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı ile fakültelerden gelen mezun takip sistemi sorumlusu öğretim üyelerinin katılımıyla geniş kapsamlı bir toplantı gerçekleştirildi. Üniversite ile 10 bini aşkın mezunu arasında köprü görevi gören mezun takip sisteminin geliştirilecek yeni modülleri ile İKÇÜ’nün tüm mensupları için güçlü bir iletişim ağı oluşturması hedefleniyor. E-Devlet Üzerinden Giriş Kolaylığı Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’nın ortaklaşa çalışmalarıyla oluşturulan sistemin önümüzdeki dönemde tüm fakültelerin kullanımına açılması için düzenlenen toplantıda konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, İKÇÜ mezunlarının e-devlet veya UBYS üzerinden sisteme erişebileceğini söyledi. YÖKSİS üzerinden tüm eğitim bilgilerinin sisteme otomatik olarak aktarıldığını ifade eden Prof. Dr. Akbaş, “Mezun Bilgi Sistemi sayfasına girilmesi ve kaydolunması durumunda mezunlarımız; üniversitemiz hakkındaki tüm güncel bilgileri takip edebilecekler kişisel portfolyolarını hazırlayarak istedikleri iş sahasına yönlendirebilecekler” diye konuştu. Yurt Dışındaki Mezunlarımıza da Ulaşacağız Sistem üzerinde revize çalışmalarının devam ettiğini, sadece yurt içi değil yurt dışındaki mezunların da sisteme rahatça giriş yapabilmelerinin sağlanacağını söyleyen Prof. Dr. Muhsin Akbaş “ İKÇÜ’den mezun olan tüm aile mensuplarımızı bir araya getirecek işler bir sistem üzerinde yoğun olarak çalışıyoruz. Portalin kullanımının önce tüm fakültelerimizdeki sistem sorumlularına aktarılması ilk hedefimiz. Daha sonrasında tüm mezunlarımıza ulaşarak sistemde yer almalarını kayır olmalarını sağlayacak iletişim kanalları oluşturacağız. Onların sistemde yer almaları aslında iş hayatlarını da yakında ilgilendiriyor. Kendi mezun sistemlerinden alacakları referanslar kariyer hayatlarına da önemli katkı sağlayacaktır” dedi. İKÇÜ Ruhunu Paylaşmak İstiyoruz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş’ın açış konuşmasının ardından söz alan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu da mezun sisteminin önümüzdeki dönemde daha aktif kullanılması için ilgili komisyonlar aracılığıyla Bilgi İşlem Daire Başkanlığı yazılım ekibi ile eş güdümlü olarak çalışılmaya devam edeceğini belirtti. Prof. Dr. Bulduklu, “Üniversitemiz mezunlarına ulaşmak, onlarla etkili bir iletişim portali oluşturmak ve en önemlisi İKÇÜ ruhunu paylaşmak adına Mezun Takip Sistemi’ni oldukça önemsiyoruz. Bunun dışında tüm sektörlerle ile iş birliği yaparak mezunlarımızı istihdamda daha avantajlı konuma getirmek, üniversitemizden mezun olup işveren konumunda olan mezunlarımızın işyerlerinde çalışma imkânlarını geliştirmek diğer önemsediğimiz önemli başlıklar durumundadır. Tüm bunlar için İKÇÜ Ailesinin tüm fertlerinin sistemle tanışmalarını sağlayacağız” şeklinde konuştu. Bilgi İşlem Daire Başkanlığının sistem modüllerini içeren sunumuyla devam eden toplantı, Kalite Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Funda İfakat Tengiz, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Agâh Tekindal, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Ahmet Uran, Bilgi İşlem Daire Başkanı Fatih Tunçez, Öğrenci İşleri Daire Başkanı Mustafa Kaya ile fakülte temsilcilerinden gelen önerilerin değerlendirilmesi ile son buldu. -
06.06.2022
Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç İKÇÜ’de
Kamu Başdenetçisi (Ombudsman) ve İslam İşbirliği Teşkilatı Ombudsmanlar Birliği Başkanı Şeref Malkoç, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ)senato üyeleriyle bir araya geldi. Rektör Prof.Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde VIP Salonda yapılan toplantıya, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Genel Sekreter Nurettin Memur, dekanlar, enstitü müdürleri ile senato üyeleri katıldı. Akademisyen Sayımız 200 Bine Yaklaşıyor Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’ta İKÇÜ ziyaretinden duyduğu mutluluğu paylaşarak; Türkiye’de her alanda yaşanan gelişmelerden en barizinin eğitim ve yükseköğretim alanlarında yaşandığını aktardı. Kamu Başdenetçisi Malkoç, “Üniversitelerimizin sayısının, niteliklerinin, kalitelerinin artması son derce önemlidir. Benim üniversitede okuduğum zamanda 150 bin üniversite öğrencisi vardı. Bugün akademisyen sayımız 200 bine yaklaşıyor. Bu umut verici, heyecan verici. Gerek YÖK, gerek üniversiteler, gerekse de Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulan insan kaynakları ofisinin kurduğu iletişim, yayınların takibi, yakın iş birlikleri, gelişmeyi sağlamak, verimliliği arttırmak adına önemli mekanizmalardır” diye konuştu. Ombudsmanlık Topluluklarını Yaygınlaştırmaya Çalışıyoruz Yeni kurulan bir kurum olan Kamu Denetçiliği Kurumunun insan haklarının uygulanması ve gelişmesini temin ettiğini ifade eden Kamu Başdenetçisi Malkoç, idarenin eylem ve işlemlerini, vatandaşın müracaatı üzerine denetlediğini kaydetti. Malkoç, “Üniversitelerde ombudsmanlık toplulukları kurarak ve öğrencilerle, hocalarımızla diyalog kurarak hem Türkiye'de hak arama kültürünü yaygınlaştırmaya çalışıyoruz hem de hukukun üstünlüğünü, hukukun hakemliğini, hukuk devleti ilkesini daha da pekiştirmeye çalışıyoruz. Ardahan’dan Muğla’ya yaklaşık 150’ye yakın üniversitede programlar yaptık. 140’a yakın Ombudsman Öğrenci Topluluğu faaliyetlerde bulunuyor” diye konuştu. Avrupa’nın Birçok Ülkesinden Daha İyi Durumdayız Adaletin temin edilmesinin toplumları diri tutan en önemli unsur olduğunu söyleyen Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, devletle vatandaş arasında hakem olan Kamu Denetçiliği Kurumu’nun işleyişinin 2010 yılında yapılan düzenlemeyle birlikte anayasaya eklendiğini ifade etti. Malkoç, “2010 yılında anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkı da konuldu. Bu mahkemeye bireysel başvurunun yapılmasının ne kadar önemli olduğunu alınan kararlardan görüyoruz. Ayrıca Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Valilik ve Kaymakamlıklardaki Açık Kapı Uygulamaları ve en yaygın olarak bilineni T.C Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) vatandaşlarımızın aldığı hizmetlerde eksiklikler, sıkıntılarını paylaşabildiği kurumlar. Bu kurumlarda çalışanlarımız takdire şayandır. Kurulmasında emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Yasalar, anayasa açısından, uygulamalar açısından değerlendirildiğinde Avrupa’nın birçok ülkesinden daha iyi durumdayız” dedi. Hak Arama Kültürünün Oluşması Lazım Vatandaşa yönelik birçok kurum ve uygulamanın mevcut olmasına karşın bu hakların yeterince kullanılmamasının bir eksiklik olduğunu kaydeden Kamu Başdenetçisi Malkoç “Vatandaşlarımız yasal ve anayasal haklarını kullanmalılar. Bu bir hak ve hava gibi su gibi gıda gibi temel ihtiyaçlar arasında. Adaleti, yazılı olarak talep etmeyince kurumların bundan haberi olmayabiliyor. Hak arama kültürünün oluşması için daha çok gayretimizin olması gerekiyor” şeklinde konuştu. Güç Odaklı Anlayıştan Merhamet ve Adalet Temelli Bir Anlayışa… İKÇÜ’ye ziyaretleri dolayısıyla Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’a teşekkürlerini sunan Rektör Prof.Dr. Saffet Köse, ülkemizin son yıllarda her alanda attığı önemli adımlara dikkat çekerek; Kamu Denetçiliği Kurumu’nun hayata geçirilmesinin önemli bir örnek teşkil ettiğini vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “ İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışını ortaya koyan uygulamaların, halkı devlet ya da devletin mekanizmaları içindeki kurumlar karşısında daha güçlü, daha değerli hale getirdiğine şahit oluyoruz. Güç odaklı anlayıştan merhamet ve adalet temelli bir anlayışa dönüşen işleyişin hiç kuşkusuz en önemli uygulaması Kamu Denetçiliği Kurumu’nun hayata geçirilmesidir. Kamunun kendi işleyişi içinde ortaya çıkacak sorunları hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde çözme amacına yönelik olarak oluşturulan bu kurumun vatandaş güvenine de mazhar olduğunu görüyoruz. Nispeten kısa bir geçmişe sahip olmasına rağmen Kamu Denetçiliği Kurumu’nun adalet ve hakkaniyete yönelik girişimleri ile sonuç aldığı pek çok olaya şahit olmaktayız. Senatomuzun siz değerli üyeleri ile Sayın Ombudsmanımızı bir araya getirmek suretiyle bir tür istişare toplantısına ev sahipliği yapmaktanmutluluk duyuyorum” dedi. İKÇÜ Ombudsmanlık Topluluğu Açılacak Senato üyelerinden gelen soruları yanıtlayan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, bu yıl ilk öğrencisini alacak Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır ile yaptığı görüş alışverişi neticesinde İKÇÜ’de de Ombudsman Öğrenci Topluluğu’nun açılması kararlaştırıldı. Toplantının ardından Rektör Prof.Dr. Saffet Köse’yi makamında ziyaret eden Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, İzmir programına devam etti. -
06.06.2022
YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Muhsin Kar İKÇÜ’de
Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof. Dr. Muhsin Kar, ‘Yükseköğretimde Kalite Güvencesi’ başlıklı konferans vermek üzere İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’ne (İKÇÜ) konuk oldu. İKÇÜ Kalite Topluluğu tarafından düzenlenen konferans Rektör Prof.Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda yapıldı. Konferansı Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Genel Sekreter Nurettin Memur, Strateji Daire Başkanı Erkan Küçükkılınç, dekanlar, fakülte/enstitü müdürleri ve sekreterleri, koordinatörlükler, daire başkanlıkları ile birimlerden sorumlu kalite ekipleri takip etti. Kalite Komisyonu Bayrağı Daha İleriye Taşıyacak Kalite Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Funda İfakat Tengiz’in açış konuşmasıyla başlayan konferansta koordinatörlük olarak İKÇÜ kalite komisyonu’nun sürece yaptığı katkılardan bahsetti. Tengiz, “Üniversitemizin sürekli gelişen, dünya ile etkileşen bir üniversite olmasında, diploma görünürlüğümüzün arttığı, nitelikli eğitim ve karmaşık dünyayla başa çıkabilen yeterlikte mezunlar vermekte bize yol gösterici olan Kalite güvence sistemi, yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim, araştırma ve toplumsal katkı faaliyetlerini, idari süreçlerin iç ve dış kalite güvencesini ve akreditasyon süreçlerini planlama ve uygulama süreçlerinin tümünü kapsar. Göreve geldiği günden bu yana İKÇÜ kalite komisyonu, kalite koordinatörlüğü, strateji geliştirme daire başkanlığı başta olmak üzere tüm birimlerimiz özveri ile bu hedefe yönelik olarak rektörlüğümüzün tam desteği ve görev bilinciyle çalışmaktadır. Bundan sonra da bayrağı daha ilerilere taşımaktan onur duyacağız” dedi. Tüm Programlarımızı Akredite Etmek Amacındayız Rektör Prof.Dr. Saffet Köse de ekip ruhuna dayalı çalışma sistemiyle YÖK’ün çizdiği ilkeler doğrultusunda, tüm paydaşların katkısını önceleyen bir anlayışla çalıştıklarını vurguladı. Sağlanan kaynakların en etkin biçimde kullanılarak nitelikli çıktıları üretmek adına kalite çalışmalarının önemine değinen Rektör Prof. Dr. Köse, “Değişen koşullara ayak uydurmaktan ziyade olası değişimleri kanıta dayalı biçimde öngörmek yoluyla kaynakların verimliliğine dayalı bir anlayışla hem kalite çalışmalarına hem de misyon ve vizyonumuza ulaşmak temel önceliğimizdir. Yükseköğretim Kalite Kurulunun belirlediği hedeflere erişmek için kurumsal olarak çaba gösteriyoruz. Bu çerçevede kalite komisyonumuz önemli çalışmalar yapıyor. Sadece çalışmak yetmiyor biliyorsunuz bu durumun bir belgeye dönüşmesine diğer bir deyişle YÖKAK’a onaylatılmasına gerek var. Tüm paydaşlarımızın katkısını önemseyen bir anlayışla tüm programlarımızı akredite etmek amacındayız. Hizmet kalitesini artırmak için geliştirilen kalite standartlarının bizim nitelikli çıktı amacımıza katkı sağlayan hem komisyonumuzun üyelerine, personeline ve tüm çalışma arkadaşlarıma sizlerin huzurunda özverili çalışmaları için teşekkür ediyorum” diye konuştu. Kurumlar Uluslararası Standartlara Göre Değerlendirilir Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhsin Kar da sunumunda “Kalite Nedir?Kalite: Kime Göre?YÖK’te Kalite Güvencesi,Kalite Güvencesi Neden Önemlidir?Kalite Güvencesi Sistemleri ve Seçenekler, YÖKAK’ın Kalite Güvencesinin Çerçevesi, YÖKAK’ın Nedir? Ne Yapar? Nasıl Yapar?” başlıklarını masaya yatırdı. YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Muhsin Kar, YÖKAK’ın 2015'te YÖK altında bir komisyon olarak kurulduğunu, 2017'de ise bağımsız olarak çalışmaya başladığını ifade etti. Prof. Dr. Muhsin Kar, YÖKAK'ın yükseköğretim kurumlarını uluslararası kalite standartlarına göre değerlendirdiğini, buna bağlı olarak da akreditasyon süreçleri ve bağımsız dış değerlendirme kurumlarının yetkilendirilmesi süreçlerini yürüttüğünü dile getirdi. 280 Puanı Geçemediyse 5 Yıl Tam Akreditasyon Alamaz Üniversiteleri 1000 puan üzerinden akredite ettiklerini belirten YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Muhsin Kar "Liderlik, yönetim ve kalite 300 puan, eğitim ve öğretim 400 puan, araştırma ve geliştirme 200 puan ve toplumsal katkıyı ise 100 puan olarak değerlendiriyoruz. 650-1000 puan alan üniversitelere 5 yıl boyunca tam akreditasyon veriyoruz. 500-649 puan alan kurumlara 2 yıl koşullu akreditasyon veriyoruz. 0 ile 499 puan alan kurumlara ret veriyoruz. Bu kurumlar 2 yıl geçmeden başvuru yapamaz. Ayrıca eğitim ve öğretim başlığında 280 puanı geçemediyse 5 yıl tam akreditasyon alamaz." diye konuştu. YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Kar, bir üniversitenin kurumsal akreditasyon almasının tek bir kişiyle ilgili olmadığına, üniversitenin tüm paydaşlarının ortak çalışma yapması gerektiğine dikkati çekerek, "16 üniversitemiz kurumsal akreditasyonu almaya hak kazandı. 23 üniversitede ise süreç devam ediyor. 185 üniversitede kurumsal dış değerlendirme süreci devam ederken, 102 üniversitemizde ise kurumsal izleme sürecimiz takip ediliyor” dedi. Zihniyet Dönüşümü Şart Eğitici eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve sayılarının arttırılmasının önemine de değinen Prof. Dr. Muhsin Kar, eğitim-öğretim başlığı altındaki ölçütlerin öğrenci merkezli yaklaşımlarla geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Kar, “Hocalarımıza çok büyük görevler düşüyor. Eğitim-öğretim süreçlerinde eğitim bilimler fakültelerindeki hocalarımız avantaj sahibi. Çünkü öğrenme, ölçme değerlendirme, yetişkin eğitimi gibi konular onların uzmanlık alanları. Ama bizler kendi yetişmemizde gördüğümüz hocalarımızdan aldıklarımızla, kendi gelişimlerimizle üzerine kattıklarımız kadarıyla ders anlatıyoruz. Doğru mu? Bilmiyorum. Eğitimcilerin dışındaki tüm alanlardaki hocalarımızın, pedagojik anlamda, öğrenci merkezli interaktif eğitim noktasında eğitici eğitimlerinin yapılması gerekiyor. Eğitim-öğretim başlığı alt ölçütlerden birisi de budur. Bu konuda kendimizi değiştirmemiz, ders yapma biçimimizi, birlikte iş yapabilme kültürümüzü geliştirmemiz lazım. Ben dersimi yaptım, bitti değil. Tüm bölümler hocaları olarak dönem sonunda beyin fırtınası yapılması lazım. Öğrenciler alanında dönem sonu ortaya çıkan eksi noktaların alt yapısını tespit ederek bir sonraki dönem çözüm önerilerini uygulamamız gerekiyor. Zihniyet dönüşümü şart” dedi. Üniversitelerin Uluslararasılaşma Adımlarını Ölçmeye Başlayacağız Öğrencileri eğitim-öğretim süreçlerine katacak, verimli öğrenmelerine katkı sunacak etkinliklerin yapılmasını, eğitimlerini zenginleştirici faaliyetlerin yapılmasına işaret eden Prof. Dr. Kar, YÖKAK olarak önümüzdeki süreçlerde hayata geçirmeyi hedefledikleri adımları da açıkladı. Prof. Dr. Kar, “Kurul olarak uluslararası çapta düzenlemek istediğimiz ‘Uluslararası Yükseköğretim ve Kalite Güvencesi Kongresi düşüncemiz var. Uygulama yöntemlerimizi, ölçütlerimizi, Türkiye’deki akademisyenleri, üniversite uygulamalarını çalışan tez konusu yapan hocalarımız olduğunu biliyoruz. Bu alanın yurt dışındaki görüntüsünü de bilmek istiyoruz. Bu süreçleri kapsayacak akademik bir dergi çıkarmayı düşünüyoruz. Tematik raporları önemsiyoruz. Üniversitelerimiz uluslararasılaşması alanındaki gelişimlerine dair bir çalışma içindeyiz. Türkiye’deki üniversitelerin uluslararasılaşma anlamındaki somut durumunu yakalayacak ölçütleri belirleyip; üniversitelerimizden bilgi talebimiz olacak. Bu bilgiler yıl yıl girildikçe elimizde yükseköğretimde uluslararasılaşma alanında bir veri seti oluşacak” şeklinde konuştu. YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Kar konferansının bitiminde İKÇÜ’lü akademisyenlerden gelen soruları da yanıtladı. YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Kar İKÇÜ ziyaretinin sonunda Rektör Köse’yi makamında ziyaret ederek görüş alışverişinde bulundu. -
31.05.2022
Dünyanın Kültürü İKÇÜ’de
Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu tarafından bu yıl 14.’sü gerçekleştirilen kıtaları, kültürleri ve renkleri buluşturan Uluslararası Öğrenci Buluşmasının İzmir etabı İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nde (İKÇÜ) yapıldı. İzmir Uluslararası Misafir Öğrenci Derneği ve İKÇÜ iş birliği ile 50’den fazla ülke temsilcisi öğrenci, ülkelerinin geleneksel danslarını, müziklerini, oyunlarını, gösterilerini ve lezzetlerini fuaye alanında sergiledi. Nijerya’dan Filistin’e, Malezya’dan Azerbaycan’a birçok ülkeden gelen öğrenciler tanıtımlarını da yöresel kıyafetleriyle yaptı. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve İzmir Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çevik’in ev sahipliği yaptığı programın resmi açılışına, İzmir İl Göç İdaresi Müdürü Ela Şençolaklar, Buca İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Güneş, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Gökçe, İKÇÜ TÖMER Müdür Yardımcıları Doç. Dr. Sinan Güzel, Dr. Öğr. Üyesi Ali Osman Abdurrezzak, buluşmanın İKÇÜ temsilcisi Amanullah Zamani ile çok sayıda öğrenci katıldı. Afganistan’dan Zahira Sadiqyar ile Fildişi Sahilinden Ali Oueremi’nin renkli sunumuyla yapılan açılış, Mısırlı öğrenci Omar Abdel Meguid’in Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Dostlarını da Yüreklerinde Ülkelerine Taşıyacaklar İKÇÜ’yü renklendiren misafir öğrencilere seslenen İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, üniversite olarak dördüncü defa Uluslararası Öğrenci Buluşması'na ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını ifade etti. Rektör Köse, hiçbir insanın diğerine üstünlük sağlayacağı bir unsurunun olmadığını vurguladı. Rektör Köse, “Hucurat Suresinde Cenab-ı Hakk ‘biz sizi Âdem ve Havva’nın çocukları olarak kardeş yarattık. Ve bilin ki Allah katında en değerliniz, en takvalı fıtrat değerlerine sahip olanınızdır’ buyurur. … Renkleriyle, giyimleriyle, konuşmalarıyla bir araya gelen kardeşlerimizin olduğu bu buluşmalar oldukça anlamlı. Dünyadaki tüm olumsuzluklara, ülkeler arasındaki çatışmalara buradaki gençlerimiz çare olacak. Ülkelerine döndüklerinde aynı zamanda farklı ülkelerden edindikleri dostlarını da gönüllerinde ülkelerine taşımış olacaklar” dedi. Anlamsız Savaşlar Uluslararası Dayanışma Olmadan Çözülemez Türkiye’de de 203 ülkeden 200 bin uluslararası öğrencinin eğitim almasının oldukça değerli bir kazanım olduğunu ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, bu yönüyle küresel barışa da önemli katkı sunulduğunu vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Üniversite eğitimini Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) bursuyla Türkiye'de tamamlayan Somali Savunma Bakanı Abdulkadir Muhammed Nur oldukça önemli bir örnek. Somali’de, yoğun ilgi gören Türkçenin seçmeli ders olarak okutulması için hazırlık yapılıyor. Yaşanmaz hale gelen gezegenimizdeki acılar, anlamsız savaşlar uluslararası dayanışma olmadan çözülemez. Bu gibi birlikteliklerin dünyada daha çok olmasını dünya barışına yapacağı katkı sebebiyle oldukça önemli buluyorum. Bu etkinliğe de İKÇÜ olarak ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyorum. Az önce Öğrencimiz Ali Oueremi, ‘Eski Galatasaraylı futbolcu Didier Drogba'nın memleketi Fildişi Sahillerindenim’ diye kendini tanıtmıştı. Umarız Ali ülkesinde çok başarılı olur ve Drogba da Ali’nin memleketi Fildişi Sahillerindendi deriz” diye sözlerini tamamladı. Dünyayı Bir Araya Getiriyoruz İzmir Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çevik Mehmet Çevik bu yıl İKÇÜ ev sahipliğinde yapılan dördüncü buluşma olduğunu belirterek dernek olarak İzmir’de 10 yılı aşkın süredir misafir öğrencilerle ilgili faaliyetlere imza attıklarını kaydetti. Hoşgörü ve barış ortak paydasında gerçekleştirilen etkinlerde birçok kültürü aynı platformda buluşturduklarını söyleyen Prof. Dr. Çevik, “Dünyanın birçok yerinde savaşlar var, acılar var. Bu buluşmalarla barışın, kardeşliğin kaynaşmanın ne kadar güzel duygular olduğuna şahit oluyoruz. Federasyon olarak yöresel oyunlarla, müziklerle, tatlarla ve farklı kültürleriyle bütün dünyayı uluslararası öğrenci buluşmalarında bir araya getiriyoruz” dedi. Açılış konuşmalarımızın ardından Azerbaycan’dan Zemine Babayeva Yalçın, Endonezya’dan Aghnia Tatamara, Habibah, Kırgızistan’dan Ayday Omurbekova, Malezya’dan Fahmi Adam, Filistin’den Waad Etaish, Kazakistan’dan Kuanysh Nurtas, Aruzhan Aidarkhanova, Mısır'dan Mohamed Rabie ile Suriye'den Khaled Ajlouni’un sunduğu kültürel performanslar büyük beğeni kazandı. Törene katılan protokol daha sonra fuaye alanındaki ülke stantlarını ziyaret etti. Yüzlerce kültürü buluşturan stantlarda öğrencilerle ziyaretçiler arasında renkli görüntüler oluştu. -
31.05.2022
İKÇÜ'de Festival Zamanı
İki yıl aranın ardından öğrencilerin sabırsızlıkla beklediği İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) bahar şenliği İKÇÜFEST’22, düzenlenen coşkulu kampüs yürüyüşüyle başladı. Festivalin açılış yürüyüşü öncesi öğrenciler, İKÇÜ Öğrenci Konseyi üyeleri ve öğrenci toplulukları merkez kütüphane önünde toplandı. Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığınca organize edilen alanda kortej oluşturuldu. Türkiye'nin en büyük sivil mehteran bölüğü olan Karşıyaka Halk Eğitimi Merkezi, 2071 Mehteran Bölüğü eşliğinde Rektörlük Binasına yürüyüşe geçen şenlik kortejine burada Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Genel Sekreter Nurettin Memur, dekanlar, enstitü müdürleri, senato üyeleri ile akademik ve idari personel de dâhil oldu. Öğrencilerden Rektör Köse’ye Teşekkür İKÇÜFEST’22 coşkusunu paylaşan kortej, şenlik alanına ulaşarak etkinliklerin açılışını yaptı. Öğrenci Konseyi Başkanı Berkay Sırakaya, pandemi nedeniyle yapılamayan şenliklerin tekrar başlamasından duyduğu memnuniyeti paylaştı. Başkan Sırakaya, “İKÇÜFEST'22’yi festival komisyonu, öğrenci konseyi ve öğrenci toplulukları olarak sizler için hazırladık. Bu bizler için önemli bir başlangıç ve sizlerin de katkılarıyla kalıcı hale getirmeyi amaçlıyoruz. Üniversitemizin her türlü imkânını bizlere sunarak destek olan, her zaman öğrencinin yanında olan Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Saffet Köse’ye ve emeği geçen herkese öğrenci arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum” dedi. Sizlerin Dönüşüyle Kampüsümüz Canlandı Şehir dışı bilimsel bir programı nedeniyle katılamadığı şenlikte, Rektör Köse’nin gençlere selamlarını ileten Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, öğrencilere gönüllerince bir üç gün geçirmeleri temennisini paylaştı. Pandemi zorunlu şartlarının aşamalı olarak geride bırakılması sürecinde, İKÇÜ’nün öğrencisine kavuşmasını dört gözle beklediğini hatırlatan Prof. Dr. Muhsin Akbaş, “Kıştan sonra baharın gelişiyle yeryüzünün yeniden canlandığı gibi pandemiden sonra sizlerin dönüşüyle de kampüsümüz canlandı, coşkuyla doldu. Sevgili öğrenciler iyi ki varsınız. Bu dönem başından itibaren sizleri tekrar kampüste görmek, sizlerle yüz yüze ders yapmak, çeşitli etkinliklerde bulunmak bizleri ziyadesiyle mutlu etti. Bu nedenle bu bahar şenlikleri her zamankinden daha çok anlam ifade etmektedir” diye konuştu. İKÇÜ Gençliği En Güzelini Hak Ediyor "Farkında ve Farklı" olan İKÇÜ’lü gençlerin tüm imkânların en iyisini hak ettiğini belirten Prof. Dr. Muhsin Akbaş, “Milletimizin geleceği, ebeveynlerin umudu, görev ve sorumluluklarını beklendiği gibi yerine getiren siz İKÇÜ öğrencilerinin İKÇÜFEST'22’de eğlenmesi hakkıdır. 27 Mayıs'a kadar çeşitli etkinliklerle sürecek İKÇÜFEST’22’nin yorgunluğunuzu atmanızın; gelecek yıllarınızın, derslerinizin, görev ve sorumluluklarınızın da güzel olmasının habercisi olmasını dilerim. Bu etkinliklerin hazırlanmasında katkısı olan başta öğrenci topluluklarımız, kıymetli hocalarımız ve idari personelimiz olmak üzere herkese teşekkür ederim. Sevgili öğrenciler, ömrünüz bahar, baharınız ömür olsun” şeklinde sözlerini tamamladı. İlk Günün Yıldızı “Varsa Yoksa” Kortej yürüyüşüyle coşkuyla başlayan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) bahar şenliği İKÇÜFEST’22’de ilk gün programı gençlerin yoğun ilgisiyle tamamlandı. #İKÇÜFEST22 hastagh ile birbirinden renkli görüntülerin paylaşıldığı sosyal medyada etkinlikler etiket yağmuruna tutuldu. Resmi açılışın ardından Dj Ferdi Kocatepe’nin iki farklı bölümde sergilediği performans gençleri coştururken; İKÇÜ Dans Topluluğu’nun şenlik için özel olarak hazırladığı Halk Oyunları, Latin Dansları, Hip-Hop, Lindy Hop dans performansları büyük beğeni kazandı. Tiyatro Festivalde… Prof. Dr. Fuat Sezgın Konferans Salonunda ise Tiyatro Topluluğunca sergilenen Haldun Dormen'in yazdığı, müzikal tiyatro tarihinin en önemli eseri ‘Hisseli Harikalar Kumpanyası’ müzikalinin temsili vardı. İKÇÜ’lü başarılı tiyatrocular dönemin üçüncü oyunlarını başarıyla sahneledi. Colorfest ile rengârenk… Şenlik alanının en renkli etkinliği olan Color Game’de ilk günden yoğun ilgi gördü. İKÇÜ festivallerinin vazgeçilmez etkinliği haline gelen, boyaların havaya saçıldığı Color Game alanında renk cümbüşü oluştu. Alana özel beyaz t-shirt’leriyle gelen gençler, sınav stresini eğlenceli müziklere eşlik eden boyalarla attı. Sahne Senin… Şenlikte, İKÇÜ’lü öğrencilerden oluşan müzik grupları da sahneleriyle göz doldurdu. “Açık Mikrofon, Sahne Senin” performanslarının ilk gün sahnesini alan Grup Sector başarılı bir konsere imza attı. İlk Günün Yıldızı “Varsa Yoksa” Gecenin finalini ise elektronik rock sahnesinin yetenekli ekiplerinden Varsa Yoksa Grubu yaptı. Gitarda Onur Kopuz ve vokalde Burak Demirkesen’in olduğu grup kendi şarkılarının yanında rock müziğin sevilen şarkılarını seslendiği konseriyle İKÇÜ’lü gençlerin beğenisini kazandı. -
31.05.2022
Moğolistan’daki Türk Yazıtları Çalıştayı İKÇÜ’de Başladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Moğolistan Devlet Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü’nün; (İKÇÜ MUİS) Moğolistan Kültürel Miras Merkezi ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliği; Türk Dil Kurumu, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) destekleriyle “Moğolistan Kültürel Mirası İçinde Türk Yazıtlarının Bugünü ve Geleceği Çalıştayı” İKÇÜ Çiğli Ana Yerleşkesinde düzenlenen törenle başladı. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu’nda başlayan çalıştayın resmi açılışına İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tömörbaatır Yadmaa, Moğolistan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Din Politikaları Baş Danışmanı Bum Oschir Dulaam, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, 25. Dönem ve 26. Dönem Osmaniye Milletvekili, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhi Ersoy, TİKA Başkan Yardımcısı Rahman Nurdun, Moğolistan Ankara Büyükelçisi adına Müsteşar Namkhaibat Tserengombo, Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, İKÇÜ TÖMER ve Türkiyat Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şaban Doğan, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut ve çok sayıda üniversiteden akademisyenler katıldı. Uluslararası Öğrencileriyle İKÇÜ Bir Kültür Mozaiği İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, üniversite olarak iki ülke ilişkilerine önemli bir katkı sunmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Çalıştayın iki ülke arasındaki akademik ve bilimsel çalışmalara İKÇÜ’nün verdiği değer ve önemin bir göstergesi olduğunu kaydeden Rektör Köse, Moğolistan Devlet Üniversitesi Türkoloji Enstitüsü’nün (İKÇÜ MUIS) açılışını yapan İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’a minnetlerini sundu. Prof. Dr. Köse, “Enstitünün kuruluşunda büyük emek sahibi olan Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın eşsiz gayretleriyle, Şaban Hocamızın emekleriyle bugünlere kadar ulaşan süreçte, Moğolistan’ın üç üniversitesi ile protokoller yaptık; başladığımız çok sayıda projenin bir kısmını bitirdik bir kısmında sona geldik. Türkoloji Enstitüsü, TİKA’nın da destekleriyle Moğol öğrencilerimizi bir yıl boyunca üniversitemizde misafir ediyor, Türkçe öğreterek ülkelerindeki eğitim hayatlarına katkıda bulunuyoruz. 87 ülkeden 800’ün üzerinde öğrenci İKÇÜ’de eğitimlerini sürdürüyor ve bu haliyle bir kültür mozaiğine sahibiz. Moğolistan Sağlık Bilimleri Üniversitesi ile protokolümüzle İKÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesinde hemşirelik okuyan ve Moğolistan’ın bu alandaki ihtiyaçlarını gidermeye yönelik eğitim alan Moğol öğrencilerimiz var. Geçen ay YÖK Başkanımız Sayın Prof. Dr. Erol Özvar hocamızla yaptığımız görüşmede, YÖK bursuyla Moğol araştırma görevlilerini Türkiye’ye getirip burada çalışmalarını sürdürmeleri adına bir protokol hazırlıyoruz. Ayrıca TÜBA ile yaptığımız protokol kapsamında akademinin desteğini de alarak bir araştırmacıyı üniversitemize davet ettik. Bu noktada bir Moğol araştırmacımızı daha İKÇÜ’ye kazandırmış olacağız” diye konuştu. İKÇÜ Türk Üniversitelerine Öncülük Ediyor Moğolistan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Din Politikaları Baş Danışmanı Bum Oschir Dulaam, çalıştaya destek olan tüm paydaşlara Cumhurbaşkanı adına selamlarını iletti. Moğollistan topraklarındaki Türk tarihine ilişkin kalıntıların önemine dikkat çeken Dulaam, “Türklerin ataları olan Göktürklerin tarihi kültürü kültürel mirasları topraklarımızda bulunmaktadır. İki ülkenin birbirine dostça yaklaşımı ve desteğiyle daha farklı alanlarda da çalışmalarımıza devam etmeliyiz. Ortak ilgi alanlarımızın yelpazesini geliştirmek istiyoruz. Batı dünyası göçebe kültürleri medeniyetsiz, kaba, barbar olarak görmeye hala devam etmektedirler. Ama bu düşünce bilimsel olarak kabul görmemektedir. Moğol ve Türk halkları göçebeydi. Bizim atalarımız barbar değildi, büyük medeniyetler kuran insanlardır. İki ülkede bulunan tarihi kalıntılar atalarımızın kurduğu büyük medeniyetlerinin kanıtıdır” dedi. 9. Türk Dili Kurultayı Tonyukuk’a İthaf Edildi Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, kurumun Türk yazıtları üzerine çalışmalarını ve Yazıt Bilimi Bilim ve Uygulama Kolu”nu tanıtan bir konuşma yaptı. Kurumun kuruluşundan bu yana Türk Dili’nin dünyadaki tarihi ve yazı dilleri arasındaki yeri ile ilgili çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Prof. Dr. Gürer Gülsevin konuşmasında yayın faaliyetleri ile dergiler, düzenlenen toplantılar ve 2013 yılında kurulan Yazıt Bilimi Bilim ve Uygulama Kolunun çalışmalarını değerlendirdi. 2021’de dokuzuncu yapılan Türk Dili Kurultayı’nın Tonyukuk Anıtı’nın dikilişinin 1300. yıl dönümü münasebetiyle Bilge Tonyukuk’a ithaf edildiğini hattırlatan Prof. Dr. Gürer Gülsevin, “Tarihi ve çağdaş yazı dillerinin ve yazı dili olmayan lehçelerin hepsinin metinlerini, gramerlerini eserlerini destanlarını TDK olarak yayınladık” diyerek Eski Türk yazıtlarıyla ilgili olanlara örnekler verdi. İKÇÜ’nün Çabasına Övgü UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz da Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Dış İşleri Bakanlığının öncülüğü ve diplomasileriyle komisyonlarının katkılarıyla Türkiye’nin miras listesinde yer alma sıralamasının her yıl arttığını aktardı. Oğuz, “Türkiye toplam 19 miras alanı ile UNESCO listesinde 16'ncı sırada yer alıyor. Elbette ki kültürel miras zenginliğine sahip pek çok alanımız var. Bu anlamıyla bizim ilk beşte yer almamız gerektiği düşülmektedir. Ama vakitlice bu alanlarımız için başvurularda bulunulmamış. Son yıllarda epeyce bir deneyim kazandık bu alanda. Geçici listede ise 84 varlığımız var. Bu da 84 sene sonra ancak miras listesini eritebileceğiz. Bu anlamıyla da en çok alanı listede bekleyen dünyada birinci ülkeyiz. Moğolistan da kendi kültür mirasları anlamında yoğun çalışıyor. Oradaki Türk varlıklarını kapsayan bu çabalar için Orhun Vadisini kapsayan Göktürk Anıtlarını içeren bu duyarlı miras koruma vizyonu için teşekkür ediyoruz. Bu perspektifle yapılan iş birliklerini desteklemek gerekiyor. Süreci Moğolistan’da devam edecek olmasını memnuniyetle karşılıyor; İKÇÜ’nün bu inisiyatifini, bu vizyon sahibi çabaları takdir ediyoruz” diye konuştu. Sloganına Yakışan Nadide Bir Üniversite TİKA Başkan Yardımcısı Rahman Nurdun, kurum olarak 90’larda bu yana başladıkları bir çabanın bugün atılan adımlarla geldiği noktadan oldukça mutlu olduklarını söyledi. “Farkındayız, Farklıyız” sloganının İKÇÜ’ye çok yakıştığını belirten Nurdun, “Bugün gerçekten önemli bir gün. TİKA olarak 90’ların ikinci yarısından itibaren başlattığı bir çabayı tartışıyoruz. TİKA’nın desteklediği bu alanda çalışmalar yapan nadir üniversitelerden biri İKÇÜ’dür. “Farkındayız, Farklıyız” sloganını şimdi daha iyi anlıyorum. Moğolistan'da sürdürülen, Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi (MOTAP), Göktürk dönemine ait Höşöö Tsaydam Müzesi ve Övörhangai vilayetine bağlı Karakurum ilçesi ile Höşöö Tsaydam Müze arasındaki Bilge Kağan Karayolu Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin karşılıksız yardımıyla Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla inşa edilmişti. Cumhurbaşkanımızın bölgeye birkaç kez ziyaretleri olmuştur. Yine kendilerinin talimatlarıyla en son ziyaretlerinin ardından Tonyukuk Yazıtları’na giden modern bir yol yapıldı. Yine Tonyukuk Yazıtları’nın korunması için alana modern bir müze yapımı için bu yıl ihaleye çıkılacak. Moğolistan'da devletimizin gösterdiği çalışmalara İKÇÜ’nün gösterdiği katkı için Sayın Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’yi kutluyorum” dedi. İKÇÜ, Türk Dünyası Çalışmalarının Merkezi Olabilir Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhi Ersoy gelecekte İzmir’de yapılacak Türk Dünyası ile ilgili çalışmalara İKÇÜ’nün öncü olacağına inandığını söyledi. Bu çalıştay bunun habercisidir. Şaban Doğan, Ömür Ceylan gibi değerli hocaları bünyesinde barındıran İKÇÜ’nün bu alana değerli katkılar sunacağına yürekten inanıyorum. Bugüne baktığımızda Türkiye, Türk Dünyasının ve Türkolojinin merkez ülkesi konumuna geldi. Bunu hem akademik hem siyasal hamlelerle devam etmektedir. Türk tarihine ilişkin envanterlerin araştırılması, folklorik alanda eserler sunulması, kazıların yapılması çalışmalarını gururla takip ediyoruz. Sadece savaşçılıkla, teşkilatçılıkla değil bilgelikle de o dönem dünyaya verdiğimiz belgeleri olan yazıtların felsefesinin bugünün dünyasına örnek mesajlar verdiğini görmekteyiz. Orhun yazıtları sadece Türkologların değil diğer bilim alanlarını da ilgilendirmektedir” şeklinde konuştu. Türkiye Moğolistan’daki Türk Yazıtlarıyla Yakından İlgileniyor İlkini başlattıkları çalıştay hakkında bilgi veren Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şaban Doğan, ikinci çalıştayın Moğolistan’da düzenleneceğini söyledi. Oturumlarda Moğolistan Kültürel Miras Merkezi tarafından yürütülen tarihi eserlerin taşınması projesinin tüm detaylarının projede birebir görev alan tarihçilerden aktarılacağını belirten Prof. Dr. Doğan, “İkincisini 1 – 7 Ağustos 2022 tarihleri arasında Moğolistan’da düzenleyeceğimiz ikinci çalıştayda amacımız Türkiye’nin Moğolistan’daki Türk Yazıtlarıyla yakından ilgilendiğini Moğol meslektaşlarımıza ve ilgili makamlara bir kez daha göstermek; Moğolistan Kültürel Miras Merkezi tarafından yürütülen projeyi yerinde incelemek; yazıtların ve yazıtların alındığı alanların son durumlarını görerek konuyla ilgili görüşlerimizi Türkiye’deki ve Moğolistan’daki yetkili kurumlarla paylaşmak olacaktır. Moğolistan kültürel miras merkezi yetkililerinden proje detaylarıyla ve projeyi yürüten merkezle ilgili sunumlar dinleyecek, muhataplarımıza proje kapsamında yerlerinden alınarak merkeze nakledilen yazıtlar başta olmak üzere Moğolistan’daki Türk yazıtlarının Türk dili, tarihi ve kültürü açısından önemini anlatmaya çalışıp yazıtların gelecek nesillere aktarılmasına ilişkin tartışmalar yapacağız“dedi. Moğol Arkeologların Ülkeleri Dışındaki İlk Çalışmaları Moğolistan Ankara Büyükelçisi adına Müsteşar Namkhaibat Tserengombo da çalıştaya ve yürütülen projelere verdiği destekleri için Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye teşekkür ederek başladığı konuşmasında iki halk arasında binlerce yılı kapsayan tarihi bir bağ olduğunu söyledi. “İki ülke arasındaki ilişkiler hem siyasal hem kültürel hem de ekonomik olarak artan bir ivmeyle sürmektedir. Moğol vatandaşlarının Türkiye ziyaretleri sayısı, Türkiye’de eğitim alan öğrenci sayısı her yıl artmaktadır. Bu ortak proje Moğol arkeologların ülkeleri dışındaki ilk çalışmaları olarak tarihte yerini alacaktır. İki ülke ilişkilerinin gelişmesine destek olan Rektörümüzü ve Şaban Hocamızı özellikle kutluyoruz” şeklinde konuştu. Açılış töreninin ardından çalıştaya, Balçova Termal Otel'de yapılan oturumlarla devam edildi. Çalıştayın sonuç bildirgeleri Türk ve Moğol makamlarıyla paylaşılacak, bildiri ve tartışmalar kitap olarak yayımlanacak, ikincisi ise 1-7 Ağustos'ta Moğolistan'da düzenlenecek. -
09.05.2022
Rektör Köse, İKÇÜ Ailesi ile Bayramlaştı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Ailesi, geleneksel bayramlaşma töreninde bir araya geldi. Resmi tatil olması sebebiyle Ramazan Bayramı öncesinde düzenlenen bayramlaşma töreni, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse'nin kabulüyle yapıldı. Oldukça sıcak bir atmosferde gerçekleşen bayramlaşmada tüm personellere yakın ilgi gösteren Prof. Dr. Köse, tüm çalışma arkadaşlarının bayramını tek tek kutladı, aileleriyle birlikte huzur içinde bir bayram geçirmelerini diledi. Fakültelerden gelen akademisyenler ve idari personelin de bu vesileyle bir araya geldiği buluşmanın ortak dileği sağlık, huzur, birlik ve beraberlik temennisi oldu. ‘Gönül Vermeyince Gönül Bulamazsın’ Bayramların birlik ve beraberliğin simgesi olduğunu söyleyen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, sevgi, saygı, hoşgörü ve yardımlaşma duygusunun tüm kötülüklerin ilacı olduğunu vurguladı. Küslükleri, kırgınlıkları geride bırakarak kucaklaşmanın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Köse, “Hz. Mevlana’nın ‘gönül vermeyince gönül bulamazsın’ sözündeki gibi bu kutsal günlerin bereketiyle bizler de kardeşliğimizi, dostluğumuzu daha ileriye taşıyıp birliğimizi, beraberliğimizi daha da pekiştireceğiz. Yaşlılarımızı, kimsesizlerimizi, hastalarımızı ziyaret ederek dualarından nasipleneceğiz. Bu günlerin sevincini hayattalar ise anne ve babalarımızla, evlatlarımızla, komşularımızla, akrabalarımızla, dostlarımızla yaşamak, bu günleri daha da anlamlı kılar. Bu duygularla üniversitemiz mensuplarının, öğrencilerimizin, aziz Milletimizin ve İslam âleminin bayramını kutluyorum. Daha nice bayramlara sağlıkla, huzurla, mutluluk içinde ulaşmayı Rabbim nasip eylesin. Hepinizin bayramını tekraren tebrik ediyorum” diye konuştu. -
28.04.2022
İKÇÜ Ailesi İftarda Buluştu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, akademik ve idari personelle iftar yemeğinde bir araya geldi. Merkez kampüs içerisinde yer alan personel yemekhanesinde yapılan iftar yemeğine, üniversite personeli ile aileleri davetli olarak katıldı. İslami İlimler Fakültesi’nden Arş. Gör. İhsan Sütşurup’un Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, Dekan Prof. Dr. Sıddık Korkmaz tarafından yapılan iftar duasıyla oruçlar açıldı. İftar Sofralarında Manevi Köprülerimizi Pekiştiriyoruz İftar yemeğinde bir konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İKÇÜ ailesi olarak her geçen gün büyüyen güçlü bir aile olduklarını belirterek; “Huzur, birlik, beraberlik ve dayanışma atmosferini paylaştığımız İKÇÜ ailemiz ile bu gibi müstesna günlerin vesilesiyle bir arada olmaktan son derece mutluluk duyuyorum. İftar sofralarında pekiştirdiğimiz manevi köprülerle, kavuştuğumuz nimetlerin şükrünü ve hamdını idrak ediyoruz. Birbirimize, çevremize, yetimlere, kimsesizlere, ihtiyaç sahibi her bir yüreğe karşı sorumluluklarımızın farkına varıyoruz. Bu anlamlı vesileyle aynı sofranın etrafında bir araya geldiğimiz tüm çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. İnşallah Cenab-ı Allah, tuttuğumuz oruçları ve yaptığımız duaları kabul eder ve üzerimizden ihsanını, mağfiretini ve himmetini esirgemez”dedi. İkinci Dönemde Daha Büyük Hedeflere Hep Birlikte Yürüyeceğiz Rektör olarak ikinci kez atanmasıyla ilgili süreçle ilgili de konuşan Prof. Dr. Saffet Köse, “ Bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın tensipleriyle ikinci rektörlük görevi tarafıma tevdi edildi. Yeni dönemde daha büyük işleri hep birlikte huzur ortamında yapacağız. Kurumsallık önceliğimiz. Kişilerin öznel değerlendirmelerinden bağımsız bir sistemi tümüyle hayata geçireceğiz. Geçen dönem yönetim anlamında birlikte yol aldığımız her arkadaşıma en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. Bu noktada Sayın Prof. Dr. Turan Gökçe Hocama ve Sayın Prof. Dr. Adnan Kaya Hocama hususi şükranlarımı sizlerin huzurunda sunmak istiyorum. Her iki hocamızda kendi rızalara doğrultusunda yeni dönemde akademik çalışmalara daha fazla zaman ayırma taleplerini bize ilettiler. Biz de anlayışla karşıladık. Hocalarım yine bizim yanımızda olmaya ve dışardan bizi desteklemeye devam edecekler. Yeni bir ruh ile rektörlüğümüzün ikinci döneminde daha büyük hedeflere hep birlikte yürüyeceğiz. Her bir arkadaşımızın katkılarını önemli buluyorum” dedi. -
28.04.2022
Rektör Köse’den İftar ve Şenlik Sürprizi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, merkez kampüs içerisinde yer alan öğrenci yemekhanesinde öğrencilerle birlikte iftar yaptı. Ramazan ayı boyunca açık olan öğrenci yemekhanesine konuk olan Rektör Köse’yi karşılarında gören öğrenciler şaşkınlığını gizleyemezken; Rektör Köse de gençlerle iftar sofrasında buluşmaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. İftara, Genel Sekreter Nurettin Memur, Kurumsal İletişim Koordinatörü Doç. Dr. Yasin Bulduklu, SKS Daire Başkanı Fatih Can, Öğrenci Konseyi Başkan Yardımcısı Furkan Kaya da katıldı Birlik ve beraberliğe vesile olan Ramazan Ayı’nın birçok iyiliği ve güzelliği taşıdığını belirten Rektör Köse, bu ayda anlamak ve anlayış kavramlarıyla paylaşma gibi insani değerlerin ne kadar önemli olduğunun idrak edildiğini kaydetti. Kültürün ibadet üzerinde etkisinden söz eden Prof. Dr. Köse, “Değerli öğrencilerimizle dinimizin ve kültürümüzün önemli bir parçası olan iftar sofralarını paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Yemekhanemizi Ramazan ayında bu kadar kalabalık görmek beni son derece mutlu etti. Ramazanın paylaşma ayı olduğu bilincinin gençlerimizde de müşahede etmek sevindirici. Biz gençlerimize değerlerimizi ve kültürümüzü aktarabildiğimiz nispette yarınlara güvenle bakabiliriz. Medeniyetin kurucu unsuru insandır ve insanın en verimli çağı ise gençlik dönemidir. Gençlerin düne sahip çıkmaları geleneklerine ve manevi değerlere bağlı olmaları yarını inşa etmek açısından son derece önemli. Dinamizm ve üretme yeteneklerinin en üst seviyede olduğu gençlik döneminde kültür ve değerler içselleştirildiğinde toplumsal başarı ortaya çıkacaktır. Gençlerimize sosyal ve iktisadi imkânlar sağlandığında dün olduğu gibi bugün de güçlü bir medeniyetin inşasının mümkün olacağına inanıyorum. Maddi ilerleme yanında manevi gelişme, tüm kurumların önceliği olmalıdır. Toplumsal kurumlarla aktarılan içeriğin odak noktası esasen her açıdan insan yararı ve toplumun gelişmesi olmalıdır. Biz tüm öğrencilerimizin çok boyutlu yetişmelerini kıymetli görüyoruz" dedi. Rektör Köse’den İKÇÜFEST’22 Sürprizi Ramazan ayının manevi atmosferinin İKÇÜ’de her sene olduğu gibi bu yıl da gençlerle tamamlandığını ifade eden Rektör Köse bir de müjde verdi. Pandemi nedeniyle geçtiğimiz yıl yapılamayan İKÇÜFEST’in bu yıl 25-26-27 Mayıs tarihlerinde planlandığını ve çalışmalara başladıklarını açıklayan Rektör Prof. Dr. Köse, üç gün sürecek sürpriz organizasyonlar ile gençlerin enerjisini tüm İKÇÜ ailesi olarak paylaşacaklarını kaydetti. -
18.04.2022
İKÇÜ’nün Kalitesine Uluslararası Kabul
Alanında yetkin bilim insanları ve başarılı projeleri ile ülkemizin bilimsel kalkınmasına katkı sağlayan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), Türkiye’de Erasmus+ Programı kapsamında akreditasyon almaya hak kazanan 10 kurum arasında yer alarak büyük bir başarıya imza attı. Erasmus+ Programı kapsamında hareketlilik faaliyeti gerçekleştirme amacı ile Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı- Türkiye Ulusal Ajansına yapılan “Yükseköğretim Hareketlilik Konsorsiyumu Akreditasyonu” başvurularının değerlendirme süreci tamamlandı. Ulusal Ajans tarafından yapılan değerlendirmede toplam 26 kurumun başvurusunun uygunluk değerlendirmesinden geçtiği süreçte, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nin 6 yıl sürecek AB Proje Akreditasyonu kabul edildi. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Volkan Altıntaş ve ERASMUS Kurum Koordinatörlüğü Öğr. Gör. Koray Çelik tarafından hazırlanan E-(GA)stronomi Erasmus+ Staj Konsorsiyumu teklifi, kalite değerlendirmesi başarılı bulunarak; Ulusal Ajans tarafından Türkiye’de akreditasyonu onaylanan 10 kurum arasında yer aldı Çalışma Ağlarımız Uluslararası Çapta Büyüyor Akreditasyon sürecini başarıyla geçen projeleri ile ilgili bilgi veren Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Volkan Altıntaş ve Öğr. Gör. Koray Çelik ortaklar aracılığıyla kurulacak bağlantılarla öğrencilere daha kaliteli staj olanakları sunulacağını söyledi. Prof. Dr. Altıntaş, “Güçlü ve kapsamlı ulusal ve uluslararası ortaklıkların ve çalışma ağlarının yer aldığı konsorsiyumda öğrencilerimizin mezuniyetlerinden önce kariyer yönetim planlarına katkıda bulunulması hedeflerimizden biridir. Bununla birlikte projede görev alacak akademik ve idari personel de Avrupa ve Avrupa dışı ülkelerde; ders verme ve personel eğitim alma hareketliliği kapsamında faaliyetlerde bulunacaklardır. Konsorsiyum koordinatörü ve ortağı kurumların Turizm Fakültesi öğrencileri, Avrupa ve Avrupa dışı ülkelere sektör ziyaretleri yapacak, alanına uygun işletmelere staj yapmak üzere gönderilecektir. Projenin İKÇÜ ve diğer ortak kurumların öğrencisi ve personelinin uluslararası tecrübe kazanmasına, kurumsal kapasitesinin gelişmesine ve uluslararasılaşmasına önemli ölçüde katkı sağlaması hedeflenmektedir” diye konuştu. Gençlerimizin Ufkunu Açacak Projelerde İKÇÜ İmzası Her geçen gün büyüyen ve gelişen bir İKÇÜ olarak uluslararasılaşma hedefi doğrultusunda atılan adımların başarıyla sonuçlanmasını takdirle karşıladıklarını belirten Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, eğitim-öğretim hizmetinin ve araştırma-geliştirme çalışmalarının evrensel nitelikte olmasını amaçladıklarını belirtti. Dünyanın farklı ülkelerindeki pek çok üniversiteyle iş birliği protokolleri, Erasmus+ ve Mevlana anlaşması imzaladıklarını kaydeden Prof. Dr. Köse, “Gençlerimizin ufkunu açacak ve gelişimlerine katkı sunacak yurt içi ve yurt dışı staj ve eğitim olanaklarını arttırmaya devam ediyoruz. Türkiye Ulusal Ajansı’nın, Erasmus+ programında kalite değerlendirmesinden geçerek konsorsiyum içinde yer alan üniversitelerimizi tebrik ediyorum. Bu ve benzeri çalışmaların artarak devam etmesi temennisiyle; projede yer alacak akademik personelimize başarılar diliyorum” dedi. -
31.03.2022
İKÇÜ’nün Eurodesk Türkiye Temas Noktası Akreditasyonu Kabul Edildi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Erasmus Kurum Koordinatörlüğü, TC. Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı, AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (Ulusal Ajans) tarafından Eurodesk Temas Noktası olarak akredite edildi. İzmir’den, İzmir Valiliği AB ve Dış İlişkiler Bürosu, İzmir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Bornova Gençlik Merkezi, Göztepe Spor Kulübü Derneği’nin “Eurodesk Türkiye Temas Noktası” olarak yer aldığı listede, İKÇÜ İzmir ilinde bu akreditasyonuna sahip tek üniversite oldu. Erasmus Kurum Koordinatörlüğü’nden Öğr. Gör. Koray Çelik tarafından hazırlanarak yapılan başvuru sonucunda akredite olan 'İKÇÜ Eurodesk Türkiye Temas Noktası” üniversite öğrencileri başta olmak üzere Avrupa fırsatları hakkında ilgi duyan herkese hizmet edecek. İzmir’de Tek Üniversite İKÇÜ’nün akredite başvuru süreciyle ilgili bilgi veren Öğr. Gör. Çelik, Eurodesk Temas Noktası olmak isteyen kuruluşlar tarafından sunulan başvuruların 2021 yılı teklif çağrısı kapsamında uygunluk değerlendirmesine alındığını kaydetti. Çelik, “Uygunluk değerlendirmesini geçen başvurular içerik değerlendirmesine alınmış ve komite tarafından değerlendirilmiştir. kriterleri karşılayan 125 başvurudan 47 kuruluş kabul edilmiş, 78 kuruluşun başvurusu ise reddedilmiştir. Akreditasyon değerlendirme sürecinde kurumun genel yapısı, kurumsal kapasitesi ve özellikle bu süreci yürütebilecek yeterli donanıma sahip insan kaynağı kriterinin mevcudiyeti esas alınmıştır” dedi. Rehber Olacağız Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ise Türkiye Ulusal Ajansı tarafından Eurodesk Türkiye Temas Noktası olarak İzmir’de akredite edilen tek üniversite olmanın memnuniyetini paylaştı. Avrupa fırsatları hakkında yapılacak tüm eğitsel faaliyetlerin üniversite öğrencilerine, personeline ve üniversite dışı yerel halka da açık olacağını kaydeden Prof. Dr. Köse, “Artık gençlerimizin Avrupa ile olan temaslarında rehberlik etme gibi önemli bir misyonumuz var. Eurodesk Temas Noktası olarak ulusal ve uluslararası etkinlik ve projelere katılım sağlanacak ve bu çerçevede öğrenci topluluklarımız da sürece dahil edilerek görevler verilecektir” diye konuştu. Gençlerimize Devletimiz Tarafından Çok Güzel İmkânlar Sunuluyor Erasmus+ programını yürüten 33 ülke arasından Türkiye'nin en fazla proje kabul eden ülke olduğunu, 12 bini aşkın projeyle 6 bin 500 proje sahibi İtalya'nın önünde yer aldığını hatırlatan Rektör Prof. Dr. Köse, “Dünyanın en büyük bütçeli Ar-Ge programı olan Ufuk Avrupa, Erasmus+ ve Avrupa Dayanışma (ESC) programları 2021-2027 dönemine resmen katılımı sağlayan anlaşmalar T.C Dışişleri Bakanlığı tarafından imzalanmıştı. Gençlerimize devletimiz tarafından çok güzel imkânlar sunuluyor. Hiçbir kuruma ihtiyaç duymadan bir gençlik projesi yazabilecekleri gibi kişisel ve kariyer gelişimleri için farklı programlarda gönüllü olarak çalışabiliyorlar. İKÇÜ Eurodesk Temas Noktası olarak gençlerimizin projeler üretip, hibeler alması, fonlarla ilgili girişimlerine destek olunması ve ufuklarını açma konusunda kılavuz olacağız” dedi. Eurodesk Temas Noktaları Hakkında Eurodesk; Gençler için eğitim ve gençlik alanlarındaki Avrupa Fırsatları ve gençlerin Avrupa faaliyetlerine katılımı hakkında bilgi sağlayan Avrupa Bilgi Aktarım Ağıdır. Eurodesk Türkiye Temas Noktaları, gençlere Avrupa Fırsatları hakkında bilgi vermekle yetkilendirilmiş kuruluşlardır. 35 Avrupa ülkesinde faaliyette bulunan Eurodesk Temas Noktaları, ülkemizde de Türk Ulusal Ajansı bünyesinde 2008 yılından bu yana faaliyetlerini sürdürmektedir. Türkiye Ulusal Ajansı, Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı nezdinde hizmet vermektedir. Ulusal Ajans, Avrupa Komisyonu’nun eğitim ve öğretim alanında sunduğu fonların ülkemizde ilgili kurum ve kuruluşlara projeler yoluyla aktarılmasını sağlamaktadır. Eurodesk Türkiye Birimi (eurodesktr@eurodesk.eu) ile doğrudan temas kurabileceğiniz gibi http://eurodesk.ua.gov.tr kurumsal web sitesinden ayrıntılı olarak inceleyebilirsiniz. -
28.03.2022
İKÇÜ Eczacılık Öğrencisinin Birincilik Başarısı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencisi Buse Nur Koca, Ulusal Hasta Bilgilendirme Yarışmasından (UHBY) birinci olarak döndü. Ankara Eczacı Odası Gençlik Komisyonu tarafından bu yıl 18.si düzenlenen Ulusal Hasta Bilgilendirme Yarışmasında(UHBY), İKÇÜ Öğrencisi Buse Nur Koca, dördüncü ve beşinci sınıf eczacılık fakültesi öğrencileri arasından “bilim, sanat ve sevgi” aşamalarını en yüksek puan ile tamamlayarak önemli bir başarıya imza attı. Birincilik ödülünü Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülçin Saltan İşcan’ın elinden alan Buse Nur Koca, sevincini yarışma boyunca kendisini yalnız bırakmayan İKÇÜ Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mutlu Aytemir ile paylaştı. Öğrencilerin eğitim bilgilerinin ölçüldüğü bilim sınavının ardından formülasyon bilgileriyle preparat hazırlanmasına, jüri tarafından belirlenen reçete ile temsili hasta etkileşiminin sağlanmasına kadar zorlu “bilim, sanat ve sevgi” aşamalarını başarıyla tamamlayan Buse Nur Koca, İKÇÜ Eczacılık Fakültesi öğrencisi olmaktan duyduğu gururu paylaşarak; eğitimleri süresince her zaman yanında olan tüm akademisyenlere teşekkürlerini iletti. Öğrencisinin mutluluğuna ortak olan İKÇÜ Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mutlu Aytemir ise 2018-2019 eğitim-öğretim döneminde ilk öğrencilerine merhaba diyen çok genç bir fakülte olarak gelen bu başarıların kendilerini memnun ettiğini kaydetti. Dekan Prof. Dr. Aytemir, “ Fakültemizin ilk defa katılım gösterdiği bu ulusal yarışmada tüm üniversiteleri geride bırakarak fakültemize birincilik derecesini getiren 4. sınıf öğrencimiz Buse Nur Koca’yı tebrik ediyor, bu yolda öğrencimizin eğitimine katkı veren tüm öğretim üyelerimize teşekkür ediyoruz.” şeklinde konuştu.
Toplam 175