Haberler :::
-
17.01.2025Yeni
İKÇÜ’lü Akademisyenlere 10’uncu Yıl Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde 10 yılı aşkın süredir görev yapan akademik personel için “Eğitim-Öğretim ve Teşvik Ödülleri” Töreni düzenlendi. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce ilki düzenlenen törene, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut Dekanlar, Enstitü ve Yüksekokul Müdürleri, Genel Sekreter Nuretdin Memur ile akademisyenler katıldı. Üniversitenin Temelini Atan Kadro Törende, başarılı araştırmaları, yayınları, özverili çalışmaları ile İKÇÜ’nün akademik yolculuğuna 10 yılı aşkın süredir eşlik eden akademisyenlere seslenen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İKÇÜ’nün ulusal ve uluslararası alanda tanınırlığında en büyük pay sahibi olan çalışma arkadaşlarının ortaya koyduğu çabanın her türlü takdirin üstünde olduğunu vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “İlk bakışta 10 yıl kısa bir zaman gibi görünse de 15. yılına giren bir üniversiteye on yıl hizmet vermiş olmak, kimsenin konfor alanından çıkmadığı koşullarda yeni bir üniversitenin kuruluşu için risk almak ve elini taşın altına koymak kısaca bir üniversiteyi kurmak için rahatından vaz geçmek, önemli bir özveri ve fedakârlıktır. İşte bu nedenle 10 yıl süre olmasının ötesinde bir anlam ifade ediyor. Buradan bakıldığında üniversitenin temelini atan bu kadronun takdir edilmesi son derece önemli. Bugün genç ve dinamik bir üniversite olarak İKÇÜ her alanda kendini kanıtlamışsa bunda sizlerin büyük katkıları var. Kuruluşundan bu yana emek veren her bir akademisyenimizin yanı sıra kurucu rektörümüzün gelinen noktada çabaları her türlü takdirin ötesinde. Kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Galip Akhan’a huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. Bu başarıda onların vizyonu, emekleri büyük bir öneme sahip. Kuruluşumuzdan bu yana üniversitemize emek ve katkıları bulunan her kademeden akademik ve idari çalışanlarımıza üniversitemiz adına şükranlarımı sunuyorum” dedi. Gücümüzün Kaynağı İşini Gönülden Yapan Hocalarımız Geleceğin bilim insanlarını, girişimcilerini ve liderlerini yetiştirmek için saat mefhumu gözetmeden kendini gençliğe adayan akademisyenleri, yalnızca birer hoca, rehber değil aynı zamanda üniversitenin gelişimine en büyük katkıyı sağlayan ekip arkadaşları olarak gördüğünü ifade eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, gönül bağıyla çalışan bir ekibe sahip olmanın kendileri için büyük bir şans olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Akademi öğretmek için öğrenmeyi, öğretirken de öğrenmeyi gerektirir. Öğrencilere ışık tutarak onları bilgiyle donatırken, kendimizi de sürekli geliştirmek mecburiyetindeyiz. Elbette akademisyenlik her şeyden önce gönül işidir ve kutsal bir meslek olarak çaba ve azim gerektirir. Gerektiğinde risk alan, öğrencilerinin sorunları ile yakından ilgilenen değerli bir ekibimiz var. Her zaman söylediğim bir şeyi tekrar etmek isterim. Mesleğini severek yapanlar çalışmaya gitmezler. Çünkü onlar için mesleklerini icra etmek keyiflidir. Onu çalışma saati ile sınırlandırmazlar. Bizim de mesleğini seven hocalarımız var. Gücümüzün kaynağı da bu hocalarımız. Biz bu açıdan kendimizi şanslı yöneticiler olarak görüyoruz. Zira bizim ekibimiz tam da bu niteliklerde arkadaşlarımızdan oluşuyor. Biliyoruz ki bir bilim insanı olarak sizler insanların hayatında iz bırakan, yaşam boyu sürecek bir fark yaratan hocalarsınız “şeklinde konuştu. Bilimsel Katkılarınız, Toplumumuzun ve İnsanlığın Gelişimine Yön Verecek Bir yükseköğretim kurumunun başarısının, ekip çalışması ile yürütülen projelerden, paylaşılan bilgi ve emeklerden geçtiğini aktaran Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, genç bir üniversite olmasına rağmen 10 yıl içerisinde çok saygın bir konuma ulaşan İKÇÜ’nün gücünü bilgiden ve iş birliğinden alan bir kurum olduğunu aktardı. Prof. Dr. Saffet Köse, “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, önemli bir kurumdur ve potansiyelini daha da yukarılara taşıyacaktır. Hepimiz bir arada takım olarak bilgi, araştırma, topluma hizmet ve iyi insanlar yetiştirme amaçlarımızı birlikte gerçekleştirecek, üniversitemizin dünyanın sayılı eğitim kurumları arasındaki yerini almasına katkıda bulunacağız. Üniversitemiz için daha nice yıllar boyunca birlikte çalışacak, yeni başarılar elde edecek ve bilim dünyasına katkılar sunacağınıza olan inancımı ifade etmek istiyorum. Bilimsel katkılarınız, toplumumuzun ve insanlığın gelişimine yön verecek ve daha adil, daha eşit bir dünyaya katkı sunacaktır. 10 yıl ve üzerinde kurumumuza emek veren tüm hocalarımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyor, bu organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ediyor; İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nin gelecek yıllarında daha da büyüyerek, daha da güçlenerek, bilimin ve eğitimin ışığına yön vereceğine olan inancımı tekrar belirtmek istiyorum” dedi. Törende ayrıca Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü öğretim üyeleri mini bir konser verdi. Kanunda Prof. Dr. Ömer Özden, yaylı tanburda Doç.Dr.Cem Çırak, bağlamada Doç. Dr. Serkan Çelik, klavyede Aras Maltaş, ritimde Can Kaya, klarnette Aykut Uçakçı’ya solist olarak eşlik eden Doç. Dr. Mücahit Yalçın Öztüfekçi’nin seslendiği eserler beğeniyle takip edildi. Program, İKÇÜ’de 10 yılı aşkın katkıda bulunan akademisyenlere plaket takdimi ile devam etti. -
17.01.2025Yeni
“10 Yıl" Plaket Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde (İKÇÜ) 10’uncu çalışma yılını dolduran idari personele plaket takdim edildi. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünün organize ettiği törende, kuruluştan bugüne kurumsal gelişime katkıda bulunan tüm birimlerden 263 personel, plaketlerini İKÇÜ protokolünün elinden aldı. Töreni, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut Dekanlar, Enstitü ve Yüksekokul Müdürleri, Genel Sekreter Nuretdin Memur ile çok sayıda idari personel takip etti. İKÇÜ’nün Başarı Hikâyesinde Emekleriniz Son Derece Önemli Törende idari personele seslenen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, hem akademik hem de idari çalışanları onore eden bir töreni İKÇÜ’de ilk kez yapmanın mutluluğunu paylaştı. İKÇÜ’nün başarı hikâyesinde her bir çalışanın emeği olduğunu belirten Prof. Dr. Saffet Köse, yeni kurulan bir kurumun idaresinde görev almanın ayrı bir özveri gerektirdiğini vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Sizler üniversitemizin kurulduğu ilk günlerden itibaren zor koşullarda sorumluluk aldınız ve bu noktaya gelmesinde emekleriniz son derece önemli. Binası olmayan, kadrosu bulunmayan, teknik ve fiziksel olarak var olmayan bir kurumu bugün Türkiye’nin en önemli yükseköğretim kurumlarından biri haline getiren sizlersiniz. Esas itibariyle 10 yıl kurumlar açısından kısa gibi görünse de yeni kurulan bir üniversite için hayati düzeyde önemli bir sürece karşılık geliyor. Zira imkânsızlıklar içinden imkân bularak kurumu kurmanın ne derece güç olduğunu en iyi siz bilirsiniz. Önce Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sonra Çiğli’de belediye binasında ve nihayet Tekel’in tütün depolarında devam eden yolculuk, bugün örnek bir kampüs olma yolunda ilerleyen bir aşamaya gelmiş durumda. Başkaları için on yıl sadece bir kısa süre gibi ifade edilse de bizim özveriyle çalışan ekibimiz ve bu yolculuğun büyük bir kısmına şahitlik eden şahsım için çok büyük anlam ifade ediyor” dedi. “Görünen” Kahramanlarımızsınız Yıllar içerisinde yakalanan başarı ivmesinin altında güçlü akademik başarılarının yanı sıra idari yapısının sağlamlığının yer aldığını aktaran Prof. Dr. Köse konuşmasına, Kurucu Rektör Prof. Dr. Galip Akhan’ın nezdinde yıllarını İKÇÜ’nün gelişimine adayan tüm personele şükranlarını ileterek devam etti. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “Bizimle birlikte kurulan pek çok üniversitenin yerleşke arayışı içinde olduğunu düşünürseniz bizim kurumsallaşma aşamasına geçmemizde ilk adımın önemini daha iyi anlayabilirsiniz. Sizler üniversitemizin gelişmesinde, ayağa kalkmasında, bugün koşmaya hazır hale gelmesinde büyük bir özveriyle çalışan ekip arkadaşlarımızsınız. Üniversitemizin görünen kahramanları sizlersiniz. Özellikle görünen diyorum zira görünmeyen kahramanlar takdir edilmeyen kişilerdir. Biz her zaman sizin çabalarınızın değerinin farkındayız. Her başarılı kurumun ardında, özveriyle çalışan bir ekip vardır ve ben bu ekip için kendimizi şanslı olarak değerlendiriyorum ve bu açıdan da farklıyız. Sizlerin çabası, aynı zamanda bir ekip ruhunun ve dayanışmanın sembolüdür. Her birinizin yaptığı iş, diğerini destekler ve birlikte çalıştığımızda ortaya çıkan güç ya da oluşan sinerji, üniversitemizin daha büyük hedeflere yürümesinin de temelini teşkil eder. Çok yakın zamanda sizler sayesinde, üniversitemiz hem eğitimde hem de idari süreçlerde örnek bir kurum haline gelecektir” şeklinde konuştu. Her Türlü Takdirin Üstünde Bir Çaba İKÇÜ’nün kurumsal hedefleri için güç birliği içinde fedakârca çalışan tüm personelin çabasının her türlü takdirin üstünde olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, oluşan sinerji ile daha büyük yollar kat edileceği inancını paylaştı. Prof. Dr. Köse, “Biz idari personelimizi çok kıymetli görüyoruz. Bunu her ortamda her zaman dile getiriyoruz. İnanıyoruz ki bir idari personelin emeği, yalnızca görünen sonuçlardan ibaret değildir. Onların katkısı, bir üniversitenin günlük işleyişinden geleceğine uzanan geniş bir etki alanını kapsar. Her gün sabahın erken saatlerinde dersliklerimizi, ofislerimizi, kampüsümüzü temiz ve düzenli hale getiren arkadaşlarımızdan, öğrenci işlerine, bürokratik süreçleri ivedilikle aşan ofis çalışanlarımızdan, teknik atölyelerdeki emekçi kardeşlerimize, bilimsel süreçlere katkı verenlerden, karnımızı doyurmak için çaba gösteren arkadaşlarımıza, kısaca kurumumuzun amaçlarına erişmesi için fedakârlık yapan her birinize ayrı ayrı kalbi şükranlarımı sunuyorum. 10 yıl anısınaa plaket alacak siz çalışma arkadaşlarımı gönülden tebrik ediyorum ve bu törenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Program, kanunda Prof. Dr. Ömer Özden, yaylı tanburda Doç.Dr.Cem Çırak, bağlamada Doç. Dr. Serkan Çelik, klavyede Aras Maltaş, ritimde Can Kaya, klarnette Aykut Uçakçı’ya solist olarak eşlik eden Doç. Dr. Mücahit Yalçın Öztüfekçi’nin verdiği konser ile devam etti. Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü öğretim üyelerinin seslendiği eserler katılımcılar tarafından beğeniyle takip edildi. Konserin ardından törene katılan protokolün elinden plaketlerini alan idari personel, İKÇÜ’de 10’uncu çalışma yılı doldurmanın mutluluğunu paylaştı. -
10.01.2025
İAOSB’ye Meslek Yüksekokulu Müjdesi
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ev sahipliğinde yapılan “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu" toplantısına katılan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ni (İAOSB) ziyaret ederek onuruna verilen akşam yemeğine katıldı. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin refakatinde, İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace tarafından karşılanan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’a, YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, Prof. Dr. Naci Gündoğan ile Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, farklı üniversitelerden rektörler, rektör yardımcıları ve üniversitelerden akademisyenler ile İAOSB Yönetim Kurulu üyeleri eşlik etti. Sanayi ile İş Birliklerini Önceliyoruz Meslek yüksekokullarının organize sanayi bölgelerinde konumlandırılmasının önemini vurgulayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar "Üniversite-Sanayi Eğitimi Projesi” ile öğrencilerin sanayinin kendine özgü atmosferi içinde yetişmelerine destek sağladıklarını aktardı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, OSB’lerde kurulan MYO’lara verilen eğitim desteği kapsamında gerçekleştirilecek uygulamalar ile meslek yüksekokulu mezunlarının bilgi, beceri ve yetkinliklerinin sanayi ve iş dünyasının ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilmesi, buna bağlı olarak istihdamlarının artırılması, iş piyasasını tanımaları ve üniversite-sanayi iş birliğinin güçlendirilmesini öncelediklerini söyledi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Bu anlamda İAOSB’ye açılacak bir MYO’nun YÖK vizyonuna önemli katkıları olacaktır. Üniversite-sanayi iş birlikleri sayesinde sanayinin kendine özgü atmosferi içinde yetişen mezun gençlerimizin bulundukları OSB'de istihdam edilmesinde ve bilhassa ekonominin ihtiyaç duyduğu nitelikli ara eleman ihtiyacının karşılanmasında önemli roller oynayabileceğini düşünüyoruz. Yükseköğretim Kurulu olarak gelişen teknolojilere yönelik ihtiyaç duyulan yetkinlikleri uygulamalı çalışmalarla geliştirmek için iş dünyası ile iç içe bir eğitim modelinin geliştirilmesi, iş dünyasının üniversite içine dahil edilmesi, firma ve üniversitelerin karşılıklı olarak gelişimlerine katkıda bulunulmasını her platformda destekliyoruz. Ülkemizin sahip olduğu iktisadi, sosyal ve beşerî sermayenin gelişmesine katkı sağlama kararlılığındayız. Tüm paydaşlar olarak; dünyada rekabet gücü ve görünürlüğü yüksek, yeniliğe açık, kaliteli, istihdamı destekleyen, erişilebilir, kapsayıcı, dijitalleşmeyi ve uluslararasılaşmayı başarmış bir yükseköğretim sistemini hayata geçirmek hepimizin ülkemize ve milletimize karşı sorumluluğumuzdur. Bunları gerçekleştirmek için birlikte ve daha çok çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Gençlerimiz Türkiye Yüzyılının Mimarları Olacak İAOSB- İKÇÜ arasında uzun yıllara dayanan başarılı iş birliklerinin güçlenerek devam ettiğine işaret eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse de yakın zamanda bölge iş insanlarının taleplerine yönelik bir yol haritası oluşturulduğunu aktardı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Türkiye’de en yüksek istihdamı sağlayan ilk 10 OSB arasında yer alan, 22 farklı sektöre yönelik üretim gerçekleştiren İAOSB’nin 600’ü aşkın üyesiyle akademiden beklentilerini içeren bir ön izleme analizi yaptık. Geleceğin mühendislerini, teknisyenlerini ve uzmanlarını yetiştirirken sanayinin gerçeklerini göz önüne almalıyız. Akademik çalışmaların ve araştırmaların sanayide somut ürünlere, ticari değer taşıyan fikirlere dönüşmesi ülkenin stratejik hedefleri açısından son derece önemli. Kurulmasını son derece arzu ettiğimiz MYO’muzu bu veriler ışığında inşa edeceğiz. Üniversitelerin teorik, sanayinin ise pratik bilgi ve deneyimlerini bir araya getirerek daha fazla verimlilik ve üretkenlik harcıyla kurulu, öğrencilerimizin yarınlarını garantiye alacak bir adımı daha atmanın heyecanı içindeyiz. Üniversite olarak yerli ve özgün, teknoloji geliştiren, teknoloji üreten ülkemize katkı sağlamak için, öğrencilerimizin başarısını önceleyen bir yaklaşımla istihdam odaklı projelerin içinde yer alıyoruz. Yükseköğretim Kurulumuzun bizlerin önünü açan vizyonu ve teşvikleri doğrultusunda, üniversite-sanayi iş birliği kültürüne yönelik atılan örnek adımlarımız neticesinde; en büyük kıymetlimiz olan gençlerimizin, araştıran, keşfeden, çözüm üreten enerjisi ve üretkenliğiyle Türkiye Yüzyılının mimarları olacağının bilincindeyiz” dedi. İş Garantili Meslek Yüksekokulu İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, “Sizleri İzmir’in kalbinde, sanayimizin üretim üssü olan organize sanayi bölgemizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk ve onur duyuyoruz” diyerek konuşmasına başladı. Üniversite-sanayi iş birliğinin ülkenin ekonomik kalkınması ve teknolojik ilerlemesi için hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Başkan Cenk Karace, İAOSB’nin sınır komşusu İKÇÜ ile kurulan yakın iş birliklerinden duydukları memnuniyeti paylaştı. Meslek yüksekokullarının organize sanayi bölgeleri içerisinde konumlandırılması adına İKÇÜ ile büyük bir iş birliği adımı daha atma arifesinde olduklarını paylaşan İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, “Yönetim Kurulu toplantısında bu konu gündemimizde. İnşallah büyük iş birliği içinde yer aldığımız İKÇÜ ile meslek yüksek okulu oluşturma projemizi hayata geçireceğiz. Bölgemize ve eğitim camiamıza çok önemli bir eser katacağız. Yetişen gençlerimiz buradaki 610 fabrikada veya başka yerlerdeki sanayinin hizmetine kazandıracağız. Bu adım, gençlerimizin mezun olduklarında sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücü olarak hayata atılmalarını kolaylaştıracaktır. Ayrıca, teorik eğitim ile pratik becerilerin bir arada sunulması sayesinde iş dünyasının talep ettiği yetkinliklere sahip mezunlar yetişecektir” dedi. Toplantı sonrasında Başkan Cenk Karace YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar’a İAOSB Vakfı Kadınlar Kulübü tarafından özel olarak tasarlanan el yapımı hediyeyi takdim etti. -
09.01.2025
İKÇÜ’de “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu”
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu" toplantılarının dördüncüsü İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) ev sahipliğinde yapıldı. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın başkanlığında, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya, YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, Prof. Dr. Naci Gündoğan ile Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof.Dr. Ümit Kocabıçak, rektörler, rektör yardımcıları ve üniversitelerden akademisyenler katıldı. Yükseköğretim sisteminin stratejik hedeflerini paylaşmak ve üniversitelerin görüşlerini almak amacıyla Ege ve Akdeniz bölgesindeki üniversitelerle birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren toplam 43 üniversite İKÇÜ’de bir araya geldi. Uluslararası Görünürlükte Alınması Gereken Ciddi Mesafeler Var Toplantının açış konuşmasında rektörlere seslenen YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar, erişilebilir, kaliteli, üretken, araştırmacı, yenilikçi, dijitalleşmeyi, uluslararasılaşmayı, istihdamı destekleyen kurumların yükseköğretimin geleceğini şekillendireceğini kaydetti. Küresel ve bölgesel rekabet gücünün artırılabilmesi ve sürdürebilmesi için bu başlıkların kritik önem taşıdığını vurgulayan YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar, “Yükseköğretimin sadece halihazırdaki durumunu değil yakın gelecekte alabileceği şekilleri bugünden ele almak büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Önümüzdeki yıllar, yükseköğretimde önemli fırsatların yanı sıra ciddi sınamaları da beraberinde getiren dönüştürücü bir sürecin habercisi olacaktır. Yükseköğretim Kurulumuzun eşgüdümü ve üniversitelerimizin dirayetli yaklaşımları sayesinde bugüne dek üniversite öğrencilerimizin öğrenim kalitesinden ödün vermeden, fakat yeni fırsatları da değerlendirerek bir denge bulmaya çalıştığımızı söyleyebilirim. Kapasite ile birlikte kalitenin de aynı ölçüde yükselmesine yönelik toplumda ortaya çıkan beklentinin karşılanması sadece YÖK ve YÖKAK değil bütün üniversite bileşenlerini yakından ilgilendirmektedir. Küresel ölçekte bilim ve teknoloji yarışı büyümüş, ülkeler arası rekabet artmıştır. Buna bağlı olarak küresel rekabette ön sıralara tırmanmak da zorlu bir yarış haline gelmiştir. Türk üniversitelerinin uluslararası akreditasyon standartlarını karşılamada ve küresel üniversite sıralamalarında üst sıralarda yer almada ciddi ve başarılı bir sınav verdiğini bugün uluslararası çevreler de takdir etmektedir. Bununla birlikte üniversiteler olarak mevcut durumla yetinmemiz mümkün değildir. Uluslararası görünürlük ve nispi rekabet üstünlüğü konusunda almamız gereken daha ciddi mesafeler bulunmaktadır. Bu durum, ülkemizin uluslararası öğrenci ve öğretim üyesi çekme kabiliyetini ve küresel akademik camiadaki genel itibarımızı etkilemektedir” dedi. İstihdama Duyarlı Olmayan Programların Tasfiyesi Sürecek Son yıllardaki hızlı teknolojik değişimin, otomasyon ve yapay zekaya dayalı yeni çözümlerin en fazla talep edilen kariyer programlarını şekillendirdiğini ifade eden YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar, ülkemizin dijital beceri açığının kapatılmasında önemli rol oynayacak programların açıldığını aktardı. YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar, “Bu sene 17 yeni ön lisans ve lisans programı 20 üniversitemizde 70’i aşkın sayıda açıldı. Tam doluluk oranı ile bu yıl bu programlar hizmet vermeye başladı. Bu programların sayısını, kalite standartlarını düşürmeden önümüzdeki yıllarda artırmaya devam edeceğiz. İstihdama duyarlı programlar kapsamında sağlıkta ve tarımda dijital teknolojiler ile yeşil dönüşümle ilgili insan kaynağı ihtiyacını karşılamak için yeni programlar üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca kuantum teknolojisinin kullanımıyla büyüyen tehditlere çare olması için siber güvenlik alanında ihtiyaç duyulan insan kaynağını da artırmak istiyoruz. Diğer taraftan istihdama duyarlı olmayan programların tasfiyesini de sürdüreceğimizi sizlerle paylaşmak isterim. Son dönemde açtığımız siber güvenlik MYO’ları, dijital ve yapay zekâ tabanlı programlar, hazırladığımız 'Yükseköğretimde Üretken Yapay Zekanın (ÜYZ) Kullanımına Dair Etik Rehber' bu yönde attığımız adımlardan bazılarıdır” diye konuştu. En Geniş Kapsamlı Paydaş Katılımını Sağlamayı Hedefliyoruz Dijital yetkinlik ve büyük veri, uluslararası tanınırlık ve saygınlık, girişimcilik ve yenilik, performans ve kalite güvencesi, gibi konulara odaklanılarak bir yol haritası çıkarılmasına imkân sağlayacak toplantılara ilk kez KKTC üniversitelerinin dahil edildiğini ifade eden YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar, Türk yükseköğretim sisteminin uluslararası arenada rekabet gücünü artırmak için ortak akılla hareket edildiğini vurguladı. Prof. Dr. Özvar, “Türkiye'de yükseköğretimin önümüzdeki yıllarda karşı karşıya kalabileceği sınamaları başarıyla verebilmek ve üniversitelerimizin geleceğini güçlendirmek amacıyla, bütün taraflar olarak dijital yetkinlik ve büyük veri, uluslararası tanınırlık ve saygınlık, girişimcilik ve yenilik, performans ve kalite güvencesi, gibi konulara odaklanarak çeşitli önlemler almalıyız. İşte bu konularda üniversitelerimiz ile birlikte çalışmak ve bir yol haritası çıkarmak üzere bir araya geliyoruz. Yükseköğretim Kurulu olarak politikalarımıza ilişkin karar alma ve uygulama süreçlerinde mümkün olan en geniş kapsamlı paydaş katılımını sağlamayı hedefliyoruz. Belirlenen stratejik hedeflerin başarıyla hayata geçirilmesi için birlikte hareket etmenin hayati önemde olduğunu düşünüyoruz. Herkesin açık, samimi ve yapıcı bir ortamda Türk yükseköğretiminin hedef ve stratejilerine dair söz söylemesi, görüşlerini ortaya koyması bizlere yeni bakış açıları kazandıracak ve ortak aklın işletilmesine zemin hazırlayacaktır. Buradaki toplantıyı diğerlerinden farklı kılan KKTC’deki 13 üniversitenin de burada yer almasıdır. Bu üniversitelerin de bahsi geçen başlıklarda kendilerini geliştirmelerini ve her anlamda kalite standartlarını yükseltmelerini arzu ediyoruz. Bu anlayışla, Yükseköğretim Kurulu olarak sahip olduğumuz deneyim ve kapasiteyle kendilerine bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek vermeye devam edeceğiz” dedi. Başarı, Hepimizin Ülkemize ve Milletimize Karşı Sorumluluğudur Geleceğe ilişkin yol haritasının ana hatlarını oluşturacak başlıklara da değinen YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar, "Tüm paydaşlar olarak; dünyada rekabet gücü ve görünürlüğü yüksek, yeniliğe açık, kaliteli, istihdamı destekleyen, erişilebilir, kapsayıcı, dijitalleşmeyi ve uluslararasılaşmayı başarmış bir yükseköğretim sistemini hayata geçirmek hepimizin ülkemize ve milletimize karşı sorumluluğumuzdur. Bunları gerçekleştirmek için birlikte ve daha çok çalışmaya devam edeceğiz. Dördüncüsünü İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde gerçekleştirdiğimiz “2030’a Doğru Türkiye’de Yükseköğretim Toplantılarımızın” hayırlı olması temennimi ifade eder, bütün katılımcıları muhabbetle selamlarım” şeklinde konuştu. Toplantı, Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyesi Prof.Dr.Naci Gündoğan’ın “Yükseköğretim Kurulu Vizyonu ve Yapılan Çalışmalar” , Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof.Dr. Ümit Kocabıçak’ın “Kalite Odaklı Süreç Yönetimi ve Liderlik”, Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Mustafa Verşan Kök’ün “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite”, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Lütfiye Durak Ata’nın “Üniversitede Dijital Dönüşüm ve Veriye Dayalı Yönetim” , Gebze Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Elif Damla Arısan’ın “Üniversitenin Ulusal ve Uluslararası İtibarı ve Görünürlüğü” başlıklı sunumları ile devam etti. YÖK üyeleri, 43 üniversiteden gelen rektör, rektör yardımcıları ile yapılan değerlendirmelerin ardından Rektör Prof. Dr. Saffet Köse İKÇÜ’yü teşrifleri sebebiyle YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar’a kurumsal hediye takdiminde bulundu. Toplantı, YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar’ın kapanıştaki değerlendirme konuşmasıyla son buldu. -
09.01.2025
Yılın İlk Senato Toplantısına YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar Başkanlık Yaptı
“2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonuna Dair Üniversiteler ile Bölgesel Toplantılar” serisinin dördüncüsü Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın başkanlığında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ev sahipliğinde başladı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, program öncesi Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’yi makamında ziyaret etti ve sonra YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, Prof. Dr. Naci Gündoğan, Prof. Dr. Hüseyin Karaman ile İKÇÜ'nün 2025 yılı ilk Senato Toplantısına katıldı. Üniversitelerimizin Sorunlarını Yerinde Tespit Ediyoruz Senato toplantısı öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türk Yükseköğretim Vizyonuna Dair Üniversiteler ile yapılan bölgesel toplantılarla ilgili bilgi verdi. Başkan Prof. Dr. Özvar, “Bugüne kadar Ankara, Diyarbakır ve Niğde’de üniversitelerimizin katılımlarıyla üç ayrı '2030 Vizyon Toplantısı' gerçekleştirdik. Dördüncü buluşmamızı Ege ve Akdeniz bölgesindeki üniversitelerimizle birlikte İzmir’de yapıyoruz. Bu toplantımıza Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren 13 üniversiteyi de önümüzdeki döneme ilişkin Kurulumuzun faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olmalarının yararlı olacağı düşüncesiyle davet ettik. Bu vesileyle her zaman yaptığımız gibi üniversitelerimizi mutlaka ziyaret ediyoruz ve üniversitelerimizin senato üyeleriyle yüz yüze toplantı yapmayı tercih ediyoruz. Mümkün olduğu ölçüde öğrencilerimizle akademik ve idari personelimizle bir araya gelmek suretiyle üniversitelerimizin meselelerini yerinde tespit etme ve bunlar üzerinde konuşma fırsatı buluyoruz. Bugün de İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin değerli senato üyeleriyle bir araya geldik. Toplantımızın en iyi şekilde yapılması için yoğun gayret harcayan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitemizin kıymetli rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’ye samimi ev sahipliği için teşekkür ederim” diye konuştu. Kapasiteyle Beraber Kaliteyi de Arttırmalıyız Üniversitelerin beşeri sermayeyi geliştirmesinin yanında bilim ve teknoloji alanında yaptığı çalışmalarla da ülke ekonomisine sunduğu katkılara dikkat çeken YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, “Bugün üniversitelerimiz Türkiye'deki iktisadi gelişmenin en önemli aktörlerinden biridir. İnanıyoruz ki önümüzdeki yıllarda bütün dünyada meydana gelen değişimlere uygun olarak Türkiye'de de üniversitelerimiz ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli, beşeri sermaye ihtiyacını çok daha üst düzeylerde karşılayacaktır. Türkiye'deki üniversitelerimiz sadece ülkenin ekonomik kalkınmasına, insanımızın gelişmesine değil, ülkemizin üniversitelerine teveccüh eden uluslararası öğrencilerin gelişmesine de hep beraber önemli katkılar sağlamakta. Çok sayıda uluslararası öğrencinin gelişmesine, yetiştirilmesine emek harcamaktadır. Ülkemizin etrafında komşularımızın öğrencilerine değil bütün dünya uluslarının öğrencilerine hizmet vermektedir. Bugün itibariyle üniversitelerimiz arzu edilen kapasiteye erişmiştir. Bundan sonra yapmaya çalıştığımız ve ulaşmak istediğimiz; çok daha kaliteli kurumlar haline gelmektir. İnşallah kapasiteyle beraber kalitemizi de artırmak suretiyle ülkemizin ve bölgemizin ihtiyaç duyduğu insanların yetiştirilmesine, araştırma gelişime faaliyetlerinde daha ileri gitme noktasında elimizden gelen her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Suriye’deki Üniversitelerin Gelişmesine Destek Vereceğiz Türkiye’nin yükseköğretim tecrübesini Suriye ile paylaşmaya hazır olduğunu belirten YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, “Bu konuda mevkidaşlarımızla temaslarımız devam ediyor” dedi. Suriye’de halkın teveccüh edeceği bir demokratik düzenin inşa edilmesini temenni ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Özvar, şunları kaydetti: “Suriye’de eski rejimden kaynaklanan yükseköğretime ilişkin muhtelif sıkıntılar yaşanmıştı. Yükseköğretim Kurulu ve üniversiteler olarak komşu, dost Suriyeli kardeşlerimizle bu konuda birlikte çalışacağız. Mevkidaşlarımızla yapacağımız karşılıklı istişareler neticesinde Yükseköğretim Kurulu, Türkiye’nin yükseköğretim tecrübesini Suriyeli kardeşlerimizle paylaşmaya hazırdır. Bu konuda temaslarımız devam etmektedir. İnşallah orada da üniversitelerin kalkınmasına, gelişmesine Türkiye olarak destek vereceğiz. Bu konuda meslektaşlarımızla temas halindeyiz. Yükseköğretim alanında diğer bütün ülkelere nasıl barış, dostluk ve kardeşlik çerçevesinde destek veriyorsak, Suriye’deki kardeşlerimize de her türlü desteği vereceğiz.” Öğrenmeye Olan Tutkuyu Rehber Edinmiş Bir İKÇÜ 2025 yılının ilk senato toplantısını YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’ın teşrif etmesinden duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ hakkında kısa bir sunum yaptı. Çok yönlülüğü ve öğrenmeye olan tutkuyu rehber edinmiş bir İKÇÜ olarak ülkenin bilgi ve teknoloji üreten öncü kurumlarından biri olmayı hedeflediklerini kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Sağlık, mühendislik, sosyal bilimler ve doğa bilimleri gibi çeşitli alanlarda akademik alanda yetkin bir kadro kurduk ve her geçen gün gelişmeye ve geliştirmeye devam etmekteyiz. Bilimsel araştırmalarla akademik dünyaya yön ve ilham veren ekol bir üniversite olma hedefimize emin adımlarla yürümeye gayret ediyoruz. 2024 verilerine göre üniversitemiz araştırmacıları ve akademisyenleri 7123 Web of Science, 856 SCOPUS, 278 TR Dizin yayın ile bu hedefimize katkıda bulunmuşlardır. Temel değerlerimizle donatılmış bireyler yetiştirmek, üretilen değerleri ekonomik çevreye ve bilgi birikimini toplumun hizmetine sunmak amacıyla yoğun biçimde çalışmalar yapmaktayız. Bu yolculuğumuzda her zaman yakın destekleriniz için zat-ı alilerinize en kalbi şükranlarımı sunuyor, üniversitemizi şereflendirdiğiniz için teşekkür ediyorum” dedi. Öğrenciler Karşıladı Rektör Prof. Dr. Köse’nin eşlik ettiği YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’ı öğrenciler girişte çiçeklerle karşıladı. Rektörlük makamında bir süre Prof. Dr. Köse ile sohbet eden YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, İKÇÜ’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. Rektör Prof. Dr. Köse de “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak ağırlamaktan büyük bir onur duyduğumuz Sayın Başkanımıza saygı ve şükranlarımı sunuyorum” şeklinde memnuniyetini ifade etti. Basın açıklamalarının ardından İKÇÜ Senato Toplantısı basına kapalı olarak devam etti. -
26.12.2024
Öğrenci Topluluklarımızın Aktif Olması Şart
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık ve Kültür Daire Başkanlığı 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı Öğrenci Toplulukları Toplantısı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun başkanlığında yapıldı. Engelsiz Üniversite Koordinatörü ve Sosyal Sorumluluk Projeleri Sorumlusu Doç. Dr. Melike Tekindal, Genel Sekreter Nuretdin Memur, Sağlık Kültür ve Spor (SKS) Daire Başkanı Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru, SKS Kültür Birimi Sorumlusu Tuğçe Yılmaz’ın da hazır bulunduğu toplantıda Prof. Dr. Bulduklu, öğrenci toplulukları danışmanları ve temsilcileri ile görüşerek faaliyetlerini içeren sunumlarını izledi. Öğrenme Sadece Sınıfta Kalmaz Topluluk faaliyetleri içinde yer almanın kıymetli olduğunu aktaran Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, yönetim olarak tek isteklerinin toplulukların üniversite mevzuatına uygun şekilde aktif tutulmaları olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Bulduklu, "Öğrenme sadece sınıfta kalmaz, kalmamalı da. Topluluklar, hedef belirleme, plan yapma, plana uyma, sorumluluk alma, organize şekilde hareket etme ve problemlere pratik çözümler üretme gibi hem öğrencilik hayatınıza hem de gelecekteki mesleklerinize katkı sunacak alışkanlıklar kazandırmaya vesile oluyor. Topluluklar sayesinde sektörünüzdeki işletmeleri yakından tanırken, alanının profesyonellerini de konferanslar düzenleyerek ağırlama şansını elde ediyorsunuz. Topluluklarımız ayrıca üst sınıflardan tecrübe edinme, alt sınıflardaki arkadaşlarınıza tecrübe aktarma, güzel dostluklar kurma platformlarıdır. Bu platformlardan azami ölçüde faydalanın” dedi. Topluluklarımız Aktif Olmalı Topluluk üyelerinden beklentilerinin faaliyetlerini UBYS sistemi üzerinden yürütmek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bulduklu, yapılması planlanan etkinliklerin belirtilen süreç içinde sisteme girilmediği takdirde resmi olarak ele alınamadığını vurguladı. Sistemsel veri girişi noktasında akademik danışmanlara ve topluluk yöneticilerine çok büyük görev düştüğünü kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, ”Etkinlik girişi yapmazsanız faaliyeti yapamamış, dolayısıyla SKS’den destek beklediğiniz alanlardan faydalanamamış oluyorsunuz. Biz SKS bünyesindeki tüm topluluklarımızın etkinliklerini UBYS üzerinden yakından takip ediyoruz. Bu sayede lokasyon, ulaşım, misafir ağırlama, teknik destek gibi birçok alanda faaliyetlerin içerisinde yer alıyoruz. Elimizden geldiğince tüm personelimizce seferber olduğumuz faaliyetlerinizin öncesini ve sonrasını, tarihi geçen, kapatılmayan etkinliklerinizi lütfen UBYS üzerinden takip edin. Topluluklarımızın aktif olarak kalabilmesi için faaliyetlerinizi resmileştirin, bayrağı teslim edeceğiniz öğrenci arkadaşlarınıza da kolaylık sağlayın” diye konuştu. Toplantıda açılması planlanan toplulukların başvuruları ile aktif olmayan toplulukların durumları incelendi. Ayrıca 55 topluluğun yer aldığı SKS bünyesine 10 yeni topluluğun daha katılması kararlaştırıldı. -
23.12.2024
Denizcilik Sektörü İçin Çalışmaya Devam
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran’ı ziyaret etti. Üniversite ile denizcilik sektörü arasında iş birliğini artırmayı hedefleyen görüşmeye, İKÇÜ Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli ve Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Önal da katıldı. Denizcilik sektörünün ihtiyaçlarına yönelik akademik ve uygulamalı çözümlerin ele alındığı görüşmede Rektör Köse, fakülteye katkıları için Başkan Kıran'a özel teşekkür etti. Sürdürülebilir Adımlar Atmaya Çalışıyoruz Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İKÇÜ’nün akademi ile sektörü birleştirmeyi misyon edindiğini söyledi. Bu misyonun önemli ayaklarından birinin denizcilik sektörü olduğunun altını çizen Rektör Köse: "Denizcilik sektörü, ülkemizin ekonomik büyümesinde çok önemli bir yere sahip. Artık gemi ithal eden bir devletten önce inşa eden şimdi de ihraç eden bir ülke haline geldik. Gemi inşası ve denizcilik sadece ekonomik anlamda değil stratejik açıdan da önemli bir sektör. Biz de bu sektörün hedeflerine ulaşmasında sorumluluk alma arzusu duyan bir yükseköğretim kurumuyuz. Özellikle araştırma kapasitemizi artırmak ve sektörel ihtiyaçlara yanıt verir hale gelmek için çalışıyoruz. Amacımız gündelik değil uzun vadeli adımlar atarak sürdürülebilir bir yapı oluşturmak. Bunun için önemli adımlar gayreti gösteriyoruz. Bu adımları atarken de önemli paydaşımız, bize güç veren bir çözüm ortağımız var. Bu anlamda hem üniversitemize hem de ülkemize yaptıkları çok kıymetli katkılar için İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanımıza çok teşekkür ediyorum. İş birliğimizi daha ileriye taşımak adına bize düşen her adımı atmaya devam edeceğiz” dedi. Ülkemizin Denizcilik Vizyonunun Genişlemesine Katkı Sunmaya Devam Edeceğiz Başkan Tamer Kıran ise, denizcilik sektörünün gelişiminde akademik iş birliklerinin önemine değindi. Türk denizcilik sektörünün küresel pazarda güçlü bir aktör olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini belirten Başkan Kıran," Gelinen nokta memnuniyet verici olsa da daha büyük hedefler ve başarının sürdürülebilirliği için çok çalışmamız lazım. Tek başımıza çaba gösterme yanında birlikte güçlerimiz birleştirmek yoluyla stratejik adımlar atılması gerekiyor. Bu noktada, üniversitelerle kurulan iş birlikleri hem nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi hem de sektörel yeniliklerin hayata geçirilmesi açısından büyük bir öneme sahip. Üniversitelerin bilimsel bilgi birikimini ve araştırma gücünü sektörümüzle entegre ederek daha büyük başarılar elde edebiliriz.Sürdürülebilirlikte Ar-Ge ve teknolojik inovasyon çalışmaları büyük öneme sahip ve biz de bu alana daha fazla kaynak ayıracağız. İKÇÜ ve diğer üniversitelerimizle iş birliği içinde ülkemizin denizcilik vizyonunun genişlemesine katkı sunmaya devam edeceğiz. Teknolojik yenilikler yanında çevre dostu çözümlerle de sektörümüzün yanında olmayı sürdüreceğiz" diye konuştu. -
18.12.2024
İKÇÜ’den Engelsiz Eğitim Çağrısı
“3 Aralık Dünya Engelliler Günü” etkinlikleri çerçevesinde İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü ortaklığında bir konferans düzenlendi. Engelsiz Üniversite Koordinatörü Doç. Dr. Melike Tekindal’ın ev sahipliğinde, engellilik odağında üniversite öğrencilerine yönelik hizmet ve uygulamalar ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı uygulamalarının ele alındığı konferansı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü Engelli Hizmetleri Şubesinden Uzm. Psikolog Hale Taşer, bakanlık temsilcileri, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci takip etti. Birbirimizden Farkımız Yok Konferansın başında Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğüne yönelik her katkıyı yönetim olarak öncelediklerinin altını çizen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, öğrenci ve personelinin önünü açan çalışmalara odaklandıklarını ifade etti. Prof. Dr. Akbaş, “Koordinatörlüğümüz ve SKS Daire Başkanlığımızla öğrencilerimizin eğitim faaliyetlerinin yanında sosyal, kişisel ve mesleki gelişimlerini destekleyen kampüsteki tüm olanaklara erişimlerini sağlamak için koordineli olarak çalışmalar planlıyoruz. Bu konuda öğrencilerimizden aldığımız geri dönüşlerin de ışığında çözümler üretmeye özen gösteriyoruz. Unutmamak gerekiyor ki aslında hiçbirimiz bir saniye sonra ne olacağımızdan emin değiliz. Hepimiz bu noktada birer engelli adayıyız. İnsan olarak hepimiz biriz, sahip olduğumuz özellikler ile eşitiz. Birbirimizden farkımız yok. Engelli olan, engelli olmayan şeklinde bir ayrım söz konusu değil” dedi. Üzerimize Düşenin En İyisini Yapmaya Çalışıyoruz Ulusal ve uluslararası engelli politikaları bakımından sağlık, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda iyileştirilmelerinin sağlanması açısından önemli mesafeler alındığını ifade eden Prof. Dr. Akbaş, toplumsal farkındalık seviyesinin arttırılması açısından alınacak daha çok yol olduğunu söyledi. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akbaş, “Engellilerin toplumla bütünleşme talepleri toplumun diğer kesimleri tarafından görünür hale gelse de farkındalık seviyesinin artırılması, engelli bireylere doğru bir bakış açısı ve algı geliştirebilmesi için elimizden gelenin daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Biz de kurum olarak üzerimize düşenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bu sebeple çalışmalarımızı her zaman destekleyen, önümüzü açan çözümler sunan Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Köse’ye, Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğüne, bölümlerimizdeki engelsiz üniversite temsilcilerimize, çalışmalarımıza katkı sunan tüm öğrenci ve personelimize şükranlarımı sunmak istiyorum” diye konuştu. Tüm Çabamız Engelsiz Bir Eğitim Öğretim Ortamı Sağlamak Programda, “Özel Gereksinimli Öğrencilere Yönelik Uygulama ve Hizmetler” başlığıyla katılımcıları bilgilendiren Engelsiz Üniversite Koordinatörü Doç. Dr. Melike Tekindal, özel gereksinimli bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmanın ve fırsat eşitliği sunmanın sadece bireysel bir sorumluluk değil, aynı zamanda toplumsal bir görev olduğunu aktardı. Dünyanın her yerinde eğitime, bilgiye, kültür, sanat, spor etkinliklerine ve farklı alanda sunulan diğer hizmetlere her bireyin eşit, erişilebilir ve engelsiz ulaşabildiği yaşam alanları oluşturmanın toplumsal bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Koordinatör Doç. Dr. Tekindal, “Bu anlamlı gün, sadece bir farkındalık günü değil; aynı zamanda engellilik konusunda toplumda daha kapsayıcı bir anlayış oluşturmak ve herkes için eşit İKÇÜ Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü olarak, her bireyin ihtiyaçlarını gözeten, erişilebilir ve kapsayıcı bir eğitim ortamı sunmayı görev edindik. Özel gereksinimli öğrencilerimize engelsiz bir eğitim öğretim ortamı sağlamak, sosyal ve kültürel faaliyetlere daha fazla katılımlarını sağlamak için teşvik edici çalışmalar ve projeler geliştiriyoruz. Bugünkü etkinliğimizde, üniversitemizde engellilik odağında yürütülen çalışmaları, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının uygulamalarını ve üniversitemizin bu alandaki projelerini paylaşacağız. Amacımız, bu önemli konuya dair farkındalığı artırmak ve üniversite yaşamını daha erişilebilir hale getirecek çözümleri tartışmaktır” dedi. Engelsiz Üniversite Koordinatörü Doç. Dr. Melike Tekindal’ın sunumunun ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü Engelli Hizmetleri Şubesinden Uzm. Psikolog Hale Taşer tarafından “Üniversite Öğrencilerine Yönelik Hizmet ve Uygulamaları ile Özel Gereksinimli üniversite Öğrencilerine Yönelik Hizmet ve Uygulamaları”, SKS Daire Başkanlığı Şube Müdürü Burak Çankal tarafından “Üniversitede Tüm Öğrencilere ve Özel Gereksinimli Öğrencilere Yönelik SKS Uygulama ve Hizmetleri ”, Engelsiz Üniversite Öğrenci Komisyonu Başkanı Eda Korkmaz tarafından “Öğrenci Deneyimleri ” başlıklarında katılımcılar bilgilendirildi. Sunumlarda özel gereksinimli bireylerin sosyal hayata katılımlarında karşılaştıkları zorluklar ile konuya ilişkin yapılan düzenlemeler ele alındı. İKÇÜ özelinde yapılan çalışmalar anlatıldı. -
18.12.2024
AYM’nin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkisi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Hukuk Fakültesi, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ortak projesi kapsamında düzenlenen “Anayasa Mahkemesinin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Şekilde Uygulanmasının Desteklenmesi” başlıklı panele ev sahipliği yaptı. Anayasa Mahkemesi Bölümler Başraportörü Doç. Dr. Akif Yıldırım ile İKÇÜ Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Gülden Çınarlı Özbilenler’in konuşmacı olarak yer aldığı, moderatörlüğünü Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır’ın üstlendiği paneli; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Özge Karaege ile Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, akademisyenler ve öğrenciler takip etti. Programı sebebiyle Ankara'da bulunan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin selamlarını ve başarı dileklerini ileten Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş programın açış konuşmasında bireysel başvuru mekanizmasının hukuk devleti ilkesinin güçlendirilmesinde üstlendiği role dikkat dikkat çekti. Toplumsal Farkındalık Yaratan Bir Dinamik Hukuk devleti ilkesinin güçlendirilmesinde ve anayasal değerlerin hayata geçirilmesinde önemli bir yere sahip olan bir konunun İKÇÜ’de işlenmesinden duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akbaş, “2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile hukuk sistemimize dahil edilen bireysel başvuru mekanizması, Türkiye'de anayasal adaletin genişletilmesi açısından dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Bu mekanizma, sadece hak arama yollarını güçlendirmekle kalmamış; aynı zamanda yargı sistemimizin daha âdil, erişilebilir ve insan haklarına daha duyarlı bir yapıya dönüşmesine de katkı sağladı. Bireysel başvuru, yalnızca bireylerin haklarını savunmak için bir araç değil aynı zamanda yargının işleyişini iyileştiren, kamu politikalarının şekillendiren ve toplumsal farkındalık yaratan bir dinamiğe dönüşmüş görünüyor. Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlar sadece başvuranların haklarını korumakla kalmayıp aynı zamanda hukuk sistemimizde ışık tutan ve toplumu ileri taşıyan bir etki de sahip. Bu konuda aydınlatıcı bilgilerin paylaşılacağından ve tartışma ortamının doğacağından şüphem yok. Başraportör Doç. Dr. Akif Yıldırım Beyefendiye, kıymetli desteklerini esirgemeyen anayasa mahkememize, bu değerli bilimsel etkinliği düzenleyen hukuk fakültemize ve katkı sunan tüm akademisyenlerimize teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Verimli ve ufuk açıcı bir panel diliyorum” dedi. Yürütmeye, Yargıya ve Yasamaya Yol Gösterici Bir Rol Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır da bireysel başvuru hakkının uygulamaya girdiği 2012 yılından bu yana Anayasa Mahkemesinin gerçekleştiği dönüşüm ve gelişime dikkat çekti. Uluslararası hukukçular olarak bireysel başvuru hakkının üstünde önemle durduklarını kaydeden Dekan Prof. Dr. Batır, “2012 yılından bu yana Anayasa Mahkemesinin gerçekleştirdiği dönüşüm ve bu kadar yoğun bir biçimde dosyaları ele alışı ve kararlar verişi süreci oldukça hızlandırdı. Tabii şunu lütfen yanlış değerlendirmemek lazım. Şimdi Anayasa Mahkemesinin verdiği yüzlerce, binlerce karar arasında tabii ki birkaç tane çok medyatik olan kamuoyunun gündem oluşturan kararlar oluyor. Bunların uygulanmasıyla ilişkin meseleler oluyor. Ancak önemli olan biz hukukçular açısından resmin bütününü görebilmek. Buradaki dönüşümün, Anayasa Mahkemesinin bir haklar mahkemesi haline gelişi ve bu süreçte nasıl yürütmeye, yargıya ve yasamaya yol gösterici bir rolü üstlendiğini ve bunu yaparken de geçmişteki somut norm denetiminde elde edilenlerin çok ötesinde yeni bir ufuk açıcı gelişim olduğunu gözden kaçırmamak lazım” şeklinde konuştu. Anayasa Mahkemesinin Paradigmasını Değiştirdi Anayasa Mahkemesinin 150'ye yakın raportörü olan, iki daire halinde 300'e yakın personeli olan her hafta en az üç gün gündem yapan dinamik yapısına dikkat çeken Başraportör Doç. Dr. Akif Yıldırım, 23 Eylül 2012’de bireysel başvurunun uygulamaya geçirilmesiyle yaşanan dönüşüme dikkat çekti. Doç. Dr. Yıldırım, “Anayasa Mahkemesi bizatihi kendisini dönüştürdü. Çünkü yapısı işleyişi tamamen değişti. Devasa bir iş yüküyle Avrupa Konseyine üye olan 46 ülkenin Avrupa insan hakları mahkemesine götürdüğü başvuruların iki katından daha fazla başvuruyu ele alan mahkemeye dönüşmüştür. Bireysel başvuru en başta Anayasa Mahkemesinin kendi paradigmasını, kendi hukuk anlayışını değiştirdi. Sadece yapısı işleyişi yönünden değil dönüştürücü bir rol de üstlendi. Dosya geldiğinde dosyayı hak temelli olarak incelemeniz gerekiyor. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri süren bir başvurucunun hakkının ihlal edilip edilmediğini anlayabilmeniz hak temelli, hak eksenli bir inceleme yöntemi içeren 36. maddenin kapsam ve içeriği ile bir kavramsallaştırma gelişti. Sonuç olarak bireysel başvuru en başta Anayasa Mahkemesinin kendi paradigmasını kendi hukuk anlayışını değiştirdi” dedi. İKÇÜ Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Gülden Çınarlı Özbilenler de bireysel başvurunun dönüştürücü etkisi üzerinde durdu. Sunumunda başvuru dava örnekleriyle açıklamalarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Özbilenler, “Bireysel başvurunun esas itibariyle dönüştürücü etkisini görebildiğimiz kısmı, objektif etkisi dediğimiz yani sadece başvurucuya yönelik bir hak ihlali giderimi değil de esas itibariyle sistemsel olarak bir değişimi harekete geçirme ve toplumun tüm kesimlerinde hak ve özgürlüklerin daha sağlam şekilde tesis edilmesine anayasal hakların hayata geçirilmesine hizmet etmesi bağlamında önem arz ediyor. Bu bağlamda da bizlere hak ve özgürlük bağlamında anlamında bir güvence, kazanım elde etme imkânı sağlıyor” ifadelerini kullandı. -
06.12.2024
İKÇÜ- Çiğli Belediyesi Güç Birliği
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve Çiğli Belediyesi arasında iş birliği protokolü yapıldı. İKÇÜ Rektörlüğünde imzalanan protokol metnine; Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ve Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız imza attı. Üniversite-Belediye iş birliği kültürüne katkı sağlayacak ortak çalışmalara imkân veren iş birliği protokolüne ilişkin açıklamalarda bulunan Rektör Prof. Dr. Köse ve Başkan Yıldız karşılıklı memnuniyetlerini paylaştı. Her Türlü İş Birliğinde Belediyemizin Yanındayız Topluma yönelik hizmet anlayışını güçlendirmek için yerel yönetimlerle yakın diyalog halinde olduklarını söyleyen Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ’nün bu hedef doğrultusunda sağlam adımlar attığına dikkat çekti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Üniversiteleri sadece eğitim öğretim ve araştırma işlevi olan kurumsal yapılar olarak değil aynı zamanda toplumun gelişimine yön veren kurumlar olarak görmek gerekir. Ayrıca kuruldukları kente ışık olan, yaşam düzeyini yükseltici, şehrin sosyo-ekonomik gelişmesine yeni fikirler üreterek çözüm önerilerini de içinde barındıran bilim ve ilim yuvalarıdır. Bizler en büyük paydaşımız olan öğrencilerimizden de aldığımız güçle bu misyonumuzu başarıyla yerine getirdiğimiz inancındayım. Yerel yönetimlerle kurduğumuz yakın bağ da bunun göstergesidir. Yerel yönetimlerle iş birliğini çok önemsiyoruz. Bugün de bunun bir adımını daha atmış olduk. Bilgi ve birikimimizi topluma transfer edecek, kentle bütünleştirecek her iş birliğinde varız.” dedi. Böyle Güzide Bir Üniversitenin Çiğli’de Olması Bizleri Çok Mutlu Ediyor İKÇÜ ile ortak adımları içeren iş birliği içinde olmaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan ve Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız protokolün her anlamıyla çok kıymetli olduğunu belirtti. “İlçemizde böyle güzide bir üniversitenin var olması bizleri çok mutlu ediyor” diyerek üniversite ile belediye arasında her türlü bilimsel, teknolojik, spor, sosyal ve kültürel iş birliğinin geliştirilmesine imkân sağlayan protokole ilişkin konuşan Başkan Yıldız, “Ben de sayın Rektör hocamın eşliğinde İKÇÜ’de bulunduğum için son derece mutluyum. Yaklaşık 20 bin öğrencimiz burada öğretim görüyor. Bizim kentimiz için çok büyük bir gelişme gösteriyor. Öncelikle ilçemizde böyle güzide bir üniversitenin var olması bizleri çok mutlu ediyor. Hem Çiğli'de hem de Çiğli dışında yaşayan insanların yapmış olduğumuz iş birliğinden kaynaklı sağlayacağı tüm faydalar şimdiden kentimizde hayırlısı olsun. Üniversitelerle ortak akılla çalışmak bizler için çok deneyimli bir iş, çok kıymetli bir iş. Ben tekrar hocam bizi burada ağırladığı için böyle bir iş birliğini, böyle bir protokolü beraber hayata geçireceğimiz için tüm Çiğli adına kendisine çok teşekkür ediyorum ve tekrar hayırlı uğurlu olsun diliyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından imzalan protokol ile ulusal ve uluslararası iş birlikleri geliştirilerek, Ar-Ge ve yenilik kaynaklı ekonomik kazanımların arttırılması için ortak çalışmalar yürütülecek ve kentin ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik stratejik planlama çalışmalarında bulunulacak. Üniversite öğrencilerinin görmüş oldukları teorik öğretimi belediyenin faaliyet gösterdiği alanlarda uygulamalı olarak deneyimleme fırsatı da sunacak protokolün, TÜBİTAK, Kalkınma Ajansı, Bakanlıklar dâhil olmak üzere ulusal ve uluslararası hibe projelerinin hazırlanması, ortak projelerin yürütülmesi ve araştırma raporlarının hazırlanması, çalışanlara yönelik kurumsal eğitimlerin organize edilmesi, İKÇÜ Sürekli Eğitim Merkezi desteğiyle kentte yaşayan insanların ihtiyaçları doğrultusunda eğitimler ve kurslar planlanması gibi başlıkları hayata geçirmesi bekleniyor. -
28.11.2024
BMC ile Otomotiv Sektörüne Nitelikli İş Gücü Protokolü
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve BMC Otomotiv arasında iş birliği anlaşması imzalandı. İmza töreni, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Lütfi Balık’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Üniversite- sanayi iş birliği doğrultusunda imzalanan protokol ile başta AR-GE çalışmaları olmak üzere oluşturulacak genç yetenek programları ile öğrencilere staj ve kariyer fırsatları, karşılıklı teknik geziler, seminer, konferans gibi faaliyetlerle sektörel bilgi paylaşımı hedefleniyor. Protokolle ilgili değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Köse, Türkiye’nin ön gelen ticari ve askeri araç üreticilerinden BMC ile genç istihdama büyük katkı sağlayacak bir protokole imza atmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. İKÇÜ İstihdam Odaklı Projelerin İçinde Üniversite olarak akademide üretilen bilgi ve becerileri sektöre kazandıran iş birliklerine büyük önem verdiklerini belirten Prof. Dr. Köse, “Hızlı bir teknolojik dönüşümün yaşandığı küresel sanayide, sektörün nitelikli insan kaynağına ihtiyacı daha çok artmıştır. Üniversite olarak yerli ve özgün, teknoloji geliştiren, teknoloji üreten ülkemize katkı sağlamak için, öğrencilerimizin başarısını önceleyen bir yaklaşımla istihdam odaklı projelerin içinde yer alıyoruz. Sektör temsilcileri ile sürekli temas halindeyiz. Ülkemizin öncelikli sektörlerinin geleceğine katkı sunacak önemli iş birliklerini hayata geçirmeye devam ediyoruz. AR-GE çalışmalarına sektör temsilcilerinin katılımını ve katkısını önemsiyoruz. BMC iş birliği de bu kapsamda oldukça önemli. Bu imza ile öğrencilerimiz, eğitim süreçleri boyunca iş dünyasını daha yakından tanıyacaklar, bir sonraki aşamada da istihdamda aktif şekilde yer alacaklar. Diğer taraftan da nitelikli akademisyenlerimizle BMC’nin ilgili alanlardaki sorunlarının çözümüne veya sanayiye yeni bir malzeme, ürün, üretim yöntemi gibi çıktıların kazandırılmasına yönelik ortak projeler yaparak yeni platformlar oluşturulacaktır. Ülkemiz ekonomisinin lokomotifi sanayi sektörünün, öncü kurumlarından biri olan BMC ile imzaladığımız bu protokolün üniversitemize, bölgemize ve sektöre hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum” dedi. Üniversite-Sanayi İş Birliği Kültürüne Örnek BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Lütfi Balık ise nitelikli bilgiye dayanan, katma değerli üretimi arttıran AR-GE çalışmalarına verdikleri desteğin altını çizerek; sanayide ihtiyaç duyulan yüksek nitelikli insan kaynağının akademi ile yapılan iş birliklerinden geçtiğini söyledi. İKÇÜ ile üniversite-sanayi iş birliği kültürüne örnek teşkil eden bir protokolde yer almaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan Genel Müdür Lütfi Balık, “BMC ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi arasında imzalanan iş birliği anlaşmasıyla genç yeteneklerin gelişimine destek olmayı, eğitim ve AR-GE alanlarında önemli projelere imza atmayı hedefliyoruz. Bu iş birliğiyle Genç Yetenek Programları ile öğrencilere staj ve kariyer fırsatları, teknik geziler ve BMC yetkililerinin konuk eğitmen ve konuşmacı olacağı sektörel eğitimler aracılığıyla bilgi paylaşımı, üniversite – sanayi iş birliği çerçevesinde de AR-GE çalışmaları ve ortak projeler gibi pek çok alanda birlikte çalışacağız. Bu adımın gençlerimizin kariyer yolculuğuna ışık tutacağına ve üniversite-sanayi iş birliğini daha da güçlendireceğine inanıyor, her iki taraf için de hayırlı olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın, BMC Otomotiv Yetenek Yönetimi ve Gelişim Müdürü Ersin Canan’ın hazır bulunduğu törende, karşılıklı görüş alışverişinin ardından Rektör Prof. Dr. Köse ve BMC Otomotiv Genel Müdürü Balık tarafından protokole imza atıldı. -
27.11.2024
Rektör Köse'ye 24 Kasım Sürprizi
Çelebi Anaokulu ve Gündüz Bakımevinin minik öğrencileri, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye 24 Kasım Öğretmenler Günü sürprizi yaptı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal Tesisler İktisadi İşletme Müdürlüğüne bağlı faaliyet gösteren kreşin sevimli sakinleri, Rektör Prof. Dr. Köse’nin Öğretmenler Günü’nü kutlayarak özel olarak hazırladıkları hediyelerini sundu. Sosyal Tesisler İktisadi İşletmesi Müdürü Ömer Coşgun, Çelebi Anaokulu ve Gündüz Bakımevi Birim Sorumlusu Semra Gümüş, eğitmenleri Zehra Kaya, Fatma Koçak’ın refakatindeki miniklerin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Prof. Dr. Köse, “Yavrularımızın yüzlerindeki neşeyi görmek bizleri çok mutlu etti, gönlümüz, günümüz şenlendi. Bugünün küçükleri yarının büyükleri yavrularımızın sağlıklı ve nitelikli bir eğitim alması için çalışmaktayız. Onların yüzlerindeki tebessümleri görmek bizler için en büyük hediyedir. Bu çiçeği, üniversitemizdeki bütün hocalarımız adına kabul ediyorum. Tüm çocuklarımızın vatanını milletini seven, tüm insanlığı kucaklayan, faydalı hizmetlere imza atan, başarılı, mutlu ve sağlıklı bireyler olmalarını yürekten temenni ediyorum. Bu vesileyle eğitim camiamızın Öğretmenler Gününü en içten duygularımla tekrardan kutluyorum” şeklinde konuştu. Ziyaret sonunda minikleri ayrı ayrı kucaklayan Rektör Köse, hazırlanan hediyeleri Çelebili miniklere verdi. -
20.11.2024
Geleceğin Şefleri İKÇÜ’de Yetişiyor
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü tarafından “Şeker Hamuru Pasta Sergisi” düzenlendi İKÇÜ Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin şeker hamurundan yaptıkları birbirinden özel pastalar, Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu Fuaye Alanında sergilendi. Serginin açılışına İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba ile akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Öğrenciler tarafından hazırlanan ürünleri çok başarılı bulduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, geleceğin şeflerinin İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde yetiştiğini belirtti. Düzenlenen serginin, İKÇÜ’lü gastronomi öğrencilerinin yetenekli ve başarılı olduklarını, teorik ve uygulamalı eğitimleri çok iyi özümsediklerini ve aldıkları eğitimle gastronomi sektörüne yenilikçi bir bakış açısı kazandırmak üzere hazırlandıklarını gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Akbaş, serginin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Estetik ve Yaratıcılık Açısından Hünerlerini Segilediler İKÇÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin pasta tasarımı konusunda gelişmelerinin amaçlandığını söyledi ve kendi el emekleriyle hazırlamış oldukları şeker hamuru pastalarının yer aldığı serginin de bunun çıktılarından olduğunu belirtti. Gastronominin ülkemizde gittikçe önemli hale geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Güler, İKÇÜ’de öğrencilere hem Türk mutfağı hem de dünya mutfağı ürünlerinin hazırlanmasına yönelik bir eğitim verdiklerini dile getirdi. Pasta tasarımında estetik bakış açısının önemine değinen Prof. Dr. Güler, öğrencilerin bu konuda kabiliyetli olduklarını vurgulayarak, fakülte olarak onların gelişimlerini desteklediklerini ifade etti. Öğrenciler Yeteneklerini Sergiledi Öğrencilerin aldıkları uygulamalı eğitim neticesinde bu tür sergilerin ortaya çıktığını belirten Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba, şeker hamuru pasta sergisinin öğrencilerin yeteneklerini sergiledikleri bir alan olduğunu söyleyerek, bu tarz sergilerin diğer öğrenciler için de ilham kaynağı olduğuna vurgu yaptı. Şeflerden Aldıkları Destekle Kendi Tasarımlarını Yaptılar Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Arş. Gör. Bükre Aslan ise, öğrencilerin sektördeki şeflerden aldığı eğitimlerle ve kendi çabaları ile bu pastaları yaptıklarını dile getirdi. Arş. Gör. Bükre Aslan, “Öğrencilerimizin hem deneyim kazanmaları hem de figür yapımını öğrenmeleri için güzel bir fırsat oldu. Katılan tüm öğrencilerimize teşekkür ederiz” dedi. Açılışın ardından İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, stantları tek tek dolaşarak öğrencilerin tasarımlarını inceledi. -
31.10.2024
Kemeraltı İçin Yeni Vizyon
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), Konak Belediyesi, UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı iş birliği ile düzenlenen “İzmir Tarihi Liman Kenti Panelleri” düzenlenen resmi törenle başladı. Kemeraltı’nın kültürel mirasının korunması ve dünya çapında tanıtılması, bölgesine özgü tarih, ticaret, kültür ve turizm konularını masaya yatırmak üzere düzenlenen panellerin açılış programına; İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi (SBBF) Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Smyrna Antik Kenti ve Kazı Heyeti Başkanı SBBF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Ersoy, İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, öğrenciler ve muhtarlar katıldı. Kemeraltı İçin Birlik Zamanı Panellerin Kemeraltı için bir dönüm noktası olduğunu belirten İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, önümüzdeki süreçte Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili yeni çalışmalara başlayacaklarını kaydetti. Vali Yardımcısı Çorumluoğlu, “Kemeraltı’nda şu süreçte bir şey yapmazsak geç kalmış oluruz. Bu tercihin yapıldığı bir dönemdeyiz. Bu açıdan İzmir Valiliğimiz, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi’nin elinden geleni sivil toplum kuruluşları ile birlikte yapmaları gerekiyor. Sadece üniversitelerimizin değil ticaret, esnaf odaları ve benzeri kuruluşların da Kemeraltı için elinden geleni yapmaları gerekiyor. Önümüzdeki günlerde Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili bazı çalışmaların olacağını da sizlerle sevinerek paylaşmak istiyorum. Yerel idarelerin Kemeraltı’na ilgi duyması ve önem vermesi bizim çalışmalarımızı başarıya götürecektir. Kendilerine tespitlerinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Kemeraltı'nın Korunması İçin Stratejik Adımlarda İKÇÜ de Var Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu da İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak Kemeraltı’nın tarihi dokusunu geleceğe taşıma çabasını sürdüreceklerini vurguladı. İzmir için Smyrna Antik Kenti’nin kazandırılması yönünde çalışmalarını sürdüren İKÇÜ’nün bu süreçte de önemli bir rol üstleneceğini vurgulayan Prof. Dr. Bulduklu, “Bir kent için en önemli özellik denize kıyısı olmasıdır. Bu bakımdan akla ilk olarak ticaret gelse de yanına tarihi eklediğinizde kentin ciddi bir sermayesinin olduğunu görüyorsunuz. Bunu kültürel köklerinden ayırmadığınızda gelecek nesiller adına da ciddi bir sorumluluk üstlenmiş oluyorsunuz. Üniversite olarak Smyrna Antik Kenti’ni İzmir için ciddi bir biçimde kazandırma çabası gösteriyoruz. Önümüzdeki süreçte de yapmamız gereken ne varsa yapmaya hazırız” diye konuştu. Kültürel Mirasın Korunması İçin Ciddi Çalışmalar Yapıyoruz Etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, şunları söyledi: “Üniversitemiz ve fakültemiz adına böylesi anlamlı bir etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Fakültemiz kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması üzerine çok ciddi çalışmalar yapıyor. Çok faydalı bir etkinlik olacağına eminiz, birbirinden kıymetli konuşmacılarımız çok önemli konularla bizlerle olacak” Birlikte Bambaşka Bir İzmir Yaratacağız Kemeraltı’nın İzmir’in kalbinde yer alan ve tarih boyunca birçok kültürün izlerini taşıyan önemli bir merkez olduğuna vurgu yapan Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, belediye olarak tüm çalışmaların destekçisi olduklarını belirtti. Başkan Mutlu, “Biz bu çalışmaların bir parçası olmaktan çok mutluyuz. Önümüzdeki süreçte Konak’ın tüm tarihi envanterine sahip çıkmak, ayağa kaldırmak ve hayata dâhil etmek için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Özellikle Kemeraltı’nın korunmasını sadece geçmişe sahip çıkmak değil geleceği şekillendirmek olarak da görüyoruz. Hem tarihi dokuyu yaşatmayı hem de bu değerleri tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz. Korumaya dönük farklı çalışmalar içerisine girdik. Kemeraltı’ndaki tarihi yapıların yangın riskine karşı Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile yeni bir protokol imzalıyoruz ve her bir yapıyı tek tek tesisat açısından kontrol ederek dirençli hale getirmek istiyoruz. Mutluluk Kahvesi ve Oyun Evi gibi açtığımız mekanlarla Kemeraltı’nı görünür kılmak ve canlandırmak amacımız var. Ayağa kalkmış tarihi yapılarının içerisinde kendimizi yaşarken bulacağımız bir Konak hayaliyle yola çıktık. Bizler her zaman yanınızdayız, birlikte bambaşka bir İzmir ve Konak yaratacağımıza inanıyoruz” dedi. Paydaşlarımızla İş Birliğine Hazırız Etkinliği düzenleyen tüm paydaşlara teşekkür eden İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer de, “İzmir tarihi bir kent; Bergama ve Efes’ten sonra İzmir Tarihi Liman Kenti’nin adaylığını hep birlikte pozitif sonuçlandırmak için tüm paydaşlarımızla iş birliği yapmaya hazırız. Panelimizin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Çok Katmanlı Kültürel Miras İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz ise, “İzmir, Akdeniz havzasındaki etkili konumu ile doğu ve batı arasında bir köprü görevi üstlenmektedir. Geçmişten günümüze korunarak ulaşmış arkeolojik, mimari, tarihi ve doğal değerleri bir arada barındıran bu çok katmanlı kültürel miras alanının korunması ve yönetilmesi için çeşitli çalışmalar devam etmektedir. UNESCO dünya Mirası geçici listesine dâhil olduğumuz 2020 yılından bu yana iş birliği içerisinde olduğumuz tüm kurumlara teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından, İzmir İktisat Kongre Merkezinde iki gün boyunca devam edecek; İzmir’in tarih, kültür ve ticaret merkezi olan Kemeraltı bölgesine dair önemli verilerin paylaşılacağı, İzmir Tarihi Liman Kenti Panellerinin alanında önemli birçok bilim insanının yer aldığı oturumlarına geçildi. -
25.10.2024
Genç Denizcilere İMEAK’tan Teknoloji Desteği
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odasının desteğiyle yapımı tamamlanan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarı düzenlenen resmi törenle öğrencilerin kullanımına açıldı. Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli’nin ev sahipliği ile düzenlenen açılışa, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Adnan Naiboğlu, Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Görgün, İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Meclis Başkanı Argun Gündüç, Aliağa Şube Başkanı Adem Şimşek, yönetim kurulu üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Denizcilik Alanındaki Her Adım, Geleceği de Şekillendirecek Kurumlar arası iş birliğinin güzel bir örneğine ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Türk deniz ticaret sektörünün yapı taşı olan İMEAK’ın Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinin kuruluşundan bu yana birincil paydaşı olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Saffet Köse, “Bölgesinin gemi inşaatı alanında eğitim veren ilk ve tek fakülteye sahibiz. 8 bin 500 yıllık bir liman kenti olan İzmir başta olmak üzere bölge ve ülkemizin denizcilik sektörünün stratejik hedeflerine en üst düzeyde katkı veren bir fakülte olmak için yoğun çaba harcıyoruz. Bu hedefe sadece bizim çabamızla erişilemeyeceği aşikâr. İMEAK Deniz Ticaret Odamız da bu anlamda bizim birincil paydaşımız ve onların yaptıkları ve yapacakları katkılar hedefe ulaşmamızda çok önemli ve değerli. Paydaşlarımızla birlikte vizyonumuza erişebileceğimizin bilincindeyiz. Bugün de onların katkılarıyla öğrencilerimizin kullanımına sunulan iki laboratuvarımızın açılışını birlikte yapacağız. Gemi inşaatı ve denizcilik alanında atacağımız her adım, sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirecek bir niteliğe sahiptir ve bizler gelecek nesiller adına da bu sorumluluğu yerine getirmeliyiz” dedi. İMEAK Birincil Paydaşımız Türkiye’nin denizler üzerindeki egemenliği ve diplomasideki gücünü artırmayı ifade eden ‘Mavi Vatan’ stratejisine dikkat çeken Prof. Dr. Köse, kurumlararası teknoloji paydaşlı iş birliklerinin oldukça önemli hale geldiğini belirtti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Denizcilik, tarih boyunca hem ticaretin hem de keşiflerin itici gücü olmuştur. Denize erişimi bulunmayanların ekonomi başta olmak üzere pek çok alanda iddia sahibi olamayacaklarını deneyimlerle gördük ve görüyoruz. Bu anlamda önde olmak için tüm kurum ve kuruluşların üzerine düşeni yapması bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Bilim ve teknoloji odaklı bu tür ortak çalışmaların, ülkemizin küresel denizcilik arenasında daha rekabetçi bir konuma gelmesine büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum. Fakültemizi her zaman destekleyen İMEAK Deniz Ticaret Odamıza kalbi şükranlarımı sunuyor, laboratuvarlarımızın hayırlı hizmetlere vesile olmasını diliyorum” diye konuştu. Sektörün Gözde Temsilcileri GİDF’den Çıkacak Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli de İMEAK DenizTicaret Odası’nın destekleriyle kurulan Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarının eğitim ve öğretim faaliyetlerine kazandıracağı katkıdan oldukça memnuniyet duyduklarını söyledi. Fakültelerin gelişim aşamasına hızla devam ettiğini aktaran Prof. Dr. Hakkı Dereli, “Yazılım destekli eğitim hedefimiz ve sektör ihtiyaçları doğrultusunda, gemi hidrodinamiği alanında Siemens Star CCM+, Gemi üretimi ve donatımı alanında CADMATIC firmaları ile yazılım anlaşmaları yaptık. Ayrıca gemi yapısal tasarımı alanında NAPA firması ile yazılım anlaşması görüşmeleri devam ediyor. Dersler bünyesinde, Python ve Matlab programlama dilleri ile uygulamalar yapılmaktadır. Aktif 2 bölümümüzde öğrenci uygulamaları ve araştırma faaliyetleri için kullanılacak olan ve bugün açılışını gerçekleştireceğimiz Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarı Sektörün ihtiyacı olan nitelikli insan gücünü yetiştirmemize yaptıkları katkılar için İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tamer Kıran nezdinde tüm yönetim kurulu üyelerine çok teşekkür ediyoruz. Laboratuvarların fakültemize kazandırılmasında ve bugüne kadarki gelişimde bize her türlü desteği sağlayan başta Sayın Rektörümüz Prof. Köse Hocamıza olmak üzere önceki dekanlarımıza, öğretim üyelerimize tüm idari personelimize çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu. İKÇÜ’de Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliğini de Açalım Dünya ticaretinin yüzde 84’ten fazlasının deniz taşımacılığı, dış ticaret yüklerinin yüzde 90’ının deniz yolu ile yapıldığına dikkat çeken İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, denizcilik sektörünün üstlendiği stratejik önemi vurguladı. Geleceğin denizcilerine seslenen Başkan Kıran, meslek tercihlerinin ülkemizin denizcilik alanı için oldukça değerli olduğunu söyledi. Başkan Kıran, “ Deniz yolu taşımacılığı olmasa dünyanın yarısı soğuktan, yarısı açlıktan kırılır şeklinde bir tabir vardır. Bu anlamda bu mesleği tercih ederek çok doğru, önü çok açık olan bir sektöre giriş yaptınız. Bu zamana kadar İKÇÜ GİDF’ye elimizden geleni yaptık. Değerli Rektörümüze diyorum ki; gelin hep birlikte, el birliği ile İKÇÜ’de Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliğini de açalım. Bu sektörün geleceği çok fazla. Denize çalışanlar okulu bitirir bitirmez işiniz hazır ve hangi tür gemide çalışacağınızı siz seçiyorsunuz. Fiziki şartları zor bir meslek ama geliri yüksek bir meslektir” dedi. Bu Ülke Sizden Çok Şey Bekliyor Nitelikli insan kaynağına duyulan ihtiyacın farkında olarak İMEAK olarak her zaman gençleri destekleyen projeleri hayata geçirdiklerini ifade eden İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, tasarruf etmekten imtina ettikleri tek alanın denizcilik eğitimi olduğunu kaydetti. Konuşmasında sektörün genç beyinlere duyduğu ihtiyacı vurgulayan Kıran, “ Mavi vatan kavramı ile ülkemiz denizlerdeki hâkimiyeti kurmak için çalışıyor. Bunun için deniz araçlarının yapımı, çizimi, kontrolü, kullanımı vs yapacak denizcilere ihtiyaç var. Bu da sizin mesleğinizden geçiyor. Özellikle askeri gemilerin yapımında sizin gibi gençlere çok ihtiyaç var. Günümüzde oldukça ileri teknolojilerle bambaşka bir boyuta ulaştı. TCG Anadolu örneğin 9000 km kablo var içinde. Türk deniz ticaret filosu 52,7 milyon detveyt ton oldu. Yunanistan’ın 450 milyon detveyt ton. Daha gideceğimiz çok yol var. Burası devlet üniversitesi ve burada okumak isteyen çok kişi var. Burada iyi bir eğitim alıp sonra gidip influencer olmayın. Mesleğinizi en iyi şekilde öğrenin. Tecrübenizi arttırın, sektöre girin, kendinizi geliştirin. Ülkemizin geleceğine sahip çıkın Bu ülke sizden çok şey bekliyor” dedi. Konuşmaların ardından Hooke Yasası Deney Seti, Gerinim Ölçme Deney Seti, Yorulma Mukavemet Deney Seti, Malzeme Deney Seti, Trinoküler Mikroskop, 3D Yazıcı’lı İMEAK Deniz Ticaret Odası Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile 6 adet Yüksek Hesaplamalı İş İstasyonu 6 Monitör 1 UPS’li İMEAK Deniz Ticaret Odası Hidromekanik Laboratuvarının açılışı yapıldı. Ardından denizcilik alanındaki gelişmelerin sergilendiği Prof. Dr. Oğuz Dilmaç tarafından açılan "Denize Dair" adlı resim sergisi gezildi. -
17.10.2024
Türk Tarihinin Kilometre Taşı “Togu Balık” Çalıştayı Yapıldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)Başkanlığı iş birliğinde; Moğolistan’ın Tuul Vadisi’nde yürütülen kazı çalışmalarında keşfi yapılan “Togu Balık” kenti alanı ile Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntılarının ele alındığı uluslararası çalıştay başladı. İKÇÜ’lü ve Moğol araştırmacıların çalışmalarıyla keşfedilen, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen, fakat bugüne kadar yeri tespit edilemeyen Togu Balık şehri başta olmak üzere; Van, Aladağ’daki Anadolu’da ilk Moğol şehir kalıntılarının bilim insanları tarafından tartışılacağı çalıştayın açılışı üst düzey protokolün katılımıyla yapıldı. “Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntıları ve Togu Balık” Çalıştayının açılış programını, Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Türk Kazı Heyeti Başkanı olan Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ersel Çağlıtütüncigil, Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl, Yargıtay Üyesi Alp Arslan, Moğol ve Türk Tarihçi, Arkeolog, Türkolog akademisyenler ile çok sayıda öğrenci takip etti. Türk Dünyası ve Kazı Çalışmaları Denince Akla İKÇÜ Geliyor Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, yeni tarihi keşiflerin sergilendiği araştırmaların emeğin dışında insanüstü bir çaba gerektirdiğini kaydettiği konuşmasında, iki ülkenin bilim insanlarının ve akademilerinin tarihe önemli bir imza attığını söyledi. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Buralara kolay gelinmedi. Zaman alan, yatırım gerektiren, heyecan gerektiren, aşk gerektiren bir çalışma. Her biri ayrı zenginliğe sahip 210 üniversitemiz var. Ama Moğolistan denince, Türk Dünyası ve kazı çalışmaları denince benim aklıma İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi gelmekte. Bu kolay olmuyor, yıllarca sahalara gidip gelerek, sabırla gönülden bir çaba gerektiriyor. Buna biz şahit olduk. İki ülkenin bilimler akademileri yıllar süren bir gayret içine girdi. Türk dünyasının geçmişi ve insanlığın geçmişi ile ilgili çalışmaların altyapısı adım adım kuruluyor” dedi. Ortak Lehçeye Doğru Giden Çok Farklı Bir Noktayız Türkiye’nin Türk Dünyası ile karşılıklı iş birlikleriyle geldiği noktanın önemli bir diplomatik başarı olduğunu aktaran Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktaya ulaşıldığını vurguladı. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Karşılıklı iş birliklerimiz ile bizim de yitirmek üzere olduğumuz kültürel değerlerin yeniden kazandırılması konusunda Türk Dünyasının da bizlere çok büyük hizmetleri oldu. TİKA’nın destekleriyle Orhun Yazıtlarının olduğu bölgedeki kazılar, o bölgeye giden yollarının yapılması, müzenin inşa edilmesinin ardından ikinci aşama Bilge Tonyukuk müzesi oldu. Suni tartışmalardan uzak, nice çalışmalarımız kendi mütevazılığı içinde başarıyla yol almaktadır. Artık ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktayız. Arkeolojik çalışmalar tarihi eserlerin yeniden yazılmasının çok ötesinde, diplomatik, siyasi ve kültürel açıdan önemli hatta coğrafyalarda barışın sağlanmasında da çok etkili. Sadece geçmişten günümüze uzanan değil, köklerimize inerek kültürel çarpışmaların yaşandığı küresel diplomaside; Türk Dünyasının da kendini koruması, geliştirmesi, mücadelede bende varım demesinin başka bir çeşididir. İKÇÜ, TÜBA ve TİKA’ya Bakanlık olarak destek vermeye devam edeceğiz. Burada özellikle İKÇÜ’yü, Sayın Rektörümüzü, tüm kadrosunu, bölgedeki özel çalışmaları için özellikle Şaban Hocamızı, Bilimler Akademimizi, Muzaffer Hocamızı, zorlu şartlarda başarılı çalışmalara imza atan TİKA’yı, değerli Başkanımızı emekleri için kutluyorum. Sayın Bakanımızın selamlarını iletiyorum. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyorum” ifadelerini kullandı. İki Ülke Dostluğuna Önemli Katkılarda Bulunuyoruz İki ülkenin ortak kültürel bağına ışık tutmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TİKA, TÜBA’nın en büyük destekçileri olduğunu vurguladı. İslamiyet öncesi Türk medeniyetini açığa çıkarmak yönündeki çabalarının bilim tarihine önemli imza attığına işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Türk tarihinin en eski yazıtlarının bulunduğu Orhun bölgesinde yaptığımız çalışmalarla dünya mirasına da önemli eserleri kazandırdık. Türk-Moğol ilişkilerinin derinliğine ışık tutmaya çalıştık. Bilim diplomasisine ve ülke dostluğuna yönelik çalışmalarımıza da özel önem veriyoruz. Zira bu konuda Moğol paydaşlarımız da en az bizim kadar istekli ve dostluğun temeline uygun gelişmesi için güçlü bir motivasyona sahipler. Onların ifadesi ile biz onların üçüncü komşusuyuz. Sayın mevkidaşım Prof. Dr. Bayanjargal’in ziyaretleri kapsamında yeni ortak lisansüstü eğitim protokolü ve diğer Moğolistan’daki akademik kurumlarla kurduğumuz güçlü ilişkiler, ortak diploma programları iki ülke ilişkilerinin geleceğine yönelik önemli bir misyonu daha yerine getirmektedir. Çalıştayın sonuçlarının iki ülke dostluğuna ve bilim dünyasına önemli katkılar sağlamasını temenni ediyorum. Bu çalışmalarda paydaşımız olan Moğolistan Devlet Üniversitesine, TİKA’ya, Türkiye Bilimler Akademisine, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Tarihi Bağımızı Araştırmalarla da Kanıtladık Moğolistan’da Türkoloji bölümü olan tek üniversite olduklarını kaydeden Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag, kendileriyle yakın çalışan ve birlikte adım atan İKÇÜ’ye teşekkür etti. Çalıştayın ilerleyen süreçte yapılacak araştırmalara yön göstermesi temennisini paylaşan Prof.Dr. Ochirkhuyag, “Avrasya’nın iki yakasında yer alan iki kardeş ülke Moğolistan ve Türkiye, aralarındaki tarihi ve kültür bağını yürütülen çalışmalarda da kanıtlamaktadır. İki kardeş ülke Yükseköğretim çalışmalarında yakın iş birliği içindeler. İKÇÜ ile 2019 yılında imzalayarak başladığımız ilk protokolden bu yana geçen 5 yılda önemli çalışmalar yaptık. Ortak birçok programımız, beş çalıştayımız var. İki ülke arasında öğrenci ve öğretim elemanı hareketliliği artarak devam ediyor. Van Aladağ keşfinde de birlikte çalışıyoruz. Yeni bir protokol ile de bu başarılı sürece devam edeceğiz. Bu sürece katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. Ortak Alfabe İle Türkiye Yüzyılı Önemli Bir Mesafe Alacak Moğolistan’ın Türkiye’ye gösterdiği yakın ilgi ve sevgiden aldıkları sinerji ile akademi olarak özveriyle çalıştıklarını vurgulayan TÜBA Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, İKÇÜ ve Moğolistan Akademisi ile ortaklaşa yürütülen çalışmalara katkı sunmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Başkan Şeker, “Moğol tarafındaki sevginin bize yansıması çok önemli. Moğolistan Bilimsel Akademisi üzerinden dostlarımızla birlikte ortak hareket etmek, Atayurtlarımızı desteklemek, ortak kültür paydalarımızı keşfetmek ve gençlere bu bağı hatırlatmak bizlerin üstlendiği ulvi bir görevdir. Türk tarihine ışık tutan tüm arkeolojik kazılara Kültür ve Turizm Bakanlığımızın verdikleri desteğin de altını çizmek gerekir. Günümüzde hala kullanılan, iki ülke arasında 2 bine yakın ortak kelime birliği var. Türk Dil Kurumumuzun da bu sürece yaptığı önemli katkıları var. Ayrıca Türk Devletleriyle ortak alfabeye geçilmesi yönünde atılan adımların ilişkilerimize değerli katkılar sunacağını, ortak alfabe ile Türkiye Yüzyılının önemli bir mesafe alacağını belirtmek isterim. Özellikle tarihi bağlarımızın olduğu kardeş ülkelerle ilişkilerimizin güçlenmesi, Türkiye’nin dünyadaki gücüne destek olması açısından önemli bir kuvvet olacaktır” şeklinde konuştu. Madalyonun Diğer Yüzüne Işık Tuttuk Çalıştay düzenleme kurulu adına konuşan Türk Kazı Heyeti Başkanı Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ersel Çağlıtütüncügil, bölgede yürütülen araştırmalarla ilgili bilgi verdi. İslam öncesi dönem ve İslam sonrası dönemin tarihsel kalıntılardaki yansımalarını anlatan Prof.Dr. Çağlitütüncügil, Türklerin sadece at üstünde göçebe şekilde yaşamadıklarına dair önemli keşiflerde bulunduklarını söyledi. Prof. Dr. Çağlitütüncügil, “Biz Türk ve Moğol araştırmacılar olarak bölgede yaptığımız kazılarda aslında madalyonun diğer yüzüne ışık tuttuk. Türkler sadece at üstünde göçer hayat sürmediler. Yakın zamanda keşfini yaptığımız “Togu Balık” kentinde nasıl bir şehir hayatını inşa ettiklerini görüyoruz. İslamiyet sonrasında şehirler mahallelere bölünmüş, Müslümanlar ile diğer din mensupları arası duvarlarla ayrılmış. İslamiyet öncesinde de buna benzer kamu yapılarını, mahalleleri, sarayları, konutları görüyoruz. Asıl mesele araştırmaların neticelerinin arkeolojik yapılara inme meselesiydi. Bölgedeki Çarlık Rusyası döneminde bütüncül çalışmalar yapılmamıştı. O yüzden şehircilik tarihine ilişkin tüm çalışmalarımızda çok sabırlı davranmamız gerekiyordu. Zamanın ekonomik ve sosyal etkileri ile birlikte kervan yollarının da önemini yitirmesiyle inşa edilen şehirler zamanla kaderlerine terk edilmiş, adları ve de yerleri unutulmuştu. Togu Balık da bunlardan bir tanesiydi. İşte bu muazzam bilgilere ulaşmamızı sağlayan, her daim destek veren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, değerli Bakan Yardımcımız Dr. Serdar Çam’a TÜBA başkanımız Prof.Dr. Muzaffer Şeker’e TİKA’ya, rektör hocamız Prof. Dr. Saffet Köse’ye, değerli yardımcılarına, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal’a, Moğolistan araştırmalarının öncüsü, ordaki nüfuzundan her aşamada faydalandığımız Dekanımız Prof. Dr. Şaban Doğan Hocamıza, yol arkadaşımız olan tüm Moğol araştırmacı akademisyenlerimize, değerli tarihçilerimize ve genç araştırmacılarımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Ülkemizin Yüz Akı Olacaktır Protokole hediye takdiminin ardından Türk tarihinin Türk boyları sisteminin anlaşılması ile bütüncül bir yaklaşım ile anlaşılacağını ifade eden Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl’ın “Türk Tarihinde Togu Balık” başlıklı açılış konferansına geçildi. “Togu Balık’ın keşfinin yerleşim tarihi açısından bir kilometre taşı olduğunu aktaran Prof.Dr. Taşağıl, keşfin Türk tarihine yeni bir soluk ve bakış açısı kazandırdığını belirtti. Prof.Dr. Taşağıl, “Kaynaklarda adları geçiyor ama bunları arkeolojik olarak doğrulamak apayrı bir başarıdır. Türk tarihi açısından yeni buluşlar bizleri heyecanlandırıyor. Bu araştırmanın öncülüğünü, bayraktarlığını hak ederek İKÇÜ yapacaktır. Bunu takdir ediyorum, ülkemizin yüz akı olacaktır. Biz de elimizden geldiğince desteklemeye çalışıyoruz. Bu başarıda emeği olan tüm arkadaşlarımıza, Moğol meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Devletimizin tüm kurumlarına minnettarlığımızı ifade ediyorum” dedi. Açılış programı, Moğolistan’da gerçekleştirilen keşif çalışmalarında yer alan Prof. Dr. Şaban Doğan, Prof. Dr. Anıl Yılmaz, Doç. Dr. Serdar Vardar, Doç. Dr. Enkhtur Altangerel, Dr. Öğr. Üyesi Munkhtulga Rinchinkhorol, Dr. Batbold Gonchig’e teşekkür belgesi ve hediye takdimi ile devam etti. Bizlere O Işığı Yaktıran Sayın Çam Oldu Ödülün ardından bir teşekkür konuşması yapan Prof. Dr. Şaban Doğan, duygularla ifade edemedikleri bir keşfe imza atmaktan duydukları mutluluğu paylaştı. Togu Balık’ın gün yüzüne çıkmasında dönemin TİKA Başkanı olan Dr. Serdar Çam ile Moğolistan’da tanışmalarının kendisi için motivasyon kaynağı olduğunu anlatan Prof. Dr. Doğan, “Bize inanan güvenen değerli bakanımıza, TÜBA başkanımıza çok şeyler borçluyuz. Bizlere her aşamada destek oldular. Hem Moğolistan’da hem Türkiye’ de işlerimizi inanılmaz kolaylaştırdılar. Bize yerleşim yeri çalıştıran Ali İhsan Hocam ve Ahmet Taşer Hocamın desteği ve teşviki de bizim çok önemliydi. Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Çam TİKA Başkanı iken Moğolistan ziyareti esnasında çabalarımızı görünce ‘İsterseniz size bir otobüs, dershane verelim. Türk kültürünü Moğolistan’ın dağlarında anlatın’ demişti. Hareket noktamızı oluşturan bizlere o ışığı yaktıran Sayın Çam oldu. Bu keşif Sayın Bakan Yardımcımız Dr. Çam ve TÜBA Başkanımız Prof. Dr. Şeker Hocamızın gayret ve desteğiyle gerçekleşti. Şahsım ve kurumum adına kendilerine çok teşekkür ediyorum” şeklinde duygularını ifade etti. Açılış konuşmalarının ardından çalıştay oturumlarına geçildi. -
14.10.2024
Öğrencilerden Erasmus’a Yoğun İlgi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Dış İlişkiler Koordinatörlüğünce Erasmus Günleri (#ErasmusDays) çerçevesinde düzenlenen bilgilendirme toplantısı ile öğrencilere Erasmus+ Programı tüm ayrıntılarıyla aktarıldı. Koordinatörlük tarafından Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunu dolduran öğrencilere, Erasmus+ öğrenim hareketliliği, staj hareketliliği, başvuru takvimi, anlaşmalı üniversiteler başlıklarında bilgi verildi. Programa, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Dış İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, Koordinatörlük sorumluları, akademik ve idari personel ile öğenciler katıldı. Öğrencilerin Erasmus Bilgilendirme Toplantısına yoğun katılımla ilgi göstermesinden memnuniyet duyduğunu paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu Erasmus’un, eğitim programlarının yapılandırılması, uluslararası bilgi ağlarının zenginleştirilmesi, bilimsel çalışmalarda uluslararası diyalojik iletişimlerin güçlendirilmesi gibi önemli fırsatlar sağladığını aktardı. Potansiyelimizi Daha da Zenginleştirme Hedefindeyiz Üniversite olarak uluslararası eğitim ve kültür alışverişinin tetiklenmesine imkân sağlayan tüm çalışmaları desteklediklerini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel ve küresel konularda önemli bir aktör olmaya yönelik politikalarını destekleyen bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bilim diplomasisini, uluslararası alandaki ilişkilerimizi ve iş birliklerimizi güçlendirme yönünde adımlar atıyoruz. Öğrenci hareketliliğinin orta ve uzun vadede ekonomik, kültürel, sosyal ve diplomatik ilişkilerin gelişmesine somut katkılar sunduğu bilinmektedir. Biz de daha çok öğrenciyi programa kazandırma çabası içindeyiz. Bu anlamda her bir akademik birimde, bölümde Erasmus sorumlusu hocalarımız var. Akademik personelimizin ve öğrencilerimizin öğrenim hareketlilikleri vasıtasıyla uluslararası deneyimlerini arttırmak için potansiyelimizi daha da zenginleştirme hedefindeyiz” dedi. Erasmus Geri Dönüşleri Gurur Verici Erasmus ’un kültürel elçilik misyonunu da barındırdığına dikkat çeken Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, bu anlamda giden öğrenciler için gelen geri dönüşlerin oldukça memnuniyet verici olduğunu aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “14-19 Ekim 2024 tarihlerinde tüm dünyada kutlanan Erasmus Günleri(#ErasmusDays) çerçevesinde, ülkemize gelenler de geldikleri ülkelerin kültürel aktarımına hizmet etmekteler. Geçenlerde İspanya'da Erasmus sorumlusu arkadaşımız aradı, çok teşekkür etti, gerçekten nitelikli, pozitif, iyi iletişim kuran bir öğrenci göndermişsiniz dedi. Bu geri dönüşleri almak gurur verici. Demek ki hem üniversitemizi hem de ülkemizi en güzel şekilde temsil ediyorsunuz. Aynı zamanda kültür elçisi olma işlevini de başarıyla yerine getirmiş oluyorsunuz. Bu anlamda bu sürece katkı veren tüm Erasmus Ofisi personeline ve uluslararası ilişkiler genel koordinatörlüğüne çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Öğrenci öğrenim staj hareketlilikleri, ESC programı tanıtımı ile öğrencilerin karşısına geçen Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay da program ülkelerindeki yararlanıcıların, dünyanın herhangi bir yerindeki yükseköğretim kurumlarında eğitim alma veya ders verme fırsatına sahip olduklarını söyledi. Tüm Katılımcılarımıza Rehberlik Etmekteyiz Erasmus Programının yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile iş birliği yapmalarını teşvik ettiğini ve sunulan hareketlilik olanağı ile katılımcıların değişik kültürleri tanıyıp, kendi kültürlerini de tanıtma fırsatı bulduklarını kaydeden Doç. Dr. Bakay, salonu dolduran öğrencilere; başvurular, izlenecek yollar, sınavlar, program öncesi ve sonrası yapılması gerekenler gibi tüm aşamalarda destek olduklarını vurguladı. Doç. Dr. Bakay, “Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörlüğü, Dış İlişkiler Koordinatörlüğü olarak tüm katılımcılarımıza rehberlik etmekteyiz. Öğrencilerimiz, akademik başarı puanı ve dil puanı ile oluşan Erasmus puanı ile kontenjanlar dâhilinde sıralamaya girerek; yurt dışında öğrenim görme ve staj yapma fırsatına sahip olabilmektedir. Uluslararası proje yazma, okuma, yürütme yetkinliklerinin arttırılmasını sağlayan bu değişimler ile personelimiz de yabancı dillerini geliştirip, kariyer planlamalarına mesleki deneyimler katabilir. Yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile kurdukları güçlü network ağı çok önemli. Ulusal ve uluslararası düzeyde iș birliği ve deneyim paylaşımı faaliyetlerini destekleyen ofisimiz ile fakültelerimiz arasında köprü görevi üstlenen Erasmus birim koordinatörü hocalarımızın destekleri ile network ağımızı daha da genişleteceğimize inanıyoruz” dedi. Konuşmaların ardından yurt dışında eğitim alan, Sosyal Bilimler Enstitüsünden Burak Karabulut, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümünden Fatma Zehra Balcı, İşletme Bölümünden İhsan Ata Üzel, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Mehmet Ali Kömürcü, Su Ürünleri Fakültesinden Selçuk Çelik, Diş Hekimliği Fakültesinden Selçuk Göse, deneyimlerini Erasmus’tan faydalanmak isteyen öğrencilerle paylaştı. -
02.10.2024
Rektör Köse İKÇÜ’nün ‘En Etkili’ Bilim İnsanlarını Kabul Etti
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Stanford Üniversitesince yayınlanan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde yer alan akademisyenleri kabul etti. Dünya genelinde 200 bini aşkın ismin değerlendirildiği, Elsevier B.V. desteği ile Scopus verileri kullanılarak oluşturulan listede, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Buket Okutan Baba, Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Aytuğ Onan, “Kariyer Boyu Etki” kategorisinde; Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Gül Yılmaz Atay, Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Aytuğ Onan ile Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Merih Palandöken “Yıllık Etki” kategorisinde yer aldı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından başarı belgesi takdim edilen İKÇÜ’nün başarılı akademisyenleri, çalışmalarının başarıyla tescillenmesinden duydukları memnuniyeti paylaştı. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinin oldukça güçlü ve donanımlı bir akademik kadroya sahip olduğunu aktaran başarılı akademisyenler, öğrencilere de akademik ve profesyonel gelişimlerini destekleyen bir eğitim imkânı sunulduğunu söyledi. Genç Nesillere İlham Kaynağı Olacak Yeni eğitim-öğretim yılına başarı haberi ile başlamanın gururunu yaşadığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse de İKÇÜ’nün uluslararası akademik ölçütlerde başarıyla anılmasını sağlayan tüm akademisyenlere özverili çalışmaları için teşekkür etti. Prof. Dr. Köse, “Üniversitemizde görev yapan akademisyenlerimiz, disiplinlerindeki en güncel bilgi ve araştırmaları öğrencilere aktarırken uluslararası standartlardaki bilgi üretimini de bilimsel çalışmalarıyla desteklemektedirler. İKÇÜ’nün dünyada ve Türkiye'de daha üst sıralarda yer alması için çabalayan, her geçen yıl gelişen ve ilerleyen bir üniversite olarak öğrenci memnuniyetinde de üst sıralarda yer almamızda güç veren değerli çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bu listelerde yer alan akademisyenlerimizin sayısının artacağına olan inancımı yineleyerek genç nesillere ilham kaynağı olacak başarılarınız için sizleri yürekten kutluyorum ve çalışmalarınızın başarıyla devamını diliyorum" diye konuştu. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar’ın da yer aldığı görüşmenin sonunda, Rektör Köse tarafından akademisyenlere başarı belgesi takdim edildi. -
01.10.2024
Rektör Köse Gazileri Ağırladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, üniversite bünyesinde idari birimlerde görev yapan gazileri makamında ağırladı. Gaziler Günü ve Gaziler Haftası vesilesiyle geleneksel olarak her yıl gerçekleşen buluşmada duygularını ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, özverili çalışmalarıyla İKÇÜ’ye çok değerli katkılarda bulunan gazi personele teşekkür etti. İKÇÜ’nün kahraman gazileri ise Rektör Prof. Dr. Köse’nin nazik kabulünden mutluluk duyduklarını belirterek kendilerine verdiği destekler için memnuniyetlerini ifade etti. Çok Şey Borçluyuz Çalışmalarıyla İKÇÜ’nün gelişimine güç katan gazilerin ulaşabilecek en değerli mertebeyi ulaştıklarını ve bu unvanı onurla taşıdıklarını ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Cennet vatanımızda huzurlu ve barış içerisinde yaşıyorsak bunu haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz aziz şehitlerimizle birlikte bu uğurda gazi olan kahramanlarımıza borçluyuz” dedi. Dünyanın Vicdana İhtiyacı Var Canı her şeyden değerli gören İslam dininde savaşın bile adalet kavramıyla ilişkilendirildiğini aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, şehitlik ve gazilik kavramlarının kutsallığı ile ilgili teolojik değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Köse, “ Barış, sevgi ve rahmet peygamberi olan Hz. Muhammed (sav) hiçbir zaman savaşa ilk başlayan olmamıştır. Meşru müdafaa, barış anlaşmalarının bozulması, elçilerin öldürülmesi, düşmanla iş birliği ve zulme uğrayan insanlara yardım etme gibi beş sebep söz konusuysa savaşa girilirdi. Peygamber efendimiz tarafından tüm ordu komutanlarına, kadınların, çocukların, yaşlıların, din adamlarının öldürülmemesi, mabetlere, doğaya, ağaca dokunulmaması emrolunmuştur. İnsanın ölüsüne işkence yapılamaz. Medeniyetimizde can taşıyan insansa din ayrımı yapılmaz, can taşıyorsa hayvan-insan ayrımı da yapılmaz. Bugün dünyanın bu vicdana ihtiyacı var. Vicdanların artık sustuğu dünyamızda İsrail’in yürüttüğü sistematik soykırımın karşısında durmak, insan olmanın bir gereğidir” dedi. -
24.09.2024
Oryantalist Düşünce Bağlamında Batı Politikaları Tartışılıyor
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği tarafından düzenlenen “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayı, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’nin açılış konferansı ile başladı. Ekonomi, eğitim, sosyoloji, ilahiyat ve siyaset bilimi alanlarında disiplinler arası oturumların yapılacağı çalıştay için Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden bilim insanları İKÇÜ’de bir araya geldi. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde düzenlenen açılış programını, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, YÖKAK Üst Kurul Üyesi Prof. Dr. Vatan Karakaya, İl Müftüsü Sinan Kazancı, İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar ile çok sayıda akademik ve idari personel takip etti. Çalıştay Çıkarımları Çok Önemli İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, bugün coğrafyamızda cereyan eden tüm olayların arkasında görülmeyen, derinlemesine çalışmaları, beş farklı oturumda ele alması açısından çalıştaydan çıkacak sonuçların oldukça önemli olacağına işaret etti. Vali Elban, “Gerçek anlamda İslam dünyasında bugün cereyan eden ekonomik, idari konular ile gıdadan beslenmeye tüm hususlar, yaşanılan birçok sorun, farklı oturumlarla bilimsel olarak ortaya konulacak. Bunların hepsinin arkasında çok farklı faktörler var ve bizlere yönelik tespitler derinlemesine çalışmalarla burada ortaya konulacaktır. Çalıştaydan ortaya çıkacak sonuçlar kişi ve kurumların istifadesine sunulacak. Çok boyutlu olarak konunun değerlendirilecek olması ve akademik olarak getirilecek önerilerin yol gösterici olmasını diliyorum. Çalıştayı düzenleyen İKÇÜ’ye, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneğine, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, işin doğrusunu kavrayıp şuurlanmamıza vesile olmasını temenni ediyorum” dedi. Oryantalizm Yapılandırılmış Sömürü Yöntemidir Çalıştayın açılış konferansında, ‘Oryantalizm’ kavramı üzerinden tespitler yapan Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci, oryantalizmin aslında bir sömürme stratejisi olduğunu söyledi. Yelkenci, “Oryantalizm, Batının Doğuyu anlama, anlamlandırma çabası değil, asında onların istediklerini bizim görmemizi sağlayacak yapılandırılmış bir yöntemdir. Bu yöntem, Doğu kendini nasıl görmeli ki biz bu sömürüyü en sorunsuz şekilde yürütelimdir. Edward Said’e göre, bu düşünme biçimi üzerinden kodlanan Doğuyu önce kendi bilim insanına anlatır, daha sonra o Batılı akademisyen bize anlatır. İki yüzyıldır bunu bu şekilde yürütmektedirler” şeklinde konuştu. Kurtulmak Nesiller Alır Batının oluşturduğu imge üzerinden uygulanan yaklaşımda, uyanık olunması gereken ilk eşiğin kavramsızlaştırma ve ardından kendi kavramlarını öne sürdükleri süreç olduğunu kaydeden Yelkenci, bu şekilde istedikleri kavramların içlerini doldurarak istedikleri şekilde empoze ettiklerini aktardı. Bakan Yardımcısı Yelkenci, “Doğulu toplumlara önce kendi değerlerini boşalttırır, buna karşı duyarsızlaştırır ve kanıksatırlar. Daha sonra Nurettin Topçu’nun ifadesiyle uyum ve sıradanlaştırmayı kullanırlar. Sonra sıradanlaştırma eylemsizleştirme ile toplumlar kavramlarından mahrum bırakılır. İkinci aşamada kendi kavram ve değerlerini dayatırlar. Öncelikle topluma ihtiyaç hissettirir. Daha sonra cazip gösterir ve vazgeçilmez hale getirirler ve son olarak da yaşam tarzına dönüştürürler. Bu aşamaya gelindiyse artık bundan kurtulmak için nesilleri alacak bir sürece girmiş oluruz” diye konuştu. Önce Yeni Bir Kimlik İnşa Ederler Batının, Doğuyu sömürgesi haline getirmesinin koşulunun toplumu yeniden inşa etmesinden geçtiğini aktaran Bakan Yardımcısı Yelkenci, oluşturdukları Doğuyu tekrar yapılandırarak tüm zenginliklerini istila etmeyi amaçladıklarını söyledi. Yelkenci, “ Asya, Avrupa’ya uzaktır. İslam dünyası ise hasımlarıdır. Ama aslolan Doğunun zenginliklerini kullanmaksa, sömürgecilikse, oryantalizm de bir stratejiyse, doğunun istilası, yeniden inşa edilmesi ve yeniden yaratılan şeyin doğuya tekrar öğretilmesi gerekir. Bunun için Batı kendi içinde yaptığı tartışmaları ve ortaya koydukları eleştirileri sanki bize ait sorunlarmış gibi empoze eder. Önce bir kimlik inşa eder. Doğuyu daha iyi çözümlemeleri, daha iyi veri sağlamaları için" ifadelerini kullandı. Medya ile Emellerine Daha Kolay Ulaşıyorlar Batının İslam’a ve Müslümanlara olan antipatik bakışının, İslam’ın doğuşu ile birlikte başladığını ve Batı dünyasının İslam’ı bir tehdit olarak gördüğünü vurgulayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Batının kimlik göstergelerini öteki olarak tanımladığı Müslümanlar üzerinden kurguladığını, bu yaklaşımın ise zamanla, propaganda yoluyla, bir ideoloji olarak zihinlere yerleştirildiğini belirtti. Batının, Batı dışı toplumların da kendi yolundan gitmesi gerektiği fikrini modernleşme, demokrasi, kapitalizm ve aydınlanma gibi kavramlar üzerinden benimsettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, seküler yaşam tarzı ile zihinlere özgürlük algısı empoze eden Batının tuzağına, farkında olarak ya da olmadan Müslümanların da düştüklerini dile getirdi Prof. Dr. Köse, Batının emperyalist emellerine günümüzde medya aracılığıyla daha kolay ulaşabildiğini, 11 Eylül gibi senaryoları hayata geçirerek Müslümanları “terörist” olarak gösterdiklerini ve İslamofobi’yi sistemli olarak körüklediklerini söyledi. Uyanışın Mücadelesini Vermeye Devam Edeceğiz Teknoloji ile emperyalizm ilişkisine de değinen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, gelişen her teknolojinin dezavantajlılık makasını Doğunun aleyhine genişlettiğini vurgulayarak, teknolojinin ve savunma sistemlerinin geliştirilmesinin ve sosyal bilimlerin sömürü düzeninin aracı olmaktan çıkarılmasının gerekliliklerinden bahsetti. Prof. Dr. Köse, “Teknolojiyi ve savunma sistemlerini geliştirmedikçe, sosyal bilimleri sömürü düzeninin araçları olmaktan çıkarmadıkça hep birlikte yakın zamanda tecrübe ettiğimiz post modern tehditlerle yaşamak zorunda kalmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede isterlerse uçakları kaldırmadıklarını, silahları dilediklerinde kilitlediklerini ve hatta parayla sattıkları başka işlevi olan iletişim araçlarını bize karşı silah olarak kullandıklarını acı biçimde deneyimledik ve deneyimleyeceğiz. Doğu olarak temel sorunumuzun özgüven eksikliği ve oryantalist projelerin farkına varamayışımız olduğunu ifade etmek isterim. Müslüman kimliğini özüne uygun biçimde kabul etmedikçe ve inanç değerlerimize içeriden bir bakış ile yaklaşmadıkça gönüllü olarak hep kaybeden tarafta yer alacağımızın altını çizmek isterim. İşte bu ve benzeri sorunlarımızın ele alınacağı çalıştayımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, başta Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Dr. Ömer Yelkenci ve Sayın Valimiz Dr. Süleyman Elban olmak üzere katılımlarınız için her birinize ayrı ayrı en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Biz bıkmayacağız, usanmayacağız ve uyanışın mücadelesini vermeye devam edeceğiz” dedi. Doğuyu Şekillendirme Stratejisi: Oryantalizm Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, derneklerinin var olan birikimini tüm insanlığın hayrına olacak şekilde üretime dönüşmesi için çalıştığını, “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayını da İKÇÜ ile birlikte bu amaca hizmet etmek için düzenlediklerini belirtti. Batı ile İslam dünyası arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel etkileşimlerle şekillenen ilişkilerin arka planında, düşünsel çerçevesi yüzyıllar öncesine dayanan “Oryantalizm” anlayışının bulunduğunu kaydeden Tatlı, bu yaklaşımın sadece Doğu toplumlarını Batılı bir bakış açısıyla anlamak ve yorumlamak manasına gelmediğini; aynı zamanda Doğuyu şekillendirme ve kontrol altına alma stratejilerinin de bir parçası olduğunu dile getirdi. Av. Tatlı, “Günümüzde, Batının İslam dünyasına yönelik projelerini anlayabilmek için, önce “Oryantalizmi” kavramak gerekir. Tarih boyunca farklı dönemlerde, bu düşüncenin uzantısı olarak ortaya çıkan ve bazen doğrudan müdahale şeklinde, bazen de dolaylı kültürel ve ideolojik araçlarla uygulanan projelerin, günümüzde nasıl gerçekleştiğini ve İslam dünyası üzerinde ne gibi etkiler yarattığını anlamak zorundayız. Çalıştayımızın ana hedeflerinden biri de budur” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Rektör Prof.Dr. Köse, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’ye hediye takdiminde bulundu. Çalıştay programında, eşzamanlı olarak yapılacak oturumlara geçildi.
Toplam 179
Okunma Sayısına Göre Haberler :::
-
65 kez okundu
Türk Tarihinin Kilometre Taşı “Togu Balık” Çalıştayı Yapıldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)Başkanlığı iş birliğinde; Moğolistan’ın Tuul Vadisi’nde yürütülen kazı çalışmalarında keşfi yapılan “Togu Balık” kenti alanı ile Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntılarının ele alındığı uluslararası çalıştay başladı. İKÇÜ’lü ve Moğol araştırmacıların çalışmalarıyla keşfedilen, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen, fakat bugüne kadar yeri tespit edilemeyen Togu Balık şehri başta olmak üzere; Van, Aladağ’daki Anadolu’da ilk Moğol şehir kalıntılarının bilim insanları tarafından tartışılacağı çalıştayın açılışı üst düzey protokolün katılımıyla yapıldı. “Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntıları ve Togu Balık” Çalıştayının açılış programını, Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Türk Kazı Heyeti Başkanı olan Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ersel Çağlıtütüncigil, Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl, Yargıtay Üyesi Alp Arslan, Moğol ve Türk Tarihçi, Arkeolog, Türkolog akademisyenler ile çok sayıda öğrenci takip etti. Türk Dünyası ve Kazı Çalışmaları Denince Akla İKÇÜ Geliyor Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, yeni tarihi keşiflerin sergilendiği araştırmaların emeğin dışında insanüstü bir çaba gerektirdiğini kaydettiği konuşmasında, iki ülkenin bilim insanlarının ve akademilerinin tarihe önemli bir imza attığını söyledi. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Buralara kolay gelinmedi. Zaman alan, yatırım gerektiren, heyecan gerektiren, aşk gerektiren bir çalışma. Her biri ayrı zenginliğe sahip 210 üniversitemiz var. Ama Moğolistan denince, Türk Dünyası ve kazı çalışmaları denince benim aklıma İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi gelmekte. Bu kolay olmuyor, yıllarca sahalara gidip gelerek, sabırla gönülden bir çaba gerektiriyor. Buna biz şahit olduk. İki ülkenin bilimler akademileri yıllar süren bir gayret içine girdi. Türk dünyasının geçmişi ve insanlığın geçmişi ile ilgili çalışmaların altyapısı adım adım kuruluyor” dedi. Ortak Lehçeye Doğru Giden Çok Farklı Bir Noktayız Türkiye’nin Türk Dünyası ile karşılıklı iş birlikleriyle geldiği noktanın önemli bir diplomatik başarı olduğunu aktaran Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktaya ulaşıldığını vurguladı. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Karşılıklı iş birliklerimiz ile bizim de yitirmek üzere olduğumuz kültürel değerlerin yeniden kazandırılması konusunda Türk Dünyasının da bizlere çok büyük hizmetleri oldu. TİKA’nın destekleriyle Orhun Yazıtlarının olduğu bölgedeki kazılar, o bölgeye giden yollarının yapılması, müzenin inşa edilmesinin ardından ikinci aşama Bilge Tonyukuk müzesi oldu. Suni tartışmalardan uzak, nice çalışmalarımız kendi mütevazılığı içinde başarıyla yol almaktadır. Artık ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktayız. Arkeolojik çalışmalar tarihi eserlerin yeniden yazılmasının çok ötesinde, diplomatik, siyasi ve kültürel açıdan önemli hatta coğrafyalarda barışın sağlanmasında da çok etkili. Sadece geçmişten günümüze uzanan değil, köklerimize inerek kültürel çarpışmaların yaşandığı küresel diplomaside; Türk Dünyasının da kendini koruması, geliştirmesi, mücadelede bende varım demesinin başka bir çeşididir. İKÇÜ, TÜBA ve TİKA’ya Bakanlık olarak destek vermeye devam edeceğiz. Burada özellikle İKÇÜ’yü, Sayın Rektörümüzü, tüm kadrosunu, bölgedeki özel çalışmaları için özellikle Şaban Hocamızı, Bilimler Akademimizi, Muzaffer Hocamızı, zorlu şartlarda başarılı çalışmalara imza atan TİKA’yı, değerli Başkanımızı emekleri için kutluyorum. Sayın Bakanımızın selamlarını iletiyorum. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyorum” ifadelerini kullandı. İki Ülke Dostluğuna Önemli Katkılarda Bulunuyoruz İki ülkenin ortak kültürel bağına ışık tutmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TİKA, TÜBA’nın en büyük destekçileri olduğunu vurguladı. İslamiyet öncesi Türk medeniyetini açığa çıkarmak yönündeki çabalarının bilim tarihine önemli imza attığına işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Türk tarihinin en eski yazıtlarının bulunduğu Orhun bölgesinde yaptığımız çalışmalarla dünya mirasına da önemli eserleri kazandırdık. Türk-Moğol ilişkilerinin derinliğine ışık tutmaya çalıştık. Bilim diplomasisine ve ülke dostluğuna yönelik çalışmalarımıza da özel önem veriyoruz. Zira bu konuda Moğol paydaşlarımız da en az bizim kadar istekli ve dostluğun temeline uygun gelişmesi için güçlü bir motivasyona sahipler. Onların ifadesi ile biz onların üçüncü komşusuyuz. Sayın mevkidaşım Prof. Dr. Bayanjargal’in ziyaretleri kapsamında yeni ortak lisansüstü eğitim protokolü ve diğer Moğolistan’daki akademik kurumlarla kurduğumuz güçlü ilişkiler, ortak diploma programları iki ülke ilişkilerinin geleceğine yönelik önemli bir misyonu daha yerine getirmektedir. Çalıştayın sonuçlarının iki ülke dostluğuna ve bilim dünyasına önemli katkılar sağlamasını temenni ediyorum. Bu çalışmalarda paydaşımız olan Moğolistan Devlet Üniversitesine, TİKA’ya, Türkiye Bilimler Akademisine, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Tarihi Bağımızı Araştırmalarla da Kanıtladık Moğolistan’da Türkoloji bölümü olan tek üniversite olduklarını kaydeden Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag, kendileriyle yakın çalışan ve birlikte adım atan İKÇÜ’ye teşekkür etti. Çalıştayın ilerleyen süreçte yapılacak araştırmalara yön göstermesi temennisini paylaşan Prof.Dr. Ochirkhuyag, “Avrasya’nın iki yakasında yer alan iki kardeş ülke Moğolistan ve Türkiye, aralarındaki tarihi ve kültür bağını yürütülen çalışmalarda da kanıtlamaktadır. İki kardeş ülke Yükseköğretim çalışmalarında yakın iş birliği içindeler. İKÇÜ ile 2019 yılında imzalayarak başladığımız ilk protokolden bu yana geçen 5 yılda önemli çalışmalar yaptık. Ortak birçok programımız, beş çalıştayımız var. İki ülke arasında öğrenci ve öğretim elemanı hareketliliği artarak devam ediyor. Van Aladağ keşfinde de birlikte çalışıyoruz. Yeni bir protokol ile de bu başarılı sürece devam edeceğiz. Bu sürece katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. Ortak Alfabe İle Türkiye Yüzyılı Önemli Bir Mesafe Alacak Moğolistan’ın Türkiye’ye gösterdiği yakın ilgi ve sevgiden aldıkları sinerji ile akademi olarak özveriyle çalıştıklarını vurgulayan TÜBA Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, İKÇÜ ve Moğolistan Akademisi ile ortaklaşa yürütülen çalışmalara katkı sunmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Başkan Şeker, “Moğol tarafındaki sevginin bize yansıması çok önemli. Moğolistan Bilimsel Akademisi üzerinden dostlarımızla birlikte ortak hareket etmek, Atayurtlarımızı desteklemek, ortak kültür paydalarımızı keşfetmek ve gençlere bu bağı hatırlatmak bizlerin üstlendiği ulvi bir görevdir. Türk tarihine ışık tutan tüm arkeolojik kazılara Kültür ve Turizm Bakanlığımızın verdikleri desteğin de altını çizmek gerekir. Günümüzde hala kullanılan, iki ülke arasında 2 bine yakın ortak kelime birliği var. Türk Dil Kurumumuzun da bu sürece yaptığı önemli katkıları var. Ayrıca Türk Devletleriyle ortak alfabeye geçilmesi yönünde atılan adımların ilişkilerimize değerli katkılar sunacağını, ortak alfabe ile Türkiye Yüzyılının önemli bir mesafe alacağını belirtmek isterim. Özellikle tarihi bağlarımızın olduğu kardeş ülkelerle ilişkilerimizin güçlenmesi, Türkiye’nin dünyadaki gücüne destek olması açısından önemli bir kuvvet olacaktır” şeklinde konuştu. Madalyonun Diğer Yüzüne Işık Tuttuk Çalıştay düzenleme kurulu adına konuşan Türk Kazı Heyeti Başkanı Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ersel Çağlıtütüncügil, bölgede yürütülen araştırmalarla ilgili bilgi verdi. İslam öncesi dönem ve İslam sonrası dönemin tarihsel kalıntılardaki yansımalarını anlatan Prof.Dr. Çağlitütüncügil, Türklerin sadece at üstünde göçebe şekilde yaşamadıklarına dair önemli keşiflerde bulunduklarını söyledi. Prof. Dr. Çağlitütüncügil, “Biz Türk ve Moğol araştırmacılar olarak bölgede yaptığımız kazılarda aslında madalyonun diğer yüzüne ışık tuttuk. Türkler sadece at üstünde göçer hayat sürmediler. Yakın zamanda keşfini yaptığımız “Togu Balık” kentinde nasıl bir şehir hayatını inşa ettiklerini görüyoruz. İslamiyet sonrasında şehirler mahallelere bölünmüş, Müslümanlar ile diğer din mensupları arası duvarlarla ayrılmış. İslamiyet öncesinde de buna benzer kamu yapılarını, mahalleleri, sarayları, konutları görüyoruz. Asıl mesele araştırmaların neticelerinin arkeolojik yapılara inme meselesiydi. Bölgedeki Çarlık Rusyası döneminde bütüncül çalışmalar yapılmamıştı. O yüzden şehircilik tarihine ilişkin tüm çalışmalarımızda çok sabırlı davranmamız gerekiyordu. Zamanın ekonomik ve sosyal etkileri ile birlikte kervan yollarının da önemini yitirmesiyle inşa edilen şehirler zamanla kaderlerine terk edilmiş, adları ve de yerleri unutulmuştu. Togu Balık da bunlardan bir tanesiydi. İşte bu muazzam bilgilere ulaşmamızı sağlayan, her daim destek veren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, değerli Bakan Yardımcımız Dr. Serdar Çam’a TÜBA başkanımız Prof.Dr. Muzaffer Şeker’e TİKA’ya, rektör hocamız Prof. Dr. Saffet Köse’ye, değerli yardımcılarına, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal’a, Moğolistan araştırmalarının öncüsü, ordaki nüfuzundan her aşamada faydalandığımız Dekanımız Prof. Dr. Şaban Doğan Hocamıza, yol arkadaşımız olan tüm Moğol araştırmacı akademisyenlerimize, değerli tarihçilerimize ve genç araştırmacılarımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Ülkemizin Yüz Akı Olacaktır Protokole hediye takdiminin ardından Türk tarihinin Türk boyları sisteminin anlaşılması ile bütüncül bir yaklaşım ile anlaşılacağını ifade eden Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl’ın “Türk Tarihinde Togu Balık” başlıklı açılış konferansına geçildi. “Togu Balık’ın keşfinin yerleşim tarihi açısından bir kilometre taşı olduğunu aktaran Prof.Dr. Taşağıl, keşfin Türk tarihine yeni bir soluk ve bakış açısı kazandırdığını belirtti. Prof.Dr. Taşağıl, “Kaynaklarda adları geçiyor ama bunları arkeolojik olarak doğrulamak apayrı bir başarıdır. Türk tarihi açısından yeni buluşlar bizleri heyecanlandırıyor. Bu araştırmanın öncülüğünü, bayraktarlığını hak ederek İKÇÜ yapacaktır. Bunu takdir ediyorum, ülkemizin yüz akı olacaktır. Biz de elimizden geldiğince desteklemeye çalışıyoruz. Bu başarıda emeği olan tüm arkadaşlarımıza, Moğol meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Devletimizin tüm kurumlarına minnettarlığımızı ifade ediyorum” dedi. Açılış programı, Moğolistan’da gerçekleştirilen keşif çalışmalarında yer alan Prof. Dr. Şaban Doğan, Prof. Dr. Anıl Yılmaz, Doç. Dr. Serdar Vardar, Doç. Dr. Enkhtur Altangerel, Dr. Öğr. Üyesi Munkhtulga Rinchinkhorol, Dr. Batbold Gonchig’e teşekkür belgesi ve hediye takdimi ile devam etti. Bizlere O Işığı Yaktıran Sayın Çam Oldu Ödülün ardından bir teşekkür konuşması yapan Prof. Dr. Şaban Doğan, duygularla ifade edemedikleri bir keşfe imza atmaktan duydukları mutluluğu paylaştı. Togu Balık’ın gün yüzüne çıkmasında dönemin TİKA Başkanı olan Dr. Serdar Çam ile Moğolistan’da tanışmalarının kendisi için motivasyon kaynağı olduğunu anlatan Prof. Dr. Doğan, “Bize inanan güvenen değerli bakanımıza, TÜBA başkanımıza çok şeyler borçluyuz. Bizlere her aşamada destek oldular. Hem Moğolistan’da hem Türkiye’ de işlerimizi inanılmaz kolaylaştırdılar. Bize yerleşim yeri çalıştıran Ali İhsan Hocam ve Ahmet Taşer Hocamın desteği ve teşviki de bizim çok önemliydi. Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Çam TİKA Başkanı iken Moğolistan ziyareti esnasında çabalarımızı görünce ‘İsterseniz size bir otobüs, dershane verelim. Türk kültürünü Moğolistan’ın dağlarında anlatın’ demişti. Hareket noktamızı oluşturan bizlere o ışığı yaktıran Sayın Çam oldu. Bu keşif Sayın Bakan Yardımcımız Dr. Çam ve TÜBA Başkanımız Prof. Dr. Şeker Hocamızın gayret ve desteğiyle gerçekleşti. Şahsım ve kurumum adına kendilerine çok teşekkür ediyorum” şeklinde duygularını ifade etti. Açılış konuşmalarının ardından çalıştay oturumlarına geçildi. -
51 kez okundu
İKÇÜ Diş Hastanesi Temmuz’da Yeni Binasında
2012 yılının Mart ayından bu yana Aydınlıkevler’deki Yerleşkede İzmir İli ve çevre illere modern diş sağlığı hizmeti sunan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Hastanesi Temmuz 2024’te yapacağı açılışa hazırlanıyor. İzmir’in en modern diş hastanesi olarak vatandaşlara sağlık hizmeti sunma hedefiyle yapımına devam edilen dev kompleks, İKÇÜ’nün Balatçık’taki ana yerleşkesinde 29 bin metrekare alanda yer alıyor. Komplekste ayrıca 15 bin metrekarelik peyzaj düzenlemesi, rekreasyon alanları, hasta ve personel için ayrılan otopark alanları olacak. Ağız ve Diş Sağlığı Hizmet Kalitesini Yükseltiyoruz Şantiye alanında, Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Yasin Yıldız ile yüklenici firma yetkililerinden gelinen aşamayla bilgi alan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, 10 yılı aşkın süredir Aydınlıkevler’deki binasında vatandaşlara kaliteli ve ulaşılabilir sağlık hizmeti sunan hastanenin daha modern bir görünümle açılacak olmasının heyecanı ve mutluluğunu yaşadıklarını aktardı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “Eğitim kalitesi uluslararası sıralamalarda tescilli olan fakültemizin vatandaşlarımıza sunduğu ağız ve diş sağlığı tedavisi hizmetlerinin kalitesini nitelik ve nicelik olarak yükseltmeyi hedefliyoruz. Son teknoloji altyapısıyla toplam 250 diş ünitesi ile inşallah Temmuz’da açılacak sağlık kompleksimizin açılışını bizler kadar öğrencilerimiz de sabırsızlıkla bekliyor. Gelinen aşamada vatandaşlarımızın kuruluşundan bu yana hastanemize gösterdiği teveccühlerine, kapasitemizi ve kalite standartlarımızı arttırarak cevap vermiş olacağız. Vatandaş nezdinde takdir ve teşekkür edilen bir sağlık kurumu olarak çalışmaya devam edeceğiz” dedi. İnsan Sağlığına ve Bilime Hizmet Eden Anlayışla Çalışıyoruz İKÇÜ Diş sağlık kompleksinde, hizmet kalitesini daha üst seviyeye taşıyacak ileri tanı ve tedavinin sunulacağı kliniklerin, görüntü ve ses sistemiyle dizayn edilmiş fantom laboratuvarlarının, preklinik laboratuvarlarının, merkezi sterilizasyon, radyoloji ünitelerinin, ameliyathane ve dersliklerin yer alacağı bilgisini veren Rektör Prof. Dr. Köse, “Çok kısa bir süre zarfında, fiziksel alt yapısını yenilemiş bir İKÇÜ Diş Hekimliği Fakültesi Hastanesi olarak hizmet verecek olmanın mutluluğunu paylaşıyoruz. İnsan sağlığına ve bilime hizmet eden, kendini sürekli yenileyen, geliştiren, kaliteli ve özverili çalışmalara imza atan fakültemizin güçlü akademik kadrosuna, idari personeline ve çok değerli öğrencilerimize başarılı çalışmaları için teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu. -
29 kez okundu
İKÇÜ Heyetinden Moğolistan’a Önemli Ziyaret
Moğolistan Parlamentosunun daveti üzerine Başkent Ulanbatur’a giden İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) heyeti Moğolistan Meclis Başkanı Zandanshatar Gombojav tarafından kabul edildi. Moğolistan Parlamentosu tarafından düzenlenen ve on farklı ülkeden akademisyen ve yöneticinin yer aldığı “Trans-Altai Sustainability Dialogue” forumuna İKÇÜ’yü temsilen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan ve Erasmus Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emin Bakay katıldı. Gombojav: “İKÇÜ, ortak tarihimize ilişkin başarılı işler yapıyor” Forum’un açılış konuşmasını yapan ve onursal başkanlığını üstlenen Moğolistan Meclis Başkanı Zandanshatar Gombojav, Türkiye’den gelen heyeti özel olarak kabul etti ve Moğolistan Meclisi tarafından yapılan Altay topluluklarıyla ilgili çalışmalarına destekleri için teşekkür etti. İKÇÜ ile yakın çalışma içinde olduklarını belirten Moğolistan Meclis Başkanı Gombojav; “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ile ortak projeler yapıyoruz. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi “Trans-Altai Sustainability Dialogue” etkinliklerine destek olmakla kalmıyor, Moğolistan ve Türkiye’deki Türk ve Moğol kültürel mirasının araştırılması ve korunması ile ilgili de ciddi çalışmalar yürütüyor. 7 yıldan bu yana Moğolistan’ın pek çok Üniversitesi ve kültürel mirasın korunup gelecek nesillere aktarılması görevini üstlenen kurumlarımızla yakın iş birliği içinde çok önemli çalışmalara imza atan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesine teşekkür ediyoruz” dedi. Türk heyetini özel olarak kabul eden ve yakın ilgi gösteren Moğolistan Meclis Başkanı Sayın Zandanshatar Gombojav’a ve emeği geçenlere teşekkür ederim. İKÇÜ Heyetinden TİKA’ya Teşekkür Ziyareti Moğolistan’da İKÇÜ tarafından yapılan çalışmaların en önemli paydaşı olan Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Ulanbatur Ofisi Koordinatörü Emrah Ustaömer’i de ziyaret eden İKÇÜ heyeti TİKA’ya teşekkür etti. Ziyarette konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu TİKA’nın dünyanın değişik bölgelerinde olduğu gibi Moğolistan’da da önemli çalışmalar yaptığını belirtti. TİKA’nın faaliyetlerinin kamu diplomasisi kapsamında önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bulduklu “Bölgede üniversite olarak 7 yılı aşkın bir süredir faaliyetlerde bulunuyoruz. Bu çalışmaların tamamında her zaman yanımızda olan TİKA’nın önemli katkıları var. Devam eden ve yeni başlayacak olan çalışmalarımızda onların katkıları ile ata yurdumuzda tarihi gün yüzüne çıkarıyoruz. Ülkemizi burada en iyi şekilde temsil ettiğinizin yakın şahidiyiz. Geçtiğimiz dönemde buraya geldiğimizde Bilge Kağan Müzesini gördük ve oradaki titiz çalışmanıza hayran kaldık. O zaman sözünü ettiğiniz Bilge Tonyukuk Müzesinde çalışmaların başladığını da bu ziyaretimizde görme fırsatı bulduk. Bu çalışmalar tarihimiz ve kültürümüz açısından son derece önemli. Emeği geçenleri Koordinatörümüzün şahsında tebrik ediyorum” dedi. Yapılacak Çalışmalarda İKÇÜ’nün Yanında Olmaya Devam Edeceğiz TİKA Ulanbatur Koordinatörü Emrah Ustaömer ziyarette İKÇÜ’nün bölgeye katkılarının takdir edilmesi gerektiğini vurguladı. Tarihi açıdan önemli bir misyon üstlendiklerinin farkında olduklarını ifade eden Ustaömer “Burada devletimizin imkanları doğrultusunda hem tarihimizin bize yüklediği sorumluluğu yerine getiriyoruz hem de Moğol kardeşlerimizin ihtiyaçları doğrultusunda yatırımlar yapıyoruz. İki ülke halkının geçmiş ortak kültürünü gün yüzüne çıkarmaya yönelik adımlar atmaya da gayret ediyoruz. Bu adımların atılmasında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin önemli katkıları var. Biz de bu çalışmalara destek olmaktan memnunuz ve her bir çabanın çıktıya dönüşmesi bizi mutlu ediyor. Önümüzdeki süreçte de çalışmalarda İKÇÜ’nün yanında olmaya devam edeceğiz. Bu çalışmaları Moğolistan’ın ekonomik, sosyal ve insani kalkınma süreçlerini destekleyici birer unsur olarak görüyoruz. Ortak tarihi ve kültürel mirasımızı geleceğe taşımaya yönelik çalışmalarımızı bu çerçevede sürdürüyoruz” dedi. Ulanbatur Din Hizmetleri Müşaviri Fazıl Ahmet Ertürk’ü de ziyaret eden İKÇÜ Heyeti, çalışmalar hakkında bilgi aldı ve karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. -
25 kez okundu
Kalite Yönetim Belgesi Yenilendi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) sahip olduğu TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Belgesinin devamlılığının sağlanması amacıyla Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Ege Bölge Koordinatörlüğünce başlatılan Belge Yenileme Gözetim Tetkiki başarıyla tamamlandı. Baş Tetkik Görevlisi Yücel Akca, Tetkik Görevlileri Deniz Balcı, Müveddet Buket Yılmaz, Mehmet Keleş tarafından iki gün süren incelemeler neticesinde İKÇÜ'nün Belge Yenileme Tetkikini başarıyla tamamladığı düzenlenen kapanış oturumunda duyuruldu. Tetkik süreci kapsamında akademik ve idari birimler ziyaret edilerek incelemelerde bulunuldu. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, açılış toplantısında kalite süreçlerinde başarılı adımlar atıldığının altını çizdi. Kalitedeki Başarının Sırrı Takım Ruhu Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, Koordinatör Yardımcıları Doç. Dr. Onur Karadal, Dr. Öğr. Üyesi Halil Koyu, Genel Sekreter Nurettin Memur, Strateji Geliştirme Daire Başkanı Erkan Küçükkılınç, yönetim kurulu ve senato üyeleri, kalite komisyonu üyeleri, akademik ve idari birimlerden gelen kalite birim sorumluları ile iç tetkikçilerin takip ettiği programda konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, tüm birimlerde takım ruhuyla yürütülen kalite yönetimi süreçlerinde yakalanan başarıya dikkat çekti. Kuruluşunun 4’üncü yılında TSE belgesine sahip olan bir kurum olarak tüm yönetişim yapısında kalite anlayışının yer aldığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, “Kalite kavramı günümüzde çokça dile getirilse de asıl önemli olan bir kurumun bu kavramı bütün birimleriyle özümsemesidir. Tüm iç ve dış paydaşların ihtiyaç ve beklentileri değerlendirilerek sürekli iyileştirme çalışmaları ile desteklenen kalite yönetim sistemimiz, öğrencilerine, çalışanlarına ve tüm dış paydaşlarına daha iyi hizmet sunma noktasında en büyük gücümüzdür” dedi. Yol Gösterici Yönde Katkı Kurumların farklı organizasyonlarca denetlenmesinin verimli bakış açılarının edinilmesinde önemli bir katkı sağladığını aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, “Dışarıdan bakan bir gözün çalıştığınız kurumu denetlemesini, hedef ve amaçlarımıza ulaşmada çok değerli görmekteyiz. İki gün boyunca farklı akademik ve idari birimlerde yapılacak gözetim tetkiklerinin bizlere yol gösterici yönde katkı sunacağına inanmaktayız. Ayrıca bu denetlemeler, sürekli iyileştirme çalışmalarına olan bakış açımızın göstergesidir. Bu belge sunduğumuz eğitim öğretim hizmetlerinin kalitesinin de ispatıdır ve belgemizin devam etmesi için çalışmalarımızı yoğun bir biçimde sürdürüyoruz. Tüm akademik ve idari birimlerimizde bütün yönetici arkadaşlarımızın ve kalite gönüllülerimizin katkılarıyla öğrencilerimize mezunlarımıza ve tüm paydaşlarımıza en iyiyi sunma gayreti içindeyiz” diye konuştu. Hedefimizi Büyültüyoruz Kapanış toplantısında değerlendirmelerde bulunan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, TSE tarafından tamamlanan tetkik neticesinden duydukları memnuniyeti paylaştı. İKÇÜ'nün kalite paydasında yönettiği yönetim sistemlerinde geldiği noktanın gurur verici olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Köse, “TSE'nin kıymetli tetkikçilerine, olumlu bir bakışla, bir tür sinerjiyle bizi daha da motive ettikleri için çok teşekkür ediyorum. Belirlenmiş olan standartlar çerçevesinde hedefimizi büyütmek, ileri taşımak üzere çok değerli katkılarda bulundular. Türkiye’deki diğer üniversitelerin arasında daha iyi yukarılarda bulunma noktasında güçlü motivasyona sahibiz ve kalite çalışmaları bizim için itici bir güç olacak” şeklinde konuştu. İKÇÜ Zaman İçinde Güzel Atılımlar Yapmış Baş Tetkikçi Yücel Akca, birimlerde yapılan incelemelerin ardından yapılan kapanış toplantısında, tetkikin olumlu geçtiğini açıkladı. Akca,“Sürekli iyileştirme kapsamında İKÇÜ'de yeni projeler ve faaliyetlerin yapıldığını gözlemledik. Üniversitenizde Teknolojik Transfer Ofisinin kurulmuş olması ve izninin çıkmış olması önemli bir gelişme. Bunun yanı sıra Türkiye’de ilklerden Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği Bölümünün açılmış olması, Bilimsel Yayınlar Koordinatörlüğünün kurulmuş olmasını çok değerli gördük. Tıbbi Laboratuvar Bölümünün ın açılmış olması da öyle. Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı gibi fakülte ve bölümlere öğrenci almanız da olumlu gelişmelerden. Kalite Koordinatörlüğü bünyesinde, Kalite Mentörlük Uygulamasına geçilmiş olmasını güzel atılımlardan biri olarak değerlendirdik. Bütün bunların ve sayamadığımız güzel çalışmaların sistemin iyileşmesi ve daha da ileri gitmesi açısından katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Öncelikle Rektör hocamızı, üst yönetimi ve emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi. İKÇÜ’de arka arkaya üçüncü kez tetkik için bulunduğunu söyleyen Tetkikçi Deniz Balcı ise “İKÇÜ'ye her geldiğimde ilerlemeyi, iyileşmeyi gördüm” dedi. İKÇÜ’nün yeni yatırımlar ve fikirler anlamında ve bazı alanlarda Türkiye’deki sayılı üniversitelerden olduğunu dile getiren Balcı, ÜBYS’nin diğer üniversiteler tarafından da kullanılıyor olmasının, yaygınlaşmasının ise mutluluk ve gurur verici olduğunu belirtti. İlk kez 2019 yılında geldiği İKÇÜ’de ikinci kez tetkik için bulunduğunu aktaran Tetkikçi Müveddet Buket Yılmaz da gelinen süreçte güzel çalışmalara imza atıldığını gördüklerini vurguladı. Yılmaz, “Strateji Daire Başkanlığı, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Biyomedikal, Test Kalibrasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi ve İdari Mali İşler birimlerinde bulundum. Gerçekten çok güzel çalışmalar var. Özellikle Sağlık Bilimleri Fakültesi ilgimi çekti ve benim için farklı bir gurur oldu. Fakülte bünyesinde bulunan Simülasyon Merkezi gerçekten çok güzel. Öğrencilerin eğitimde kullanabileceği, çok katkı sağlayabilecek güzel bir laboratuvar” dedi. Tetkik görevlisi Mehmet Keleş ise kurumsal olarak gösterilen çabaların sürdürülmesinin devamlılık açısından önemli olduğunu vurguladı ve misafirperverlik için tüm temsilcilere teşekkürlerini iletti. TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Belgesinin devamlılığına yönelik kararın tebliğinin yapıldığı programın bitiminde, Rektör Köse tarafından denetim ekibine kalite çalışmalarına yaptıkları katkılar için teşekkür belgesi takdim edildi. -
23 kez okundu
Sanayiciler İKÇÜ'de Buluştu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, düzenlenen iftar yemeğinde Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, Ulukent Organize Sanayi Bölgesi, Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren sanayiciler ve iş insanları ile buluştu. İKÇÜ ev sahipliğindeki sanayicilerle İKÇÜ Yönetiminin buluştuğu iftar programına, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut ve Genel Sekreter Nurettin Memur'un yanı sıra iş insanı Atilla Üner, Tiryakiler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tiryaki, Dirinler Makina Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dirin, Özkan Demir Çelik Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özkan, Kastaş Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Atılgan, TAYKON Çelik Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ömer Telcioğlu, Ege’s Yemek Yönetim Kurulu Başkanı Barış Kurt, GEMPOL Makine Mühendislik Sanayi Şti. Kurucu ve CEO'su Aydın Gülay, Baylan Ölçü Aletleri San.ve Tic.A.Ş. Genel Müdürü Serkan Alıcı , ASMAŞ Ağır Sanayi Makineleri Yönetim Kurulu Başkanı Davut Akbari, Sistas Çelik Dövme San Tic A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aydan, TÜV AUSTRIA Marine Teknik Danışmanı M. Tansel Ergün, Örnek Makina Sanayi ve Tic.A.Ş Genel Müdürü Hakan Örnekoğlu ile çok sayıda üst düzey yönetici ve iş insanı katıldı. İftar programına katılımlarından dolayı tüm misafirlere teşekkür eden Rektör Prof. Dr. Köse, İzmir'in ve ülkemizin iş dünyasında önemli yere sahip başarılı çalışmalara imza atan iş insanlarını İKÇÜ’de ağırlamaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. İKÇÜ’nün her geçen gün başarı ivmesiyle büyüyen İzmir’in önemli bir bilim yuvası olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, “Biz üniversitelerin ulaşılabilir olmasını önemsiyoruz. Ülkemizin ekonomisine yön veren kurum ve kuruluşlarla bir araya gelmeyi, ortak projeler ve iş imkânları geliştirmeyi önemli buluyoruz. Günümüzde üretilen bilgi, direkt veya dolaylı bir şekilde topluma, sosyal yaşama dokunmuyorsa, ekonomiye yansımıyorsa fazla bir değeri kalmıyor. Dünya üniversiteleri artık kriterlerini bu stratejiler üzerine geliştiriyor. Daha çok çalışıp üretmenin bilincinde olan bir İKÇÜ olarak üniversite-şehir, üniversite-sanayi iş birliklerini daha fazla geliştireceğiz. Çünkü hepimizin ortak derdinin ülkemiz, bölgemiz ve İzmir’imiz olduğunu düşünüyorum. Gençlerimizin geleceğini inşa etmek ve ekonomik kalkınmaya destek sağlamak adına, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da birlikte çalışmaya hazırız. İKÇÜ’ye kuruluşundan bu yana destek veren iş dünyamızın değerli yöneticilerine, mensuplarımıza teşekkür ediyorum ve çalışmalarında başarılar diliyorum” diye konuştu. -
20 kez okundu
İKÇÜ’de Profesörlük Berat Takdimi ve Biniş Giyme Töreni Yapıldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce ikincisi düzenlenen törenle profesörlere berat takdim edildi. Doçent kadrosuna atanmaya hak kazanan öğretim üyeleri ve akademik kariyerinde yükselme yaşayan akademik personele binişleri giydirildi. Tören, Sanat ve Tasarım Fakültesi öğretim üyeleri Prof.Dr. Ömer Özden, Doç. Dr. Serkan Çelik, Doç.Dr. Mücahit Yalçın Öztüfekçi, Doç.Dr. Cem Çırak ile yüksek lisans öğrencisi Eda Özay Narlıoğlu’nun solistliğinde sunulan müzik dinletisi ile başladı. Gurur Kaynağımızsınız Programın açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İKÇÜ için gurur günü yaşandığını belirterek 2010 yılında kurulan bir üniversite olarak gelinen noktada bilimsel alanda başarılı çalışmalara imza atan akademik kadronun payının büyük olduğunu söyledi. Rektör Prof. Dr. Köse, “Bugün bu salonu dolduran sizin gibi akademik alanda başarılarını ispat etmiş olan hocalarımızla birlikte olmanın verdiği gururu ve mutluluğu yaşıyoruz. Biz, genç bir üniversiteyiz. Bu genç üniversite, İzmir gibi bir üniversite şehrinde, böylesine güzel bir şehirde; hem ülkemizin bilimsel anlamda arayışlarına değerli katkılar sağladığı için hem de evrensel bilgi üreten kurum olarak bu alanda dünyaya küresel anlamda çok kıymetli katkılar sağladığı için ve tüm bunların sizlerin emekleri sayesinde yapıldığı için hakikatten son derece mutluyum” dedi. Hiç Kimseyi Ötekileştirmeden 'Biz' Ruhuyla Çalışıyoruz Üniversitelerin bilginin sadece üretildiği değil, aynı zamanda hayatlara dokunduğu, insanlığın refahına katkı sunduğu kurumlar olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Köse, güçlü bir Türkiye’nin temelinde bilgiyle, bilimle atılan adımların temel unsur olduğunu kaydetti. Bu noktada bilim insanlarının üstlendiği misyonunu önemine değinen Rektör Prof. Dr. Köse, “Bilimsel düşünme gücüne sahip ve sorumlu kuşaklar yetiştirme görevini üstlenen bizler, bilimle, teknolojiyle barışık, kendi tarihini ve kültürünü özümsemiş, yeniliklere açık nesillerin yetişmesinde söz sahibiyiz. Geçmişle gelecek arasında bağ kurup topluma köprü olan kurumlar olmanın sorumluluğuyla biz oldukça, ötekileştirmedikçe ülkemiz daha güçlü temellerde yükselmeye devam edecektir. Biz akademik anlamda yapılacak çalışmalarda huzurla çalışılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Bunu hem kurum kimliği hem aidiyet oluşması açısından çok değerli bir duruş olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum. Rektör olarak atandığımda ilk olarak ulaşılabilir olduğumu söyledim ve bu zamana kadar hep ulaşılabilir bir yönetici olmaya gayret gösterdim. Akademik ve idari huzur için bizim her zaman sizlere kapımız açık. Samimi olarak aile ortamı içerisinde bu ülkeye, bu millete katkı yapma gayretini hep birlikte göstermeye devam edeceğiz. Tüm öğretim üyelerimize akademik yaşamlarında başarılar diliyorum” şeklinde konuştu. Tören, akademik kadroda yükselen 89 profesör, 56 doçent ve 25 doktora öğretim üyesinin protokol tarafından binişlerinin giydirilmesi ile tamamlandı. -
19 kez okundu
Dünyada Gazze için Gençlik Uyanışı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) SKS Genç Düşünce Sanat ve Medeniyet Topluluğunun konuğu olan Gazeteci-Yazar Turan Kışlakçı “Gazze ve Yeni Dünya Gençlik Devrimi” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. İsrail’in, Filistin halkına yaptığı soykırımı ve soykırıma karşı birleşen dünya genelindeki üniversite gençlerini konu alan söyleşiyi, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, Topluluk Danışmanı İlahiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Dursun, İnsan ve Medeniyet Hareketi Ege Bölgesi Başkanı ve İzmir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Gençlik Hizmetleri İl Müdür Yardımcısı Ahmet Gülcan, İnsan ve Medeniyet Hareketi İzmir İl Başkanı Uğur Bayrak, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci izledi. Zulüm ile Âbad Olunmaz Söyleşinin başında konuklara selamlama konuşması yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Batının Gazze’de de sergilediği ikiyüzlü tavra dikkat çekerek İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde atıf yapılan insan onuru, insan dayanışması ve insanlığın eşitliği gibi vurguların söz konusu Müslümanlar olduğunda geçersiz sayıldığını dile getirdi. Prof. Dr. Köse, “Cahiliye döneminin, şimdi küresel bir boyuta evrildiğini görüyoruz. Gazze bunun en aleni örneğ. Zulmün bu şekilde devam etmeyeceğini de söylemek isterim. Çünkü ilahi bir yasadır; tefsir kitaplarında da halk arasındaki sözlerde de vardır 'küfür ile âbad olunur ama zulüm ile âbad olunmaz'. Bu zulmün sonu elbette gelecek ama önemli olan bizim nerede durduğumuz. O yüzden bizler, elimizden geldiğince, imkânlar ölçüsünde her zaman Gazze’nin yanındayız. Bugün de bunun için buradayız” ifadelerini kullandı. Çağımızın Kâtip Çelebilere İhtiyacı Var 18 yaşındayken Pakistan’a gittiğinde, orada bir hocanın kendisine Hacı Halife’yi sormasıyla başlayan bir anekdot anlatan Gazeteci-Yazar Turan Kışlakçı, o zamanlar hiç duymadığı bu ismin Kâtip Çelebi’nin diğer adı olduğunu öğrendiğini belirterek, yıllar sonra İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin konuğu olmaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. Kâtip Çelebi’nin bütün eserlerini okuduğunu söyleyen Kışlakçı, “Batı, 2. Dünya Savaşından itibaren büyük bir çöküş yaşıyor. Yeni bir düşünce üretemediler. Dünyaya söyleyecek bir sözümüz olması için bizim Kâtip Çelebilere ihtiyacımız var. Kâtip Çelebi Üniversitesi’nden çıkıp dünyaya Keşfü’z-Zunûn, Mîzânü’l-Hakk gibi eserleri yazabilecek gençlere ihtiyacımız var. Sizler bunu yapabilirsiniz” dedi. Çağımızda bilginin değerinin kalmadığını belirten Kışlakçı, “Malumatfuruşluğun zirve yaptığı bir devirdeyiz, hele ki sosyal medyada. Çünkü bilgi yok. Bilginin olmadığı yerde bilgelik olmaz. Bilgeliğin olmadığı yerde de anlamsızlık olur” ifadelerini kullandı. Dünyada Gençlik Uyanışı Söz Konusu ABD’deki, Avrupa’daki ve Latin Amerika’daki bütün üniversitelerde gençlerin Gazze için sokaklara çıktığını belirten Kışlakçı, “ABD’de yapılan anketlerde gençlerin yüzde 90’ı Gazze’den yana fakat yaşlıların yüzde 45’i ya sessiz ya da İsrail’i destekliyor. Dünyada büyük bir gençlik uyanışı söz konusu. Statükoya meydan okuyan, var olanı değiştirmek isteyen gençler zulme, katliamlara sessiz kalmak istemiyor. Gazze’de yaşanan savaş değil, soykırım. Gazze 8 aydır havadan, karadan ve denizden bombalanıyor. 17 yıldır etrafı kuşatılmış durumda, kimsenin dışarı çıkmasına izin verilmiyor. Gazze, 30-40 yıldır katliamlarla boğuşuyor. Tarihte, hiçbir yerde bu kadar uzun bir kuşatma olmamıştır. İşte dünya gençlerinin isyan ettiği nokta bu. Dünya gençleri, ‘Gazze’de 40 bine yakın kadın ve çocuk öldürüldü, bunlara sessiz kalamayız’, diyorlar” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Genç Düşünce Sanat ve Medeniyet Topluluğu üyesi Filistinli Rana Süleyman’ın “Kudüs ve Gazze” şiirini okumasıyla duygu dolu anlar yaşandı. -
19 kez okundu
BMC ile Otomotiv Sektörüne Nitelikli İş Gücü Protokolü
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve BMC Otomotiv arasında iş birliği anlaşması imzalandı. İmza töreni, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Lütfi Balık’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Üniversite- sanayi iş birliği doğrultusunda imzalanan protokol ile başta AR-GE çalışmaları olmak üzere oluşturulacak genç yetenek programları ile öğrencilere staj ve kariyer fırsatları, karşılıklı teknik geziler, seminer, konferans gibi faaliyetlerle sektörel bilgi paylaşımı hedefleniyor. Protokolle ilgili değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Köse, Türkiye’nin ön gelen ticari ve askeri araç üreticilerinden BMC ile genç istihdama büyük katkı sağlayacak bir protokole imza atmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. İKÇÜ İstihdam Odaklı Projelerin İçinde Üniversite olarak akademide üretilen bilgi ve becerileri sektöre kazandıran iş birliklerine büyük önem verdiklerini belirten Prof. Dr. Köse, “Hızlı bir teknolojik dönüşümün yaşandığı küresel sanayide, sektörün nitelikli insan kaynağına ihtiyacı daha çok artmıştır. Üniversite olarak yerli ve özgün, teknoloji geliştiren, teknoloji üreten ülkemize katkı sağlamak için, öğrencilerimizin başarısını önceleyen bir yaklaşımla istihdam odaklı projelerin içinde yer alıyoruz. Sektör temsilcileri ile sürekli temas halindeyiz. Ülkemizin öncelikli sektörlerinin geleceğine katkı sunacak önemli iş birliklerini hayata geçirmeye devam ediyoruz. AR-GE çalışmalarına sektör temsilcilerinin katılımını ve katkısını önemsiyoruz. BMC iş birliği de bu kapsamda oldukça önemli. Bu imza ile öğrencilerimiz, eğitim süreçleri boyunca iş dünyasını daha yakından tanıyacaklar, bir sonraki aşamada da istihdamda aktif şekilde yer alacaklar. Diğer taraftan da nitelikli akademisyenlerimizle BMC’nin ilgili alanlardaki sorunlarının çözümüne veya sanayiye yeni bir malzeme, ürün, üretim yöntemi gibi çıktıların kazandırılmasına yönelik ortak projeler yaparak yeni platformlar oluşturulacaktır. Ülkemiz ekonomisinin lokomotifi sanayi sektörünün, öncü kurumlarından biri olan BMC ile imzaladığımız bu protokolün üniversitemize, bölgemize ve sektöre hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum” dedi. Üniversite-Sanayi İş Birliği Kültürüne Örnek BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Lütfi Balık ise nitelikli bilgiye dayanan, katma değerli üretimi arttıran AR-GE çalışmalarına verdikleri desteğin altını çizerek; sanayide ihtiyaç duyulan yüksek nitelikli insan kaynağının akademi ile yapılan iş birliklerinden geçtiğini söyledi. İKÇÜ ile üniversite-sanayi iş birliği kültürüne örnek teşkil eden bir protokolde yer almaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan Genel Müdür Lütfi Balık, “BMC ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi arasında imzalanan iş birliği anlaşmasıyla genç yeteneklerin gelişimine destek olmayı, eğitim ve AR-GE alanlarında önemli projelere imza atmayı hedefliyoruz. Bu iş birliğiyle Genç Yetenek Programları ile öğrencilere staj ve kariyer fırsatları, teknik geziler ve BMC yetkililerinin konuk eğitmen ve konuşmacı olacağı sektörel eğitimler aracılığıyla bilgi paylaşımı, üniversite – sanayi iş birliği çerçevesinde de AR-GE çalışmaları ve ortak projeler gibi pek çok alanda birlikte çalışacağız. Bu adımın gençlerimizin kariyer yolculuğuna ışık tutacağına ve üniversite-sanayi iş birliğini daha da güçlendireceğine inanıyor, her iki taraf için de hayırlı olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın, BMC Otomotiv Yetenek Yönetimi ve Gelişim Müdürü Ersin Canan’ın hazır bulunduğu törende, karşılıklı görüş alışverişinin ardından Rektör Prof. Dr. Köse ve BMC Otomotiv Genel Müdürü Balık tarafından protokole imza atıldı. -
18 kez okundu
Nöropazarlama Sihirli Değnek Midir?
Sağlık, mühendislik ve sosyal bilimler alanlarında multidisipliner çalışmalara destek veren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sinir Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından psikoloji, tıp ve ekonomi alanlarında nöro görüntüleme tekniklerinin kullanımını kapsayan ‘nöropazarlama’ kavramı üzerine bir konferans düzenlendi. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal’ın konuşmacı olarak yer aldığı konferansı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Sinir Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Sinem Ezgi Turunç Özoğlu, Müdür Yardımcıları Prof. Dr. Nihal Olgaç Dündar ile Prof. Dr. Pınar Gençpınar, Genel Sekreter Nurettin Memur’un yanı sıra bu alanda çalışmalar yürüten ilgili fakültelerden akademisyenler ve öğrenciler takip etti. X,Y ve Z Kuşaklarına Özel İçerikler Açılışta konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, yeni medya ve pazarlama stratejileri arasındaki yakın ilişkiye değinerek markanın pazarda farklılaşmasında dijital süreçlerin büyük önem taşıdığını kaydetti. Prof. Dr. Bulduklu, “Gelişen teknoloji ve pazarlama amaçları ile birlikte pazarlama artık ihtiyacı tatmin değil yaratma eksenli bir boyuta evrildi. Günümüzün yoğun rekabet ortamında hedef kitlenin dikkatini daha çok çekmek için uygulanan tekniklerin başında ise nöropazarlama geliyor. Bugün gelişen tüm teknolojinin pazarlamaya hizmet eden aracılar haline geldiğini görüyoruz. Bu çerçevede küresel güç haline gelmenin önemli adımlarından biri çağın tüm uygulamalarına hakim olmaktır. Özellikle yeni medya stratejilerini, halkla ilişkiler uygulamalarını ve dijital teknolojileri daha yakında takip etmek gerekiyor. Rakipleri geride bırakarak ön plana çıkmak, potansiyel kitleye ulaşmak ve X,Y ve Z kuşaklarına özel içerik, görsel ve stratejiler geliştirmenin yolu da tüketici gibi düşünmekten geçiyor. Yeni medyada müşteri ilişkileri, klasik pazarlama anlayışlarına kıyasla oldukça hızlı ve aktiftir. Nöro teknikleri de kapsayan tüm gelişmeleri takip eden, gerçekçi şekilde tüketiciye dokunan markalar pazarda başarılı oluyor” diye konuştu. Sinirbilim Tüketici Zihnini Anlamaya Yönelik Katkılar Sunar “Nöropazarlama Sihirli Değnek midir?” başlıklı sunumunda güncel yaklaşımları dile getiren İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, kavram üzerinden değerlendirmelerde bulundu. Dekan Prof. Dr. Ünal, “Nöropazarlama kısaca tüketicilerin satın alma kararlarını anlamak ve etkilemek için sinirbilim ve psikolojiden yararlanan pazarlama tekniğidir. Konu hakkındaki görüşler iki zıt noktada toplanmaktadır. Bir kısım, nöropazarlamanın çağımızın sihirli değneği olduğunu ileri sürerken bir kısım ise yetenekleri abartılan popüler bir kavram olduğunu düşünmektedir. Sinirbilimin kullandığı fMRI, EEG gibi araçlardan yararlanılarak tüketicinin ürün, ambalaj, marka, reklam veya kampanyaya yönelik tepkilerinden yola çıkılarak tüketicinin dikkatini doğru şekilde çekmenin satın alma olasılığını artıracağı Nöropazarlamanın öz noktasıdır. Sinirbilimin tüketici zihnini anlamaya yönelik katkıları pazarlamadan beklentileri oldukça artırmıştır” dedi. Markaların Kullandığı Popüler Bir Yöntem Akademiden ve iş dünyasından oldukça büyük bir ilgi gören Nöropazarlamanın uluslararası alanda birçok tanınmış marka tarafından kullanılan bir uygulama haline geldiğini aktaran Prof. Dr. Sevtap Ünal, “Örneğin Coca Cola, Pepsi, BMW, Audi gibi global markaların ürün dizaynlarında nöropazarlamadan yararlandığı bilinmektedir. Bu uygulamalar firmalara başarı olarak geri dönmüştür. Nöropazarlama, geleneksel pazar araştırması yöntemlerinin yerini alan ve onu tamamen işlevsiz hale getiren bir risk değildir. Nöropazarlama anlayışları anketlerden, odak gruplarından ve diğer geleneksel yaklaşımlardan elde edilen verilerle birleştirilerek tamamlanırsa pazarlamacılar tüketici davranışları hakkında daha kapsamlı bir anlayış elde edebilirler” diye konuştu. Nöropazarlamanın teknoloji ve araştırma metodolojilerindeki gelişmelerle yeteneklerini genişleten büyüyen bir alan olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ünal, gelecekte giderek gelişen bir uygulama metodolojisi olabileceğini aktardı. Dekan Prof. Dr. Ünal “Sinirbilim ve pazarlama birleştikçe, reklamcılığın ve tüketici içgörülerinin geleceğini şekillendiren yeni teknikler ve içgörüler ortaya çıkacaktır. nöropazarlama doğru kullanıldığında oldukça yararlı bir araçtır. Gelişen teknoloji ve değişen dünya gerekleri doğrultusunda hayatımızdaki yeri giderek artacaktır. En doğru şekilde faydalanılarak gerek firmalara gerekse tüketiciye kazandıran uygulamalar hayata geçirilebilecektir” şeklinde konuştu. -
18 kez okundu
İKÇÜ ve AVEK Otomotiv’den Gençler İçin Güç Birliği
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) AVEK Otomotiv Sanayi Ticaret A.Ş arasında üniversite-sanayi çalışmaları kapsamında iş birliği protokolü imzalandı. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ile AVEK Otomotiv Bölge Müdürü Hüseyin Genç tarafından imzalanan protokol töreninde; Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın da hazır bulundu. İKÇÜ ile Paşalı Grubu kuruluşu olan AVEK Otomotiv arasında gerçekleştirilen protokol ile bilimsel araştırma, eğitim-öğretim, uygulama alanlarında ortak çalışmalar yapılarak üniversite-sanayi iş birliğine katkı sağlanması hedefleniyor. Teori ve uygulama alanlarında bütünlüğü sağlayacak ortak etkinlikler, araştırmalar ve projeler gerçekleştirmek gibi maddeleri içeren protokol hakkında görüşlerini ifade eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, iş dünyası ile iç içe bir eğitim modelini önemsediklerini vurgulayarak bunun hem sektöre hem de üniversitenin gelişimine katkı sağlayacağını belirtti. Her şey ‘Gençlerimiz’ İçin Türkiye Yüzyılı vizyonunda yer alan, kritik teknolojilerde “tam bağımsızlık” ilkesine akademiden sunulacak katkıların önemine vurgu yapan Rektör Prof. Dr. Köse, “En büyük kıymetlimiz olan gençlerimizin, araştıran, keşfeden, çözüm üreten enerjisi ve üretkenliğiyle Türkiye Yüzyılının mimarları olacağının bilincindeyiz. Bize düşen görev onları alanlarının öncü teknoloji firmaları ve sektör profesyonelleri ile buluşturmaktır. İş birliği projeleriyle öğrencilerimizin edindikleri teorik bilgileri, pratik deneyimlerle harmanlamalarına köprü oluyoruz. Teknolojiyi en iyi kullanan firmalarımıza da birikimlerini gençlerle paylaşma imkânı sunarak ülkemizin nitelikli insan kaynağını ve beşeri sermayesini güçlendiriyoruz. Umuyorum ki Türkiye’nin en büyük şirketlerinden olan AVEK Otomotiv ile başladığımız önemli yol arkadaşlığı ile önümüzdeki dönemde yürüteceğimiz ortak çalışmaları çok daha ileri bir noktaya taşıyacağız” diye konuştu. İKÇÜ ile İş Birliğinden Gurur Duyduk AVEK Otomotiv Bölge Müdürü Hüseyin Genç de sektörünün önde gelen birikimine ve yetkinliğine sahip kuruluşu olarak İzmir’de İKÇÜ ile ortak çalışma alanlarında faaliyetler yürütecek olmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Bölge Müdürü Genç, “Yaklaşık 8 aydır devam eden görüşmelerimiz altını çizerek ifade etmek isterim ki; yöneticilerimizin, hocalarımızın samimi ve içtenliği ile devam etti. Bu görüşmelerimizin neticesinde burada olmak bizim için gurur kaynağı. İzmir’de devlet üniversitesi olarak İKÇÜ ile çalışmayı tercih ettik. Bu tercihimizden oldukça mutluyuz. Bundan sonraki yol haritamızda gençlerimizin yetişmesinde katkı sağlamak adına elimizden geldiğince katkı sunacağız. Üniversitemizin de bizlerin faaliyet alanlarına önemli katkılar sağlayacağı görüşündeyiz. Başta Rektörümüz nezdinden tüm hocalarımıza şükranlarımızı sunuyoruz” dedi. -
18 kez okundu
İKÇÜ En İyiler Listesinde Tırmanışta
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) tarafından ilan edilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2024-YKS) yerleştirme sonuçlarına göre İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) yüzde 100’e yakın doluluk oranı ile bu yıl da en çok tercih edilen üniversitelerden biri oldu. URAP’ın (University Ranking by Academic Performance) Türkiye’nin en iyi üniversitelerini sıraladığı 2024 verilerine göre İKÇÜ son 2 yılda 5 sıra ilerleyerek 34’üncü sıraya yerleşti. Üniversitelerin sadece öğrenci sayılarıyla değil, aynı zamanda bilimsel katkıları ve uluslararası başarılarıyla da değerlendirildiği listede, ‘ilk 60 en iyi üniversite’ sıralamasında tırmanışına devam eden İKÇÜ, ulusal ve uluslararası düzeydeki akademik başarılarını da tescillemiş oldu. Açıklanan YKS verilerine göre İKÇÜ’nün bu yıl ilk kez öğrenci alan Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Gemi ve Deniz Teknolojisi Mühendisliği Bölümü ile 46 lisans ve 5 ön lisans programına toplam 3.184 öğrencinin yerleştiği bildirildi. İKÇÜ bünyesinde bulunan bütün programlardaki doluluk oranları, eğitimdeki kalitenin ve tercih edilirliğinin bir göstergesi olarak öne çıkmaya devam ediyor. Yerleşen öğrenciler arasında, sayısal alanda en yüksek puan 508,76579 ile Tıp Fakültesi, eşit ağırlıkta en yüksek puan 421,43179 Hukuk Fakültesi, sözel alanda en yüksek puan 428,61457 ile Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü, yabancı dil alanında ise en yüksek puan 464,65387 ile Turizm Rehberliği Bölümü oldu. İKÇÜ’de en yüksek TYT puanı ile öğrenci alan ön lisans programı ise 439,25028 puanla Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Fizyoterapi programı oldu. Büyümeye, Hedeflerimizi Büyütmeye Devam Üniversitenin elde ettiği başarılardan duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Prof.Dr. Saffet Köse, bu göstergelerin aday öğrencilerin tercihlerinde de önemli bir rol oynadığını söyledi. Prof. Dr. Köse, “İKÇÜ hem büyümeye hem de hedeflerini büyütmeye devam ediyor. Her yıl eğitim kalitemizi daha da yükselterek öğrencilerimize en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Doluluk oranları, öğrencilerimizin üniversitemize olan güveninin bir göstergesidir. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari personelimize teşekkür ediyorum” dedi. Ülke Geleceğinde Söz Sahibi Olacak Başarılı Gençlerimiz İçin Çalışıyoruz Akademik anlamda da yükselişini sürdüren İKÇÜ’nün yükseköğretimdeki yerini pekiştirmeye devam ettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, bu başarıyı sürdürebilmek adına yönetim olarak çalışmalarına aralıksız devam ettiklerini vurguladı. Prof. Dr. Köse, “Ulusal ve uluslararası iş birlikleriyle toplum yararına projeler üreten, ülke geleceğinde söz sahibi olacak başarılı gençleri en iyi şekilde yetiştirmek için var gücüyle çalışan bir üniversiteyiz. Fiziki ve akademik altyapımızı daima güncel ve geliştirme gayretiyle öğrencilerimizi en iyi şekilde geleceğe hazırlamak, hayal ettikleri kariyeri inşa etmelerini sağlamak için büyük bir çaba gösteriyoruz. Bir kez daha ailemize katılma başarısı gösteren öğrencilerimizi kutluyor, yeni öğrenim hayatlarında başarılar diliyorum” şeklinde konuştu. Sırada Kayıtlar Var İKÇÜ’ye yerleşmeye hak kazanan öğrenciler E-kayıt veya şahsen tercihlerine göre kayıtlarını tamamlayabilecek. E-Devlet üzerinden elektronik kayıtlar 19-21 Ağustos 2024 tarihleri arasında https://www.turkiye.gov.tr web sayfasından alınacak. E-Kayıt yaptıramayan veya şahsen kayıtlanmayı tercih edecek öğrenciler de 19-23 Ağustos 2024 arasında fakültelerinin ilan ettiği tarihte (saat 17.00'a kadar) Çiğli Ana Yerleşke Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonundaki kayıt masalarından bizzat başvurarak (nüfus cüzdanı kontrol edilmek suretiyle) yada noterden vekâletname verecekleri kişiler aracılığı ile kayıtlarını tamamlayabilecek. -
17 kez okundu
Aile Danışmanlığı Programının Kapanış Dersi Rektör Köse’den
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı öğretim üyelerince yürütülen, Aile Danışmanlığı Tezsiz Yüksek Lisans öğrencileri, verilen son ders ile programı tamamladı. Nizamî-i Gencevi Toplantı Salonunda yapılan programın üçüncü döneminin son dersi, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından verildi. Dersi, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin izledi. Aile Kavramını Yok Etme Gayesindeler “Aile ve Modernite” kavramlarını irdelediği kapanış dersinde, aile danışmanlarının önemli bir misyona sahip olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, ailenin psikolojik sağlığının toplum dinamizmini ve iyilik halini doğrudan etkilediğine işaret etti. Rektör Köse "Günümüzdeki değişim sürecinin gelmiş olduğu noktada, çekirdek aile bir yana,'aile' kavramının kendisi bile tartışılır hale geldi. Sorunların çözümünden uzak yaklaşımlar sosyal yapının en temel bileşeni olan aile kavramını yok etmek gayesindedir. Seküler faydacı yaklaşımların sözde olumlu sonuçları beklenirken; son yıllarda depresyon, kaygı ve bağımlılık gibi sorunların tavan yaptığını ve küresel bir hastalık haline geldiğini görüyoruz. Böylece anne baba rol modellerini ortadan kaldıran, tek ebeveynli bekâr anne- baba kavramları sergilenmekte, toplumu cinsiyetsizleştiren, mutsuz, doyumsuz, duygusuz, merhametsiz, uyumsuz bireyler yetişmeye devam etmektedir” dedi. Medyadaki Olumsuz Ögeleri Meşrulaştırma Çabası Yazılı ve görsel iletişim araçlarında aile kavramında olmaması gereken şiddet, bağımlılık gibi olumsuz ögelerin ön plana çıkarılmasının yanında, toplumsal ahlak ve kültür ile uyumsuz durumları meşru olarak göstermesinin de oldukça tehlikeli bir müdahale olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Köse, “Televizyonlarda gündüz kuşağında yayınlanan ve reel olarak yaşanan toplumsal ahlak ve kültür ile uyumsuz durumlar meşru olarak gösteriliyor. Sosyal platformlardan yapılan paylaşımlarla başta mahremiyet olmak üzere pek çok değer ortadan kaldırılıyor. Aile içi roller değersiz hale getiriliyor, sadakat demode bir kavrammış gibi sunuluyor. Tüm bu gelişmelerin sonucu ise elbette aile bağının yok olması ile sonuçlanıyor. Toplumlar için aile kurumu son derece önemli. Aile içi iletişim ve ilişkinin bitmesi toplumsal anlamda da muhabbet bağının yok olması anlamına geliyor” diye konuştu. Sosyal Bilimlerin Hayati İşlevi Var Sosyal bilimlerin toplumsal dinamiklerle olan önemli bağına vurgu yapan Prof. Dr. Köse, aile danışmanlığı meslek grubunun üstlendiği misyona değinerek öğrencilere önemli tavsiyelerde bulundu. Rektör Prof. Dr. Köse, “İnsanın duygu halleri deney tüpüne sığmaz. Bu noktada insanın özüne inen, davranışlarına mercek tutan sosyal bilimlerin ne kadar hayati bir işlevinin olduğunu görmekteyiz. Günümüz koşullarında aile gibi kutsal bir varlığın devamlılığı için mücadele etmek, en başta gönüllülük ister. Salt profesyonellik yaklaşımı mesleki uygulamanın iki ayağını da topal bırakır. İnsanı sevmeden insana yol gösterilemez. Kültürel değer ve kodlarımıza uygun, aile bütünlüğünü göz ardı etmeyen yaklaşımlarınızla aile üyelerinin kendi aralarında üstesinden gelemedikleri sorunların çözümünde rol alacaksınız. Birey ve ailenin yaşamını iyileştirmeyi sağlayacak müdahaleleriniz olacak. Ben her bir mezunumuzun bu işe sıradan meslek olarak bakmayacağına, her bir danışmasını toplum hassasiyeti sorumluluğu ile yapacağına yürekten inanıyorum. İKÇÜ Psikoloji Bölümü akademisyenlerinin rehberliğinde tamamlayacakları eğitimlerinin sonrasındaki hayatlarında başarılara vesile olmasını temenni ediyorum” dedi. Sağlıklı Kişilik Yapısının Temeli Ailede Türk toplumlarında aile olgusunun çok önemli bir konumda yer aldığına değindiği açılış konuşmasında, ailenin bireylerin bir nevi sosyal desteği olduğunu ifade eden Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Şahin de, “Aile bireyin en temel duygusal ihtiyacı olan, sevgi, güven ve aidiyet duygusunu yaşadığı tek yerdir. Bireyin mutluluğa ve sağlıklı kişilik yapısına ulaşmasın en temel direğidir. Aile Danışmanlığı Tezsiz Yüksek Lisans Programımızın üçüncü döneminde eğitim alan 32 öğrencimizin son dersine teşrifleri ve katkıları için başta Değerli Rektörümüz Prof.Dr. Saffet Köse’ye, öğrencilerimize sağladıkları katkılar için tüm akademik ve idari personelimize teşekkür ediyoruz. Öğrencilerimize meslek yolculuklarında başarılar diliyoruz” şeklinde konuştu. Programı tamamlayan öğrenciler adına konuşan Hatice Merve Açıkbaşlar ve Gizem Cömert ise ailenin bireyler için en korunaklı liman olduğu bilinciyle başladıkları eğitimlerinin neticesinde, fırtınalara karşı güçlü olabilmeleri için danışanlarının her daim yanlarında olacaklarını aktardı. Eğitimleri boyunca ailede yer alan tüm rollere büründüklerini ve oluşturdukları aile ile sıcak köprüler kurduklarını ifade eden mezunlar, bir buçuk yılın ardından oldukça anlamlı bu yolculukta kendilerine her türlü desteği veren tüm eğitmenlere teşekkür etti. Programın son dersi Rektör Köse’nin, kendi yazdığı “Genetiğiyle Oynanmış Kavramlar ve Aile Medeniyetinin Sonu” kitabını öğrencilere hediye etmesiyle son buldu. -
17 kez okundu
İKÇÜ Akredite Oldu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) 2023 yılı itibariyle Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Kurumsal Akreditasyon Programına (KAP) dahil olmasıyla birlikte başlayan süreci başarıyla tamamladı. YÖKAK Değerlendirme Takımı tarafından yapılan ön ziyaret, saha ziyaretleri ve yüz yüze ziyaretler neticesinde incelenen bilgi, belge ve raporlar doğrultusunda, İKÇÜ 2 yıl süre ile Akreditasyon almaya hak kazandı. Kurumsal akreditasyon belgesi, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Prof. Dr. Ümit Kocabıçak tarafından Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye takdim edildi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi ev sahipliğinde başlayan “2024 YÖKAK Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon” konferansı programında, belge almaya hak kazanan üniversitelerin rektörlerinin de katıldığı törende, İKÇÜ Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, Koordinatör Yardımcıları Doç. Dr. Onur Karadal ve Dr. Öğr. Üyesi Halil Koyu da yer aldı. Ekip Ruhu İçinde Çaba Gösterdik Belgeyi; tüm akademik, idari personel ve tüm paydaşlar adına aldığını ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, YÖKAK’la koordineli şekilde yürütülen akredite çalışmalarının başarıyla sonuçlanmasının heyecanını yaşadıklarını kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Kalite güvencesi süreçleri tüm birimlerin sahiplendiği ve sorumlusu olduğu kurumsal bir döngüyü ifade ediyor. Ekip olarak 2023 Eylül ayından bu yana yoğun bir tempo içinde çalışmalarımızı hızlandırmıştık. Geçtiğimiz tüm aşamalarda, ön ziyaret, saha ziyaretleri ve yüz yüze ziyaretlerde ekip ruhu içinde çaba gösterdik. Süreçte, bizleri yalnız bırakmayan tüm akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimize ayrıca tüm kamu kurum ve kuruluşlarımız ile özel sektör temsilcilerimize şükranlarımı sunuyorum” şeklinde duygularını paylaştı. Hedef “Tam Akredite” Bundan sonraki hedefin “Tam Akredite” edilmiş bir kurum olmak olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda YÖKAK tarafından kurumsal akreditasyon verilen yükseköğretim kurumlarının bilgilerinin paylaşıldığını hatırlatarak; belgenin öğrenciler için de önemli bir ölçüt olduğunu söyledi. Prof. Dr. Köse, “Bu belge bize İKÇÜ’nün faaliyet alanlarında hedeflerine ulaşmayı sağlayacak mekanizmaları oluşturduğunun, kalite sistemlerini izlediğinin ve iyileştirdiğinin, paydaşlarının katılımını önemsediğinin, eğitim ve öğretim, araştırma ve geliştirme ile toplumsal katkı faaliyetlerini titizlikle takip ettiğinin bir tescili oldu. Elbette ki karşılanması beklenen kriterlerimiz var. Kısmi olarak yol aldığımız akredite yolculuğumuzda kriterlerin tam sağlanması adına çalışırken; verimli şekilde işleyen tüm döngülerimizi de sürekli iyileştirme ilkesiyle takip etmeye, daha iyiye ulaşmak için aralıksız çalışmaya devam edeceğiz. Sürecin yürütülmesini en başından itibaren titizlikle takip eden, İKÇÜ’nün bu stratejik amacına ulaşmasında katkıları olan değerli akademik ve idari personelimize kalbi şükranlarımı sunuyorum" dedi. -
17 kez okundu
Başarılı Akademisyenlerin Gurur Günü
Yaptıkları bilimsel faaliyetlerle İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) isminin üst basamaklara taşınmasında büyük emekleri olan akademisyenler düzenlenen törenle ödüllendirildi. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce yapılan törende, 2022- 2023 yıllarında TÜBA-GEBİP Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanları Ödülü kazanan İKÇÜ’lü akademisyenlere, 2021, 2022, ve 2023 yıllarında fakülte bazında en yüksek akademik teşvik puanı alan akademisyenlere, TÜBİTAK 2209 A ve B kategorilerinde kabul gören projelerin akademik danışmanlarına teşekkür ve başarı belgeleri takdim edildi. Tören, Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü akademisyenleri Prof. Dr. Ömer Özden, Doç. Dr. Serkan Çelik, Doç. Dr. Cem Çırak, yüksek lisans öğrencisi Safiye Çayhan’ın enstrümanlarda yer aldığı Emine Başateş’in solistliğinde sunulan müzik dinletisi ile başladı. Başarılarınızla Övünüyoruz Programın açış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, imza attıkları bilimsel çalışmalarla İKÇÜ’nün ismini üst sıralara yazdıran akademisyenleri tebrik etti. Akademik teşvik törenlerinde, yaptıkları çalışmalarla İKÇÜ’yü gururlandıran bilim insanlarıyla ile bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, “İKÇÜ’nün her geçen yıl başarı ivmesiyle büyüyen İzmir’in önemli bir bilim yuvası olmasında emeği geçen çalışma arkadaşlarımızın başarılarıyla övünüyoruz ve başarılarının artarak devam etmesi dileğini hep birlikte paylaşıyoruz. Günümüzde üretilen bilgi, direkt veya dolaylı bir şekilde topluma, sosyal yaşama dokunmuyorsa, ekonomiye yansımıyorsa fazla bir değeri kalmıyor. Burada, bilgiyi topluma kazandıran, gençlerimizin yarınlarına değer katan akademisyenlerimizin başarı ile taçlandırıldığı somut bir paydayı paylaşıyoruz" dedi. Marifetin İltifata Tabi Olduğunun Farkındayız Son dönemde açıklanan sıralamalarda kısmi bir gerileme olduğunu hatırlatan Rektör Köse, tekrar yükseliş ivmesi için çalışma başlattıklarını, bu kapsamda geliştirilmesi gereken alanları saptadıklarını söyledi. TÜBA ve TÜBİTAK tarafından verilen ödülleri kazanan İKÇÜ'lü sayısının da artması gerektiğini hatırlatan Rektör Köse "Biz üniversite olarak genç bir üniversiteyiz, ama iyi bir üniversiteyiz. Birlikte ve huzur içinde çalıştığımızda daha büyük başarılara ulaşacağımızı biliyoruz. Böyle bir iklimin sürdürülebilirliği noktasında yönetim olarak gerekli adımları atıyor, gelişmeleri ve kaynakları sürekli gözden geçiriyoruz. Bu noktada gerek TÜBİTAK projelerinde gerekse de öğrenci projelerinde daha iyi çalışmalar yapabilecek potansiyelimizin olduğunu biliyorum. İyiden daha fazlasına, en iyiye ulaşmak için daha fazla çalışmamız gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum. İKÇÜ ailesinin fertleri olarak bilim dünyasına değer katacak çalışmalara imza atmaya devam etmeliyiz ve edeceğimize inanıyorum. İleriki yıllarda akademik teşvik sayılarının daha da arttığı, bilimsel faaliyetlerimizin ivme kazandığı tabloları paylaşma inancımı hassaten ifade etmek istiyorum. Marifetin iltifata tabi olduğunun farkındayız ve pandemi ve deprem nedeniyle ertelediğimiz bu süreçte marifetli akademisyenlerimizi ödüllendirmeye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Başta TÜBA'dan ödül alan üstün performans gösteren mesai arkadaşlarım olmak üzere, TÜBİTAK 2209 A ve B kategorilerinde kabul gören projelerin akademik danışmanlarını ve akademik teşvikte yüksek puan elde eden tüm öğretim elemanlarımızı kutluyor, her birinize şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Tören, başarılarıyla İKÇÜ’yü gururlandıran akademisyenlere protokol tarafından belgelerinin takdim edilmesiyle son buldu. -
16 kez okundu
İKÇÜ PATLIB'e Dâhil
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Proje Genel Koordinatörlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdürmekte olan Türk Patent ve Marka Kurumu Sınai Mülkiyet Danışma Birimi, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından Avrupa Patent Ofisi (EPO) Patent Bilgi ve Dokümantasyon Merkezleri ağına (PATLIB) dâhil edildi. Türkiye’de faaliyet gösteren 200’ün üzerindeki bilgi doküman ve danışmanlık biriminden 54’ünün PATLIB Merkez standartlarına uygun olarak değerlendirildiği PATLIB ağı ulusal üye ofisleri arasında yerini alan İKÇÜ Proje Genel Koordinatörlüğü önemli bir başarıya imza attı. İKÇÜ ayrıca TURKPATENT ve EPO is birliğiyle merkezi süreçleri iyileştirmek ve geliştirmek için başlatılan PATLIB 2.0 Projesine de katıldı. Konu ile ilgili bilgi veren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, İKÇÜ’nün proje çalışmalarının uluslararası standartlara uygun olarak yürütülmesinin çıktılarını aldıklarını aktardı. Gelinen aşamada koordinatörlük olarak PATLIB projesi çerçevesinde faaliyetlerini devam ettireceklerini bildiren Prof. Dr. Akbulut, “Avrupa Patent Ofisi, üye ülkelerine bölgesel olarak yayılmış 300'ün üzerinde PATLIB merkezi bulunmaktadır. Bu merkezler patent bilgilerine ve sınai mülkiyetle ilgili konulara erişim sağlayarak, KOBİ’lere, firmalara, akademisyenlere, öğrencilere ve buluşçulara patent süreçlerine ilişkin hizmetler verebilmektedir. PATLIB projesi ile Avrupa Patent Ofisi’ne üye ülkelerde yer alan PATLIB niteliğindeki Sınai Mülkiyet Danışma Birimlerinin ikili ve çok taraflı iş birliği ve iletişim ağı kurmaları amaçlanmaktadır” dedi. Bu gelişme ile dış paydaşlar ile İKÇÜ araştırmacıları arasında koordinasyonun, bilgi ağının güçleneceğini, fikri ve sınai mülkiyet hakları ve yönetimi konusunda farkındalığın arttırılacağını kaydeden Prof. Dr. Akbulut ayrıca yerel düzeyde danışmanlık hizmetinin de verilebileceğini söyledi. Prof. Dr. Akbulut, “İKÇÜ Proje Genel Koordinatörlüğü PATLIB merkezi olarak teknoloji ve rakip izleme, patent istatistikleri, patent değerlemesi, ticarileşme, teknoloji transferi ve patent stratejisi başlıklarında başvuranlara danışmanlık desteği sağlayabilecektir. Koordinatörlüğümüz sınai mülkiyet faaliyetleri kapsamındaki hizmet ağını yaygınlaştırmayı ve uluslararası projelerde ve ağlarda yer alarak bu alanda yaptığı faaliyetlerin, niteliğini arttırmayı hedeflemektedir” şeklinde konuştu. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 39 üye ülkesi olan Avrupa Patent Ofisi ile TÜRKPATENT’in koordinasyonunda yürütülen PATLIB 2.0 projesi kapsamında, Türkiye’nin yerel ve bölgesel değerlerinin markalaşmasına katkı sunacak çalışmalara aracılık yapmaktan duyacakları memnuniyeti paylaştı. Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda ülkemizin ekonomik ve teknolojik gelişimini destekleyecek sınai mülkiyet haklarının etkin korunması ve ticarileştirilmesinin önemine işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Bilginin değere dönüşüm sürecinde stratejik bir konumda yer alan sınai mülkiyet hakları, uluslararası rekabetin de önemli araçlarından biridir. Kurum dışı ve uluslararası iş birlikli nitelikli proje hazırlama kültürünün arttırılması hedefine yeni bir boyut getiren bu gelişme ile İKÇÜ olarak tüm paydaşlarımız ile birlikte güncel bilimsel ve teknolojik gelişmeler ışığında ülkemizin geleceğine katkı sağlayacak katma değeri yüksek patent, faydalı model ve telif hakkı vb. çıktıları artırmak için el birliği ile çalışacağız” dedi. -
16 kez okundu
İKÇÜ Teknoloji Transfer Ofisi A.Ş. Kuruldu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi bünyesindeki Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) Ticaret ve Sanayi Odasına tescil edilerek sermaye şirketi (A.Ş.) statüsü kazandı. Başkanlığını Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin, Başkan Yardımcılığını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut’un üstlendiği yönetim kurulunun üniversitenin farklı alanlarını kapsayacak interdisipliner bir yapıyla oluşturulduğu kaydedildi. Tüm Girişimcilere Kapılarımızı Sonuna Kadar Açtık İKÇÜ TTO A.Ş.’nin kuruluşuyla ilgili bilgi veren Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bölge sanayisinin de lokomotifi konumunda olan Kuzey Ege’de TEKNOPARK açılmasını önceleyen İKÇÜ olarak üretilen bilgi ve teknolojinin ticarileştirilmesine, üniversite ile sanayi arasında etkileşimi arttırmayı sağlayacak İKÇÜ TTO A.Ş.’nin çalışmalarına hızlı şekilde başlayacağını söyledi. Prof. Dr. Köse, “İKÇÜ TTO A.Ş. Kuzey İzmir TEKMER’den sonra hayata geçirdiğimiz önemli bir proje. Girişimcilik ve inovasyon ekosistemine katkı sunmak amacıyla bu adımı attık. Bu yapının, ülkemiz adına katma değeri yüksek teknolojiler, fikirler üreteceğini düşünüyorum. Ülkemize katkı sunacak her türlü girişime, üniversitemizin kapılarını sonuna kadar açmış bulunuyoruz” dedi. Yeni ve İleri Teknolojilere AR-GE Desteği Bölgenin sahip olduğu potansiyelin farkında olduklarını belirten Rektör Prof. Dr. Köse, akademi ile üretim sektörlerinin güçlerini birleştirdiği yapıların ülke sanayisini uluslararası arenada rekabette üst sıralara taşıyacağını vurgulayarak İKÇÜ TTO A.Ş.’nin de bu yapılara katkı sunacağını aktardı. Prof. Dr. Köse, “Amacımız ihracata yönelik teknolojik bilgi üretmek, ürün ve üretim yöntemlerinde yenilikler geliştirmek, sektörlerde verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknoloji tabanlı yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlamaktır. Sektörün beklentilerini karşılayacak danışmanlıkları bu şirket aracılığıyla üstleneceğiz. Ayrıca yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak teknolojik alt yapıları da bu sayede modelleyeceğiz. Girişimcilere ve buluş sahiplerine eğitim, inkübasyon, test, kalibrasyon, kalite güvence gibi başlıkların yanında, firmalarımıza ar-ge, test, teknik hizmetler ile marka tescil, telif hakları, patent alma, şirket kuruluşu, teknoloji transferi, finansman alanlarında destek olacağız” diye konuştu. Güçlü Sektörlerde Ön Plana Çıkmak İstiyoruz Türkiye'nin uzun dönemde ekonomik gelişmesinin, stratejik sektörleri önceleyen yenilikçilik temelli teknoloji transferi atılımları ile sağlanacağını aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ TTO A.Ş. ile sürdürülebilirliği sağlanabilecek projeleri hayata geçirmeyi hedeflediklerini kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Kamu, sanayi ve akademi paydaşlarını bir araya getirecek ve özel sektörünün dinamizminden faydalanarak aynı hedef doğrultusunda iş birlikleri yürütme gayretinde olacağız. Savunma sanayisi başta olmak üzere makine, bilgi ve iletişim teknolojileri, medikal, biyoteknolojileri ve gen teknolojileri, elektrik elektronik gibi ülke olarak elimizin güçlü olduğu alanlarda yüksek teknolojili ürün geliştirmek, güçlü sektörlerde ön plana çıkmak istiyoruz” şeklinde konuştu. -
15 kez okundu
Rektör Köse Başkanlığında Yönetim Gözden Geçirildi
2023 Yılı Yönetimin Gözden Geçirme (YGG) toplantısı, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin başkanlığında Hekim Hacı Paşa Konferans Salonda yapıldı. Kalite Koordinatörlüğünce düzenlenen toplantıya, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mutlu Aytemir, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülten Kavak, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Tevfik Tansel Tanrıkul, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Emre Güler, SHMYO Müdürü Prof. Dr. Mustafa Soyöz, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, Uluslararası İlişkiler Genel Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Genel Sekreter Nurettin Memur, Strateji Geliştirme Daire Başkanı Erkan Küçükkılınç, dekan yardımcıları, senato üyeleri, kalite koordinatörlüğü ve komisyonu üyeleri, akademik ve idari birimlerin kalite çalışmalarından sorumlu yöneticileri katıldı. 2023 yılının Kalite Yönetim Sistemi (KYS) iç ve dış hususlardaki değişiklikleri, Stratejik Plan amaçlarına erişme derecesi, proses performansı ile ürün ve hizmetlerin uygunluğu gibi başlıkların yer aldığı raporu paylaşan Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz ve Koordinatör Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Halil Koyu katılımcılara, önceki yönetimin gözden geçirme toplantılarında karar alınan faaliyetlerin durumu ile ilgili de bilgi verdi. Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, sürekli iyileştirme ve önceki raporlara istinaden yapılan iyileştirme başlıklarına değinerek; Merkez Arşiv Müdürlüğünün faaliyete geçmesi yönünde çalışmalara başlandığını kaydetti. Paydaş geri bildirimlerine ilişkin raporlanmalara gidilmesinin önemine değinen Tengiz, birimler tarafından üzerinde çalışılarak tamamlanan kalite çalışmalarının Kalite Doküman Yönetim Sisteminde (KDYS) dokümante edilmesi gerektiğini hatırlattı. Tengiz, ÜBYS geri bildirimlerine ilişkin verilerin raporlanması ve faaliyetler sonrasında memnuniyetin anketler yoluyla ölçülerek değerlendirilmesi, raporlanması, KDYS ile birlikte birim web sayfalarının da güncelliğinin sağlanması gibi başlıklarda çalışmaların hızlanmasının önemine vurgu yaptı. Öğrenci Kalite Mentörlüğü Uygulaması Yaygınlaştırılıyor Dr. Öğr. Üyesi Halil Koyu da 20-21 Şubat 2023 tarihli TSE ikinci gözetim tetkiki ile ilgili olumlu hususları paylaştı. Koyu, akademik ve idari personelin yönetim sistemi faaliyetlerine etkin katılımı, eğitim-öğretim programında yaşanan değişikliklere proaktif olarak uyum sağlanması, fiziki altyapıya yönelik iyileştirme çalışmaları, Büyük Veri, Dijital Dönüşüm gibi projelerin içinde yer alınması, akademik atama kriterlerinin niteliği artırmaya yönelik olarak güncellenmesi konusunda gelişme ve iyileştirme olarak değerlendirildiğini söyledi. Öğrencilerin kalite süreçlerine aktif katılmasının tüm tetkiklerde olumlu karşılandığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Halil Koyu, kalite mentörlüğü uygulamasının, öğrencilere hizmet sunumunda kritik rolleri bulunan Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı gibi idari birimlerde de uygulanmaya başlatılacağını söyledi. Koyu, kalite mentörlüğü uygulamasının iç kalite güvencesi mekanizmalarının tabana yayılma, katılımcılık ve kapsayıcılık anlayışıyla genişletileceğini bildirdi. Kurum Kültürümüz İçin Kalite çalışmalarına ilişkin görüşlerini paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, bu çalışmaların İKÇÜ'yü ileri taşıyan önemli unsurlardan biri olduğunu söyledi. “Kalite bir kültürdür” diyen Prof. Dr. Köse, kalite kültürünün oluşması için kalite ölçüm, izleme, denetim mekanizmalarında kurumsal olarak eşgüdümlü çalışılması gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Köse, “Bu süreçte her sonuç yeni bir başlangıç olarak karşımıza çıkıyor. Herkesin sorumluluğunu aldığı, geri bildirimlerle şekillenen güzel uygulamaları içeren kalite yönetim sistemini tüm birimlerimizin sahiplenmelerini beklemekteyiz. Bu süreçten hem bizler hem öğrencilerimiz hem de tüm paydaşlarımız karlı çıkmaktadır” şeklinde konuştu. Belgenin Devamını Sağlamak Daha Önemli Çalışmaların olumlu olarak ilerlediğini, kurum olarak verimli aşamalardan geçtiklerini gözlemlediğini ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, bu süreci sahiplenen tüm İKÇÜ mensuplarına ve paydaşlarına teşekkür etti. Prof. Dr. Köse, “Kurumsal izleme ve yönetsel proseslerin gözlemlenmesi noktasında önemli adımlar attık. TSE belgesine sahibiz ama bunu devam ettirmek daha önemli. Tüm çalışmalarda risk ve fırsat analizlerinin iyi şekilde yapılması gerekiyor. Bu tescilleri tabii ki önemsiyoruz ama esas itibariyle bu çalışmalarımız kurum kültürümüzün gelişmesi için değerli. Süreçleri kurumumuz için sahiplenmeliyiz. İKÇÜ’yü geleceğe daha başarılı taşımak, öğrencilerimizin, çalışanlarımızın, tüm mensuplarımızın mutluluğu ve faydası için kurum kültürümüze hep birlikte katkı sunarak çalışmalarımıza iş birliği içinde devam etmeliyiz. Emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma özverileri için teşekkür ediyorum” dedi. Toplantıda, İKÇÜ’de uygulanan kalite yönetim sisteminin TS EN ISO 9001:2015 KYS Standardına uyumunu ortaya koymak amacıyla, 05-09 Şubat 2024 tarihleri arasında TSE Ege Bölge Koordinatörlüğü tarafından belge yenileme tetkiki yapılacağı duyuruldu. -
15 kez okundu
“İhanetin Anatomisi: Eğitim, Din ve Medya Bağlamında FETÖ”
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinlikleri kapsamında, “İhanetin Anatomisi: Eğitim, Din ve Medya Bağlamında FETÖ” başlıklı programa ev sahipliği yaptı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker'in "Akademi ve Eğitim Bağlamında İhanete Giden Sürecin İdeolojisi" başlıklı sunumuyla konuşmacı olarak yer aldığı programda; İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, "FETÖ'nün Medya Stratejisi ve 15 Temmuz Gecesi Uluslararası Medya", İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, "Örgütlü Duygu İstismarı ve FETÖ'nün Din Ticareti" başlıklarını irdeledi. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda düzenlenen programı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar ile çok sayıda akademik ve idari personel takip etti. Sapkınlık Seviyesinde Bir Yapılanma Tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla yad ederek konferansın açış konuşmasına başlayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, küresel sömürgeci güçlerin dünyanın birçok coğrafyasında etnik yapılar ve dini gruplar üzerinden dizayn ettikleri kaos projelerini hayata geçirdiklerini ifade etti. Bu güçlerin en büyük uygulama alanlarının ise etnik gruplar olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, sözde dini gruplar üzerinden oluşturdukları terör örgütleri ile toplumları parçalamayı hedeflediklerini söyledi. Prof. Dr. Köse, “FETÖ yapılanması diğer örgütler gibi küresel güçler tarafından oluşturulan laboratuvar üretilmiş bir örgüttür. Klasik sosyolojik yapılarla bunlar açıklayamıyor ve sınıflandıramıyorsunuz. Bu örgütün çoklu sosyolojik yapısı var ve yabancı istihbarat örgütlerinin bütün halinde bu yapıda yer aldığından bahsedilmektedir. Bizim gibi ülkeler üzerinde yürüttükleri farklı stratejileri var. Çevremizdeki ülkelere bakın, üretilen kaoslar neticesinde birçok ülke parçalandı. Bizde de bu denemelerinin en sonuncusu FETÖ oldu. Prof. Dr. Erol Güngör, ‘Din kitleleri harekete geçirmedeki en etkili araçtır’ diyor. Eğer insanları bir şeye inandırabilirseniz onları kolaylıkla istismar edebilirsiniz. FETÖ de dini kullanan bir örgüttü. Elebaşına olan bağlılıkları Hz. Peygamber’den üstün olduğuna inanacak kadar sapkınlık seviyesindeydi. Peki niye bizde başarılı olamadılar? Çünkü bizde sağlıklı, güçlü, başarılı bir din eğitimi var. Dünyanın birçok ülkesinden Türkiye’nin din eğitim programlarını incelemeye geliyorlar. Türkiye’nin şansı birbirinden değerli fakültelerinin, imam hatip liselerinin, diyanet teşkilatlarının olmasıdır. Bu kurumlar ayakta olduğu sürece bunlar militan yetiştiremeyecekler. Küreselcilerin oyununa maruz kalan milletimiz yazdığı kahramanlık destanlarına bir yenisini daha ekleyerek sömürgecilere gereken cevabı vermiştir” dedi. Kripto FETÖCÜ’ler Sinsice İntikam İçin Bekliyorlar Bu küresel örgütün en büyük tahribatı akademik camia ve Türkiye'nin nitelikli insan gücü üzerinde yarattığını vurgulayan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, örgütün Türkiye’nin bir neslini adeta kaybettiğini söyledi. “Başka ülkelerin emrine tahsis edilmiş kurşun asker yapılan insan sermayesini ülkemiz FETÖ yüzünden kaybetti” diye konuşan Prof. Dr. Şeker, akademide yaptıkları hezimetle gerçek bilim insanlarının mağdur edildiğini, ülke yararına yapılacak bilimsel projelerin önüne geçildiğini kaydetti. Başkan Prof. Dr. Şeker, “Hizmet adı altında ülkemizde birçok hezimete yol açtılar. Okul, dershane, medrese dedikleri yapılara hapsettikleri gençlerimizi istedikleri kalıplara soktular. Örgütlü takiye kültürünün temeli, kendi paralel yapısını devlete karşı kurgulayan, kendi içinde terfi işlemi yapan, evlendirme kararı veren, gençlerimize kod isimler vererek milletinden koparan, ailesinden koparan bir yapı. Anadolu’nun fakir çocuklarından bir halka oluşturuyorlar. Zengin çocuklarını da boş bırakmıyorlar. Ailelerin mal varlıklarına adeta mafyavari usullerle, tehditlerle, şantajlarla, bağış adı altında el koyuyorlar. Bu süreçlerde çocuklarını bu yapıda kaybeden anne-babaların gözyaşlarına şahit olduk. Türkçeyi yaydıklarını iddia ettikleri okulların da yabancı ajanların tekelinde olduğunu, misyonerlik faaliyetlerinin uygulama alanı olduğu ortaya çıktı. Kapatılan 15 örgüt üniversitesini kurgularken mütevelli heyetlerine her alandan isimlerle setler getirdiklerini, hocalarını ise zaman zaman farklı görüşlerden de seçtiklerini gördük. Diğer taraftan akademik yeterliliğe sahip olmayan kadrolarını da yabancı dil yeterlilik sınavlarında kurdukları sistem sayesinde pek çok diğer üniversiteye atadılar. Sürecin içinde hala uyuyan kripto FETÖ üyeleri var ve sinsice intikam için bekliyorlar. Akıllanmaları, tövbe etmeleri diye bir şey olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bunlar akıllarını ve kalplerini satmışlar. Menfaatle örülen simbiyoz yapıdaki bu örgüte üye olanlar bal var diye gelen sinekler gibiler. Olay Türkiye’nin son 60 yılında NATO çerçevesinde sistematik kurgulanan bir yapıdır. Biz uyanıklığımızı devam ettirmeliyiz. Ülkemizin beşerî zenginliğini bunlara kaptırma lüksümüz yok. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin” şeklinde konuştu. Tüm Kitle İletişim Araçlarını Kullanarak Darbeye Yürüdüler FETÖ, yapılanmasını tüm medya araçlarını kullanarak sistematik olarak yürüttüğünü kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, örgütün ilk günden itibaren halka ulaşmanın en kolay yolunun bu araçlardan geçtiğinin farkında olduğunu söyledi. Medya yapılanmasının üç aşamada gerçekleştiğini aktaran Prof. Dr. Bulduklu, ilk dönemde, dini istismar eden buna duygu yükleyen sohbetlerin kitle iletişim araçları ile empoze edildiğini belirtti. Prof. Dr. Bulduklu, “ İkinci dönem seri propaganda dönemidir. Bu dönem, kitle iletişim araçlarını tekellerine almaya başladıkları dönemdir. Alanında uzman kişilerle çalışmışlardır. Üçüncü dönem itibarsızlaşma ve yerinden etme odaklı ‘guguk kuşu’ adını verdiğim dönemidir. Guguk kuşunun yavrusunu başka yuvaya bırakıp diğer kuşlarla fark etmeden büyümesini sağlaması gibi duygusal istismar döneminden sonra kendi dışından farklı görüşlerden yapıları destekleyen bir yaklaşımla medyada yayılıyorlar. Uluslararası arenada da dini yumuşatmaya, modernleştirmeye yönelik söylem geliştiriyorlar. Bu yönde mesajlar üreterek ‘ılımlı vaiz’ misyonuyla ‘dinler arası diyalog’ kavramını ortaya atarak uluslararası kamuoyuna mesaj veriyorlar. 1998 yılında Papa ile görüşmesi bu açıdan önemli bir fotoğraftı. Gazete, televizyon ve ajans yapılanmaları yanında dergileriyle, kendi kurguladıkları senaryolarla yaptıkları dizilerle, reklam filmleriyle, siyasi erke, yargıya, ulusal ve uluslararası kamuoyuna propaganda amaçlı mesajlarını doğrudan vermeye başlıyorlar. Darbeye giden yolda özellikle dershanelerin kapatılmasından sonra bu araçların sayısının arttırıldığını, daha sonra da yeni medya alanına da girmeleriyle 132 adet medya organına ulaştığını görmekteyiz. Ulusal ve uluslararası kamuoyuna antidemokratik rejim, diktatörlük, yolsuzluk, yargıya, askere müdahale, siyasi istikrarsızlık başlıklarında verdikleri mesajlarla muhalefeti de arkalarına alarak darbe kalkışmasına giden sürecin tüm basın yayın organlarınca, uzman kişilerce yönetildiğini görmekteyiz. Bu yapının yardakçıları, yandaşlarının yatakta basıp, şafakta asacaklar mesajları ile halka da alttan korku empoze ederek sokağa çıkmamaları için ellerinden gelen tüm açıklamaları yaptıklarını, tweetleri attıklarını görüyoruz” diye konuştu. Vesayet Odaklarına Truva Atı Oldular Küresel güçlerin özellikle Ortadoğu üzerinde dini gruplar üzerinden oynadıkları büyük oyuna dikkat çeken İKÇÜ İlahiyat Fakültesinden Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, bu grupların kendilerini Allah adına söz söylemeyi misyon edinen görüntüsüyle Batı’nın bölgedeki Truva atları olarak önemli işlev üstlendiklerini kaydetti. Doç. Dr. Emiroğlu “Tarihe bakacak olursanız İslam, Hıristiyanlık için hep bir tehditti. İslam’ın bayraktarlığını alan Türkler de büyük tehdit oluşturdu. Günümüze gelindiğinde vesayet odaklarına Truva atı görevi gören, terörize edilen bu gruplar nedense tüm mücadelelerini kendi içinden çıktıkları dindaşları ve soydaşları üzerinden yürütmektedir. Bu grupların FETÖ ile benzer özelliklerinin olduğunu görüyoruz. Bu örgütlerdeki grup normlarında sorgulamaya asla izin verilmez. Grup normlarının dışında hareket etmenize farklı davranış sergilenmesine müsamaha gösterilmez. ‘Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ şeklinde kurgulanan bir yapıya sahiptirler. İpotekli kimlik bu yapılarda kullanılan bir kavramdır. Kimliği, dini bir formasyonla, aşama aşama ele geçiren sistematiğin uygulandığını görüyoruz. Tüm dini kült yapılarda olduğu gibi kendileri dışında olan tüm gruplar onların aşağısındadır, değersizdir. Kendilerini ilahi buyruğa en yakın olarak görürler. Sorgulamaya fırsat vermeyen bu istismarcı, sömürücü yapısıyla canavarımsı duygularla kendi halkını, meclisini vuracak bir akıl tutulmasına dönüşmesi bu süreçlerle gerçekleşiyor. Bu gibi yapılara maruz kalmamak adına iyi ki İlahiyat Fakülteleri, Diyanet İşleri Başkanlığı var, halkın doğru kaynaklardan öğrenecekleri yayınlara imza atıyorlar ki onlar bu yapıları asla sevmediler. Bu anlamda bizlere çok büyük görev düşüyor” dedi. Konferans Rektör Prof. Dr. Köse’nin Prof. Dr. Şeker’e katılımları dolayısıyla plaket takdimi ile son buldu. -
15 kez okundu
TTK’dan İKÇÜ’ye ‘Yüzüncü Yıl Kitaplığı’
Türk Tarih Kurumunun (TTK) yurt genelindeki tüm üniversitelerde kurmakta olduğu “Türk Tarih Kurumu Yüzüncü Yıl Kitaplığı” nın 15’incisi İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Merkez Kütüphanede düzenlenen törenle araştırmacı, akademisyen ve öğrencilerin erişimine açıldı. TTK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Pustu ile Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş’ın açılışını yaptığı, 1141 eserden oluşan kitaplık için düzenlenen törene, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Serhat Dikmen, senato üyeleri, akademisyenler, idari personel ve öğrenciler katıldı Cumhuriyetimizin 100. Yılı’na Bir Hatıra TTK’nın kuruluşundan itibaren sosyal bilimler alanına yaptığı önemli katkılardan bahseden TTK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Pustu, ‘Yüzüncü Yıl Kitaplığı’ projesi ile tüm üniversitelerde kitaplık açma hedefinde olduklarını kaydetti. Doç. Dr. Pustu, “Kurumumuz 1931 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün himayesinde kurulduğu günden bu yana sosyal bilimlerin her alanında faaliyet yürütmektedir. Kuruluşumuzdan itibaren yaklaşık 2 bin 300’e yakın müstakil başlıkta kitap basımı yapıldı. Cumhuriyetimizin 100. Yılı’na bir hatıra olmak üzere Türkiye'deki tüm üniversitelerimizin merkez kütüphanelerinde kurum yayınlarımızdan oluşan ‘Yüzüncü Yıl Kitaplığı’ açma projesi başlattık. Son olarak İKÇÜ Merkez Kütüphanesi ile 15’inci kitaplığımızı açmış bulunuyoruz. Bu projemize katkıları için Rektör Hocamızın nezdinde katkı veren herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz” diye konuştu. Tarih Alanı Maalesef Suiistimale Açık Bir Alan Açılışta konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş ise İKÇÜ olarak projeye katılmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Tarih alanının doğru verilerle araştırılmasının hayati önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Akbaş, “Türk Tarih Kurumunun projesinde yer almak bizleri çok mutlu etti. Eminim araştırmacılarımız, öğrencilerimiz bu eserler vasıtasıyla doğru tarihi bilgilerden güçlü şekilde faydalanacaklardır. Tarih alanı maalesef din gibi suiistimal edilebilen bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu alanda insanların doğru bilgilerle donatılması buna dayalı olarak da daha sonraki düşüncelerini oluşturabilmeleri ancak sahi araştırmalar ve çalışmalar ile mümkündür. TTK, cumhuriyetin başından itibaren bunu gerçekleştiren bir kurum. Bizim açımızdan ve devletimiz açısından gurur vesilesi. Bundan sonra da kurum olarak tüm çalışmalarına destek vermek bizleri mutlu edecektir” dedi. Açılışın ardından kitaplığı gezen protokol, merkez kütüphanede yer alan eserler hakkında bilgi aldı. -
14 kez okundu
Kemeraltı İçin Yeni Vizyon
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), Konak Belediyesi, UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı iş birliği ile düzenlenen “İzmir Tarihi Liman Kenti Panelleri” düzenlenen resmi törenle başladı. Kemeraltı’nın kültürel mirasının korunması ve dünya çapında tanıtılması, bölgesine özgü tarih, ticaret, kültür ve turizm konularını masaya yatırmak üzere düzenlenen panellerin açılış programına; İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi (SBBF) Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Smyrna Antik Kenti ve Kazı Heyeti Başkanı SBBF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Ersoy, İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, öğrenciler ve muhtarlar katıldı. Kemeraltı İçin Birlik Zamanı Panellerin Kemeraltı için bir dönüm noktası olduğunu belirten İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, önümüzdeki süreçte Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili yeni çalışmalara başlayacaklarını kaydetti. Vali Yardımcısı Çorumluoğlu, “Kemeraltı’nda şu süreçte bir şey yapmazsak geç kalmış oluruz. Bu tercihin yapıldığı bir dönemdeyiz. Bu açıdan İzmir Valiliğimiz, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi’nin elinden geleni sivil toplum kuruluşları ile birlikte yapmaları gerekiyor. Sadece üniversitelerimizin değil ticaret, esnaf odaları ve benzeri kuruluşların da Kemeraltı için elinden geleni yapmaları gerekiyor. Önümüzdeki günlerde Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili bazı çalışmaların olacağını da sizlerle sevinerek paylaşmak istiyorum. Yerel idarelerin Kemeraltı’na ilgi duyması ve önem vermesi bizim çalışmalarımızı başarıya götürecektir. Kendilerine tespitlerinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Kemeraltı'nın Korunması İçin Stratejik Adımlarda İKÇÜ de Var Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu da İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak Kemeraltı’nın tarihi dokusunu geleceğe taşıma çabasını sürdüreceklerini vurguladı. İzmir için Smyrna Antik Kenti’nin kazandırılması yönünde çalışmalarını sürdüren İKÇÜ’nün bu süreçte de önemli bir rol üstleneceğini vurgulayan Prof. Dr. Bulduklu, “Bir kent için en önemli özellik denize kıyısı olmasıdır. Bu bakımdan akla ilk olarak ticaret gelse de yanına tarihi eklediğinizde kentin ciddi bir sermayesinin olduğunu görüyorsunuz. Bunu kültürel köklerinden ayırmadığınızda gelecek nesiller adına da ciddi bir sorumluluk üstlenmiş oluyorsunuz. Üniversite olarak Smyrna Antik Kenti’ni İzmir için ciddi bir biçimde kazandırma çabası gösteriyoruz. Önümüzdeki süreçte de yapmamız gereken ne varsa yapmaya hazırız” diye konuştu. Kültürel Mirasın Korunması İçin Ciddi Çalışmalar Yapıyoruz Etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, şunları söyledi: “Üniversitemiz ve fakültemiz adına böylesi anlamlı bir etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Fakültemiz kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması üzerine çok ciddi çalışmalar yapıyor. Çok faydalı bir etkinlik olacağına eminiz, birbirinden kıymetli konuşmacılarımız çok önemli konularla bizlerle olacak” Birlikte Bambaşka Bir İzmir Yaratacağız Kemeraltı’nın İzmir’in kalbinde yer alan ve tarih boyunca birçok kültürün izlerini taşıyan önemli bir merkez olduğuna vurgu yapan Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, belediye olarak tüm çalışmaların destekçisi olduklarını belirtti. Başkan Mutlu, “Biz bu çalışmaların bir parçası olmaktan çok mutluyuz. Önümüzdeki süreçte Konak’ın tüm tarihi envanterine sahip çıkmak, ayağa kaldırmak ve hayata dâhil etmek için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Özellikle Kemeraltı’nın korunmasını sadece geçmişe sahip çıkmak değil geleceği şekillendirmek olarak da görüyoruz. Hem tarihi dokuyu yaşatmayı hem de bu değerleri tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz. Korumaya dönük farklı çalışmalar içerisine girdik. Kemeraltı’ndaki tarihi yapıların yangın riskine karşı Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile yeni bir protokol imzalıyoruz ve her bir yapıyı tek tek tesisat açısından kontrol ederek dirençli hale getirmek istiyoruz. Mutluluk Kahvesi ve Oyun Evi gibi açtığımız mekanlarla Kemeraltı’nı görünür kılmak ve canlandırmak amacımız var. Ayağa kalkmış tarihi yapılarının içerisinde kendimizi yaşarken bulacağımız bir Konak hayaliyle yola çıktık. Bizler her zaman yanınızdayız, birlikte bambaşka bir İzmir ve Konak yaratacağımıza inanıyoruz” dedi. Paydaşlarımızla İş Birliğine Hazırız Etkinliği düzenleyen tüm paydaşlara teşekkür eden İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer de, “İzmir tarihi bir kent; Bergama ve Efes’ten sonra İzmir Tarihi Liman Kenti’nin adaylığını hep birlikte pozitif sonuçlandırmak için tüm paydaşlarımızla iş birliği yapmaya hazırız. Panelimizin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Çok Katmanlı Kültürel Miras İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz ise, “İzmir, Akdeniz havzasındaki etkili konumu ile doğu ve batı arasında bir köprü görevi üstlenmektedir. Geçmişten günümüze korunarak ulaşmış arkeolojik, mimari, tarihi ve doğal değerleri bir arada barındıran bu çok katmanlı kültürel miras alanının korunması ve yönetilmesi için çeşitli çalışmalar devam etmektedir. UNESCO dünya Mirası geçici listesine dâhil olduğumuz 2020 yılından bu yana iş birliği içerisinde olduğumuz tüm kurumlara teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından, İzmir İktisat Kongre Merkezinde iki gün boyunca devam edecek; İzmir’in tarih, kültür ve ticaret merkezi olan Kemeraltı bölgesine dair önemli verilerin paylaşılacağı, İzmir Tarihi Liman Kenti Panellerinin alanında önemli birçok bilim insanının yer aldığı oturumlarına geçildi.